Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/668 E. 2021/1391 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/668 Esas
KARAR NO: 2021/1391
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2017
NUMARASI: 2016/186 E. – 2017/895 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin dava dışı keşideci … Ltd Şti ile yapmış olduğu ticaretten dolayı dava konusu 44.000,00 TL bedelli çekin ödeme aracı olarak kendilerine verildiğini, çekin süresi geldiği halde ciranta ve keşideci tarafından oyalanmış olmaları sebebiyle çeki süresinde bankaya ibraz edemediklerini, bu nedenle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, ancak davalı tarafça takibe itirazda bulunulduğunu, TTK 732 md. gereğince keşideci davalının sebepsiz zenginleşmesi sebebiyle yapılan itirazın haksız olduğunu beyan ederek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçeinde; Dava dışı … Ltd Şti. ile gerçekleştirmeyi düşündükleri ticaret nedeniyle çekin düzenlenerek …’e verildiğini, ticaretin gerçekleşmemesi nedeniyle çekin iadesinin istenildiğini ancak bu hususun yerine getirilmediğini, müvekkili davalının çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmesi için ciranta konumunda bulunan dava dışı … Ltd Şti. ile dava konusu çek nedeniyle bir ticaretin gerçekleşmiş olması, bir borcunun doğması gerekirken, aralarında ticari ilişkinin bulunmadığını, çekin bedelsiz olduğunu, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini beyan ederek, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, takip konusu çekin davacı şirket tarafından dava dışı … Firmasına ciro edildiği, çekin karşılıksız çıkması sebebiyle … firması tarafından davacı şirkete iade edildiği, davacı şirketin ciro yoluyla teslim aldığı çeki … Ltd Şti’ye iade ettiği, ek raporda icra takibinin ve davanın açıldığı tarihten sonra takip konusu olan senedin tahsis kaydının yapılmış olarak dava dışı … Ltd Şti cari hesabına alacak kaydedildiği tespit edilmiş ise de, bu kaydın muhasebe ilkelerine aykırı olarak yapıldığı, davacının dava konusu olan çeki haklı hamil sıfatıyla elinde bulundurduğunun anlaşılamadığı, TTK 732 md. uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak keşideciden talepte bulunma hakkının hamile ait olduğu, davacının takip tarihi itibariyle takip konusu olan çekin hamili olduğunu ispat edemediğini, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, dava dışı … Ltd Şti’nin herhangi bir alacağının görünmediği, davalının 15.378,76 TL tutarında borçlu olduğu, bu durumda davalının sebepsiz zenginleşmediği gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava konusu çekin gerek icra takibi aşamasında ve gerekse dava aşamasında elinde bulunduğunu, bu sebeple meşru hamil olduklarını, Bilirkişi tarafından yapılan incelemede; çekin … Ltd Şti’ne iadesine ilişkin olarak sehven yapılan kaydın dava tarihinden sonra 01.11.2016 tarihinde düzeltildiği ve bu şirketin cari hesabına borç kaydedildiğinin tespit edildiğini, bu hususun muhasebe ilkelerine aykırılık teşkil ettiği yönünde bir tespitte bulunulmadığını, kaydın sehven oluşturulduktan sonra düzeltildiğini, kaldı ki bu hususların bir öneminin olmadığını, zira çeki elinde bulundurmaları nedeniyle hamil olduklarını, zaten çeki dava açarken Mahkemeye ibraz ettiklerini ve çekin Mahkeme kasasına alındığını, bu nedenlerle Mahkeme kararının hatalı olduğunu, Ayrıca, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde … Ltd Şti’nin davalıdan alacaklı olmadığı hatta borçlu olduğu görünse de, 2015 yılı defterlerinin usûlüne uygun tutulmadığını, Mahkemece varılan sonucun hukuken hatalı olduğunu, davalının dava dışı şirkete borçlu olup olmamasının önemli olmadığını, davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı; dava dışı … Ltd. Şti. ile yapmış olduğu ticaretten dolayı dava konusu 44.000,00 TL bedelli çekin kendilerine verildiğini, bu çekle ilgili olarak başlatmış oldukları ilamsız icra takibine davalı tarafça haksız itirazda bulunulduğunu iddia etmiş, davalı; dava dışı … Ltd. Şti. ile gerçekleştirmeyi düşündükleri ticaretin gerçekleşmediğini ve bu nedenle çekin iadesini talep ettiklerini, dolayısıyla dava dışı şirkete verdikleri çekin bedelsiz olduğunu, sebepsiz zenginleşmediklerini savunmuş, Mahkemece; dava konusu çekin davacı ticari defter ve kayıtlarına göre, … Ltd. Şti.’ne iade edildiği, iade kaydının dava tarihinden sonra düzeltilmesinin olağan bulunmadığı, davacının çekin hamili olduğunu ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf edilmiştir. Uyuşmazlık, davacının hamil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava ve takip konusu olan çek incelendiğinde; keşidecisinin davalı, lehdarının dava dışı … Ltd Şti., ikinci cirantanın davacı, üçüncü cirantanın … Ltd. Şti., dördüncü cirantanın … A.Ş., beşinci cirantanın … A.Ş. olduğu, son 3 cironun iptal edildiği, çekin arkasında karşılıksız işleminin yapılmadığı görülmüştür. Her ne kadar tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu dosyaya sunulan raporlarda, çekin 06.08.2013 tarihinde davacı şirket tarafından … Ltd Şti.’ne iade edildiği belirtilmiş ve Mahkemece de bu tespite itibarla, davacının yetkili hamil olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı yanca, iade kaydının sehven oluşturulduğu ve kaydın düzeltildiğinin iddia edildiği, bu durumun dosyaya sunulan ek rapor ile sabit olduğu görülmektedir. Davacı çeki, İlk Derece Mahkemesine sunduğu ve çekin 2017/20 numara ile Mahkeme kasasına alındığı, dolayısıyla davacının çeki elinde bulunduran sıfatını taşıdığı sabittir. 6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesindeki yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı Kanun’un 684/1. maddesi uyarınca; ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün hakların devrolunacağı düzenlenmiştir. Anılan kanunî hükümlerden hareketle, çeki muntazam bir ciro zinciriyle elinde bulunduran kişi, meşru hamil sıfatını kazanarak çekten doğan tüm hakları kullanabilecektir. Buna göre, somut olayda davacının çeki elinde bulunduran kişi olarak, çekin hamili olduğu çekteki ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı anlaşılmıştır. Çek bir kambiyo senedidir. Kambiyo senetleri illeten mücerret olup, hamil alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlü olmadığı gibi, somut olay açısından, ticaretin gerçekleşmemesi nedeniyle dava dışı … Ltd. Şti.’ne borçlu olmadığını iddia eden davalının ileri sürdüğü şahsi defi, davacıya karşı ileri sürülemeyecektir. Açıklanan sebeplerle, davacı dava konusu çekin meşru hamili olup, çekten doğan hakları iktisap etmiştir. Mahkemece davacının alacağının hesaplanması gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacının çek tutarı olan 44.000,00 TL yönünden alacaklı olduğu, TTK’nun 732.maddesine göre davalının bu miktar uyarınca sebepsiz zenginleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/11/2017 tarih, 2016/186 E.,2017/895 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3-Davanın kabulüne, Davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin 44.000.00 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranları üzerinden işleyecek faizi ile birlikte devamına, 3-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi gereğince asıl alacak miktarının (44.000,00 TL) %20’si oranında 8.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.005,64 TL karar harcından peşin alınan 470,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 2.535,34 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 470,30 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 124,50 posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.628,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tf’ne göre, 6.520,00 TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 36,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam 121,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021