Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/652 E. 2022/34 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/652
KARAR NO: 2022/34
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2016/291 E. 2017/1259 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; … Bankası Şubesi’ne ait borçlusu (dava dışı) … Ltd. Şti, alacaklısı müvekkili … olan … nolu 21.804,00 TL bedelli çeki kaybettiğini, Anadolu 3. ATM’nin 2015/1201 Esas sayılı ile çek iptal davası açtığını, davalının 22/02/2016 tarihli beyanında 30/11/2015 tarihinden itibaren yasal hamil olduğunu beyan ettiğini, çek davalı şirket uhdesine geçmiş ise de, davalı şirketten herhangi bir mal almadığını, ticari ilişkisinin olmadığını, davalı şirketi de tanımadığını, çekin arkasını yazdırmak için bankaya gittiğini, çekin arkasının ciro edilmesinin söylendiğini, ciro edip bankaya verdiğini, o gün yetişmeyeceğini, ertesi gün gelmesinin söylendiğini, bu arada da çeki kaybettiğini belirterek, davalı şirketten çek bedelinin istirdadını, mümkün olmadığı takdirde çekin müvekkiline iadesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İddianın doğru olmadığını, davacının çeki ciro ederek …’a (… Şti’ne) verdiğini, müvekkili firmanın ise alacağına karşılık çeki 30.11.2015 tarihinde …’dan aldığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olup, dava konusu çekle birlikte 3 adet çeki 04.12.2015 tarihinde … nolu çek teslim tutanağı ile … Bankası Kalamış Şubesi’ne verdiğini, bu durumda davacının 19.02.2016 tarihinden sonra kaybettiğini iddia ettiği çekin gerçekte 04.12.2015 tarihinde … Bankası Kalamış Şubesi yedinde bulunduğunu savunarak davanın reddini ve % 20 tazminata mahkumiyetini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Bankası A.Ş. Hasanpaşa Şubesi, … nolu, … Ltd. Ş.ti tarafından davacı lehine keşide edilen, 19/02/2016 tarihli, 21.804,00 TL meblağlı çeki kaybettiğinden bahisle İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1201 Esas sırasında çekle ilgili zayi nedeniyle iptal davası açıldığı, yargılama süresince çekin davalının elinde olduğu anlaşılması üzerine davacı tarafından çekin iadesi için bu davanın açıldığı, çek istirdatı davasında davacının çekin rızası dışında elinden çıktığının yanı sıra davalının çek iktisabında kötüniyetli yada ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiği, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunmaması, davalının çeki kötü niyetli yada ağır kusurlu olarak iktisap ettiği hususunda tek başına yeterli olmadığı, davalının çeki …’dan aralarındaki ticari ilişkiye istinaden aldığını ileri sürdüğü, incelenen defterlerinde bu hususun kayıt altına alındığı, çekin incelenmesinde, davacı tarafından …’a, … tarafından da davalı şirkete ciro edildiği, çekin davacı tarafından ciro edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalının çeki iktisabında kötü niyetli yada ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine, mahkemece görülmekte olan davada ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden, koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Dava dışı …’ın (…) müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin durumu olmadığını belirtmesi üzerine, borç olarak çek vermesini istediğini, müvekkilinin bankaya gidip dava konusu çeki cirolayarak vermek istediğini, ancak banka işlemlerinin yetişmemesi nedeniyle çeki cirolamaktan vazgeçtiğini, bunun üzerine dava dışı … ile … adamları .. ve …’ın önce çeki çaldıklarını, sonrada müvekkilinin açtığı çek iptal davası sonucu çeke konulan ödemeden muafiyet şerhi nedeniyle davadan vazgeçmesi için müvekkilini darp ettiklerinden, her iki şahıs ve işverenleri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, yargılamanın devam ettiğini, mahkemenin ceza dosyasını getirtmeden ve dava konusu çek için her iki işveren arasındaki haksız iktisap eylemindeki müşterek birliktelik incelenmeden davalı şirketin çeki haksız iktisap etmediğine karar verilmesinin eksik inceleme olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2-Çekin haksız iktisabı konusunda davalı … ile dava dışı … (…) arasında müşterek eylemsel birliktelik olduğundan ve ciro silsilesi sonucu … (…) çeki …’e ciro ettiğinden, ihtiyari dava arkadaşlığı oluşacağından dava dışı … (…)’in davaya dahil edilmesi için süre verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulünü, dava dışı … (…)’in davaya dahil edilmesi için süre verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; … Bankası Hasanpaşa Şubesi’ne ait dava dışı … Ltd. Şti tarafından 19/02/206 tarihinde lehine keşide edilmiş … çek numaralı 21.804.00 TL bedelli çeki kaybettiğinden bahisle iptali için açtığı Anadolu 3. ATM 2015/1201 E sayılı dosyasına, davalının 22/02/2016 tarihinde 30/11/2015 tarihinden itibaren yasal hamil olduğunu beyan ettiğinden, çek davalı şirket uhdesine geçmiş ise de, davalı şirketten herhangi bir mal almadığı, ticari ilişkisi olmadığından bahisle, davalı şirketten çek bedelinin istirdadı, mümkün olmadığı takdirde çekin iadesine ilişkindir. Mahkemece, davalının çeki iktisabında kötü niyetli yada ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine, davada ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş olup karar yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki çek fotokopisinin incelenmesinden; … Bankası Hasanpaşa Şubesi’ne ait .. numaralı hesaptan dava dışı … Ltd. Şti, tarafından 19/02/2016 tarihinde davacı … emrine keşide edilmiş 8030133 çek numaralı 21.804.00 TL bedelli olduğu, ..:- … tarafından, … San. ve Tic. …’a ciro edildiği, …’ın … Ltd. Şti’ne ciro ettiği, … tarafından 19/02/2016 tarihinde … Bankası Kalamış Şubesi’ne ibraz edildiği, ödeme yasağı sebebiyle ödeme yapılmadığının … Bankası’nın 21/03/2016 tarih ve 927/5513304 sayılı yazı cevabından anlaşılmıştır. Davacı tarafın bildirdiği İstanbul Anadolu 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/550 Esas sayılı dosya örneğinden, müştekisi …, şüphelileri …ve … olan 19/02/2016 tarihinde vuku bulduğu iddia edilen ve taraflar arasındaki görülmekte olan davaya konu çekten kaynaklı alacak uyuşmazlığı sebebiyle müştekiye karşı cebir tehdit veya hile kullanılarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, basit yaralama ve tehdit suçunu işlediklerinden bahisle açılmış kamu davası olduğu, yargılamasının devam ettiği tespit edilmiştir. Davacı … 07/02/2017 tarihli oturumda, şüphelileri … yetkilisi … ve…’ın kışkırtığını düşünüyorum şeklinde beyanda bulunarak tanık bildirmiş, tanıklar henüz dinlenmemiştir. Davalının çek iktisabında kötüniyetli yada ağır kusurlu olduğu tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. Dosyaya konu olayın, dava konusu çekten kaynaklı alacağın görüşülmesi sebebiyle gerçekleştiği dosya kapsamı ile sabittir. Şüphelilerin olayı tevilli ikrarları ve davalı tarafça dosyaya delil olarak sunulan telefon görüşmesi çözümleri nazara alındığında, davalı şirket yetkilisinin çeki kabul ettiğinde bedelsiz olduğunu bildiğine ilişkin delil niteliğinde olma ihtimalinin düşünülmemesi ve ceza dosyasında tanıkların dinlenmesinin beklenmemesi eksik inceleme olduğundan, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir. TTK 790. maddesi uyarınca, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır. Çek arkasındaki ciro silsilesi şekli anlamda düzgündür. Çeki kabul edecek kişisinin ciro silsilesinin şekli anlamda düzgünlüğünü kontrol dışında yükümlülüğü yoktur. Çek arkasındaki cirolar nazara alındığında kopukluk olmadığından TTK 790. maddesi uyarınca … Şirketi yasal hamildir. Davacı tarafın çekin veya bedelinin istirdadı davasında bedelsizlik ve çekin elinden rızası hilafına çıktığı, … ve … arasında çekin haksız iktisabı konusunda birlikte hareket ettikleri iddiası mevcuttur. Bedelsizlik def’i şahsi def’i olup, davacı tarafından hukuki ilişki içinde olduğu önceki hamiller dışındaki yasal hamillere karşı ileri sürülemez ve davacı taraf, bu iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. 6102 Sayılı TTK’nın 818/1-e. maddesinin yollaması ile 687. maddesinde “poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” düzenlemesi uyarınca bunun tek istisnası TTK’nın 687. maddesinde belirtilen bile bile borçlu zararına çeki iktisap halidir ve bu iddia Yargıtay 11. HD’nin 11/11/2020 Tarihli 2020/4825-4971 E ve K sayılı kararı uyarınca tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. Davacı taraf yargılama aşamasında, … ve …’in çekin haksız iktisabı konusunda birlikte hareket ettikleri iddiası mevcut olmadığından, HMK 357/1. maddesinin son cümlesi uyarınca istinaf aşamasında ileri sürülemez ise de, davacı dava dilekçesi ile tanık deliline dayanmış, 21/03/2016 tarihinde yasal süresi içinde tanıklarını bildirmesine rağmen mahkemece tanık dinletme talebi konusunda karar verilmemiştir. Davacı tarafın iddiası gibi, davalının, TTK 687. maddesinde belirtildiği şekilde, dava konusu çeki, bedelsiz olduğunu bildiği halde davacının zararına hareket ederek …’dan iktisap ettiği yönündeki savunma Yargıtay 11. HD’nin 11/11/2020 Tarihli 2020/4825-4971 E ve K sayılı kararı uyarınca tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğinden, tanık dinletme talebi konusunda karar verilmemesi usule aykırı olduğundan, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 2- Dava çekin veya bedelinin istirdadına ilişkin olup, davanın çeki elinde bulunduran veya bedelini tahsil edene karşı açılması gerektiğinden, çekin … tarafından 19/02/2016 tarihinde … Bankası Kalamış Şubesi’ne ibraz edildiği, … Bankası’nın 21/03/2016 tarih ve 927/5513304 sayılı yazı cevabından anlaşıldığından, …’a (…) husumet düşmeyeceği gibi, davacı tarafın ilk derece yargılamasında, … ve …’in çekin haksız iktisabı konusunda birlikte hareket ettikleri iddiası mevcut olmadığından, HMK 357/1 maddesi gereği davacı vekilinin istinaf aşamasında birlikte hareket ettiklerinden bahisle dahili dava talebinde bulunamayacağından reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı tarafın istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarih ve 2016/291 E. 2017/1259 K. Sayılı Kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/01/2022