Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/650 E. 2021/1435 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/650 Esas
KARAR NO: 2021/1435
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2018
NUMARASI: 2016/682 E. – 2018/83 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf, müvekkilinden icra dosyasında cari hesap ekstresinde işaret edilen ticari emtiaları aldığını, bedelini ödemediğini, davalı tarafça bir ödeme yapılmaması üzerine aleyhinde mezhur icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı taraf takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu ileri sürerek, davanın kabulüne, takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak kaydı ile hesaplanacak inkar tazminatı ile tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, müvekkili şirket ile … isimli kişi aracılığıyla temas kurduğunu, … davacının temsilcisi olduğunu, müvekkili şirket ile üzerinden iletişim kurmakta, sevk ve ödeme işlemlerinde davacının temsilcisi ile görüştüğünü, müvekkili şirket davacı tarafa kestiği fatura ve sevk irsaliyelerini de … imzası ile gönderdiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında da mail ortamında yazışmalar yapılarak borcun olmadığına dair bilgiler verildiğini ileri sürerek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi yapması ve dava açması sebebiyle % 20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama, harç ve giderleri ile birlikte vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; “Dava yazılı yargılama usulüne tabi itirazın iptali davasıdır. Davalı borca itiraz etmiştir. Yanlar arasında ticari ilişki olduğu tarafların kabulündedir, ihtilaf davalının davacı şirket yetkilisi sıfatıyla … aracılığı ile yaptığı bir kısım ödeme hususundadır. 11/12/2017 tarihli oturumda dinlenen tanık … davalının siparişini davacıya götürdüğünü, 2 ay boyunca taraflar arasındaki ticari ilişki de aracılık yaptığını, ancak davacının % 2 komisyonunu ödememesi üzerine ayrıldığını, davalının iade faturasına konu teslimi kendisinin yaptığını, davacı firmanın muhasebecisine bizzat teslim ettiğini belirtmiştir. Alınan 12/7/2017 tarihli bilirkişi raporunda tarafların defter ve belgelerinin delil niteliği taşıdığı, … ve … nolu iade faturalarının … tarafından teslim alındığı, bu faturaların davacı yan kayıtlarında bulunmadığı, …’nın tesliminin mahkemece kabulü halinde davacının 9.96 TL aksi halde ise 9.067,87.TL alacağı olduğu belirtilmiştir. Tüm dosya içeriğinden yanlar arasında ticari ilişki olduğu, davacının davalıya kestiği 2 adet faturanın iadei tabi tutulduğu, davalı yanın bu iade faturalarına bir dönem her iki tarafın aracılığını yapan … tarafından yapıldığı; her ne kadar bu iade faturaları davacı defterlerinde yer almasa da tanıkla teslim olgusu sabit sayıldığından ve bu tanığın iki ay boyunca her iki taraf için işlem yapmaya yetkili olduğunun kabulü ile iade faturalarının davacıya teslim edildiğinin kabulü gerekmiş bu nedenle bilirkişinin 12/7/2017 tarihli raporundaki seçeneğe itibar edilmiştir. Bu durumda davacı yanın davalıdan sadece 9.96.TL alacağının bulunduğu anlaşılmış, bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulü gerekmiş, alacak tutarı ihtilafın niteliği gözetilerek icra inkar tazminatına , kötü niyet tazminatına yer olmamış” şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi hesaplama yaparak davalı tarafça düzenlenen iade faturalarının müvekkil defterlerinde işlenmemiş olduğunun belirtildiğini, ancak davalı tarafın tanık olarak dinlettiği ve taraflarla ne fiili ne de sözleşmesel bir ilişkisi olmayan bir üçüncü şahısa faturaların teslim edildiğinden bahisle davanın kısmen ama büyük oranda reddi şeklinde hüküm tesis edildiğini, HMK nın ticari davalarda tanık dinletilmesine ilişkin ilkeleri ve bilhassa senetle ispat rejimi konusunda tartışma olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2002/13-875 E. ve 2002/885 K sayılı kararında da teslimin tanıkla ispat edilemeyeceği noktasında olduğunun belirtildiğini, satış bedeli itibarıyla teslim savunmasının yazılı delille ispatı gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakatlerinin de olmadığını kararın bu nedenle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, fatura ve açık hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davada uyuşmazlık konusu olan ve öncelikle çözümlenmesi gereken husus, iade faturasına ilişkin kayıtların davacı defterlerinde bulunmaması nedeniyle, öncelikle ispat yükünün hangi tarafa ait olduğunun tespit edilmesi gereklidir. Bilindiği üzere ispat hakkı, yargılamanın temeli olup adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olduğundan yasalarımızda düzenlenmiştir. İspatın konusu, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan, tarafların anlaşamadığı ve çekişmeli olan vakıalardır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş olan vakıalar ise, çekişmeli olmadığından ispat konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” Somut olayda ispat yükü davalıda olup, davalının, dava konusu malları iade edip, davacıya teslim ettiğini yasal delillerle ispat etmesi gereklidir. 6100 sayılı HMK’nın 200/1. maddesi gereğince, miktar ve değeri 2.500,00 TL’nin üzerinde olan hukuki işlemlerin senetle ispat olunması gerektiğinden, taraflar arasındaki satım akdinin ve bu akdin konusu olan satılanın davacı satıcıya iade edilerek teslim edildiğinin de senetle ispatı gereklidir. Dava konusu hukuki işlemin miktarı itibariyle olayda tanık dinlenemez. Olayda tanık dinlenemeyeceğinden, mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, …’nın şirket çalışanı olmayıp, malı teslim almaya yetkili kişi olmadığı da sabit olup, teslim hususunun da kanıtlanamadığının kabulü gerektiğinden, davalı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen fatura, akdi ilişkiyi ispat etmek için yeterli olmadığı gibi, faturanın davacıya tebliğ edilmiş olması da sonuca etkili değildir. Açıklanan hususlar gereğince davalı, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece, davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Açıklanan sebeplerle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2018 tarih, 2016/682 E. 2018/83 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021