Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/648 E. 2021/1381 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/648
KARAR NO: 2021/1381
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2015/148 E. – 2017/750 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkili hakkında İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/562 D.İş, 2013/557 Karar sayılı 25/12/2013 tarihli kararı ile ihtiyati haciz kararı alarak, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile de kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, ancak davalı şirketin müvekkilinin imzasını taşımayan çek hakkında ihtiyati haciz kararı alarak ica takibi başlattığını, müvekkilinin menkul ve gayrimenkulleri üzerinde haciz konulduğunu, davalı şirketin sözde alacağının tahsili için müvekkilinin tüm ev eşyalarının haksız ve hukuka aykırı olarak muhafaza altına alndığını ve müvekkili ve ailesinin boş ve eşyasız evlerinde günlerce yaşamak zorunda kaldıklarını, zaruri bazı ev eşyalaranı komşularından eş ve dostlarından temin ederek yaşamaya başladıklarını, davalı yanın müvekkili hakkında başlatmış odlduğu haksız icra takibi neticesinde müvekkilinin menkul ve gayrimenkullare haczedildiğini, menkullarenin muhafaza altına alındığını halen yediemin deposunda olduğunu ve değer kaybettiğini, bu haciz baskısı altında müvekkilinin icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına haciz baskısı nedeni ile müvekkili tarafından 28/02/2014 tarihinde 17.450,00 TL para yatırdığını, müvekkilinin borcu olmayan bir parayı haciz baskısı nedeni ile ödemek zorunda kaldığını, takibe ve ihtiyati hacze dayanak çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/61 Esassayılı dosyası ile takibe dayanak çek üzerinde ki imzaya taraflarınca itiraz edildiğini, yargılama sonucunda imzaya itirazlarının mahkemece kabul edildiğini ve icra takibinin müvekkili adına durdurulduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinden tahsil edilen 17.450,00 TL’nin davalıdan tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek, icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafları aleyhine açılan davayı kesinlikle kabul etmemekle birlikte davacı tarfın dava değerini de yanlış gösterdiğini, taraflarınca icra dairesinden çekilen paranın 15.978,00 Tl olduğunu, icraya yatırılan paraların müdürlük tarafından bir takım harçlar kesildikten sonra kalan kısmı üzerinden alacaklıya ödendiğini, bu hususun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından görüldüğünü, davacının haklılığını ispat etmesi için istirdat davası açması gerektiğini, davacı tarafın taraflarından ilamsız takip yoluyla paranın iadesini hukuki yönden mümkün olmadığını, bunun için davacının genel mahkemede istirdat davası açması gerektiğini, müvekkilinin yasanın üzerine yüklediği tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davaya konu çekin hukuka uygun olarak faktoring sözleşmesi ile çekin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralan iyi niyetli meşru hamil konumundaki 3. kişi olduğunu, müvekkilinin bir faktoring firması olduğunu ve taraflarınca alacaklı olarak bulundukları çeki faktoring işlemi neticesinde … Ltd. Şti’nin yetkililerinden faktoring sözleşmesi ile devralındığını, taraflarında alacağı teşvik eden belge niteliğinden bulunan, çekin alımına sebep olan faturanın mevcut olduğunu, bütün bunlarla birlikte anılan çeke ilişkin bordo ve alacak bildirim fonunun da mevcut olduğunu, davacının imza itirazının kabulüne yönelik davanın henüz kesinleşmemiş ve dosyanın Yargıtay’da olduğunu, davacının iddia ettiği alacağının tahsili için ilamsız takip yoluna başvurmasının hukuki yönden yasal olmadığını beyan ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, icra takibine konu çek altındaki imzanın davacıya ait olmadığının İcra hukuk Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumundan gelen raporla sabit olduğu, davacının bu nedenle haciz tehdidi altında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldığı 17.450-TL’yi istemeye hakkı olduğu, bu kapsamda İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, işlemiş faiz yönünden ise davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği, bu nedenle davacının işlemiş faiz isteyemeyeceği gerekçesiyle, asıl alacak yönünden davanın kabulüne, işlemiş faiz yönünden davanın reddine, neticeten davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalının istanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının, 17.450,00-TL asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, kabul edilen değer üzerinden hesaplanan 3.490,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine”, karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme dosyasına davacı …’ın imzasının bulunduğu faktoring sözleşmesi aslının sunulduğunu, faktoring Sözleşmesindeki davacı imzası ile davacının mukayese imza örneklerinin karşılaştırılması ve aynı olup olmadığının incelenmesinin istendiğini, çünkü davaya konu çekin faktoring işlemi sonucunda faktoring sözleşmesi ile devralındığını, çekteki imza davacıya ait olsa da olmasa da faktoring sözleşmesi ile davacının zaten borç altına girdiğini, Davacı imzası ile faktoring sözleşmesindeki imzanın tamamen aynı olduğunu, bu sebeple yerel Mahkemeden, davacının bizzat Mahkemeye hitaben attığı imzalar ile faktoring sözleşmesindeki imzanın karşılaştırılmasını ve bu yönde rapor oluşturulmasını talep ettiklerini, fakat Mahkemece bu talebin hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, Davacının öncelikle genel mahkemede istirdat davası açması gerektiğini, İcra İflas Kanunun 72. maddesinde, borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceğinin düzenlendiğini, Ayrıca, Mahkemece 17.450,00 TL. yönünden takibin devamına karar verildiğini, icra dairesinden kendilerince çekilen paranın harçlar kesildikten sonra 15.978.00 TL olduğunu, bu yüzden kendilerine 15.978,00 TL. ödenmiş olmasına rağmen sanki 17.450.00 TL ödenmiş gibi karar oluşturulmasının da hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 21.300,00 TL bedelli çek sebebiyle davalı tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibi kapsamında, davacı tarafça haciz baskısı altında haksız yere ödendiği iddia edilen paranın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı, kendisi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine konu çek altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, buna rağmen haciz baskısı altında borcu ödemek zorunda kaldığını iddia etmiş, ödediği paranın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmıştır. Gerek İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/61 Esas sayılı dosyasında takibe konu çek ile ilgili olarak imzaya itirazda bulunulması üzerine düzenlenen 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporu ve gerekse eldeki dosyaya sunulan 18.11.2016 tarihli Adli Tıp Kurumundan gelen rapora göre, çek üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, raporlarda mukayeseye esas yeterli sayıdaki belgelerin, tarih olarak çekin keşide tarihine yakın olduğu, eldeki davada talep edilen alacağın dayanağının … Bankasına Maltepe şubesine ait … no’lu, 28.11.2013 tarihli, 21.300,00 TL bedelli çek olduğu ve davacı tarafça bu çek üzerindeki imzanın sahteliğinin ileri sürüldüğü, dolayısıyla faktoring sözleşmesinin mukayese belge olarak incelenmesi gerektiğine yönelik davalı istinaf sebebinin yerinde olmadığı, diğer yandan her ne kadar davacının istirdat davası açması gerektiği ileri sürülmüş ise de, İİK’nun 72.maddesi hükmüne göre davacının bu yönde bir zorunluluğunun bulunmadığı, istirdat davası açmayan borçlunun, genel hükümlere göre açacağı bir dava ile zamanaşımı süresi içerisinde her zaman alacak talebinde bulunabileceği, eldeki dava açısından davacının hukuki yararının bulunduğu, ayrıca, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödediği miktarın 17.450,00 TL olması ve talep edilen miktarın belirtilen miktarı geçmiyor olması hususları dikkate alındığında, icra dairesinde harçlar kesildikten sonra davalı eline geçen paranın daha az bir miktar olduğu yönündeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı, açıklanan nedenlerle davalının ileri sürdüğü tüm istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2017 tarih ve 2015/148 E., 2017/750 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.192,01 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 298,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 894,01 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021