Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/646 E. 2021/1434 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/646
KARAR NO: 2021/1434
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI: 2016/184 E. – 2017/260 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Müvekkiller adına tescilli “…” markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan, tamamen kötü niyetli olarak tescil edilmiş bulunan ve müvekkili şirketin marka tescil kapsamında bulunan aynı ve benzer mal ve hizmetler için Türk Patent Enstitüsü nezdinde davalı adına kayıtlı, … sayılı … ibareli markanın 21.sınıfta yer alan “Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri, kap kacak. Ev hayvanları için kafesler ve malzemeler, evlerde kullanılan bitki ve hayvan yetiştirme yerleri (akvaryumlar, vivaryumlar, terraryumlar). Fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek yakalayıcılar, sinek raketleri, tuvalet taşı delikleri için kapaklar (sinek ve haşeratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar dahil). Püskürtmeli hortum başlıkları, sulama süzgeçleri için başlıklar, sulama aletleri, bahçe sulama süzgeçleri, musluklara takılan uçlar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan).” açısından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, 556 Sayılı KHK madde 66/c’ye göre “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre,” müvekkilin yoksun kaldığı kazancın hesaplanarak fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile her bir davalıdan şimdilik 5.000’er TL maddi tazminatın dava açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi 10.000’ar TL manevi tazminatın dava açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi dava ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı aleyhine verilecek kararın masrafları davalı tarafından karşılanmak kaydıyla Türkiye genelinde tirajı en yüksek 3 gazetede ilan yolu ile duyurulmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu firmanın iddia ettiği “…” markasının iltibas oluşturacak şekilde taklit edilmesi ve firmaya büyük bir zarar oluşması için malın piyasada satılması ve aynı amblem ve marka nezdinde basılması gerektiğini, ancak kolayca bir şekilde taklit olmadığının benzerlik oluşmadığının ortada olduğunu, her ne kadar iddia edilen “…” ambleminin kutuları içende satışa sunulduğu belirtilse bile kutuların içinde herhangi mutfak eşyaları bulunmadığını ve piyasaya sunulmadığını, davacı firmanın herhangi bir maddi kaybı olmadığını, müvekkilinin kutularda değişiklik görünce kutularda basımını durdurduğunu ve piyasa sunmadığını, ayrıca müvekkilinin vergi mükellefi olmadığını, seyyar satıcılık işiyle uğraştığını, davanın reddini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Maddi tazminat istemine ilişkin olarak Kayseri ve Şanlıurfa mahkemelerine talimat yazılmış davalı taraflara çıkarılan kayıtlar ibraz edilmediğinden bilirkişi incelemesi yapılamamış, davalı tarafların kullanımı usulüne uygun tebligata rağmen defter ve kayıtları ibraz edilmediğinden davalı taraflar defter ve belge ibraz etmekten kaçınmış sayılmış, davacı iddialarının talep ile bağlı kalınarak mali yönden kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda davacı tarafa ait … ve yıldızdan oluşan şekil markası ile davalı tarafa ait … ibareli yıldızlı şekil markası dikkate alındığında her iki ibareli sözcükler dikkate alındığında davacı tarafın … ibaresi baş tacı anlamında olup … ibaresi ile kolayca açılabilin anlam ifade eder şekilde olup markalardaki yıldız şekilleri çok sayıda markada kullanılan bilindik işaret niteliğinde olup ortalama tüketici nezdinde … ve … ibareleri farklı anlamsal ve kavramsal olarak ayırt edici nitelikte olduğundan markaların bir bütün halinde değerlendirildiğinde karıştırılma ihtimali bulunmadığından hükümsüzlük talebi yerinde olmadığından bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür. Markaya tecavüzün tespiti men’i yönünden dava tarihinde yürürlükte bulunan markalar hakkındaki KHK nın 61 md ve KHK nin 9 md. ne yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzün engelleme hakkı bulunmaktadır. Somut olayda; davalı taraflardan … firmasının iş yerinde yapılan delil tespitindeki üretime hazır hale getirilen ambalaj kutularında davalı …’ya ait … markasınnı kullanılmayıp davacı tarafa ait … esas unsurlu markaya benzer şeklide … ibareli markanın kullanıldığı söz konusu kullanımın ortalama tüketici nezdinde davacı markası ile ilişkilendirilme ve karıştırılma bağlantı kurulma ihtimali olup her ne kadar davalı taraf ürünlerin piyasaya sürülmediğini beyan etmiş ise de,söz konusu kutuların hali hazır durumları itibariyle daha önceden de üretim yapılıp satışa sunulduğu imajı verildiğinden bu şekildeki kullanımın davacı markasına yönelik tecavüz olduğunun tespitine, yine ticari dürüstlüğe aykırı şeklide başkasına ait markayı benzer şekilde kullanmak haksız rekabet olduğundan haksız rekabetin tespiti ve menine kullanımın engellenmesine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür. Marka hakkına tecavüzden dolayı markalar kanunu 62/1-b maddesine göre , marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi maddi zararın tazminini isteyebileceğini belirtmiş olup yine 64 maddede marka sahibinin izni olmaksızın ,marka taklit edilerek üretilen ürünün üreten satan dağıtan ve başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar için ithal eden ve ticari amaçla elinde bulunduran kişi hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Marka sahibi 66. madde gereği zararın tazminini isteyebilir. Burada üç türlü zararın tazmini söz konusu olup 1-marka sahibinin uğradığı kazanç kaybı, 2-markayı kullananın kullanma yolu ile elde ettiği kazanç,3-lisans yolu ile marka sahibinin elde edeceği kazanca göre ,tazminat seçimlik hakkı olup davacı taraf lisans bedeline yönelik tazminat talebinde bulunmuş ise de davalı tarafların talimat mahkemesine yazılan talimata göre defter ve kayıtları ibraz etmediklerinden sunulan kayıt ve belge elde edilemediğinden davacı tarafın talebi markanın değer ve niteliği dikkate alınarak ele geçen kullanım miktarı da dikkate alınarak ve daha önce üretim yapıldığı kanaati de dikkate alınarak her bir davalıdan 5.000 TL maddi tazminatın tahsili davacı tarafa ödenmesine, yine davalıların davacıya ait markayı benzer şekilde kullanmak suretiyle davacı markasının tanınmışlığı davalıların izinsiz olarak bundan istifade etmeleri dikkate alındığında her bir davalıdan 7.500,00 TL manevi tazminatın tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Markalaşmaya önem veren müvekkili firmanın … markasını da züccaciye sektöründe bilinen ve tercih edilen bir marka haline getirdiğini ve Türk Patent Enstitüsünde tescilli … ibareli birçok markasının bulunduğunu, davalı …’ya ait … no’lu markanın kötü niyetli olarak tescil ettirildiğini, nitekim, mezkur markanın tescil edildiğinden farklı şekilde kullanılmakta olduğu için markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, markanın tescil edildiğinden farklı şekilde, müvekkil markalarına benzetilerek halkı yanıltacak şekilde kullanılmakta olduğunun değişik iş dosyasında yapılan tespit ile de sabit olduğunu, davalı markasının düz yazı ile tescilli iken davalı tarafın … ibaresini farklı bir şekilde ayrı olarak yazdığını ve … ibaresini kırmızı puntolarla müvekkili markasındaki gibi kullandığını, kullanıma bakıldığında … ibaresinin ne olduğunun anlaşılamadığını, ön planda … ibaresinin olduğunu, markanın … olarak anlaşıldığını, ayrıca bu kullanım müvekkilin markalarının tanınmış olduğu 21. sınıfta yer alan emtialara ilişkin olduğunu, davalı yanın cataç markasını sırf müvekkilin markalarına benzetmek ve tüketiciler nezdinde iltibas yaratması gayesiyle kötü niyetle tescil ettirdiğinin aşikar olması nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu ve MK’nun 2. maddesi hükmünün uygulanması suretiyle dava konusu markanın hükümsüz kılınmasına karar verilmesi gerektiğini, -Davalı yana ait marka ile müvekkili şirkete ait markalar görsel, işitsel bakımından birbirine benzemekte ve mezkur markanın müvekkil markalarının tescilli ve tanınmış olduğu 21. sınıfa ilişkin emtialarda tescilli olduğunu, yüksek mahkeme kararlarında markanın, bir başka markanın içinde kullanılmasının karıştırılma ihtimalinin varlığı olarak kabul edildiğini, … ibaresinde yer alan … ibaresinin anlamı olmayıp, markada direk … ibaresinin dikkat çekecek olduğunu, davaya konu markada işitsel olarak kulakta kalan intibanın … ibaresi olduğunu, işitsel olarak da birbirine benzeyen davalıya ait markanın müvekkil markaları ile benzerlik teşkil ettiğinin tartışmasız olduğunu, müvekkiline ait markanın esas unsurunun aynısının davaya konu markada birebir yer aldığını, davaya konu markanın 21. sınıfta müvekkili markaları ile aynı sınıfta ve aynı emtialarda tescilli olduğunu, markanın kötü niyet dışında iltibas sebebiyle de hükümsüz kılınması gerektiğini hükümsüzlük yönünden davanın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Marka hakkının ihlalinden söz edebilmek için, iltibas tehlikesi gerekli ve yeterlidir. Bu ihtimalin gerçekleşebilir olması önemlidir. Bunun tespitinde ortalama alıcılar dikkate alınacaktır. 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 42. maddeleri uyarınca hükümsüzlük davası açılabilmesi için, davacı markasının tescilli olması gerekli ve yeterlidir. Öte yandan, hükümsüzlüğü istenen markanın sicilde tescil olunduğu işaretin iltibasa yol açıp açmadığı hususu dikkate alınacağından; dava konusu marka yerine başka bir markanın fiilen kullanılıp kullanılmadığı hususunun hükümsüzlük dairesi bakımından bir önemi de bulunmamaktadır. Hükümsüzlük incelemesinde de, markaların TPE sicilinde tescil edildiği şekli ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Bu nedenle davacının kötü niyetli kullanım, davalının markasını tescilli şekli ile kullanmadığı gerekçesi ile hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf istemi yerinde değildir. Davacının bu yöndeki isteminin Mahkemece haksız rekabet kapsamında değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Davacı … ve davalı … markaları arasında sesçil olarak benzerlik bulunuyorsa da, davacıların markasının ve davalı markasının kullanımının incelenmesi neticesinde harflerin renkleri, “… ” ibaresinin … ile birlikte yazılması, harflerin fontu itibariyle görsel benzerliğin bulunmadığı, kavramsal ve görsel farklılık nedeniyle markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından aynı/benzer algılanma ihtimalinin bulunmadığı, davalı markasının davacı markasının içinde barındırmasından bahsedilemeyeceği, okunuşları ve kattıkları anlam itibariyle benzerlik için yeterli düzeyde bulunmadığı, markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerektiği, davalının “…” ibareli başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davalının 21. Sınıfta tescilli … markası ile ile davacının “…” esas ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarih ve 2016/184 E., 2017/260 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021