Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/641 E. 2021/1637 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/641
KARAR NO: 2021/1637
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 29/11/2017
NUMARASI: 2016/87 E. 2017/384 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Söz. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu … A.Ş hakkında İstanbul … icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 21/03/2006 tarihli sözleşme ve faturalardan kaynaklanan 19.330,92 TL ana para ve 17.158,83 TL faizin tahsiline ilişkin 07/10/2015 tarihinde ilamsız takip başlatıldığını, borçlu şirket vekilinin 16/12/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun tamamı ve ferilerine işlemiş faiz dahil itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, itirazın iptali ile alacağın %20 sinden aşağı olmamamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türkiye genelinde yayın yapan köklü bir radyo şirketi olduğunu, MSG repertuarının müvekkili şirket tarafından kullanılması için taraflar arasında 21/03/2006 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi akdedildiğini, imzalandığı tarihten 2013 yılında müvekkili şirketin faaliyetlerinin son bulmasına kadar sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, 2013 ve 2014 yılına ait iki adet fatura için icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin belirtilen yıllarda faaliyetlerine son verilmiş olması nedeniyle borcunun olmadığını, icra takibine haklı olarak itiraz ettiklerini, RTÜK kararları gereğince 2013 yılında yayın faaliyetlerini tamamen durduran davalının taraflar arasında yapılan sözleşmenin 2. Fıkrasında ” Ayrıca MSG’nin yada yayın kuruluşu’nun faaliyetinin sona ermesi, acze düşmesi, tasfiyesi, iflası ya da sözleşmenin 1. maddesinde yazılı taraflardan birinin değişmesi halinde sözleşme kendiliğinden son bulur” hükmü gereği borcu bulunmadığını, şirketin faaliyetinin sona ermesi şifahen ve iadeli taahhütlü mektupla da 10/12/2014 tarihinde yazılı olarak davacıya bildirildiğini belirterek haksız davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davanın, davacı MSG birliğinin davalı … ile yaptığı sözleşme şartları uyarınca meydana gelen alacağının tahsili için davalı şirkete İst. … icra Md. nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığı, davalı tarafın itirazı üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu, Davacı Meslek kuruluşu ile davalı şirketin 21/03/2006 tarihinde aralarında Müzik Eserleri Yayın izin Sözleşmesi (radyo-televizyon) yaparak aralarında ticari ilişki doğduğu, RTÜK tarafından gönderilen cevabi yazıda davalının yayının durdurulduğuna dair kesin bir bilgi bulunmadığı, aradaki lisans sözleşmesinin 01/01/2006 ve 31/12/2016 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı, Sözleşme süresinin yenilenmesine ilişkin 11. maddede “taraflardan her biri sözleşmenin bitimi tarihinden en geç bir ay evvel, sözleşmeyi feshettiğini bildirmemesi halinde, sözleşme aynı şartlarla ve MSG tarafından ilan edilecek tarifelerle yıldan yıla yenilerek devam eder.” denildiği bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin yenilerek devam ettiği, söz konusu düzenleme gereği davalının MSG’ye ödemesi gereken mali hak bedelinin faturada gösterildiği, bu faturaların, 14/11/2013 tarihli … seri no.lu 15.306,92 TL bedelli faturadan 3.107,11 TL, 24/05/2014 Tarihli … seri no.lu 16.223,81 TL bedelli fatura alacağı üzere, davalı şirketten toplam 19.330,92 TL asıl alacağı bulunduğu, sözleşmenin “Mali Şartlar “başlıklı 4/c bendi uyarınca; “Yayıncı kuruluşun ödemesi gereken mali hak bedellerini sözleşmede belirtilen vadelerde ödenmediği takdirde, TL için aylık %8 temerrüt faizi ödeyecektir.” şeklindeki düzenleme sebebiyle aylık %8 temerrüt faizi işletildiği, Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli kök ve ek rapor kapsamında davanın kısmen kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 19.330,92 TL asıl alacak, 4.370,72 TL işlemiş faiz toplamı olan 23.701,64 TL üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine, likit olan fatura alacağından dolayı alacağın %20’si 3.866,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin FESİH başlıklı 12. maddesinin 2. fıkrasındaki ” Ayrıca MSG’nin ya da yayın kuruluşu’nun faaliyetinin sona ermesi, acze düşmesi, tasfiyesi, iflası ya da sözleşmenin 1. maddesinde yazılı taraflardan birinin değişmesi halinde sözleşme kendiliğinden son bulur.” hükmü ve müvekkili şirketin RTÜK kararı gereğince 2013 yılında faaliyetlerine son verilmesi nedeniyle 12. madde gereğince taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini ve RTÜK tarafından müvekkili şirkete gönderilen yazıları, kapatma tutanaklarını mahkemeye sunduklarını, mahkemeden savunmalarının temeli olan bu hususların, sundukları evraklar dışında taleplerinin doğruluğunu ortaya koymak adına RTÜK’e ilgili müzekkerelerin yazılmasını ve cevaplar doğrultusunda yargılama yapılmasını talep ettikleri halde, gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik incelemeye dayalı hatalı karar verildiğini, yayının durdurulmasına ilişkin kesin bilgi bulunmadığı bir an kabul edilse bile mahkemenin bu hususu açıklığa kavuşturması gerektiğini, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan eksik bilgi ve belgeler doğrultusunda ve sunulan belgeler hiç incelenmeden usul ve yasaya aykırı olarak karar verildiğini, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının savunmaları doğrultusunda geçerliliğini de kabul etmediklerini, müvekkili şirketin faaliyetlerinin durdurulmasından dolayı sözleşmenin kendiliğinden fesih olunduğundan, ana ilişkinin temelden bittiğini, karşı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığını, bu nedenle kendi lehlerine delil olarak kullanılamayacak olan ticari defterler doğrultusunda hüküm kurulduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin fesih ile ilgili olan 12. maddesi adeta görmezden gelinerek, sözleşmenin 11. maddesi gereğince sözleşmenin taraflar arasında halen devam ettiğinin belirtildiğini, 12. maddedeki fesih olgusu tam olarak incelenmeden ve değerlendirilmeden 11. madde gerekçe gösterilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2- Mahkemenin davayı kısmen kabul edip, alacağın likit olduğundan bahisle müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmettiği halde reddedilen miktar için müvekkili lehine herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmediğini, müvekkili aleyhine verilen icra inkar tazminatı kararı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti kararlarının yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının tamamen kaldırılıp talepleri doğrultusunda davanın reddine, davacı taraf haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davayı ikame ettiğinden %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; Davalı borçlu … A.Ş ile aralarındaki21/03/2006 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi uyarınca 19.330,92 TL ana para ve 17.158,83 TL faizin tahsiline ilişkin olarak hakkında başlatılan İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yapılan borcun tamamı ve ferilerine, işlemiş faize yapılan itirazın haksız olduğundan bahisle itirazın iptali ile alacağın %20 sinden aşağı olmamamak üzere icra inkar tazminatına ilişkindir. Mahkemece; Lisans sözleşmesinin 01/01/2006 ve 31/12/2016 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı, sözleşmenin 11. maddesindeki düzenleme nedeniyla taraflar arasındaki sözleşmenin yenilerek devam ettiği, davacı tarafın 14/11/2013 tarihli … seri no.lu 15.306,92 TL bedelli faturadan 3.107,11 TL, 24/05/2014 Tarihli … seri no.lu 16.223,81 TL bedelli fatura ki toplam 19.330,92 TL asıl alacağı bulunduğu, sözleşmenin 4/c bendi uyarınca aylık %8 temerrüt faizi işletilerek bulunan 4.370,72 TL işlemiş faiz itirazının yerinde olmadığı, alacak, likit , belirlenebilir nitelikte olması sebebiyle İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 19.330,92 TL asıl alacak, 4.370,72 TL işlemiş faiz toplamı olan 23.701,64 TL üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacağın %20’si 3.866,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. 1-HMK 222.maddesi uyarınca ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için; kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulması, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olması, defter ve kayıtların birbirini doğrulaması yanında diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtların aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmaması gerekir. Dosya üzerinden defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı MSG’nin 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defter tasdiklerinin ilgili yasalara uygun ve zamanında yaptırıldığı, adı geçen ticari defterlerin kayıtlarının VUK ve Muhasebe standartlarına uygun olarak yapıldığı, kayıtların bir birleriyle örtüştüğü kayıtlar üzerinde kazıntı silinti bulunmadığı, davalı tarafça defterler incelemeye sunularak yada belge ibraz edilerek davacı defterlerinin aksinin kanıtlanmadığı tespit edildiğinden, bu hali ile davacı meslek birliğine ait ticari defterlerin HMK 222.maddesindeki koşulları taşıdığından, sahibi lehine delil niteliğini haiz olduğu tespit edildiğinden, davalı vekilinin defterlerin delil niteliğine haiz olmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Taraflar arasında 26/05/2005 tarihinde Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 21/03/2006 tarihinde yenilendiği, yenilenen sözleşmenin 11.maddesinde; sözleşme süresinin 01/01/206-31/12/2006 tarihlerini kapsadığı, taraflardan birinin sözleşmenin bitiminden en geç bir ay önce fesih bildiriminde bulunmadığı taktirde aynı şartlarla MSG’nin ilan edeceği tarifelerle devam edeceği, 12/2.maddesinde; MSG’nin yada yayın kuruluşunun faaliyetinin sona ermesi, acze düşmesi, tasfiyesi, iflası yada sözleşmenin 1. maddesinde yazılı taraflardan birinin değişmesi halinde sözleşmenin kendiliğinden son bulacağının hüküm altına alındığı tespit edilmiştir. Dosya içerisinde fotokopileri mevcut Radyo ve Televizyon Üst Kurulu İzin ve Tahsisler Dairesi’nin 26/12/2013 tarih ve 017470 sayılı 19/09/2013 tarih ve 013195 sayılı yazıları ile Denizli, Manisa ve Aydın illerinde yayın yapan …, 22/11/2102 tarihli yazı ile Bursa, Kocaeli ve Hatay ilinde … adı ile yayın yapan … A.Ş.’ni ait yayınların durdurulmasına karar verilerek mühürlendiği, davalı tarafça yayınlarının durdurulduğunun, sözleşmenin 12/2. maddesi uyarınca sözleşmenin kendiliğinden son bulduğunun bildirildiği iadeli taahhütlü mektubun, 10/12/2014 tarihinde davacı meslek birliğine teslim edildiği tespit edilmiştir. 01/01/2/13-31/12/2013 dönemi için tanzim edilmiş 14/11/2013 tarihli … seri numaralı 15.306,92 TL tutarlı fatura ile 01/01/2014-31/12/2014 dönemine ilişkin 24/05/2014 tarih ve … seri numaralı 16.223,81 TL tutarlı faturalar takibe dayanak yapılmış olup, her iki faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, itiraz edilmediğinden muhteviyatlarının kesinleştiği, davacı tarafça 16.223,81 TL tutarlı faturanın tamamı, 15.306,92 TL tutarlı faturadan kısmen talepte bulunulduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak faturaların tebliğ edildiği ve süresinde itiraz edilmediği için kesinleştiği kabul edilerek rapor düzenlenmiştir. Faturanın kesinleşmesi, fatura muhteviyatı üzerindeki bilgilerle sınırlı olup, faturaya konu hizmetin verildiğinin görülmekte olan davada olduğu gibi yayın hizmeti ile kullanıldığının davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Dosyaya sunulan belgelerle RTÜK kararı ile davalının yayınlarının durdurulduğu ve yayın yapılan frekansların kapatıldığı, mühürlendiği sabittir. Mahkemece yazılan müzekkereye RTÜK tarafından, mühürleme işlemlerinin karasal yayın yönünden yapıldığı, davalının 2005 -2024 yılları arası için uydu ortamından ulusal düzeyde yayın hakkının bulunduğu, sorulan yayının niteliği belirtilerek yeniden sorulması halinde cevap verileceği bildirilmesine rağmen mahkemece bu konuda davalı taraftan bilgi alınarak yeni müzekkere yazılmadığı, sektör bilirkişiye tevdi ile mevcut belgeler doğrultusunda yayın yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olup olmadığı konusunda rapor alınmadığı tespit edilmiştir. Bu hali ile davalı tarafın yayın yapıp yapmadığı ve sözleşmenin 12/2. maddesi uyarınca sözleşmenin kendiliğinden feshi koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti mümkün değildir. Davalı taraf hakkında 2012 ve 2013 yılında RTÜK tarafından yayınının durdurulmasına karar verilmiş ise de; davalı tarafın bildiriminin davacı tarafa 10/12/2014 tarihinde ulaşması sebebiyle bu tarihe kadar olan ücrete hak kazanır ise de, bildirimden sonrası için taraflar arasındaki sözleşmenin 12/2. maddesi uyarınca sözleşmenin kendiliğinden sona erme koşullarının mevcudiyetine göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece RTÜK tarafından gönderilen yazıdan davalı yayınlarının durdurulduğuna dair kesin bilgi edinilemediğinden bahisle 2013/2014 yıllarının tamamında sözleşmenin ayakta olduğunun kabulüne karar verilmesi, dosya kapsamına aykırı olduğundan, davalı vekilinin sözleşmenin 12/2.maddesininin nazara alınmadığına ve kendiliğinden fesih olgusunu düzenleyen madde nazara alınmaksızın hazırlanan raporun usulüne uygun olmadığına, bu rapora dayanılarak karar verilemeyeceğine ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 2- Mahkemece davanın kısmen kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 19.330,92 TL asıl alacak, 4.370,72 TL işlemiş faiz toplamı olan 23.701,64 TL üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacağın %20’si 3.866,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2.860,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafça yapılan giderlerin davalı taraftan tahsiline, davalı giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Dava itirazın iptali davası olup, İİK 67/2 maddesi uyarınca borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiği taktirde alacak likit ise, haksız itirazı sebebiyle alacaklının alacağına geç ulaşmasına sebebiyet veren borçlunun %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesi yasa gereğidir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte yada bilinmesi gerekiyor ve borçlu tarafından borcun tutarı tespit edebiliyorsa, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekir. Yerleşmiş Yargıtay uygulaması uyarınca tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmemek suretiyle kesinleşen fatura miktarı bu hali ile likit alacak niteliğinde olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İİK 67/2. maddesinin ikinci cümlesinde; takibinde haksız ve kötü niyetli görülen alacakının tazminata mahkum edileceği belirtilmiş olduğundan, davalı borçlu yararına tazminata karar verilebilmesi için, alacaklının takibi yaparken kötü niyetli olduğunun davalı tarafça kanıtlanması gerekir. Davacı taraf faturaya dayanarak 19.330,92 TL asıl alacak ve sözleşmedeki aylık %8 temerrüt faizi oranı üzerinden 17.158,83 TL işlemiş faiz yönünden takip yapmıştır. Yaptırılan bilirkişi incelemesi ile asıl alacağın 19.330,92 TL, işlemiş faizin yeni Borçlar Kanunu’ndaki düzenleme uyarınca 4.370,92 TL olduğu tespit edildiğinden, davacı tarafın kötü niyetli olduğu kabul edilemez. Davalı taraf davacının kötü niyetli olduğuna ilişkin başka delil sunmadığından, bu hali ile mahkemece reddedilen miktar üzerinden davalı yararına kötü niyet tazminatı hükmedilemeyeceğinden, kötü niyet tazminatı hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. HMK 323/1-ğ maddesinde vekil ile takip edilen davalarda kanun gereği takdir edilecek ücretin yargılama gideri olduğu, 326/1 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan tahsil edileceği ve 332/1 maddesi gereği yargılama giderlerine re’sen hükmedileceği düzenlendiğinden, mahkemece reddedilen kısım için davalı yararına kanuni vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline, davacı giderlerinin ret ve kabul oranına göre oranlanarak reddedilen kısma isabet eden miktarın davacı üzerinde bırakılarak, bakiyesinin davalıdan tahsiline, davalı gideri yönünden aynı usulle kabul edilen kısma isabet eden miktarın davalı üzerinde bırakılıp,bakiyenin davacı taraftan tahsiline karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece reddedilen miktar için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmediği, davacı giderlerinin tamamının davalı taraftan tahsiline ve davalı giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verildiği tespit edildiğinden, usule aykırı olmakla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın belirtilen eksiklikler doğrultusunda inceleme ve gerektiğinde ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/11/2017 tarih ve 2016/87 E. 2017/384 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. hükmü gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine Gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 330,13 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER Olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021