Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/638 E. 2021/1394 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/638
KARAR NO: 2021/1394
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2017
NUMARASI: 2014/763 E. – 2017/544 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında uzun yıllar ticari ilişkileri neticesinde 02.08.2013 tarihinde taraflar davalıya çerçeve, ızgara bank ayağı gibi döküm ürünlerinin yaptırılması konusunda anlaştıklarını, davacı tarafından bu anlaşmaya istinaden davalıya toplam 4 adet çek tutarı 1.240.888,00 TL verildiğini ve bu çeklerin tamamının ödendiğini, davalının davacıdan gelen talepler doğrultusunda yapılan döküm ürünlerini parça parça sevk etmeye başladığını, ancak davalının taşlama ünitesindeki sıkıntı nedeniyle ürünleri taşlama yapmadan sevk edeceğini beyan ettiğini, davacının taşlama yapılmadan teslim edilen ürünlerin birim fiyatında indirim yapılmasına yönelik itirazı nedeniyle 0,60 kuruş/kg fiyat farkının fatura edileceğine ilişkin 09.10.2013 tarihinde davalının e-mail gönderdiğini, bunun üzerine davalı tarafından üretimi yapılan ürünleri taşlamasız olarak teslim aldıklarını, bu kapsamda 5 adet fiyat farkı faturasının davalıya gönderildiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, daha sonra 14.05.2014 tarihli … no.lu faturaların davalıya gönderildiğini, ancak davalının kargo ile işbu iki faturayı iade ettiğini, kargo vasıtasıyla iade edilen 2 adet fatura ile birlikte daha önceki 5 adet itiraz edilemeyen faturaya ilişkin olarak 31.05.2014 düzenleme tarihli 17.06.2014 fatura tarihli … seri no.lu 53.051,70 TL + KDV bedelli fatura kesilerek davacıya tebliğ edildiğini, bunun üzerine Bakırköy … Noterliğince 26.06.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile 14.05.2014 tarihli … nolu 2 adet fiyat farkı faturalarının tekrar davalıya gönderildiğini, ve davalının düzenlediği 17.06.2014 tarih … no.lu 53.051,70 TL+KDV bedelli daha önce davacı tarafından kesilen 5 adet fiyat farkı faturaları iadesi içerikli faturanın kabul edilmediği beyanı ile davalıya iade edildiğini, ayrıca ihtarda davalıdan 417.083,85 TL yapılan fazla ödeme nedeniyle davacının davalıdan alacağı bulunduğunun ihtaren bildirildiğini, davalı 07.07.2104 tarih 93 sayılı yazı ile taşlamasız olarak gönderilen parçaların fiyatının 0,09 TL/kg + Kdv olduğunu 05.05.2014 tarihli e-mailde kabul edildiğine yönelik posta yotuyla mektup gönderildiğini, davacı yanın 14.07.2014 tarih 15369 yevmiye no.lu ihtarname ife ya2i içeriğini kabul etmediklerinin belirtildiği, yapılan fazla ödemenin davalıdan tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının davalıdan almış olduğu emtiaların tıraşlanmadan teslim edildiği, bunun karşılığı olarak bedel indirme yerine fiyat farkı faturası düzenleneceği konusunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki yazışmalara göre, traşlama bedelinin 006 TL olduğu, davalıya 2 kez ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği, ancak şirketin Bozhöyük’te olduğundan bu kez talimat yazıldığı, talimatın bila ikmal döndüğü, davalı defterlerinde bu itibarla inceleme yapılamadığı, bilirkişi raporuna göre açılan davanın kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafça davacıya gönderilen 07.07.2014 tarih ve 93 sayılı yazıda belirtilen hususların bilirkişi ve Mahkemece dikkate alınmadığını, ayrıca traşlama bedelinin 0.60 TL mi yoksa 0,09 TL mi olduğu konusunda bir araştırmaya gidilmediğini, Ticari defter incelemesiyle ilgili olarak, şirket merkezinin bulunduğu yere tebligat yapılması gerektiğini, aksi taktirde yapılan tebligatların geçerli olmayacağını, tebligatın iade edilmesi durumunda ticaret sicilinden adres araştırması yapılarak belirlenecek adrese tebligat yapılması gerektiğini, ancak Mahkemece bu hususlara uyulmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağı nedeniyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının davalıdan bir kısım demir döküm ürünleri sipariş ettiği, bu kapsamda düzenlediği 4 adet çek bedelinin ödendiği, davalının da ürünleri gönderdiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak taraflar arasındaki e-mail yazışmalarına göre, davalının söz konusu ürünleri traşlamaksızın gönderdiği, traşlama bedelinin 0,60 TL olmak üzere fiyat farkı faturasıyla fatura edilebileceğinin yine davalı tarafından bildirildiği, böylelikle davacının uyuşmazlık konusu 7 adet faturayı düzenleyerek davalı tarafa gönderdiği, fakat davalının bu faturaları kargo ile iade ettiği, daha sonra davacının davalı aleyhine keşide etmiş olduğu ihtarname ile 14.05.2014 tarih, … no’lu fiyat farkı faturalarını yeniden davalıya gönderdiği, bu arada davalının da davacı aleyhine 17.06.2014 tarih … nolu faturayı düzenleyerek gönderdiği, ancak bu faturanın davacı tarafça davalıya iade edildiği, davacının incelenen ticari defterlerine göre davacının davalıdan 417.083,85 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinin incelenmesi için mahal mahkemesine talimat yazıldığı, ancak usûlüne uygun tebligata rağmen defterlerin ibraz edilmemiş olması sebebiyle talimatın bila ikmal iade edildiği, aksi yöndeki davalı istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı, sonuç olarak istinaf başvuru sebeplerine göre Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2017 tarih ve 2014/763 E., 2017/544 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 28.490,94 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 7.158,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.332,31 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021