Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/628 E. 2021/1382 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/628
KARAR NO: 2021/1382
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2017
NUMARASI: 2015/495 E. – 2017/985 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıdan satın alınan … plakalı … marka ticari aracın ayıplı / üretim hatalı olduğunu, yağ pompasının işlevini görmemesi neticesinde araçta motor arızası meydana geldiğini, motorun yanması nedeniyle pek çok masraf yapmak zorunda kaldığını beyan ederek, aracın misliyle değişimini, misli ile değişiminin mümkün olmaması halinde alım-satım bedeli olan 62.263,80 TL nin, arızanın meydana geldiği 16/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ve yaptığı 920,40 TL nakliye bedeli ile 2.900,00 TL araç kiralama bedelinin masrafların yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirketten 30.04.2014 tarihinde … plakalı … marka araç satın almış olduğunu, davacının daha sonra motor suyuna yağ karışması şikayeti ile müvekkili şirkete başvurduğunu, müvekkili şirketin araçta gerekli inceleme yapılarak eksiklikler varsa giderileceğini bildirdiğini, araç müvekkili şirkete ait yetkili servise getirildikten sonra servis yetkilileri tarafından aracın motoru sökülerek müşteri şikayeti ile ilgili problemin kaynağının bulunmaya çalışıldığını ve arızanın müşteri kullanımından kaynaklandığının tespit edilmiş olduğunu, bu hususun davacıya bildirildiğini, değişmesi gereken parçaiann müşteriye bildirildiğini ve onay vermesinin beklendiğini, ancak davacının aracın motor bloğunun tamamen değişmesini istediğini belirterek onay vermediğini beyan ederek davanın görev yönünden reddine, bu talep kabul edilmez ise davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Araçta meydana gelen ayıbın kullanıma bağlı ayıp mı yoksa üretimden kaynaklı gizli alıp olup olmadığı yönünde inceleme sonucunda, henüz 9065 km de olduğu sırada aracın motorunda meydana gelen ayıbın sürücü kullanım hatasından değil de üretim hatasından kaynaklı bir ayıp olduğu, zira araçtaki yağ pompasının aracın ekonomik ömrü boyunca görevlerini yerine getirmesi gereken bir mekanizma olduğu, motorun ana parçalarından olan yağ pompasındaki yağın 10.000 km de değişmesi gerektiği, aracın yağında kullanım durumu dikkate alındığında yağ pompasındaki yağın kirlenmediği, böylelikle motorun yağlama ve soğutma donanımında üretim hatası oluştuğu, bunun da gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, Ancak davalı tarafın iddia ettiği gibi aracın sürücüsünün yağ ikaz lambası yanmasına rağmen hemen aracın park edilmesi gerekmesine rağmen kısa süre de olsa sürüşe devam etmesi nedeniyle zararın artmasına sebep olduğu, motorun yanmasını önleyecek durumda iken gerekli önlemleri almadığı, bu nedenle müterafık kusur indirimine gidilmesi gerektiği, her ne kadar satın alınan aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini istemiş ise de seçimlik iş bu haklardan aracın davacı satıcıya bırakılması koşulu ile, satış bedelinden hak ve nesafet ilkeleri olayın oluş şekli de dikkate alınarak takdiren %20 kusur indirimi yapılmak kaydıyla (62.263,80TL fatura bedelinden) 49.810,80TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle, ayrıca 3.056 TL nakliye ve ilave araç bedeli toplamının da tazminat alacağına dahil edilmesiyle belirlenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilerek davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında, dava konusu aracın misli ile değiştirilmesi için gerekli şartların bulunmadığı belirtilmiş olmasına rağmen mahkeme tarafından bu yönde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğunu, Dava konusu araç müvekkili şirkete ait yetkili servise getirildikten sonra servis yetkililerinin aracı incelediğini ve aracın motoru sökülerek müşteri şikayetine ilişkin problemin kaynağını bulunmaya çalışıldığını, yapılan inceleme sonucu arızanın müşteri kullanımından kaynaklandığının tespit edildiğini, tespit edilen bu hususun davacı tarafa iletildiğini, motorda değiştirilmesi lazım gelen parçalar açısından müşterinin onay vermesinin beklendiğini, ancak davacı taraf motor bloğunun tamamen değiştirilmesini talep etmişse de tespit edilen hasarın kullanıcı hatasından kaynaklandığından ve çözümü için motor bloğunun değişmesi gerekmediğinden, aracın garanti sorumlusu … A.Ş’nin mevcut arızanın çözüme yönelik önerileri davacıya bildirdiğini, buna göre aracın soğutma, yağlama ve yakıt sistemlerinde yer alan enjektör, yakıt pompası, yağ karteri, yağ pompası, su pompası, yağ soğutucu gibi parçaların kontrolü ile hasar tespit edilen parçaların değiştirilmesinin uygun görüldüğünü, Bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere kullanıcının, ikaz ışığının yanmasına rağmen müvekkili şirkete bildirim yapmadan aracı kullanarak basit bir müdahale ile giderilebilecek bir hasarı motorun yanmasına sebebiyet verecek şekilde büyük hasara çevirdiğini, kusurun müvekkili firmaya yüklenemeyeceğini, Arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanabileceğine yönelik itirazlarının karşılanmadığını, davacının doğru motor yağı kullanıp kullanmadığı, şayet yanlış motor yağı kullanmış ise şikâyetlerine bu durumun sebebiyet verip vermediği hususunun incelenmediğini, araçta kullanılan yağın kirli olup olmaması kadar hangi nitelikte yağ kullanıldığı hususunun da incelenmesi gerekmekte iken bahsi geçen itirazların inceleme konusu yapılmadığını, Mevcut duruma göre, Mahkemece bedel iadesi yerine ayıp oranında indirim yapılması gerektiğini, bilirkişi ek raporunda araçta oluşan değer kaybının 6.488,80-TL olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen Mahkemece aracın misli ile değişimi yönünde karar kurulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu, Davacının müvekkili şirketle aracın tamiri hususunda uzlaşmadığını, müvekkili şirketten ikame araç almak yerine başka bir firmadan araç kiraladığını, söz konusu zararın da davacı kusurundan ileri geldiğinden müvekkilinden talep edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ikame araç sağlanamamasının davacı yanın kusurundan ileri geldiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacının davalıdan satın almış olduğu … marka araçta meydana gelen motor arızası nedeniyle aracın misliyle değişimi, mümkün olmadığı taktirde bedel iadesiyle çekici ve araç kiralama masraflarının tahsiline yöneliktir. Araçta meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından mı kaynaklandığı, yoksa üretimden kaynaklı bir gizli ayıp mı bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosyaya sunulan ve denetime elverişli her iki kök bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporuna göre; araçta meydana gelen motorun yanması olayının, yağın kalitesizliğinden değil, yağ pompasının yağlama işlevini yerine getirmemesinden kaynaklandığı, bu hususun bir gizli ayıp olduğu, ancak yağ pompası arızalandığında uyarı ışığının yanacağı, bu durum karşısında sürücünün uyarıyı dikkate alarak aracı durdurup yetkililere haber vermesi gerektiği, yağ pompası devre dışı kaldıktan ve uyarı ışığı yandıktan sonra bile aracın motorunun bir anda yanmayacağı, bu haliyle dahi aracın 500-1000 km daha gidebileceği somut olayda motor yandığına göre, sürücünün aracı bu şekilde kullanarak hasarın büyümesinde mütefarik kusurunun bulunduğu tespitlerinde bulunduğu, raporların bu yönüyle hükme esas alınacak nitelikte olduğu, Mahkemece de hükme esas alınmasında ve bedelden takdiri indirim yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı görülmektedir. Ayıbın niteliği dikkate alındığında, davacının araca güveninin sarsıldığı ve araçtan beklenen faydayı sağlamayacağı, bu haliyle aracı kullanmaya zorlanamayacağının kabulüyle, seçimlik haklardan bedel iadesinin yerinde olduğu, dolayısıyla davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan dava konusu aracın arızalanması nedeniyle araç kiralayarak kendi çözümünü bulan davacının, yapmış olduğu masrafları talep etme hakkının bulunduğu, masraflara ilişkin olarak sunulan bilgi ve belgelerin dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2017 tarih ve 2015/495 E., 2017/985 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.611,33 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 902,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.708,43 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021