Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/627 E. 2021/1383 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/627 Esas
KARAR NO: 2021/1383
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2017
NUMARASI: 2015/693 E. – 2017/1081 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari bir alışveriş olduğunu, davacı yanın davalı yana fatura kestiğini ancak davalı yanın bu fatura bedelini ödememesi üzerine müvekkili tarafından davalı yan aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı yanın bu takibe itirazda bulunduğunu ve takibi durdurduğunu beyan ederek, yapılan bu itirazların iptaline, takibin devamına, alacağın % 20 oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacı yana karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin müşterisinin (…) siparişi üzerine davacı şirketten davaya konu edilen saçak püsküllerinin sipariş edildiğini, davacı yandan sipariş edilen saçak püsküllerinin müvekkili şirkete ilk olarak 30.04.2015 tarihinde ve devamında geldiğini, ancak davacı yanın göndermiş olduğu bu ürünlerin hatalı-ayıplı olduğunu, bu durumun davacı yana bildirildiğini ve söz konusu bu ürünlerin iade edildiğini, davacı yanın daha sonra 22.06.2015 tarihinde aradan uzun bir süre geçmesinin ardından söz konusu bu ürünleri tekrar gönderdiğini, davacı yanın kendi kusurları nedeniyle malları geç teslim etmesi sebebiyle, müvekkili şirketin müşterisi olan … tarafından müvekkili şirkete iskonto faturaları kesildiğini, bu durumun davacı yan ile görüşüldüğünü ve … tarafından müvekkiline kesilen faturaların davacı yana yansıtılması konusunda anlaşma sağladıklarını, müvekkilinin, davacı yanın göndermiş olduğu ürünlerin ayıplı olması nedeniyle maddi zarara uğradığını beyan ederek, açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Bilirkişi incelemesinde de taraflar arasında iskonto uygulamasının olup olmadığı araştırılmış davalı yanın dava dışı 3. Kişinin düzenlediği faturayı davacı yana yansıtmasının yasal olarak dayanağının dosya içerisinde bulunmadığı görüldüğünden yansıtma faturasının irtibatlandırılamamış olması nedeniyle eft ödemesi yapıldığı bildirilen davalı kayıtlarında bulunan 18.000 tl nin mahsubunun yapılmadığı ,(davalı tarafın alacak iddiası var ise bu hususun ayrı bir dava konusu olduğu) bu nedenle saptanan alacağın 8.051,25TL olduğu .,bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamının gerektiği anlaşılarak haksız itiraz üzerine inkar tazminatı talebi de kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur şeklindeki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin 01.12.2017 tarihli celsede gönderilmiş olan mazereti dikkate almadığını, duruşma tutağında mazaretin kabul edilmediğine ilişkin bir karar vermediğini, Müvekkili şirketin, müşterisinin (…) siparişi üzerine, davacı şirketten davaya konu edilen saçak püsküllerini sipariş ettiğini, davacıdan sipariş edilen saçak püsküllerin müvekkili şirkete ilk olarak 30.04.2015 tarihinde ve devamında geldiğinde, davacının göndermiş olduğu ürünlerin hatalı-ayıplı olduğunun tespit edildiğini, söz konusu hususun derhal davacı şirkete bildirildiğini, ürünlerin davacı şirkete iade edildiğini, bunun üzerine, davacının, 22.06.2015 tarihinde yani aradan uzun bir süre geçmesinin ardından ayıpsız ürünleri gönderdiğini, ancak ürünlerin davacı tarafın kendi kusuru nedeni ile geç teslim edilmesi nedeniyle müvekkil şirketin müşterisi olan … firması tarafından müvekkiline iskonto uygulandığını, buna ilişkin faturayı dosyaya sunduklarını, söz konusu iskonto davacının kusurlu davranışı nedeniyle … Firması’nın müvekkiline yönelik tanzim ettiği 10.546,00 TL iskonto faturasının yanında, müvekkilinin söküm ve dikim aşamasında ek iş gücü kullanmak zorunda kalması ve hatalı ve ayıplı ürünler nedeni ile uğradığı zararlarla birlikte, 18.156,69 TL’nin yansıtılarak fatura edildiğini ve bu hususun derhal davacı ile görüşüldüğün, davacı tarafın iskonto talebini kabul ettiğini, Bilirkişi kök ve ek raporuna göre, müvekkilinin davacının iddialarının aksine, davacıdan 29.689,44 TL alacaklı olduğunu, Davalı tarafından 07.04.2015 tarihinde … nolu hesabından, davacı alıcının … Bankası A.Ş. nin … nolu hesabına yapılan 18.000,00 TL ödemeli dekontun dosyaya ibraz edildiğini, yapılan ödeme ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacıya bir borçlarının bulunmadığını, bilirkişi raporunda; davacının davalı yana 9.948,75-TL borçlu olduğu kanaatine varıldığını, Yerel mahkemenin gerekçesinde, ek bilirkişi raporunu yok saydığını, müvekkili tarafından cari hesaba ilişkin gönderilen 18.000,00 TL bedeli, ayıplı mala ilişkin davacının ödemesi gereken iskonto bedeli zannettiğini, yerel mahkemenin bilirkişinin kastetmediği bir hususu gerekçe yapmış olmasının mutlak bir bozma nedeni olduğunu, müvekkili tarafından davacı hesabına yapılan 18.000,00 TL ödemeli dekontun cari hesaba ilişkin bir ödeme olduğunun dikkate alınmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, fatura alacağından kaynaklanan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davalı, yerel mahkemenin 01.12.2017 tarihli celsede gönderilmiş olan mazereti dikkate almadığını ileri sürmüş ise de, 01.12.2017 tarihli celse için gönderilmiş bir mazeret dilekçesine rastlanmamış olması sebebiyle bu yöndeki istinaf başvuru sebebi yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu konusunda bir çekişme yoktur. Davacı, sipariş nedeniyle davalıya mal gönderdiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini iddia ederken, davalı, gönderilen malların ayıplı olduğunu, daha sonra davacı tarafından gönderilen yeni malların da dava dışı müşterisine geç teslim edilmesi nedeniyle müşterisi tarafından kendilerine iskonto uygulandığını, buna ilişkin faturanın da davacıya yansıtıldığını, ayrıca cari hesaba mahsuben 18.000,00 TL bedelli ödeme yapıldığını beyan etmiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Uyuşmazlık; Dava dışı firma tarafından davalıya yapılan iskonto uygulamasının, davacıya yansıtılması gerekip gerekmediği, davalı tarafından dosyaya ödeme belgesi sunulan 18.000,00 TL miktarlı ödemenin cari hesaptan mahsup edilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Davalı her ne kadar, davacı tarafından gönderilen malların ayıplı olduğunu, daha sonra davacı tarafından gönderilen yeni malların da dava dışı müşterisine geç teslim edilmesi sebebiyle müşterisi tarafından kendilerine iskonto uygulandığını, bu iskontonun davacıya yansıtıldığını ileri sürmüş ve bu hususta delil olarak 19.06.2015 tarih ve … numaralı faturaya dayanmış ise de, denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, iskonto tutarının teslim edilen malların tutarından daha fazlasına ilişkin olduğu, bu faturanın davacının kabulünde olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı gibi bu haliyle fatura içeriğinin somut zarara ilişkin olup olmadığının da denetlenemediği, iade faturasının bu hususu ispata yeterli olmadığı, böylelikle söz konusu iskonto faturasının davacıya yansıtılamayacağının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak diğer yandan, davalının davacı hesabına yapmış olduğu 18.000,00 TL ödemeye ilişkin dekont incelendiğinde, herhangi bir açıklama içermediği görülmektedir. Davacı her ne kadar bu ödemenin, davalıya verilen borç para sebebiyle yapıldığını ileri sürmüş ve havalenin mevcut bir borcun ödemesi amacıyla yapıldığı yönündeki yasal karineye dayanmış ise de, tarafların tacir olması, aralarındaki ilişkinin ticari nitelikte olması, bu kapsamda yapılan ödemelerin de ticari ilişkiden kaynaklanmasının olağan olduğu, somut 18.000,00 TL’lik ödemenin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, buna göre, olağan durumun aksini iddia eden davacının iddiasını ispat etmesi gerektiği, ancak ispat yükünü yerine getiremediği gibi yemin deliline de dayanmadığı, bu sebeple bilirkişi kök ve ek raporları dikkate alınarak davalı tarafından yapılan ödemenin cari hesaptan mahsubu ile davacının davalıdan alacağının olmadığı, davacı-alacaklı takibinde haksız olmakla birlikte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan hususlar gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken anlaşılamayan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması hatalı görülmüştür. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2017 tarih, 2015/693 E. – 2017/1081 K. Sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının REDDİ ile şartları oluşmayan davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 98,45 TL’den mahsubuyla fazla yatırılan 39,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine, 4/b- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4/c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 202,90 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 28,00 TL tebligat ve 35,00 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 265,90 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Davalı tarafça tehiri icra talebi yönünden Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasına yatırılmış bulunan 17.776,48 TL bedelli teminat mektubunun 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davalı tarafa talebi ve isteği halinde iadesine, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021