Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/619 E. 2021/1633 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/619
KARAR NO: 2021/1633
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2017
NUMARASI: 2014/111 E. 2017/540 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ile davalılardan … Ltd. Şti. arasında 14/04/2008 tarihinde düzenlenen bayilik sözleşmesi gereğince İstanbul ili Maltepe ilçesi … Mahallesi … Pafta, … Ada, … Parselde kayıtlı bulunan 3.480 metrekare yüz ölçümlü akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ve bayiliğininin davalı şirkete verildiğini, ayrıca davalı ile 15/08/2007 tarihinde 15 yıl süreli 3.000.000,00 USD bedelli kira sözleşmesi imzalandığını ve tapuya şerh edildiğini, akdedilen bayilik sözleşmesine parelel olarak 14/04/2008 tarihinde ariyet sözleşmesi imzalanarak, ekindeki ariyetlerin davalıya teslim edildiğini, taşınmazın daha sonra kira şerhli olarak davalılardan … adına tapuda tescil edildiğini ve bu taşınmazın …ne teslim edilen tüm ariyetlerin davalı … tarafından kullanıldığının öğrenildiğini ve taraflar arasındaki bayilik ve kira sözleşmesinin Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarihli kararı mesnet gösterilerek 26/09/2012 tarihinde fesh edildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen ariyetler iade edilmediğinden, ariyetlerin hasarsız ve kullanılabilir şekilde kendilerine iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın kanuni yükümlülüğe rağmen eski malik ile azami süresi 5 yıl olması gereken kira sözleşmesinin mevzuata aykırı olarak 15 yıl süre ile akdedildiğini, 5 yılın sonundan itibaren geriye kalan sürenin hükümsüz ve geçersiz hale geleceğine 12/03/2009 tarihinde muttali olduklarını, tüm yurttaki bayilerin eski dikey ilişkiyi 5 yılla sınırlandırmak üzere yaptığı halde davacının buna uymadığından yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasındaki bayilik sözleşmesinin 26/09/2012 tarihinde sona ermesi üzerine, istasyon işletmeciliğine son verilerek istasyonun diğer davalı … AŞ’ye teslim edildiğini davacıya ihtarname ile bildirdiklerini, taşınabilir ariyetlerin diğer davalı tarafından davacıya iade edildiğini, diğer malzemelerin taşınabilir nitelikte olmadığından istasyonun mütemmim cüzü olduğunu, sökülmesi ve teslimi mümkün olmayan ariyetler olduğundan iade edilemediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/206 esas sayılı dosya örneği, İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/447 esas sayılı dosya örneği, usul ve yasaya, dosyadaki belge ve bilgilere uygun, haklı gerekçelere dayanan, karar vermeye yeterli olduğu kabul ve takdir olunan bilirkişi raporu, tapu kaydı, Rekabet Kurulu kararı, kira sözleşmesi, bayilik sözleşmesi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı … Ltd. Şti (… Tic. A.Ş.) arasında 14/04/2008 tarihli bayilik sözleşmesi düzenlendiği, akaryakıt istasyonunun işletmeciliği ve bayiliğinin bu davalı şirkete verildiği, ayrıca aynı taraflar arasında İstanbul ili Maltepe ilçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin 15/08/2007 tarihli 15 yıl süreli ve 3.000.000-USD bedelli kira sözleşmesi, 14/04/2008 tarihli ariyet sözleşmesi imzalandığı ve ariyet teslim tutanağındaki malzeme ve ekipmanların davalıya teslim edildiği, taşınmazın daha sonra kira şerhli olarak 13/07/2012 tarihinde satış işlemi ile … A.Ş. adına tescil edildiği, bilirkişi raporunda belirtilen ve ariyet listesinde yer alan 31/01/2014 tarihinde … markasına ait kurumsal kimlik malzemeleri ve market rafları, 03/02/2014 tarihinde, ariyet listesinde yer alan 5 adet dispanser pompa, 1 adet hava saati, 1 adet 10 kva güç kaynağı, otomasyon sistemi ve 03/02/2014 tarihinde ariyet listesinde yer alan smart kioks cihazının davalı … İnş. A.Ş. tarafından davacıya iade olunduğu, ancak ariyet sözleşmesinde yer alan ve bilirkişi raporunda belirtilen bir kısım ariyetlerin iade olunmadığı, iade olunmayan ariyetlerin mütemmim cüz niteliğinde olmadığı tespit edilmiş olup, iade edilmeyen ariyetlerinde davacıya iadesi gerektiği anlaşılmakla, bilirkişi raporunda iade olunmadığı belirtilen ariyetlerin davacıya iadesine” karar verilmiştir. Davalı …vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacı tarafın, müvekkili şirket ile arasındaki aynı bayilik ve kira sözleşmelerine dayanarak İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/52 Esas sayılı davada kira bedeli bakiyesi ve duran varlık-inşaat bakiyesinin iadesini talep ettiğini, her iki davanın aynı sebeplerden (sözleşmelerden) doğduğunu, birinden verilecek hükmün diğer dosyada yapılan yargılamayı etkileyeceğinden aralarında bağlantı bulunduğunu, birleştirme taleplerinin reddinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, 2-Müvekkili şirketin, 26.09.2012 tarihinde davacı ile arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine istasyon işletmeciliği faaliyetini sona erdirip istasyonu diğer davalı …’ye teslim ettiğinden, davaya konu akaryakıt istasyonunda sürdürülen ticari faaliyetin tarafının diğer davalı … olduğunu, davacı tarafın “…’nin sözleşmeyi devraldığını, sözleşmenin ve dikey ilişkinin halefi olduğu” beyanına rağmen sözleşmenin tarafı olmayan müvekkiline karşı haksız olarak dava açtığını, müvekkili hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 3- Kurumsal kimlik malzemeleri ile taşınır ariyetlerin davacıya teslim edildiğini, kalan ariyetlerin, dava konusu petrol istasyonunun mütemmim cüzü, sökülmesi ve teslimi mümkün olmayan davaya konu sözleşme gereği sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gerekli kalıcı teknik yatırım niteliğinde ariyetler olmaları nedeni ile talep edilmelerinin ve iadelerinin mümkün olmadığını, bu tür yatırımların iadesinin istenemeyeceğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05.04.2012 Tarih 2011/11791 Esas ve 2012/5717 Kararı) 4-Bilirkişi raporunda; teslim edilmediği tespit edilen ariyetlerin net defter değerinin 41.378,07 TL olduğu, fatura düzenlenmesi halinde KDV eklenmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle ariyet malzemelerin piyasa değerlerinin 105.988,05 TL.+KDV olduğu, ariyetlerin davacı yana teslim edilmesi gerektiği, iade edilmemesi halinde fatura düzenlemek sureti ile tespit edilen 105.988,05 TL ve bu bedele dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile talep edilebileceği kanaatine ulaşma gerekçelerinin eksik ve belirsiz olduğunu, HMK m. 279/2 uyarınca iddia ve savunmalar ile dosyaya sunulan bilgi, belge ve kayıtların incelenerek vardıkları sonuçları gerekçeli şekilde raporda belirtmeleri gerektiğini, bilirkişi heyetince bu hususlara riayet edilmeden eksik, yetersiz ve belirsiz bir bilirkişi raporu düzenlendiğini, Rapordaki görüş ve kanaatler dosya kapsamına aykırı olduğundan, söz konusu rapora dayalı olarak hüküm tesis edilmeyeceğini, raporda teslim edilmediği belirtilen malzemelerin yasal amortismanları düşüldükten sonra değerlerinin 41.378,07 TL olduğu belirtilmesine karşın, sonuç bölümünde davacı tarafın 105.988,05 TL talep edebileceği yönünde kanaate yer verilmesinin, raporun hatalı olduğunu ve hükme esas alınamayacağını gösterdiğini, sözleşme süresince söz konusu malzemeler kullanılarak davacıya ait akaryakıt ürünlerinin satıldığını, davacının bu satışlar nedeniyle gelir elde ederek sözleşmeden fayda elde ettiğini, zaman içerisinde malzemelerin olağan kullanımdan kaynaklanan aşınma ve yıpranmalarının göz önüne alınması gerektiği halde değerlendirilmediğini, açıklanan nedenlerle; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/111 E. ve 2017/540 K. sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi davalılardan … Ltd. Şti. ile arasındaki 14/04/2008 tarihinde düzenlenen bayilik ve ariyet sözleşmesi gereğince davalıya teslim edilen ariyetlerin, taraflar arasındaki bayilik ve kira sözleşmesinin Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarihli kararı mesnet gösterilerek 26/09/2012 tarihinde fesh edilmesine ve keşide edilen ihtarnameye rağmen iade edilmediğinden, ariyetlerin hasarsız ve kullanılabilir şekilde iadesine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen bir kısım ariyetlerin iade olunmadığı, iade olunmayan ariyetlerin mütemmim cüz niteliğinde olmadığı tespit edilmiş olup, iade edilmeyen ariyetlerinde davacıya iadesi gerektiği anlaşılmakla, bilirkişi raporunda belirtilen ariyetlerin davacıya iadesine karar verilmiştir. 1-Davacı tarafın ilk istinaf sebebi, İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/52 Esas sayılı davası ile görülmekte olan davanın aynı sebeplerden (sözleşmelerden) doğduğu ve aralarında bağlantı bulunduğu ve birleştirme taleplerinin reddine ilişkin kararın usule aykırı olduğu yönündedir. Davalı … A.Ş. ( eski unvanı … Ltd. Şti.) vekilinin 09/05/2014 havale tarihli cevap dilekçesi ile görülmekte olan dava ile İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/52 Esas sayılı aynı bayilik ve kira sözleşmesinden doğan kira bedel bakiyesi ve duran varlık-inşaat bakiyesinin iadesi davası arasında irtibat olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceğinden bahisle birleştirilmesini talep ettiği, 27/11/2014 tarihli oturumda birleştirilmesini talep ettiği dosyanın 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/971 esaslı olduğunu, kira bedeline ilişkin talep yönünden görevsizlik kararı verildiğini, duran varlık-inşaat bakiyesi talebinin tefrik edilerek 2015/206 esas numarasını aldığını bildirdiği, mahkemece dosya incelenerek 15/11/2016 tarihli oturumda birleştirme talebinin gerekçe belirtilmeksizin reddedildiği tespit edilmiştir. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/971 esas sayılı davasının, davacı … tarafından açılmış, taraflar arasındaki 15/08/2007 tarihli 15 yıl süreli kira sözleşmesinin Rekabet Kurulu Kararı uyarıca 26/09/2012 tarihinde münfesih olacağından bahisle, 15 yıl için ödenen kira bedelinden bakiye süreye isabet eden 2.563.024,65 USD kira bedeli ve 794.124,28 TL bakiye duran varlık inşaat bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, mahkemece bakiye kira bedeline ilişkin talep yönünden görevsizlik kararı verilerek bakiye duran varlık inşaat bedeli yönünden talebin ayrılarak 2015/206 esasına kaydedildiği tespit edilmiştir. Her iki davanın tarafları aynı ve ihtilaf aynı bayilik sözleşmesi ile eki niteliğindeki ariyet sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de; alınan bilirkişi raporu ile davaya konu ariyetlerin taşınmazın mütemmim cüz’ü olmadığı tespit edildiği gibi, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/206 esas sayılı dosyasına sunulan ve mahkemece celp edilen 08/12/2015 tarihli bilirkişiler …, … ve …’nin raporundaki duran varlık ile karşılaştırıldığında aynı ürünler olmadığı tespit edildiğinden, bu hali ile 2015/2016 esas sayılı dava sonunda verilecek karar diğer davada verilecek kararı etkilemeyeceğinden, aralarında HMK 166. maddesindeki bileştirme koşullarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece gerekçe gösterilmeksizin talep reddedilmiş ise de, sonuç itibariyle doğru olduğundan, usule aykırılık olmadığından istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dosya içerisinde mevcut 14/04/2008 tarihli bayilik sözleşmesi davacı şirket ile eski unvanı … Ltd. Şti. olan … A.Ş. ile aktedilmiş olup, sözleşme feshedilmeksizin istasyonun kurulu olduğu taşınmazın 13/07/2012 tarihinde diğer davalı şirkete kira şerhi ile birlikte satılarak devredilmesi sebebiyle, … Ltd. Şti. tarafından 18/07/2012 tarih ve … yevmiyeli fesih ihbarının yapıldığı, takiben 20/07/2012 tarihinde … yevmiyeli ihtar ile 18/07/2012 tarih ve … yevmiyeli fesih ihbarının dikkate alınmaması, sözleşmenin 26/092012 tarihine kadar devam ettirilmesinin istendiği tespit edilmiştir. Davacı taraf aralarındaki 14/04/2012 tarihli bayilik ve aynı tarihli ariyet sözleşmesine dayanarak talepte bulunmuştur. Sözleşmeye dayalı taleplerin sözleşmenin tarafından istenmesi gerekip, taşınmazın diğer şirkete satılarak devredilmesi sözleşmenin tarafı olan (eski unvanı … Ltd. Şti. olan) … A.Ş.’ni sözleşmeden doğan sorumluluktan kurtarmayacağından, davalı vekilinin ariyetlerin müvekkilinden istenemeyeceğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3-Mahkemece alınan uzman bilirkişi raporu ile, davaya konu malzemelerin, 14/04/2008 tarihli ariyet sözleşmesinde belirtilen listede yer aldıkları ve sözleşmeye konu malzemelerden – Karterden Yağ Emme Cihazı – Star Üçlü Elektronik Yağ Makinası (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …)- … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Kompresör 13Bar (Seri No: …) – Jeneratör … (Seri No: …-…) – Tank Otomasyon Sistemi- İstasyon için pixage ekran kurulumu,’nun teslim edilmediği, istasyonun mütemmim cüz’ü niteliğinde olmadığ tespit edildiğinden, davalı tarafça aksini kanıtlayan delil sunulmadığından, 14/04/2008 tarihli ariyet sözleşmesinin 3. maddesindeki; iş bu demirbaş malzemenin, şirketçe yazılı olarak istendiği zaman, 15 gün içinde teslime etmeyi bahse konu malzemenin sökümü ile şirkete tayin olunacak mahalle nakli işlemleri ve her türlü gider ariyet alana ait olmak üzere süresinde ikmal edeceği taahhüt olunur hükmü uyarınca iadesi gerekip, emsal gösterilen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05.04.2012 Tarih 2011/11791 Esas ve 2012/5717 Karar sayılı kararındaki ürünlerin kalıcı teknik yatırım olmaları ve davanın açıldığı tarih itibariyle rekabet kurulu kararının yayınlanma tarihine göre sözleşmenin ayakta olduğu döneme ilişkin olması sebebiyle, görülmekte olan davaya uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin ariyetlerin petrol istasyonunun mütemmim cüzü, sökülmesi ve teslimi mümkün olmayan ve sözleşme gereği sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gerekli kalıcı teknik yatırım niteliğine sahip ariyetler olmaları nedeni ile iadelerinin mümkün olmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 4-Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca ariyetlerin iade anındaki değerinin nazara alınması gerekip, menkullerin iadesi İİK 24. maddesinde düzenlenmiştir. Alınan raporda bilirkişiler tarafından 14/04/2008 tarihli ariyet sözleşmesi ile karşılaştırmaları yapılmak ve daha önce teslim edilen ariyetler mahsup edilmek suretiyle teslim edilmeyen ariyetlerin amortismanı düşüldükten sonraki davacı defterlerindeki değerleri ile dava tarihindeki rayiç değerleri ayrı ayrı tespit edilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesi ile; ariyet olarak verilen dilekçe ekinde listesi yer alan ekipman/malzemelerin hasarsız ve kullanılabilir şekilde iadesini, aksi halde 41.378,07 TL ariyet bedeli, 7.448,05 TL KDV toplam 48.826,12 TL olan bedellerinin teslim tarihinden itibaren işlemiş/işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, mahkemece; davanın kabulüne, davacıya teslim edilmeyen, bilirkişi raporunda belirtilen;- Karterden Yağ Emme Cihazı – Star Üçlü Elektronik Yağ Makinası (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …)- … Dalgıç Pompa Komple 3F (Seri No: …) – … Kompresör 13Bar (Seri No: …) – Jeneratör … (Seri No: …-…) – Tank Otomasyon Sistemi- İstasyon için pixage ekran kurulumu, ariyetlerin davalılardan aynen alınarak davacıya iadesine, İİK 24. madde uygulamasının infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davacının terditli taleplerinden ilkine göre ariyet verilen ekipmanların davacıya aynen iadesine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK’nın 24. maddesinde taşınır teslimine ilişkin ilamların nasıl icra edileceği yasal düzenleme altına alınmış olup, mahkemece verilen hükmün infazının madde hükümleri doğrultusunda yapılmasının mümkün olduğu, kararda bu anlamda bir eksiklik bulunmadığı ve yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gereğince sözleşmedeki değerlerin değil, iade anındaki değerlerin esas alınması gerektiği ve İİK 24. maddesi dikkate alındığında, ( Yargıtay 11. HD’nin 01/060-/2021 tarihli 2021/1547-4631 esas ve karar sayılı kararı) bilirkişilerin amortisman değerini düşmeden değer belirlemesi sonuca etkili olmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarih ve 2014/111 E. 2017/540 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 3.335,31 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 833,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.501,48 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4 -İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021