Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/618 E. 2021/1395 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/618 Esas
KARAR NO: 2021/1395
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2014/1651 E. – 2017/473 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti … A.Ş’ye ait olan … olarak kullanılan müvekkiline ait … plakalı şehirleri arası yolcu otobüsünün 12/07/2013 tarihinde … adresinde akaryakıt istasyonundan mazot aldığını, alınan mazot nedeni ile motorda arıza oluştuğunu, uzun süre çalışamayıp kazanç kaybı ile yüklü tamir masrafına katlanmak zorunda kaldıklarını, tesise mazot satımı yapanın davalı … olduğunu, … görevlilerinin otobüsten alınan mazot numunesini analiz ettirdiklerini, analiz sonucu teknik özelliklere aykırı olduğunun tespit edildiğini, kusurlu mazotun iade edildiğine dair satış fişinin mevcut olduğunu, davalıların sorumluluğu kabul etmediklerini, müvekkilinin aracını kullanamadığını, olaydan dolayı her iki firmanın da sorumlu olduklarını, kazanç ve değer kaybının söz konusu olduğunu iddia ederek 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taraf ehliyetine sahip olmadığını, müvekkilinin satıcı olmadığından dolayı husumet yöneltilemeyeceğini, diğer davalı ile müvekkili arasında akdedilen 17/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesine göre bütün borçların bayi tarafından ödeneceğinin, müvekkilinin 5015 sayılı yasa uyarınca dağıtım şirketi olarak faaliyet gösterdiğini, dava dışı dağıtım şirketleri gibi Tüpraş Rafinerinden almış olduğu ürünleri bayilere sattığını, müvekkilinin dava konusu otobüste numune örneği almadığını, hukuki düzenlemelerdeki zorunluluklara uyulmadan numune üzerinde yapılan analize dayanarak talepte bulunulamayacağını, davacının 1 ay süre ile çalışamadığından kaynaklı iddialarının dosyaya ibraz edilen fatura ile çürütüldüğünü, iddialarının mesnetsiz olduğunu aynı tarihte dava dışı müşterilere satılan mazotlardan dolayı her hangi bir şikayetin olmadığını, davalı istasyonun otomosyon kayıtları incelendiğinde davalı şirket dışında başka bir istasyondan kurşunsuz benzin alındığının tespit edildiğini, davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. İlk derece Mahkemesince; “Davacı akaryakıtın davalı … şirketinden alındığına dair 12/07/2013 tarihli 557 litre miktarlı, 2.400,67 TL bedelli veresiye satış fişi ibraz ettiği, yine davacı tarafından ibraz edilen Türk Akreditasyon Kurumundan alınan rapora göre akaryakıtın teknik düzenlemelerde yer alan özelliklere aykırı olduğunun belirtildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda, davacı tarafından ibraz edilen analiz raporunda motorinin uygun evsafta olmadığı tespitine istinaden araçta arızaya neden olduğu sonucuna varıldığı, Davacı tarafın beyanına göre, arızanın 12/07/2013 tarihinde meydana geldiği, bilirkişi heyetinin raporunda dayandığı analiz raporunda incelendiği belirtilen numune, “numune alma ve teslim tutanağı”nda yazılı olduğu üzere, 15/07/2013 tarihinde numunenin alındığını, analiz raporunda numune alınan yerin … A.Ş. gösterilmişken, numune alma ve teslim tutanağında numunenin davacıya ait … plaka sayılı araçtan alındığının belirtildiği, “Numune alma ve teslim tutanağı”nın düzenlenmiş amacı ve niteliği dikkate alındığında numune alınan yer konusunda “numune alma ve teslim tutanağı”na üstünlük tanımak gerektiği, Davalı bayiden numune alınmadan, sadece davacıya ait otobüsten arızadan 3 gün geçtikten sonra alınan numuneye dayalı olarak yapılan tespitin, davacıya ait araçta meydana gelen arızaya neden olan akaryakıttaki teknik düzenlemelere aykırılığın davalılardan kaynaklandığını ispata tek başına yeterli olmadığı, davalı bayi tarafından aynı gün akaryakıt satışı yapılan başka araçlarda da arıza oluştuğuna ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi olmadığı, bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacıya ait araçta meydana gelen arızaya neden olan akaryakıttaki teknik düzenlemelere aykırılığın davalı bayi tarafından davacıya satılan akaryakıttan kaynaklandığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu aracın aracın arıza sebebi ile Samsun/Kavak ta bulunan … firmasına ait çekici ile ile Samsun’da bulunan oto sanayine çekildiğini, araçtan alınan numunenin aynı gün alınmasının mümkün olamayacağını, numune almaya yetkili İntertek firmasının adresinin İstanbul/Şişli olduğunu, aracın ise Samsun’da bulunduğunu, bu sebeple analizcilerin İstanbul’dan gelmelerinin beklendiğini, yine aynı tutanakta numunenin … palaklı araçtan alındığının da açıkça yazdığını, arıza yapan otobüsün arıza günü … firmasından yakıt aldığı ve bu yakıtın arızaya sebep olduğu gerekçesi ile iade edildiğinin veresiye satış fişi ile ispatlandığını, … plakalı araçtan alınan numune incelemesi ile yakıtın teknik düzenlemede yer alan özelliklere aykırı olduğunun ortada olduğunu, Müvekkilinin yakıtını alıp oradan yaklaşık 70 km kadar uzaklaştığını, arıza oluştuğunda hemen yakıt aldığı yeri de aradığını, hatta oradan görevlilerin aracın yanına geldiğini, o gece aracın şoförü de aralarında olmak üzere olayın tüm seyrine tanık olan kişilerin, dinlenilmesi talebinde bulunmalarına rağmen, yerel mahkemece tanık dinlenmesine karar verdilmediğini, Müvekkiline ait olan otobüsün, olay tarihinde … firmasına çalıştığını, … firmasının anlaşması gereği Samsun Terme de bulunan ve diğer davalıya ait olan … A.Ş. isimli akaryakıt istasyonundan benzin almaya mecbur olduğunu, başkaca bir yerden mazot alınmasının yasak olduğunu, aracın son 6 aydır hep aynı yerden mazot aldığını, veresiye fişleri ile aylık mazot hesaplaşmalarının … ile … arasında görüldüğünü, şoförlerin nakit olarak mazot almalarının da yasak olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen eksik ve yetersiz incelemeye dayalı kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı …AŞ.’nin bayisi olan diğer davalının işlettiği akaryakıt istasyonundan yakıt alan davalının, aracın akaryakıt nedeniyle arızalandığı iddiasıyla uğradığı maddi zararın tazminine yönelik açtığı tazminat davasıdır. Mahkemece, araçtaki arıza tarihi ile Türk Akreditasyon Kurumu tarafından numune alındığı tarih arasında geçen 3 günlük süre dikkate alınarak, söz konusu numunenin davalıdan satın alınan akaryakıt olduğu hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu aracın arıza kayıtlarına ilişkin celbedilen servis kayıtları incelendiğinde, arıza tarihi olduğu iddia edilen 12.07.2013 tarihine ilişkin bir araç kabul ve iş emrine rastlanmadığı, aracın işleteni olan davacı tarafça aracın yakıtın alındığı aynı gün arızalanarak servise gönderildiği ileri sürüldüğüne göre, bu hususun ilgili servisten söz konusu tarihi içerir belgeler celbedilerek irdelenmesi, istinaf dilekçesinde, oto çekici ödeme makbuzunun ekte sunulduğu belirtilmiş olmasına rağmen bu belgeye rastlanmamış olması nedeniyle söz konusu belgenin celbedilmesi, gerektiğinde bu hususlarda tanık beyanına başvurulması, dosyaya analiz raporu sunan Türk Akreditasyon Kurumu’nun numune aldığı tarih ile arıza tarihi arasında geçen zaman ve aracın serviste kaldığı süre de dikkate alınarak araçtan alındığı ileri sürülen ve üzerinde Türk Akreditasyon Kurumu tarafından inceleme yapılıp analiz raporu sunulan akaryakıt numunesinin, davalı şirketten alınıp alınmadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda varılacak olan kanaate göre hüküm kurulması, ayrıca davalılar arasındaki sözleşmesel ilişki dikkate alınarak kusura ilişkin değerlendirme sonucu varılacak sonuca göre davalı … AŞ.’nin pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığının tartışılması gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulması nedeniyle kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/05/2017 tarih, 2014/1651 E. 2017/473 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda DİKKATE ALINMASINA, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021