Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/614 E. 2021/1322 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/614 Esas
KARAR NO: 2021/1322
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2017
NUMARASI: 2016/805 E. – 2017/702 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili bankanın Altunizade Şubesinden kredi kullandığını ancak davalı banka tarafından kullandırılmış olan kredi nedeniyle davalının müvekkilinden 29/01/2008 tarihinde 21.500,00 TL Komisyon tahsilatı, 58,00 TL Ekspertiz masrafı tahsilatı ve yine 42,00 TL Ekspertiz masrafı tahsilatı olmak üzere toplam 21.600,00 TL Kesinti yaptığını, alınan bu bedellerin haksız ve hukuksuz olduğunu ve iadesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 4.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesini talep ve dava etmiş, 23/08/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 17.984,75 TL ye çıkarmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazında bulunmuş esasa dair savunmalarında da davacının tüm taleplerinin usul, yasa ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davalı bankanın %10 komisyon alması diğer banka uygulamalarının çok üzerindedir. Sözleşmede bu miktarda komisyon alınacağı da yazılı olmadığından davalı bankanın tek taraflı olarak belirlediği miktarın yasal dayanağı bulunmadığından, emsal banka uygulamalarındaki %1.634 oranı üzeriden yapılan hesaplamaya göre davacının 3.515,25 TL komisyon talep edebileceği, fazladan tahsil edilen 17.984,75 TL nin iadesi gerekmekle, davalı bankanın sebepsiz yere tahsil ettiği paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/19229 Esas ve 2015/8735 karar sayılı emsal kararında da davadan önce temerrüte düşürülme şartının arandığı, somut olayda davadan önce TBK 117. Madde de belirtilen şekilde temerrüt olayı gerçekleşmediğinden dava dilekçesindeki miktar için dava tarihinden ,ıslah dilekçesindeki miktar için ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Öncelikle yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere ticari kredilerde, kredi komisyon ücreti alınması yasal olup yerel mahkeme tarafından bu hususun hiç bir şekilde dikkate alınmadığını, yerel mahkemenin, hiç bir şekilde davacı ile imzalanan genel kredi sözleşmesi hükümlerini değerlendirmediğini ve ” eksik inceleme ” ile karar verdiğini, çünkü davacı tarafından imzalanan genel kredi sözleşmesinde proje komisyonlarının ve diğer masrafların müşteriye ait olacağının açıkça kararlaştırıldığını (…komisyonlar,…ekspertiz masrafları … ),yerel mahkemenin davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmesel ilişkiyi incelememiş olup bunun yanısıra, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kabulüne karar verdiğini, 2- İşbu davada yerel mahkemenin dava konusunu, ticaret kanunu ve borçlar kanunu çerçe- vesinde değerlendirmesi gerekirken sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirmesinin de bir başka hata olduğunu, 3- Yerel mahkemenin bilirkişi raporuna göre karar verdiğini, ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere genel kredi sözleşmesi, tam sayfa olarak celbedilmeden ve TCMB’ye bildirilen oranlar celbedilmeden eksik incelemeyle rapor tanzim edildiğini, dosyanın, eksikliklerin giderilmesinin ardından ” ek rapora ” gönderilmesi gerekirken eksik inceleme ile hatalı rapor ve bu hatalı rapor ile de hatalı bir karar tanzim edildiğini, 4- Ayrıca genel kredi sözleşmesi incelendiğinde atlanmaması gereken bir diğer önemli hususun, dava konusu krediin 30.01.2008 tarihli olup, genel kredi sözleşmesi Türk Borçlar Kanunundan önceki dönemde imzalandığından yerleşik Yargıtay içtihatları gereği alınan ticari kredi komisyon ücretinin/maddesinin genel işlem işlem şartı olduğunun iddia edilemeyeceğini, 5- Bu sebeple genel kredi sözleşmesinde açıkça belirtilen ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. vd. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının, ancak kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olduğundan, müvekkili banka tarafından alınan ticari kredi komisyon ücretinin yasal olduğunu, tüm bu eksik inceleme ve açıklamalar doğrultusunda yerel mahkeme kararının hatalı olup, usul ve yasaya aykırı yerel kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı bankanın kullandırmış olduğu kredi işlemi sırasında yapılan bir kısım kesintilerin mevzuata uygun olmadığı gerekçesi ile istirdatına ilişkindir. Davacı, davalı bankadan Taksitli Ticari Kredi sözleşmesi ile 29/01/2008 tarihinde 215.000 TL kredi kullanmış, proje komisyonu olarak 21.500, TL, expertiz ücreti olarak 58.00TL ve 42,00 TL olmak üzere toplam 21.600,00 TL kullandığı krediden kesinti yapılarak tahsil edilmiş, davacı taraf yapılan bu kesintilerin fahiş olduğunu, fazladan yapılan kesintinin iadesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince işbu karar istinaf edilmiştir. Mahkemece, bankacı bilirkişiden rapor alınmış bu rapora göre; davalı banka tarafından 21.558,00 TL masraf tahsilatının yapıldığı, davacıdan alınan masrafların hepsinin sözleşmede olup olmadığının tespit edilemediği, diğer banka uygulamalarının ortalamasının %1.634 olarak tespit edildiği, diğer banka ortalamalarına göre tahsil edilmesi gereken miktarın 3.515,25 TL olarak hesaplandığı, mahkemenin diğer banka ortalamalarına göre masraf alınmasına karar vermesi halinde davalının davacıdan 17.984,75 TL fazladan tahsilat yaptığı, kredi kullandırılmasında zorunlu olan ekspertiz ücretinin diğer banka ortalamalarından düşük olduğu, davacının alacaklı olduğunu kabul edilmesi halinde dava tarihinden itibaren avans faizi uygulaması gerektiği tespiti yapılmış ve bu rapor baz alınarak mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 03/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere mahkemece dosyaya taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin tam metni getirtilmediği gibi, TCMB’nin 07/01/2011 tarih ve b.02.2.tcmb.0.007.00.05 sayılı 2006/1 ve 2007/1 nolu tebliğ uygulaması hakkında konu başlıklı talimatında da bankaların reskont kaynaklı krediler dışındaki kredi işlemlerinde faiz ve kar payı dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları ile bankacılık komisyonlarının bildirilmesine ilişkin karar doğrultusunda TCMB bildirdiğine ilişkin bildirdiği masraf tablosunun getirtilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra, itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor hazırlanması talebinde bulunulmuş, fakat mahkemece bu eksiklikler giderilmeden ve ek rapor alınmadan karar verilmiştir. Oysa anlaşıldığı üzere taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözlemesi ticari nitelikte olup sözleşme serbestisi çerçevesinde taraflarca sözleşme hükümleri serbestçe kararlaştırılabilecektir. Buna göre somut uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği açıktır. Mahkemece, diğer bankalardan benzer sözleşmeler çerçevesinde uygulanan faiz oranları, dosya masrafı ve komisyon oranı uygulamalarına ilişkin belgelerin getirtilmesi ve diğer bankalarca yapılan uygulamanın dikkate alınmış olunması doğru olmakla birlikte taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi getirtilmeden sadece diğer bankaların uyguladığı oranlar çerçevesinde yapılan değerlendirme ile eksik inceleme sonucunda karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu sebeplerle, taraflar arasında düzenlenen ve dava konusu sözleşmenin ticari niteliği dikkate alınarak, bu sözleşme, sözleşmenin eki mahiyetinde bulunan ve davacı tarafından imzalanan Taksitli Ticari Kredi Ödeme Planlarında proje komisyonlarının ve diğer masrafları gösterir tablolar ile TCMB’nin 07/01/2011 tarih ve b.02.2.tcmb.0.007.00.05 sayılı 2006/1 ve 2007/1 nolu tebliğ uygulaması hakkında konu başlıklı talimatında da bankaların reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredi işlemlerinde faiz ve kar payı dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları ile bankacılık komisyonlarının bildirilmesine ilişkin karar doğrultusunda TCMB bildirdiğine ilişkin bildirdiği masraf tablosu getirtilerek diğer banka uygulamaları da dikkate alınarak yapılacak hesaplama için aynı bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra yeniden karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yönler ile sınırlı olmak üzere yapmış olduğu istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2017 tarih, 2016/805 E. 2017/702 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı tarafça tehiri icra talebi yönünden Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yatırılmış bulunan 27.500,00 TL bedelli teminat mektubunun 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davalı tarafa talebi ve isteği halinde iadesine, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 307,14 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 6- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 7- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda DİKKATE ALINMASINA, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021