Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/605 E. 2021/1361 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/605
KARAR NO: 2021/1361
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2017
NUMARASI: 2016/989 E. – 2017/929 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; K.Çekmece … İc. Md. … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin asansör bakım ve tadilat işleriyle uğraşmakta olup, davalı şirketin asansörlerin bakım ve tadilatlarını yaptığını, davalı şirket eski asansörlerinin hurda halindeki malzemelerini 03.07.2007 tarihinde sevk irsaliyesi ile müvekkili şirkete emaneten bırakıldığını, bu malzemelerin alınması için davalıya yazılı ve sözlü ihtarda bulunduğunu, davalı yanın geri almadığını, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında dosya borcunun ödediğini böyle bir borcu bulunmadığını, takip konusu malzemeleri davalının talebi halinde iade etmeye hazır olduğunu, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özele; Müvekkilinin davacı şirkete 03/07/2007 tarih … sevk irsaliyesi ile bir adet asansör makinesini davacının iştigal alanına giren mallar olması sebebiyle teslim ettiğini, bu tarihten itibaren davacı firma yedinde bulunduğunu malların müvekkili firmaya iadesi ya da bedellerinin ödenmesi hususunda yazılı ihtarlara rağmen davacının sessiz kaldığını ve malları teslim etmediğini, bu malların değerine karşılık gelen 15.000 TL nin tahsili amacıyla K.Çekmece İc. Md. … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, tarafların sulh olarak anlaştıklarını ve birbirlerine ibra ettiklerini 26/09/2016 tarihli protokol gereğince sulhe rağmen davalının istirdat talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu, borcun itirazı kayıtla ödenmediğini, tarafların karşılıklı olarak ibralaştıklarını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı tarafından istirdat talepli davanın 09.11.2016 tarihinde açılmış olduğu davadan önce taraflar arasındaki 26.09.2016 tarihli protokol ile menfi tespit davasına konu olan K.Çekmece İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takip alacağına ilişkin sulh protokolü imzaladıkları, protokolün taraflarca kabul edildiği, davalının söz konusu malzemelerin bedelini tahsil ettikten sonra 02.11.2016 tarihinde davacı firmaya fatura düzenleyerek akabinde kayıtlı bedelle malzemelerin satışını gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Tarafların serbest iradeleri ile düzenledikleri protokol gereğince, davaya konu olan takip alacağı konusunda sulh oldukları anlaşılmış olup davacı itirazı kayıt ileri sürmek için borcu ödediği anlaşıldığından davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı tarafça kendilerine emanet bırakılan malların belirsiz süreli olarak bırakıldığını ancak müvekkili şirketin geri alınması yönündeki ihtar ve bildirimlerine davalılarca yıllarca cevap verilmediğini, 03.07.2007 tarihli sevk irsaliyesiyle emanet bırakılan asansörler yönünden taraflar arasında belirsiz süreli bir vedia sözleşmesinden bahsedilebileceğini, saklama sözleşmesi nedeniyle ücret de alınmadığını, TBK’nın 565. Maddesi gereğince geri alınması gerektiğini, -Davalının sevk irsaliyesinden 9 sene sonra 15.01.2016 tarihli ihtarname ile hurda malzemelerin teslim edilmesini aksi takdirde neye göre belirledikleri belli olmayan 15.000 TL’nin ödenmesini istediğini, davalı tarafın ayrıca bu işlemin de faturasını 02.11.2016 tarihinde düzenlediğini, VUK 231/5’e göre faturanın, malın tesliminden veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenleneceği hükmüne göre geçersiz olduğunu, -Davalı yanın ihtarda neye göre belirledikleri belli olmayan 15.000 TL’yi tahsil etmek üzere Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, bedelin cebri icra tehdidi altında ödendiğini, -Ek bilirkişi raporu alınması taleplerinin mahkemece reddedildiğini, müvekkili şirketin cebri icra tehdidi altında sebepsiz yere ödediği bedellerin iadesi için istirdat yoluna başvurduğunu, bilirkişi raporunda soruların hiçbirine yanıt bulunamadığını, hurda malzemeler için ödediği bedelin gerçekte ne kadar olduğunun bilirkişi raporuyla aydınlatılması gerektiğini, tüm nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve icra baskısı altında icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadı istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, davalı ile arasında saklama sözleşmesi kurulduğunu ve sonrasında malzemelerin alınması yönünde ihtar çekildiğini beyan etmiş ise de, dosyada taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kanıtlar belge bulunmadığı, ihtarların bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili yapılan ödemenin icra tehdidi altında yapıldığını öne sürmüş olup, ilamsız icra takibinin usulüne uygun tebliğ olduğu, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Takibin kesinleşmesinden sonra taraflar arasında imzalanan protokole karşı davacının imza inkarında bulunmadığı ve bu protokolün iptal edilmediği sürece geçerli olduğu dikkate alınarak bu protokol hükümleri değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Davacı tarafça Mahkemeye, irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâlleri gibi sulh protokolünün geçersizliğine ilişkin bir iddiada da bulunulmamıştır. Taraflar arasında imzalanan protokolde açık bir biçimde ibra hükmü bulunmakta olup, icra tehdidi altında borcun ödendiğine ilişkin dosyada başkaca delilin de bulunmadığı, mahkemece taraflar arasında imzalanan protokole karşı davacıların imza inkarında bulunmadığı ve bu protokolün iptal edilmediği sürece geçerli olduğu dikkate alınarak bu protokol hükümleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesinde aykırılık bulunmadığı, sevk irsaliyelerine göre davacının malı teslim aldığı, ayrıca faturanın sonradan düzenlenmesinin faturayı geçersiz kılsa dahi alacağı geçersiz hale getirmeyeceği, davacının protokol ile borcu kabul etmesi sebebiyle ayrıca bilirkişilerce fiyat araştırması yapılması gereken bir durumun olmadığı, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici sebeplerle, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2017 tarih ve 2016/989 E., 2017/929 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021