Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/602 E. 2021/1631 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/602
KARAR NO: 2021/1631
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2017
NUMARASI: 2014/822 E. 2017/409 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti., lehtarı müvekkili … A.Ş. olan, 16.07.2012 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bononun ciro edilerek davalı …Ltd. Şti.’ne verildiğini, senedin ödenmemesi üzerine davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından takibe geçilerek ödeme emri tebliğ edildiğini, haciz tehlikesiyle karşılaşılması üzerine dosya borcunun ödenmek zorunda kalındığını, dosya borcunun kapatılarak infaz edildiğini öğrendiklerini, her ne kadar senet üzerinde müvekkili … A.Ş. ve davalı … Ltd. Şti.’ne borçlu gözükse de, bononun İİK’nun aradığı ödenmemesi lazım gelen bir borcu teşkil ettiğini, müvekkili … Tic. A.Ş.’nin. .. Konutları Projesinde davalıyla imzaladığı, 30.06.2012 tarihli “2. El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi” gereği takibe konu senedi ciro ederek verdiğini, bu senedin karşılığında davalı tarafın sözleşmede üstlendiği yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmediğini, 50.000 TL’nin istirdadı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu senetle ilgili …Ltd. Şti.’nin müvekkiline ve bu dava davacısı …Tic. A.Ş’ne Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını, söz konusu davada… A.Ş.’nin müvekkiline cari hesaptan kaynaklanan borcu olduğunu, bu nedenle dava konusu senedi verdiğini dosyaya sunulmuş olan cevap dilekçesinde ikrar ettiğini, her iki davaya konu senedin aynı olduğunu beyanla, davanın reddine ve karşı tarafın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, hukuki niteliği itibari ile istirdada dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacının, keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti. olan 50.000,00 TL bedelli bonoyu, davalı ile imzalamış oldukları 30/06/2012 tarihli “İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi” kapsamında ciro ederek davalıya verdiğini, ancak davalının sözleşmede belirtilen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, icra takibi sırasında haciz tehdidi altında senet bedelini ödemek zorunda kaldığını iddia ederek bedelin iadesini istediği, yapılan yargılama, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi ile; davacı ile davalı arasında yukarıda belirtilen sözleşmenin aktedildiği, sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen ürünlerin 54.000,00 TL + KDV ile satılması karşılığında davaya konu 16/07/2012 tarihli 50.000,00 TL bedelli senedin davacı tarafından davalıya verildiği, davalı tarafından yargılama süresince dosyaya sözleşmeye konu mal ve hizmetlerin teslimine ilişkin herhangi bir fatura ve irsaliye sunulmadığı, bu nedenle davalının sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediğinin kabulü gerektiği, senet bedelinin davacı tarafından ödendiği anlaşıldığından, davacının ödemiş olduğu bu tutarın istirdadını talep edebileceği kanaatiyle davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu ilkesi gereği, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşumuna neden olan temel borç ilişkisi arasındaki bağın ortadan kalktığını, bu sebeple, hamilin dâvasını sadece bu kıymetli evraka dayandırabileceğini, temelde yatan asıl borç ilişkisinin varlığını ve mahiyetini ispat zorunda olmadığını, müvekkilinin alacağının başka bir hukuki ilişkiden kaynaklandığını, davanın kambiyo senedine dayanması halinde borçlu olmadığını veya müvekkilinin sebepsiz zenginleştiği iddiasını ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu ve iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, davacı, kanunun öngördüğü şekilde davasını ispatlayamadığı halde mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, 2- Senedin davacının iddia ettiği gibi ”İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi”ne istinaden teminat olarak verildiği iddiasının doğru olmadığını, cari hesap karşılığında ödeme olarak verildiğini, davacı şirketin Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/562 Esas sayılı dosyasına verdiği cevap dilekçesinde cari hesap nedeniyle müvekkiline borçlu olduğunu ve dava konusu senedi verdiğini ikrar ettiğini, izah edilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; Keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti. olan, 16/07/2012 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli ciro ederek davalı … Ltd. Şti.’ne verdiği bononun ödenmemesi sebebiyle davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından başlatılan takipten gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, haciz tehdidi ile dosya borcunu ödemek zorunda kaldığından, 50.000 TL’nin davalıdan istirdadına ilişkindir. Mahkemece, davalının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediğinin kabulü gerektiği, senet bedelinin davacı tarafından ödendiği anlaşıldığından, davacının ödemiş olduğu bu tutarın istirdadını talep edebileceği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti tarafından, keşidecisi…Ltd. Şti., lehtarı … Tic A.Ş. olan 16.07.2012 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono dayanak gösterilerek, 03/08/2012 tarihinde Bakırköy… İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından …Ltd. Şti. ve … A.Ş aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçilerek, … A.Ş’ne 08/08/2012 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, 10/08/2012 tarihli kapak hesabına göre borç miktarının 56.643,54 TL olduğu, 10/08/2012 tarihinde yapılan 15.000,00 TL ödeme sonrasında 43.643,54 TL bakiye borç kaldığı, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından 10/08/2012 tarihinde 45.050,00 TL ödeme yapıldığı, reddiyat sonrası fazla yatırılan 1.400,00 TL’nın borçlu vekiline iade edildiği dosyanın incelenmesinden tespit edilmiştir. Keşidecisi … Ltd. Şti., lehtarı … A.Ş. Olan 26/08/2011 tanzim, 16.07.2012 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli bononun, lehtar … A.Ş. tarafından …. Tic. Ltd. Şti’ne ciro edildiği, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı anlaşılmıştır. … A.Ş. ile … Ltd. Şti arasında düzenlenen 30/06/2012 tarihli “İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi”nin ödeme şeklini düzenleyen 4. maddesinde; Satıcı / Yüklenici 2. Maddede tarif edilen işi sözleşme tarihinden 90 gün sonra 30 Eylül 2012 de başlayıp 7 gün içerisinde yerine getirecektir. Alıcı /iş sahibi Satıcı / Yükleniciye 16.07.2012 vd. 50.000.- (Ellibin) TL Tutarındaki seneti avans olarak verecek, Bakiye ödeme iş bitiminde fatura kesildikten sonra yapılacaktır hükmünün bulunduğu tespit edilmiştir. 1-Menfi tespit ve istirdat davalarında kural olarak ispat külfeti, alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraftadır. Kambiyo senetlerinin hukuki niteliği itibariyle temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olarak mücerret borç ikrarını içerdiğinden, davalı taraf takipte kambiyo senedine dayandığında, alacaklı taraf iddiasını senetteki borç ikrarı ile kanıtlamış olduğundan, borçlu olmadığını kanıtlamak davacı tarafa geçer. HMK 201. maddesindeki senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirası’ndan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz hükmü uyarınca davacı tarafın, davalıya borçlu olmadığını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe dayanak senedin, Keşidecisi … Ltd. Şti., lehtarı … A.Ş. olan 26/08/2011 tanzim, 16/07/2012 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli bono olup, bono üzerinde teminat senedi olduğuna dair şerh veya teminat senedi olduğunu düşündürecek bir kayıt bulunmadığı, … A.Ş. ile … Ltd. Şti arasında düzenlenen 30/06/2012 tarihli “İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi”nin ödeme şeklini düzenleyen 4. maddesinde; Satıcı / Yüklenici 2. Maddede tarif edilen işi sözleşme tarihinden 90 gün sonra 30 Eylül 2012 de başlayıp 7 gün içerisinde yerine getirecektir. Alıcı /iş sahibi Satıcı / Yükleniciye 16.07.2012 vd. 50.000.- (Ellibin) TL Tutarındaki seneti avans olarak verecek, Bakiye ödeme iş bitiminde fatura kesildikten sonra yapılacaktır hükmünün bulunmasına rağmen, sözleşmede verilen senedin dava konusu senet olduğunu gösterir senet numarası, tanzim tarihi gibi ayırıcı özelliklerinin belirtilmediği tespit edildiğinden, dava konusu senedin 30/06/2012 tarihli sözleşme için verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı taraf senedin 30/06/2012 tarihli senet için verildiğini kanıtlamadığından, mahkemece senedin sözleşme için verildiği ve sözleşmedeki edimin yerine getirilmediğinin kabulü ile davacı tarafın talebinin kabulüne karar verilmesi, dosya kapsamına aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir. 2- Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe dayanak senedin, Keşidecisi …. Ltd. Şti., lehtarı … A.Ş. olan 26/08/2011 tanzim, 16.07.2012 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli bono olup, bono üzerinde teminat senedi olduğuna dair şerh veya teminat senedi olduğunu düşündürecek bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/562 esas sayılı …Ltd. Şti. tarafından açılan menfi tespit davasına …. A.Ş. vekilinin sunduğu 10/09/2012 tarihli cevap dilekçesinin, “Davalı … Ltd. Şti., müvekkilim … A.Ş.’nin …Konutları Projesinde taşeronu olup, sözleşmeye aykırı olarak işveren tarafından müvekkilim …, A.Ş.’nin sözleşmesi feshedilmiş olup davacı bu süreçte işverenin yanında yer alıp müvekkilim ile olan sözleşmesine sadık kalmamıştır. Müvekkilim şirket ciddi zararlara uğrayıp çok büyük ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalmıştır. Müvekkilim şirket diğer davalı …Ltd. Şti. ile …Ltd.Şti. ile cari hesabı bulunmakta olup, her iki firmayla cari hesaptan kaynaklanan borçlarına istinaden dava konusu senetleri cirolayarak ayrı ayrı vermiştir. Davacının teminat senedi iddiaları gerçekle bağdaşmamaktadır” sözlerini içerdiği tespit edilmiştir. Senet metninde teminat senedi olduğuna ilişkin şerh veya teminat senedi olduğunu düşündürecek bir kayıt bulunmaması, 30/06/2012 tarihli “İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi”nin ödeme şeklini düzenleyen 4. maddesinde; Satıcı / Yüklenici 2. Maddede tarif edilen işi sözleşme tarihinden 90 gün sonra 30 Eylül 2012 de başlayıp 7 gün içerisinde yerine getirecektir. Alıcı /iş sahibi Satıcı / Yükleniciye 16.07.2012 vd. 50.000.- (Ellibin) TL Tutarındaki seneti avans olarak verecek, Bakiye ödeme iş bitiminde fatura kesildikten sonra yapılacaktır hükmünün bulunmasına rağmen, sözleşmede verilen/verilecek olan senedin dava konusu senet olduğunu gösterir senet numarası, tanzim tarihi gibi ayırıcı özelliklerinin belirtilmemiş olması, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/562 esas sayılı … Ltd. Şti. tarafından açılan menfi tespit davasına …Tic. A.Ş. vekilinin 10/09/2012 tarihli cevap dilekçesinde, senetleri cari hesaptan kaynaklanan borçlarına istinaden ciro ederek verdiğine, teminat senedi olmadığına ilişkin beyanının mahkeme içi ikrar niteliğindedir. HMK 188/1.maddesindeki, tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettiği vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez hükmü uyarınca, …A.Ş. vekilinin 10/09/2012 tarihli cevap dilekçesindeki ikrarı ile senedin ”İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi”ne istinaden verilmediği, teminat senedi olmadığı tartışmalı olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin; senedin, ”İkinci El Kullanılmış Malzeme Satış Sözleşmesi”ne istinaden verilmediği, cari hesap ödemesi olarak verildiğine ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir. HMK 355.maddesinin 2. cümlesi uyarınca kamu düzenine ilişkin sebepler yönünden yapılan inceleme; 1- İcra dosyasına THS2012 seri no, 16656023 sıra no ve 2127 özel no.lu tahsilat makbuzu ile 45.050,00 TL nakit, (2012/15110 E. İcra dosyası için) İcra dairesinin …bank hesabına… Bankası A.Ş. Hesabından 7.500,00 TL banka olmak üzere “…” açıklaması ile ödeme yapıldığı, ancak 7.500,00 TL ödemenin aynı icra dairesinin … E. sayılı dosyasına mahsup edildiği tespit edilmiş olup, borç olmayan parayı ödeyenin davacı dışında …Ltd. Şti.olduğu tespit edildiğinden, sebepsiz zenginleşme sebebiyle dava açma hakkı … Ltd. Şti.’ne aittir. HMK 114/1-d maddesi uyarınca tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartıdır. Mahkemece; dava şartları öncelikle ve re’sen dikkate alınması gerektiğinden, davanın dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan karar verilmesi usule aykırı olduğundan kararın kaldırılması gerekmiştir. 2-Davacı vekili istirdat davası olarak talepte bulunmuş, 09/03/2016 tarihli dilekçesi ile sebepsiz zenginleşme olduğunu iddia etmiş ise de; dava takip hukukundan doğmakta olup, davanın izah ediliş şekli itibariyle; İİK 72/7. maddesindeki; icra takibi sırasında takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren 1 sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını talep edebilir tanımlaması kapsamında istirdat davası niteliğinde olduğu, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir ( Yargıtay 11. HD’nin 22.04.2021 tarihli 2019/4320 Esas ve 2021/3961 Karar sayılı kararı, Yargıtay HGK’nun 14/01/2014 tarihli 2013/13-397 esas ve 2014/15 karar sayılı kararı, Yargıtay 11. HD’nin 15/06/2009 tarihli 2009/1381 esas ve 2009/7344 karar sayılı kararı). Maddede belirtilen 1 yıllık dava açma süresi hak düşürücü süre olduğundan, mahkemece re’sen nazara alınması gerekir. Ödeme 10/08/2012 tarihinde yapılmış olup, dava 1 yıllık süre geçtikten sonra 30/12/2013 tarihinde açıldığından, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilmesi usule aykırı ise de; HMK 138. maddesine göre, dava şartı eksikliğinin öncelikle dikkate alınması gerektiğinden, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 355. ve 353/1-b/2. maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığına ilişkin dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/822 E. 2017/409 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın, 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığına ilişkin DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 853,90 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 794,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi istek halinde davacıya iadesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 24,85 TL posta giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 54,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 139,70 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021