Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/593 E. 2021/1320 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/593 Esas
KARAR NO: 2021/1320
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2016/464 E. – 2017/1040 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan ticari işe ilişkin 66.581,50 TL’lık fatura düzenlendiğini, davalının kısmi ödeme yaparak 16.805,68 TL alacağının kaldığını, İcra takibine yapılan itirazda davalının, borcumuz yok diyerek itiraz ettiğini, 16.09.2015 tarih ve … seri nolu fatura alındığını ve kabul edilmiş kısmi ödeme yapıldığını, işbu izah edilen nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, itirazın iptaline, alacak likit olduğundan % 20 İcra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 24.01.2017 tarihli dilekçesine davalının 20.01.2016 tarihinde 6.000 TL ödeme yaptığını, bu nedenle 10.581,49 TL üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesindeki beyanları ve iddialarını kabul etmenin mümkün olmadığını, davacının haksız takip başlattığını, davacının takip öncesinde müvekkiline herhangi bir yasal bildirim yapmaksızın faiz işletmesi ve ödeme emrine konu etmesinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, işbu izah edilen nedenlerle, davanın reddine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkeme dosyasında her iki tarafından tacir olduğu, cari hesaptan kaynaklanan bakiye borç alacağının ticari iş mahiyetinde olduğu, davacının defterlerinin 6100 sayılı HMK 222. Madde gereği davacı lehine delil niteliğinde olduğu, davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı göz önüne alındığında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki ödeme emrindeki davacının talep ettiği asıl alacak bilirkişi raporundaki cari hesap bakiye alacağından fazla olduğundan davanın kısmen kabulüne, ödeme emrindeki asıl alacak ile bilirkişi raporundaki alacak miktarı farklı olduğundan ve alacağın olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyası ile 16.581,49 TL asıl alacak, 224,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.805,68 TL takip çıkış miktarı üzerinden, davacı müvekkil aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borca ve faize itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı alacaklı tarafından ise İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/464 e sayılı dosyası ile itirazın iptaline yönelik dava açıldığını, dava doğrultusunda bilirkişi raporunda ve davacı tarafından da beyan edildiği üzere, takibin açılış tarihinden 2 gün sonrasında müvekkili tarafından 20.01.2016 tarihinde 6.000,00 TL davacı alacaklı asile ödeme yapıldığını, müvekkilinin 10.581,49 TL cari hesap borcu olduğu tespitinin yapıldığını, bu hususun İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1040 k. kararı ile “…davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 10.581,49 TL asıl alacak üzerinden aynı şartlarda devamına” şeklinde hükmolunduğunu, 2- Ancak sayın Mahkeme tarafından, davacı alacaklının takip öncesinde işletmiş olduğu, takibe ve itirazın iptali davasına konu ettiği 224,19 TL faiz alacağı iddiası konusunda, kabul yada redde ilişkin herhangi bir karar tesis edilmediğini, mahkemenin sadece asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına karar verdiğini, bunun da eksikliğe sebebiyet verdiğini, 3- Bilirkişi raporu ile de davacının takip öncesinde müvekkiline herhangi bir yasal bildirim yapmaksızın yani temerrüde düşürmeksizin faiz işletmesi ve ödeme emrine konu etmesinin mümkün olmadığı tespiti yapıldığını, fakat mahkeme tarafından bu hususun göz ardı edilerek faizin reddi ile ilgili bir karar vermemesi ve bu ret sonucunda da kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, bu sebeplerle, İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/464 E. ve 2017/1040 K. sayılı sadece asıl alacağın kabulüne ilişkin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, mahkeme tarafından değerlendirilmeyen faiz miktarına ilişkin davacı talebinin reddine ve bu sebeple lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Taraflar arasındaki ticari işe ilişkin faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi ile tahsiline yönelik ödeme emrine borçlunun itirazı sonucu İİK 67. Maddeye göre açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının 16.581,50 TL asıl alacak ve 224,19 TL işlemiş faiz toplamı 16.805,68 TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatmış, itiraz üzerine takip durmuş, açılan iş bu itirazın iptali davası devam ederken davalı tarafça, takipten sonra dava açılmadan önce 6.000, 00 TL ödeme yapıldığını, davacı vekili, dava dilekçesinde sehven bu ödeme mahsup edilmeden müddeabihin belirlendiğini ve davanın bu miktarın mahsubuyla 10.581,49 TL üzerinden kabulünü, 22.01.2017 tarihli dilekçesiyle beyan etmiş, dosya bilirkişiye verilmiş, dosyaya sunulan 05.10.2017 tarihli raporda, bilirkişi ticari defterlere göre de davacının, 10.581,50 TL alacaklı olduğunu tespit etmiş ve mahkemece bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davalı vekilince işlemiş faiz yönünden davanın reddine karar verilmesi ve red miktarı üzerinden vekalet ücreti verilmesi gerektiğinden bahisle bu kararı istinaf etmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere, davacı taraf takip talebinde bulunurken 224,19 TL işlemiş faiz içinde takipte bulunmuş olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davalı temerrüte düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talebinde haklı olmadığı, bu sebeple mahkemece işlemiş faiz yönünden davanın kısmen reddine ve reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken bu konuda karar verilmemiş olması hatalı olup, davalı vekilinin istinaf başvurusu bu yönden haklı olduğundan, 6100 Sayılı 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden resen diğer kısımları baki kalmak üzere, davanın 224,19 TL işlemiş faiz yönünden reddine, bu miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarih, 2016/464 E., 2017/1040 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 3/a- İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 10.581,49 TL asıl alacak üzerinden aynı şartlar ile devamına, davanın 224,19 TL işlemiş faiz yönünden reddine, 3/b- Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 722,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 202,97 TL’nin mahsubu ile bakiye 519,85 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 202,97 TL peşin harç, 33,50 TL ilk masrafı, 101,50 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 735,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 686,90 TL’sinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, kalan bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece aşamasında yapılan masraf olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, davanın kabul – red oranı dikkate alınarak hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2) maddesine göre, davanın kabul – red oranı dikkate alınarak hesaplanan 224,19 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 23,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 121,60 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021