Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/591 E. 2021/1551 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/591
KARAR NO: 2021/1551
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI: 2014/1583 E. 2017/982 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin akaryakıt işi ile iştigal ettiğini, 3 nolu davalının kendilerinden akaryakıt aldığını ve davaya konu … Yüksekova/ Hakkari Şubesi’ne ait 28/10/2012 keşide tarihli 10.000 TL bedelli çeki, davacı şirketi lehdar göstererek verdiğini, keşidecinin bankalar nezdinde sicilinin olumsuz olduğunu öğrenmeleri üzerine keşideci tarafından nakit ödeme, akaryakıt iadesi ve kredi kartı ile yapılan ödemelerle çek bedeli tamamen ödendiğinden, çekin keşideci davalıya iade ve teslim edildiğini, ancak çekteki davacı cirosunun unutularak sehven iptal edilmediğini, çekin paraf edilerek ve keşide tarihi 28/02/2013 olarak düzeltilmek suretiyle tekrar tedavüle sokularak, davalı … Şirketi’ne verildiğini, bu devrin muvazaalı olduğunu, savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, 1 ve 2 nolu davalılar ile ticari ilişkilerinin bulunmadığını, davalıların kötü niyetli olduklarını, takibe konu çek ve çekteki ciro nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile haksız ve yersiz icra takibi nedeniyle davalıların takip tutarı üzerinden % 40’tan aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların tacir olduklarını, görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğundan öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, dava konusu çekin, çekte cirosu bulunmayan … – Fatih İş Makinaları tarafından müvekkiline verildiğini, davanın …’a ihbar edilmesini, keşide tarihinde paraf bulunduğunu, çıplak gözle parafın keşideci imzasına benzediğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu beyan ederek, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Taah. San. Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamıştır. İlk Derece Mahkemesince; ”İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasının, alacaklı davalı … tarafından, borçlular davacı … Ltd.Şti, davalılar … Ltd.Şti. ve …Ltd.Şti. aleyhine 19/04/2013 günü başlatılmış kambiyo senetlerine mahsus icra takibi olduğu, takip dayanağı çekin … Yüksekova/Hakkari şubesine ait keşidecisinin … Ltd.Şti., lehdarının davacı … Ltd.Şti., arkasında sırasıyla davacı … Ltd.Şti., … Ltd.Şti.’nin ciranta olarak yer aldığı, çekin 10.000 TL bedelli ve keşide tarihinin 28/10/2012 günü olduğu, keşide tarihinin paraf edilerek 28/02/2013 olarak düzeltildiği, çekin muhatap bankaya 28/02/2013 günü ibraz edildiği ve karşılıksız şerhi yazıldığı, karşılıksız şerhinden sonra çekin davalı … İth. Şti. tarafından takip alacaklısı …’a devredildiği, takibin kesinleştiği, mahkemece icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının uygulandığı, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/66773 sayılı soruşturma dosyasının, yetkisizlik kararı üzerine gönderildiği Adana C. Başsavcılığı’nın 2014/11135 sayılı soruşturma dosyasında; müştekinin .., şüphelilerin …, …Şti. Yetkilileri, …, suçun davaya konu çek nedeniyle dolandırıcılık suçu olduğu, olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, vaki itirazın Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği, Davanın, İİK 72 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olduğu, takip konusu çekin keşide tarihinin 28/10/2012 olduğu, davalı ….şti. tarafından davacıya verildiği, çekin haricen tahsil edilerek davalı ….Şti.’ne davacı tarafından iade edildiğinin iddia edildiği, ne var ki davacının iade esnasında çekteki cirosunu iptal etmediği, daha sonra davaya konu çekin keşide tarihi paraf edilerek 28/02/2013 keşide tarihli olarak tekrar piyasada kullanılmış olduğu, davalı alacaklı …’ın çekin hamili olduğu ve tarafından icra takibine konu edildiği, senede karşı ispat usullerinin HMK’da düzenlendiği, uyuşmazlık aynı zamanda suç teşkil etse dahi hukuk mahkemesinin ceza mahkemesi kararıyla bağlı olmadığı, hukuk usulü yargılamasında senede karşı senetle ispat kuralının geçerli olduğu, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2016/3486 Esas, 2017/802 Karar sayılı ve 06/02/2017 günlü içtihadına göre; davacı lehdar … Şti. ile davalı keşideci … şti. arasındaki hukuki ilişkiye dayalı şahsi def’ilerin, hamil olan davalı … ve diğer davalı … İth.Şti’ne karşı ileri sürülebilmesi için 6102 Sayılı TTK’nın 818/1-e maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 687/1 maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun ispatlanması gerektiği, Davalılardan … Şti.’nin davaya konu çekin keşidecisi olduğu, keşideci tarafından lehdar olan davacıya verilmiş olduğu, çekteki silsileye göre lehdar keşideciye tekrar ciro yapmadığı müddetçe, lehdarın keşideciye borçlu olması mümkün olmadığından, davacı lehdarın keşideci … Oto.şti. aleyhine açtığı menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, diğer davalıların davaya konu çeki, davacının zararına kötü niyetli olarak iktisap etmiş oldukları yönünde mahkemede bir kanaat oluşmadığından, diğer davalılar yönünden açılan menfi tespit davasının esastan reddine, Menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verildiği ve uygulandığı, ihtiyati tedbir kararı gereğince alacaklının alacağını almadığı, bu durumda koşulları oluştuğundan İİK 72. maddesi gereğince davalı alacaklı lehine %20 oranında tazminata” karar verilmiştir. Davacı vekilinin davalılar … Ltd. Şti. ve … aleyhindeki istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkilinin, dava konusu çekteki cirosunun tahsil cirosu olup, devir ve temlik cirosu olmadığını, davalı beyanlarının da bu iddiayı doğruladığını, müvekkilinin bu çeki keşideciden aldıktan sonra bankaya kredi teminatına karşılık olarak ciro edip teslim etmiş ise de, sonradan bu çeki bankadan alarak keşideciye iade ettiğinin C. Baş Savcılığı dosyasında keşideci beyanı ile sabit olduğundan, çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, çekin keşideciye teslim edilmekle tedavül yeteneğinin sona ereceğini, keşide tarihi üzerinde değişiklik yapılarak müvekkilinin rızası haricinde tedavüle sunulmasının müvekkili açısından bir bağlayıcılığı bulunmadığını, ciro silsilesinin bozuk olduğunu, hamilin hakkının teselsülen ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılmadığı her durumda yetkili hamil sıfatının ve hatta çekin niteliğinin sorgulanması gerektiğini, mahkemece bu araştırmanın yapılmadığını, 2- Çekin karşılıksız olduğunun anlaşılması sonrası davalı … tarafından ciro yapılarak devralınması kendisine karşı ileri sürülebilecek kişisel def’iler yönünde önem arz ettiğini, davalı …’ın, çekin karşılıksız olduğunu anlaması ve buna rağmen devir alarak sadece müvekkili üzerinden tahsilata çaba göstermesinin iyi niyetli olmadığını ortaya koyduğunu ve kendisine karşı kişisel defilerin ileri sürülebilmesinin mümkün olduğunu,Türk Ticaret Kanunu Madde 793 (1)’ de “Protestonun düzenlenmesinden veya aynı nitelikte bir belirlemeden veya ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur.” hükmünün mevcut olduğunu, … Firmasının çeki, 28 Şubat 2013 tarihi- bankaya ibraz tarihi sonrasında “ karşılıksız kaldığı” öğrenilmesinden sonra davalının yapılan devir-ciro işlemi sonrasında aldığı ve 21.03.2013 tarihinde bankaya ibraz ederek garanti kapsamında banka sorumluluk bedelini tahsil ettiğinin görüldüğünü, davalı …’ın ibraz tarihi sonrasında çeki devraldığından alacağın temliki hükümlerine göre nisbi- kişisel defilerin muhatabı olabileceğini, Bu durumun TBK’nun 188’inci maddesinde düzenlendiğini, maddeye göre borçlunun devri öğrendiği sırada temlik edene karşı sahip olduğu def’ileri, devralana karşı da ileri sürebileceğini, dolayısıyla keşideci … Firmasına karşı ileri sürülen tüm iddiaların davacıya karşı dermayan edilebileceğini, 3- 10.11.2015 tarihli oturumda davalılar vekilinin; dava konusu çekin, ciro silsilesine dahil olmayan … isimli üçüncü bir şahıstan alındığına yönelik beyanları karşısında bu kişinin çeki nasıl ve ne surette ve kimden aldığının ve aradaki ticari ilişkinin araştırılmadığını, 4- Çekte ciro silsilesinin bozuk olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinden görüleceği üzere çekin alış/iade kaydının olmadığını, müvekkilinin keşideci firmayla temelde kurduğu bir hukuki ilişki bulunmadığını, çek karşılığı olarak keşideci tarafından teslim alınan tüm yakıt fişlerinin müvekkiline iade edildiğini, fişlerin dosyada olduğunu, keşideci tarafından bu iddianın aksinin ileri sürülmediğini, … ile … firması arasındaki çek girişinin mevzuatına aykırı tutulan ticari defterler ile belirtilmesini kabul etmediklerini, 5- Müvekkilinin çekteki ciro silsilesine göre kendisinden sonra gelen … İthalat firması ile ve … ismindeki ihbar edilen ile bir hukuki ilişkisinin olmadığını, çekin kötü niyetle tarihi üzerinden paraf (belki de tahrifat) gerçekleştirildikten sonra piyasaya sürüldüğünden, çekin müvekkili açısından borç doğurmadığını, mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına konu, 28/10/2012 keşide tarihli, keşidecisi … Oto.Ltd.Şti., lehdarı davacı … Ltd.Şti. olan 10.000,00 TL bedelli çekin karşılığının, keşideci tarafından ödenmesi sebebiyle cirosunun iptal edilmesi unutularak keşideciye iade edilmesine rağmen, keşide tarihinin paraf edilerek 28/02/2013 olarak değiştirilerek tedavüle çıkarılarak takip konusu edildiğinden bahisle, çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece; … Oto. Şti.’nin davaya konu çekin keşidecisi olduğu, lehdar olan davacıya verildiği, davacı lehdarın keşideci … Oto.şti. aleyhine açtığı menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, Davacı-lehdar … Şti. ile davalı-keşideci … Oto. şti. arasındaki hukuki ilişkiye dayalı şahsi def’ilerin, hamil olan davalı … ve diğer davalı … İth.şti’ne karşı ileri sürülebilmesi için 6102 Sayılı TTK’nın 818/1-e maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 687/1 maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun ispatlanması gerektiği, diğer davalıların davaya konu çeki, davacının zararına kötü niyetli olarak iktisap ettikleri yönünde mahkemede bir kanaat oluşmadığından, diğer davalılar yönünden açılan menfi tespit davasının esastan reddine karar verilmiştir. 1- Dava konusu çekin … Yüksekova/Hakkari şubesinden, keşideci … Ltd.Şti. tarafından 28/10/2013 tarihinde 10.000 TL bedelli olarak keşide edildiği, lehtarın davacı … Ltd.Şti. olduğu, arkasında sırasıyla davacı … Ltd.Şti., … Ltd.Şti.’nin ciranta olarak yer aldığı, çekin 28/10/2012 olan keşide tarihinin paraf edilerek 28/02/2013 olarak düzeltildiği, çekin muhatap bankaya 28/02/2013 günü ibraz edildiği ve karşılıksız şerhi yazıldığı, karşılıksız şerhinden sonra çekin davalı … İth. Şti. tarafından takip alacaklısı …’a ciro edildiği tespit edilmiştir. Davacı vekili müvekkilinin cirosunun tahsil cirosu olduğunu ileri sürmüş ise de; davacı çeki … Ltd.Şti.’ne ciro etmiş olup, ciroda tahsilat cirosu olduğuna ilişkin bir ibare olmadığı, beyaza ciro vasfında olduğu tespit edilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca, beyaza ciro temlik cirosu olduğu gibi, ciroda tahsil cirosu olduğu belirtilmediği veya bu anlama gelecek bir ibarenin bulunmaması halinde de temlik cirosu olduğu kabul edilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/12-337 esas ve 2019/1176 karar sayılı kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 202009/7440-8292 esas ve karar sayılı kararı) Davacının … Ltd.Şti.’ne yapmış olduğu ciro bu hali ile temlik cirosudur. Ciro silsilesine bakıldığında, … Ltd.Şti. tarafından ibrazında karşılıksız kaydının düşüldüğü görülmekte ise de; davacı taraf dava dilekçesinin 4. maddesinde; Bankalarla olan ticari ilişkilerimiz çevçevesinde kullandığımız kredilere teminat olarak müşteri çekleri kabul edilebildiğinden kredi kullandığımız banka şubesine de mezkur çeki ciro ederek teslim ettik. Fakat birkaç gün sonra çek sahibinin sicilinin olumsuz olduğundan bahisle banka şubesince tarafımıza çek iadesi yapılmıştır. Bu durum 3 nolu davalı çek keşidecisi olan … şirketine iletilmiş ve yakıt fişlerinin de iadesi talep edilmiştir. Bunun üzerine firma… iade edilen yakıt fişleri ile nakit ve kredi kartı ile yapıları ödemeler toplam 10.000 TL olduğundan 3 nolu davalının yedimizde bulunan çekinin iadesi gerekmiş olup 31.10.2012 tarihinde yani çek keşide tarihinden 4 gün sonra … firmasına anılan çek iade ve teslim edilmiştir şeklinde beyanda bulunduğundan, davacı tarafça çekin bankaya tahsil cirosu ile verilmediği ikrar edildiğinden bankaya yapılan cironun da tahsil cirosu olmadığı sabit olmuştur. Çek keşidecisi ve ravalı … Şirketi yetkilisi … Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkez Amirliği’ndeki beyanında; davacı şirketten 10.000,00 TL tutarında yakıt aldığını, karşılığında davaya konu çeki verdiğini, yakıt fişlerinin bir kısmını kullandığını, karşılığını nakit olarak verdiğini, kalan çekleri iare edip, çeki geri aldığını, …’den aldığı çekin cio edilmiş halde olduğunu, çekin keşide tarihini değiştirip paraf ederek, Adana ilinde …’a verdiğini, bu şahsında … İthalat şirketine verdiğini söylediğinden, beyanı mahkeme dışı ikrar niteliğindedir. Mahkeme dışı ikrar yerleyik Yargıtay kararları uyarınca takdiri delil niteliğinde olup, yan delillerle desteklendiği taktirde hükme esas alınabilir. (Yargıtay HGK’nun 2017/11-2406 esas ve 2021/99 karar, Yargıtay 11. HD’nin 2009/9583 esas ve 2011/2435 karar, 2020/4423 esas ve 2021/5625 karar, Yargıtay 12. HD’nin 2020/476-9036) Çekin arkasındaki ciro silsilesinde çekin bankaya davacı tarafça ibrazına ve çekin lehtar davacı tarafından keşideciye cirosuna ilişkin açıklık bulunmamakta ise de; çek keşidecisi … Şirketi yetkilisi … Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkez Amirliği’ndeki beyanında; davacı şirketten 10.000,00 TL tutarında yakıt aldığını, karşılığında davaya konu çeki verdiğini, yakıt fişlerinin bir kısmını kullandığını, karşılığını nakit olarak verdiğini, kalan çekleri iare edip, çeki geri aldığını, …’den aldığı çekin cio edilmiş halde olduğunu, çekin keşide tarihini değiştirip paraf ederek, Adana ilinde …’a verdiğini, bu şahsında … şirketine verdiğini söylediğinden, dosya içerisindeki yakıt fiş iade belgeleri, 14/10/2012 tarihli banka dekontu ve çek keşidecisi … Şti. yetkilisi tarafından, keşide tarihinde yapılan değişiklik yanındaki paraf imzaya itiraz edilmemesi ve davacı iddiasının aksinin iddia edilerek kanıtlanmaması birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça çek bedelinin haricen tahsil edilmesi sebebiyle keşideciye iade edildiği, keşideci tarafından keşide tarihinde değişiklik yapılarak yeniden tedavüle konulduğu sübuta ermiştir. 6102 sayılı Kanun’un 788/3. maddesinde ve gerekse de hamilin müracaat haklarını kullanmasına ilişkin 6102 sayılı Kanun’un 808/1. maddesinde, çekin, geriye ciro suretiyle düzenleyene dönmesi ve özellikle düzenleyen tarafından düzenleme tarihinde değişiklik yapılarak tekrar tedavüle sokulması halinde, son hamilin başvuru haklarını kimlere karşı kullanabileceği konusunda herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. 6102 sayılı Kanun’un 788/3. ve 808. maddelerinin, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi halinde borcun sükut edeceğine ilişkin TBK’nın 135. maddesinin kıymetli evrak bakımından uygulanmayacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, lehdar üzerinde alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesine ve buna bağlı olarak lehdarın düzenleyene ciro etmekle kambiyo ilişkisinden kaynaklanan borcunun sona ermesine engel teşkil etmez. Çekin düzenleyene lehdar tarafından yapılan cirodan sonra düzenleyenin çekteki konumu lehdara keşide etmeden önceki durumuna döneceği ve keşide tarihinin lehdarın cirosundan sonra çekin ikinci kez tedavüle çıkarılırken yapıldığına ilişkin davacı iddiasına davalı yanca açıkça karşı çıkılmadığında, artık lehdarın çekin müteselsil sorumluluk zinciri içinde yer alması ve giderek hamilin lehdara karşı müracaat hakkını kullanabilmesi mümkün değildir (Yargıtay 12. HD., 06.06.2013 tarih ve 2013/12196-21206 sayılı kararı). Bu husus senet metninden anlaşılabilir olmakla çeke sonradan hamil olanlara karşı da ileri sürülebilir niteliktedir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2020/6296 esas ve 2021/5337 karar sayılı kararı) Keşideciye geri dönen ve keşide tarihi değiştirilerek yeniden tedavüle çıkarılan çek yönünden TTK 788/3 ve 808.maddeleri ile TBK 135. Maddesi uyarınca borcun sükut ettiğine ilişkin itirazın öne sürülebilmesi için, bu hususun çekin arkasındaki cirolardan açıkça anlaşılması gerekip, takibe konu çekteki ciro silsilesinde, davacı hamilin keşideciye cirosu olmadığı gibi, çekin bankaya ibrazının … Şti tarafından yapıldığına ilişkin karşılıksız kaşesi nazara alındığında, çekin geri ciro ile keşideciye ciro edildiği, keşide tarihinde değişiklik yapılarak tekrar tedavüle çıkarıldığı açıkça tespit edilmesi mümkün olmadığından, davacı bu savunmadan yararlanamaz. Çekin arkasındaki ciro silsilesinde kopukluk olmadığı incelenmesi sonucu tespit edildiğinden, davacı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 2-Davacı tarafça çekin tahsil için bankaya tahsil cirosu ile ciro edildiği kanıtlanmadığı gibi keşide tarihinden önce keşideciye iade edildiği davacı tarafın kabulündedir. Çekin ilk keşide tarihi 20/10/2012 olup, keşideci tararfından, keşide tarihi değiştirilip paraf edildikten sonra bankaya bankaya ibrazında 28/02/2013 tarihinde karşılıksız olduğuna dair kaşe basılmıştır. Bankaya … Şti tarafından ibraz edildiği bankanın yazı cevabından tespit edilmiştir. Çekin bankaya ibraz edilerek karşılıksız kaşesinin basılmasından ve ibraz süresinin geçmesinden sonra TTK 793 maddesi uyarınca çekte hak sahibi olunabilmesi için ibraz edenin alacağın temliki sonucu doğuran bir temlik cirosunun bulunması şarttır. (Yargıtay 11. HD’nin 17/11/2017 tarihli 2016/4895 esas ve 2017/7278 karar sayılı kararı) Bu şekilde bir cironun bulunmaması durumunda çeki elinde bulunduran meşru hamil sayılmaz. Takip ve dava konusu çekin değiştirilmiş keşide tarihi 28/02/2013 olup, … Şti tarafından aynı tarihte bankaya ibrazı üzerine karşılıksız kaşesi basıldığı, ibraz eden … Şti tarafından çekin keşide tarihinden 10 günlük ibraz süresinin geçmesinden sonra 21/03/2013 tarihinde …’a beyaz ciro ile ciro edildiği, beyaz ciro temlik cirosu niteliğinde olduğundan TTK 793. maddesindeki koşulun gerçekleştiği ve …’ın yasal hamil sıfatını kazandığı tespit edildiğinden, TTK 793. maddesinin tanıdığı bir hak kullanılarak devir yapılması kötü niyet olarak değerlendirilemeyeceğinden, Davacı-lehdar … Şti. ile davalı-keşideci … şti. arasındaki hukuki ilişkiye dayalı şahsi def’ilerin, hamil olan davalı … ve diğer davalı … İth.şti’ne karşı ileri sürülebilmesi için 6102 Sayılı TTK’nın 818/1-e maddesinin atfıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 687/1 maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun ispatlanması gerektiğinden, davacı tarafça, davalılar … ve diğer davalı … İth.şti’nin davaya konu çeki iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiklerini kanıtlamadığından, istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-… ve … Şti vekili cevap dilekçesi ve 10/11/2015 tarihli oturumda; çeki ciro silsilesinde görünmeyen …’tan cari hesap borcuna karşılık aldığını beyan etmiştir. TTK 801.maddesi uyarınca cirosu kabil bir çeki ödeyecek olan muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını şeklen incelemekle sorumlu olup, çek kambiyo vasfı sebebiyle temelindeki hukuk ilişkiden ayrık olarak kayıtsız şartsız ödeme vasıtası olduğundan, temelindeki hukuki ilişkinin, …’ın çeki nasıl ve ne surette kimden aldığının araştırılması gerekmediğinden, davalılar vekilinin; dava konusu çekin, ciro silsilesine dahil olmayan … isimli üçüncü bir şahıstan alındığına yönelik beyanları karşısında bu kişinin çeki nasıl ve ne surette ve kimden aldığının ve aradaki ticari ilişkinin araştırılmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 4- Dava konusu çekin … Yüksekova/Hakkari şubesinden, keşideci … Ltd.Şti. tarafından 28/10/2013 tarihinde 10.000 TL bedelli olarak keşide edildiği, lehtarın davacı … Ltd.Şti. olduğu, arkasında sırasıyla davacı … Ltd.Şti., … Ltd.Şti.’nin ciranta olarak yer aldığı, çekin 28/10/2012 olan keşide tarihinin paraf edilerek 28/02/2013 olarak düzeltildiği, çekin muhatap bankaya 28/02/2013 günü ibraz edildiği ve karşılıksız şerhi yazıldığı, karşılıksız şerhinden sonra çekin davalı … İth. Şti. tarafından takip alacaklısı …’a ciro edildiği, yakıt fişlerinin iptal edildiği ve davacı tarafça dosyaya sunulduğu, 17/10/2012 tarihli banka dekontu ile keşideci tarafından davacıya 2.030,00 TL açıklama yazılmaksızın iade edildiği tespit edilmiştir. Çek keşidecisi … Ltd. Şti tarafından davacı beyanlarına itiraz edilmemiş ise de; … Şirketi’ne tebligatın 35. maddeye göre yapıldığı, davaya cevap verilmediği ve yargılamaya katılınmadığı tespit edildiğinden, tebligata rağmen cevap verilmemesi, davacı tarafın iddialarının inkarı anlamına geldiğinden, iddiasını ispat külfeti davacı taraftadır. Davacı tarafın bu iddiası … Ltd. Şti yetkilisi …’in Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkez Amirliği’ndeki beyanı ile doğrulanmış ise de; çeki kabul edenin ciro silsilesini şekli anlamda inceleme yükümlülüğü olup, çekin arkasında lehtarın keşideciye geri cirosu bulunmadığından, çekin arkasındaki ciro silsilesinden keşideci ile lehtar adasında çek bedelinin tahsil edildiğinden bahisle keşideciye iade edildiğinin tespiti mümkün değildir. Dava konusu çekin … Yüksekova/Hakkari şubesinden, keşideci …Ltd.Şti. tarafından 28/10/2013 tarihinde 10.000 TL bedelli olarak keşide edildiği, lehtarın davacı … Ltd.Şti. olduğu, arkasında sırasıyla davacı … Ltd.Şti., … Ltd.Şti.’nin ciranta olarak yer aldığı, çekin 28/10/2012 olan keşide tarihinin paraf edilerek 28/02/2013 olarak düzeltildiği, çekin muhatap bankaya 28/02/2013 günü ibraz edildiği ve karşılıksız şerhi yazıldığı, çekin 10 günlük ibraz süresinden sonra çekin 21/03/2013 tarihinde TTK 793.maddesi kapsamında temlik cirosu ili davalı … İth. Şti. tarafından takip alacaklısı …’a ciro edildiği, …’ın yasal hamil olduğu tespit edildiğinden, çekin kambiyo vasfı sebebiyle, temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olarak kayıtsız şartsız ödeme belgesi olduğundan, davacı defterlerinde çekin alış ve iade kaydının olmaması veya keşideci ile lehtar davacı arasında yada davacı ile diğer cirantalar arasında hukuki ilişkinin bulunmamasının ciro silsilesine etkisi olmadığından, mevcut hali ile ciro silsilesinde şekli anlamda kopukluk bulunmadığı tespit edildiğinden, davacı vekilinin, ciro silsilesinde kopukluk olduğu, keşideci tarafından dava dilekçesindeki beyanlarının aksi iddia edilmediğinden, davalarının kanıtlandığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 5- Davalı … çekteki ciro silsilesine göre iyi niyetli yasal hamil olup, çekin keşide tarihinin kötü niyetle paraf edilip tekrar tedavüle sürüldüğünü kanıtlamak davacı tarafa ait olup, çek keşidecisi … Şirketi yetkilisi … Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkez Amirliği’ndeki beyanında; davacı şirketten 10.000,00 TL tutarında yakıt aldığını, karşılığında davaya konu çeki verdiğini, yakıt fişlerinin bir kısmını kullandığını, karşılığını nakit olarak verdiğini, kalan çekleri iare edip, çeki geri aldığını, …’den aldığı çekin cio edilmiş halde olduğunu, çekin keşide tarihini değiştirip paraf ederek, Adana ilinde …’a verdiğini, bu şahsında … şirketine verdiğini söylediğinden, çekin keşideci tarafından keşide tarihi değiştirilerek yeniden tedavüle çıkarıldığı sabit ise de; çekin keşideciye geri dönmesinden sonra keşideci tarafından, keşide tarihi değiştirilip paraf edilme suretiyle tedavüle çıkarılması yasıl olarak mümkün olduğundan, keşidecinin bu yöndeki beyanı çekin kötü niyetle yeniden tedavüle çıkarıldığının kanıtlamayacağından, davacı tarafça da kötü niyete dair başka delil sunulmadığından, çekin kötü niyetle tarihi üzerinden paraf (belki de tahrifat) gerçekleştirildikten sonra piyasaya sürüldüğünden, kötü niyetin TMK 2.maddesi uyarınca korunamayacağı için, çekin müvekkili açısından borç doğurmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2017 tarih ve 2014/1583 E. 2017/982 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021