Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/589 E. 2021/1295 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2020/589
KARAR NO : 2021/1295
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI : 2014/1037 E.- 2017/963 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında tıbbi ilaç alışverişinden doğan ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı şirketin davalı/borçluya muhtelif tarihlerde tıbbi ilaç sattığını ve bu ilaçları fatura ve irsaliyeleri ile birlikte davalıya teslim ettiğini, bu ticari ilişki neticesinde davacının davalı şirketten 42.707,38 TL bakiye cari hesap alacak için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı yapıldığını, davalı şirketin faturalara tonu malları teslim aldığını, an konu borç bedeli için bir ödeme yapmadığını, ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir belgenin de dosyaya sunulmadığını, davalı/borçlu vekilinin borca itirazının yasal dayanağının taraflarınca anlaşılamadığını, davacı şirketin üzerine düşeni yaparak, davalı şirketin talep ettiği malları tam ve zamanında faturaları ile teslim ettiğini, davalı şirketin bugüne kadarki geciktirmek amacıyla takibe itiraz ettiğini, davalının borcun ferilerine yapmış olduğu itirazlarının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takip konusu borcun taraflar arasında ticari bir ilişkiden kaynaklandığını, hukuka aykırı hiçbir talebin söz konusu olmadığını beyan ederek, davalının borca, faize ve diğer tüm ferilerine yönelik itirazlarının iptal edilerek takibin devamına, davalının asıl alacağın %40 ı tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Her ne kadar davalı şirketin faturaya dayalı olarak borçlu olduğu iddia edilmiş ise de, taraflar arasında ticari ilişki olmakla birlikte, icra takibine konu edilen fatura tutarını karşılar mahiyette mal sunulmamış olması nedeni ile alacak iddiasının yersiz olduğunu, davacı tarafın öncelikle davaya konu fatura tutarını karşılar mahiyette mal sunulduğunun ispatı gerektiğini, takip alacaklısı firma tarafından bugüne kadar 94 ve 97 maddelerinin emredici düzenlemelerine riayet edilmek suretiyle, hesap mutabakatı sağlanması noktasında takip öncesinde cari hesabın kesilmesine ve kat’ına ilişkin olarak herhangi bir yazılı talep ve bildirimde bulunulmadığını beyan ederek, davacının tarafların alacaklı ve borçlu sayılmaları mümkün olamayan bir dönemde takibe geçmiş olduğundan en ufak bir tereddüt bulunmadığından borç/alacak durumunun tespitinin yargılamayı gerektirdiği durumda icra inkar tazminatı talebinin de reddine, davanın reddi ile muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Bilirkişi raporuna itibarla, icra takibine konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle mal tesliminin ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Re’sen tanzim edilen ve yazılı bir sözleşmeye dayanmayan faturaların karşı tarafa gönderilmesi ve hatta muhatap kayıtlarında yer almasının dahi fatura konusu malın teslim edildiği yahut hizmetin yerine getirildiği şeklinde yorumlanamayacağını, karşılıklı cari hesap ilişkisi içerisinde çok sayıda fatura, teslimat ve ödemeye dayalı olarak çalışmakta bulunan tacirler arasında gönderilen faturaların dönemsel olarak mutabakat sağlanmak üzere kayda alınması ve bu ilişki içerisinde eksik teslimat, mal iadeleri vesair sebeplerle her bir fatura konusu malın teslim edildiğinin anında kontrol edilebilmesi mümkün bulunmadığından, faturaların kayda alınmalarının fatura konusu malların teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini,Bu sebeple çok sayıda fatura teatisine dayalı cari hesap ilişkilerinde, bir ya da birden fazla faturanın ticari kayıtlarında yer almasının, fatura konusu malların teslim edildiği veya hizmetin yerine getirildiği şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini, Mal tesliminin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacının mal teslimi yönünden imzalı sevk irsaliyesi sunmadığını, mal tesliminin …Kargo ile yapıldığını ileri sürdüğünü, bu doğrultuda … Kargo’ ya müzekkere yazılıp, teslim belgeleri celp edildiğini, … Kargo’dan gelen belgeler tetkik edildiğinde, davacı tarafça Ereğli Şubesi’ ne ilişkin 51 adet irsaliyeli faturaya dayalı alacak iddiasında bulunulmasına rağmen faturalara dair 19 adet teslim belgesinin olduğunu, davacının sadece 10 adet faturaya ilişkin mal teslimini ispatlayabildiği açık olmakla, İlk Derece Mahkemesi’nce de mal teslimi ispatlanabilen işbu 10 adet fatura yönünden değerlendirme yapılması gerekirken mal tesliminin ispatlanamadığı yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde de kesinleşen faturalar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hem kök hem ek rapor doğrultusunda davanın kabulü halinde ancak mal teslimi olgusunun ispatlandığı belirtilen 6.697,61 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken 42.707,38-TL üzerinden itirazın iptaline karar verilemeyeceğini, Ayrıca alacağın likit olmaması ve itirazın haklılığı nedeniyle icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini, ancak bedelini alamadığını iddia etmiş, davalı ise, fatura bedeli kadar mal tesliminin yapılmadığını savunmuş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Somut olayda, faturaların konusu malın teslim edildiğini ispat külfeti davacı tarafta olup, bu hususta taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan denetimli elverişli kök rapora göre, takibin dayanağını oluşturan tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durum karşısında, davalı her ne kadar fatura içeriği kadar malın teslim edilmediğini belirtmiş ise de, söz konusu faturaları ticari defterlerine kaydettiği ve süresi içinde faturalara itiraz ettiğine dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, buna göre fatura içeriği mal veya hizmetin teslim alındığı yolundaki karinenin aksinin yani mal veya hizmetin teslim edilmediğini ispat külfetinin davalıda olduğu, ancak bu yönde ispat külfeti yerine getirilmediği gibi ödeme iddiasında da bulunulmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5198 esas, 2021/5319 karar ile 2020/3222 esas, 2021/5256 karar sayılı kararları).Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarih ve 2014/1037 E.- 2017/963 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 2.917,34 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 730,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 2187,10 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021