Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/586 E. 2021/1232 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/586 Esas
KARAR NO: 2021/1232
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI : 2014/1214 E. – 2017/913 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının davacı müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalının mağazalarında satmak üzere mal satın aldığını, davacı müvekkili şirket tarafından davalıya tedarik edilen ürünlere dair Sevk İrsaliyeli Faturalarının; 07/09/2013 Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriAI Sıra NO:… Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriAI Sıra NO:…,11/09/2013 Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriAI Sıra NO:… Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriBI Sıra NO:379919, 09/09/2013 Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriBI Sıra NO:380371,380372, 05/07/2013 Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriBI Sıra NO:379804, 29/07/2013 Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriBI Sıra NO:379835, 27/08/2013 Fiili Sevk Tarihli İRSALİYELİ FATURA SeriBI Sıra NO:380235, Davacı olan müvekkili şirket tarafından davalı şirkete tedarik edilen ürünlerin teslim edildiğine dair taşıma irsaliyelerinin; 02/08/2013 Fiili Sevk Tarihli TAŞIMA İRSALİYESİ Seri Sıra No.:F 217384, 10/09/2013 Fiili Sevk Tarihli TAŞIMA İRSALİYESİ Seri Sıra NO.:F 216039, 06/08/2013 Fiili Sevk Tarihli TAŞIMA İRSALİYESİ Seri Sıra NO.:F 216460, 26/07/2013 Fiili Sevk Tarihli TAŞIMA İRSALİYESİ Seri Sıra NO.:F 214947,… 11/09/2013 ambar giriş tarihli Ambar Tesellüm Fişi ( EL ATF ) Seri:D Sıra No:175062, 02/09/2013 Fiili Sevk Tarihli (…) AMBAR TESELLÜM FİŞİ Seri C Sıra NO:970077, 06/08/2013 Fiili Sevk Tarihli (…) AMBAR TESELLÜM FİŞİ Seri C Sıra NO:042577, 27/07/2013 Fiili Sevk Tarihli (…) AMBAR TESELLÜM FİŞİ Seri B Sıra NO:973891, … FATURA SERİ : AP Sıra No: 708381, olduğunu belirttiği, davalı şirketin davacı olan müvekkili şirketten tedarik ettiği mallara karşılık ödeme yapmaması üzerine davacı müvekkili şirketin cari hesabında 200.690,91 TL tutarında açık oluşturduğunu, davalı şirketin tüm görüşmelere rağmen işbu borcu ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin yasal süresi içerisinde vekili aracılığı ile haksız ve hukuka aykırı olarak borca, faize ve fer’ilerine itiraz etmek sureti ile takibin durmasına neden olduğunu belirtmiş ve davalı tarafça kötü niyetli olarak yapıldığını iddia ettiği itiraz neticesinde takibin durmuş olmakla haksız itirazın iptali ile takibin devamını temin etmek ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını, itirazın iptali ile takipteki faizi ile takibin devamını, itirazın kötüniyetli olması ve takibin durmuş olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmolunmasını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi için mahkememizden talepte bulunmuştur.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde özetle “itirazın iptaline, takibin devamına” karar verilmesini talep ettiğini, davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında uzun yıllardır devam eden ticari bir işin söz konusu olduğunu ancak şirketin üzerine düşen edimlerini gereği gibi yapmaması üzerine müvekkili şirketin mağdur olduğunu, davacı tarafından talep edilen alacağın gerçeği yansıtmadığını bu durumun şirket kayıtlarının (defterlerinin) incelenmesinden sonra açığa çıkacağını, davacının vermediği hizmet veya mal bedelini almak istediğini, davacının talep ettiği tüm hizmet veya malları verdiğini ispat etmek durumunda olduğunu, davacı tarafından verildiği iddia olunan 09/09/2013 tarih 25.736,06 bedelli, 380371 nolu faturanın verilen hizmet açıklamalı fatura kabul edilmediğini, bu faturanın 06/12/2013 tarihinde davacı şirkete iade edildiğini, söz konusu iade faturasının davacı şirket tarafından açıldığını ve alınmadığını, ayrıca müvekkili şirket tarafından davacıya satması için ürün gönderildiğini, davacının bu ürünleri, son kullanma tarihi geçtikten sonra müvekkili şirkete iade ettiğini, iade edilen ürünlerin müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini ve tekrar davacıya gönderildiğini, davacı tarafın bu ürünleri kabul etmemesi üzerine de söz konusu ürünlerin müvekkili şirkette kaldığını, müvekkili şirket tarafından bu ürünlerin iade için toplam 25.682,59 TL 5 adet iade faturası düzenlendiğini belirtmiş ve mahkememizden davanın reddini, davacının alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekil sıfatı ile talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı tarafın iş bu davada, davalının davacı şirketten mal satın aldığını, davacı şirket tarafından davalıya tedarik edilen ürünlere dair fatura düzenlediğini, davalının 200.690,91 TL tutarında davacıya borçlu olduğunu, bu bedelin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatı talep ettiği, davalının icra takibinde borca itiraz ettiği, davalının cevap dilekçesinde davacının vermediği hizmet ve mal karşılığında fatura düzenlediğini, kendilerinin iade faturaları düzenlediklerini savundukları, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle düzenlenen usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporundan davacı şirketin incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunun, takip tarihi itibari ile, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davacının, davalıdan 200.690,91 TL alacaklı olduğunun, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davalının davacı şirkete 149.272,21-TL borçlu olduğunun, tarafların cari hesapları arasında toplam 51.418,70 TL tutarında bir fark olduğunun ve bu farkın (+) 0,05 TL”sinin taraflar arasındaki faturaların kayıtlarındaki kusurat farkından kaynaklandığının, 51.418,70 TL’sinin ise davalı tarafından davacı adına tanzim edilmiş iade faturalarının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığının anlaşıldığı, iade faturalarının davacıya tebliğ edilmiş olması ve teslim tutanakları ile tarafların birbirini doğrulayan kayıtları dikkate alındığında, davacının davalıdan 149.272,21-TL alacağı bulunduğu kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının, 149.272,21-TL asıl alacak üzerinden iptali,takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine, Kabul edilen değer üzerinden hesaplanan 29.854,44-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacının davalıya mal tesliminin dosyadaki fatura irsaliye ve teslim tesellüm fişleri ile sabitken davalının alacağa haksız olarak itiraz ettiğini, davalının davacı tarafından verilen 09/09/2013 tarih 25.736,06 bedelli, 380371 nolu “verilen hizmet” açıklamalı faturayı kabul etmediğini, bu faturanın 06/12/2013 tarihinde müvekkiline iade edildiğini, söz konusu iade faturasının müvekkili şirket tarafından alınmadığını, ayrıca bu ürünlerin son kullanma tarihi geçtikten sonra davalıya iade edildiğini, iade edilen ürünlerin davalı tarafından kabul edilmediğini ve tekrar müvekkile gönderildiğini, davacı tarafın bu ürünleri kabul etmemesi üzerine de söz konusu ürünlerin davalıda kaldığını, müvekkili şirket tarafından bu ürünlerin iadesi için toplam 25.682,59 TL 5 adet iade faturası düzenlendiğini ve bu bedele de genel inkar dışında ayrıca itiraz ettiğini, tarafların defterleri arasındaki 51.418,70-TL farkın davalının kestiği ve davacı defterlerinde kayıtlı olmayan iade faturasından kaynaklandığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalı tarafın iade edilen faturalara konu malların kullanım tarihinin geçtiğini savunduğunu, davalının malları teslimi aldığını kabul etmekte fakat malların ayıplı olduğunu iddia ettiğini, ayıp iddiasının ispatlanması gerektiğini, bilirkişi raporunda davalının ayıplı (kullanım tarihi geçmiş) ürün savunmasını ispat edemediğinin belirlendiğini tüm nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini ve bu yönde kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı, taraflara arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu belirterek davalı aleyhine ilamsız icra takibine girişmiş, yapılan itiraz üzerine takip durmuş ve İİK’nun 67. Maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içerisinde davacı tarafından iş bu iptali talebine davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davalı defterlerinde kayıtlı olan fatura içeriğindeki malların davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir.Anılan bu fatura yönünden ispat yükü davalı borçlu da olup davalının bu fatura bedelini davacıya ödediğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26/01/2012 tarihli ve 2011/9580-2012/958 sayılı ilamı). Buna göre davalının iade faturasına konu malı davacıya teslim ettiğini ispat etmesi gerekmekte, ayrıca davalının bu iade faturasına malın bedelini davacıya ödediğini de ispatlaması gerekmektedir. Bu hususların yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği, ancak davalının mevcut dosyadaki belgelerle iddiasını ispata elverişli yazılı delil sunamadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, sadece iade faturalarının bulunduğu, bu hususta ayıp ihbarına ilişkin bir araştırma yapılmadığı görülmüştür.Davalı vekilince, davacıya alacağa dayanak faturalar kapsamında iade faturası düzenlenip tebliğ edildiği ileri sürülerek dava bu yönde kabul edilmiş ise de, davacının alacağa dayanak irsaliyeli faturalarına ilişkin alacağının her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ihtilafsızdır. Bu durumda davalı yanca ürünlerin alındığı ve faturalarının defterlerine işlendiği, davacının alacağını ispat ettiği sonucuna ulaşılmaktadır. Davalı vekilince savunmada ileri sürüldüğü üzere alacağa dayanak ürünlere ilişkin iade faturasının davacıya gönderildiği yönünde fatura ve kargo takip formu sunulmuşsa da iade konusu ürünlerin davacının kabul etmemesi nedeniyle davacıya teslim edilmediği görülmüştür. Tarafların cari hesapları arasında toplam 51.418,70 TL tutarında bir fark olduğu, bunun da iade faturalarından kaynaklandığının raporda belirtildiği ancak sadece 09/09/2013 tarih 25.736,06 bedelli, 380371 nolu “verilen hizmet” açıklamalı faturasının kabul edilmediği belirtilmiş olup, kalan kısım yönünden hangi faturalardan kaynaklandığı, 25.736,06 TL’lik kısma konu faturaların ne olduğu, kapsamı ve davalı kayıtlarında mevcut olup olmadığının belirlenmediği, ve kalan kısım yönünden iade faturası düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmediği, bilirkişi raporunun bu yönden eksik bırakıldığı, Mahkemece bu konuda yeterince araştırma yapılmadığı görülmüştür.Mahkemece iade faturalarının ayrı ayrı kapsamlarının belirlenerek, ne kadarlık kısmın tebliğ edildiği, iade faturalarına ilişkin yapılmış ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı, şayet ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabit olduğundan, 51.418,70 TL tutarındaki farkın oluşmasına sebep iade ve faturaların karşılaştırma ve dökümü yapılmasının sağlanması ayrıca cari hesapları arasında toplam 51.418,70 TL tutarında bir fark olduğu, bunun da iade faturalarından kaynaklandığının raporda belirtildiği ancak sadece 09/09/2013 tarih 25.736,06 bedelli, 380371 nolu “verilen hizmet” açıklamalı faturasının kabul edilmediği, iade edildiği açıklaması ile yetinildiği, kalan kısım yönünden herhangi bir araştırma yapılmadığı, davacının 09/09/2013 tarih 25.736,06 bedelli, 380371 nolu “verilen hizmet” açıklamalı faturasının kabul edilmediği, iade edildiği, iadenin ise davacı tarafça kabul edilmediği, buna göre bu fatura yönünden hizmet faturası olarak kesilmesi nedeniyle davacı tarafça hizmetin verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği, gerek duyulması halinde söz konusu faturaların içeriği konusunda taraf bilgilerine başvurulması sağlanarak, iade faturalarının kapsamlarının ne olduğu konusunun açıklattırılması gerekirken bu hususta mahkeme tarafından da herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, ayrıca, bilirkişi tarafından davalının iadeye ilişkin ayıp savunmasına ilişkin olarak değerlendirme yapılırken, davalı tarafça düzenlenen iade faturaları üzerinden hareket edilmesi, davalı tarafça ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde mahallinde yapılacak inceleme temel alınarak bir hesaplamaya gidilmemesinin de usulen hatalı olduğu, araştırma neticesinde sonuca varılamaması halinde davalı tarafça bir kısım ayıplı ürünlerin davacıya iadesine ilişkin olarak düzenlenen iade faturasına konu ürünlerin davacı tarafından teslim alınmadığı davalı tarafça belirtilmiş olduğundan bu iade faturasına dayalı olarak da davalı tarafın bir mahsup talep hakkı bulunmayacağının kabul edilmesi gerektiği, bu şekilde söz konusu cari hesap ilişkisi nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda başka bilirkişilerden yeni rapor aldırılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken, belirtilen hususlarda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, bu şekilde eksik inceleme sonucunda hüküm tesis edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak davacı tarafın istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, söz konusu istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a/6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması sebebiyle eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2017 tarih, 2014/1214 Esas 2017/913 karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafça tehiri icra talebi yönünden İstanbul 28. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasına yatırılmış bulunan 7.250,00 TL bedelli teminat mektubunun 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davacı tarafa talebi ve isteği halinde iadesine,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,6- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,7- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/(1)/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2021