Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/568 E. 2021/1286 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2020/568
KARAR NO : 2021/1286
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2017
NUMARASI : 2014/1344 E.- 2017/784 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil …’ nın 2005 yılı sonlarında …’ dan borç para alması karşılığında Kocaeli ili … ilçesi … … ada … parselde kayıtlı dairesini ipotek olarak gösterilmesi hususunda razı olduğunu fakat tapuda evi ipotek edileceği yerde bilgisi dışında … üzerine satış yapıldığını, bu konuyla ilgili olarak müvekkilinin bu kişiler hakkında şikayetçi olduğunu, bu kişilerin yargılanmasına Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/123 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, bunun üzerine …’ in müvekilinin evini kendi borç para alması karşılığı ipotek ettirdiğinden dolayı tanzim ve vade tarihi boş olan 50.000,00 TL lik senedi 2005 yılı sonunda keşide ederek müvekkiline verdiğini, müvekkilinin … ‘ in borç para alması karşılığı hileli davranışları ile evini kaybettiğini, …’ in borcunu ödemeye bir türlü yanaşmaması üzerine müvekkilinin senedin tahsili için icra işlemleri yapmak amacıyla 3-4 yıldır iş yerinden tanıdığı, iş yerinde işlerine yardımcı olduğu davalı …’ ya durumdan bahsettiğini, bu kişinin kendisini Av. …’ a götürdüğünü, burada müvekkilinden bir kağıda ismini, soyadını, adresini yazıp imzalamasının istendiğini, müvekkilinin gözleri iyi görmediğinden ve hakkında psikotik teşhisi konulduğundan ayırtım gücünden yoksun olduğu için ne yaptığını bilmeden kendine denilenleri yaparak imzaladığı kağıdı Av. …’ a teslim ettiğini, daha sonra müvekkiline … tarafından dolandırılarak verilen 50.000,00 TL lik senedin arkasını imzaladığını senedi ciro ettiğini, davalı …’ nun senedi alacaklı olarak Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, müvekkilinin bunu ödeme emrinin kendisine gelince öğrendiğini, müvekkilinin Av. … .r’ in yanına gittiğinde kendisine bunun bir formalite olduğu ve kendisi hakkında kötü bir şey olmaz denilerek oyalandığını, müvekkilinin bu senet karşılığında davalı …’ dan bir bedel/mal almadığını, davalının müvekkiline 50.000,00 TL borç vermesini gerektirir bir neden olmadığı gibi borç doğuran herhangi bir hukuki işlemde bulunmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkiline ait tapunun icra dosyasındaki satışın dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını, müvekkilinin hakkında icra takibi yapılan bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu senedi davacının müvekkiline olan borcu nedeniyle ciro ederek verdiğini, müvekkilinin de icra takibi başlatması için kendisine getirdiğini, davacı tarafın beyanlarının aksine , davacı müvekkilinden elden para aldığını, borcunu ödeyemeyince de alacaklısı olduğu senedi ciro ederek müvekkiline verdiğini belirterek; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacının dava konusu senetten dolayı borçlu olmadığını yazılı delil ile ispat edemediği, İstanbul ATK ve Kocaeli ATK tarafından senedin tanzim tarihinde davacının fiil ehliyetine sahip olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İspat yükünün, davacıya elden borç para verip karşılığında dava konusu senedi aldığını iddia eden davalıda olduğunu, emsal Yargıtay kararlarını da bu yönde olduğunu,Müvekkilinin, daha önceden kendisine verilen borç paranın karşılığı olarak … ’ce keşide edilip …’in kefil olduğu 20.10.2009 keşide ve 20.02.2010 vade tarihli 50.000,00 TL.bedelli senedi ciro ederek davalıya teslim ettiğini, davalının, kendisine keşideci ve kefilinden tahsil amaçlı olarak verilen senedi kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, evini haczedip, satış işlemlerine başladığını, davalının, müvekkili hakkında takip başlatarak kötü niyetli olduğunu, bu nedenlede kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kadarın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacının cirolayıp davalıya verdiği 50.000,00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.Davacı, dava dışı … yine dava dışı Adem Moğultay’dan borç para alması nedeniyle, sahip olduğu taşınmazı … için ipotek ettirdiğini, … de bunun karşılığında davaya konu senedi tanzim ve vade tarihleri boş olarak 2005 yılında düzenleyip verdiğini, hileli işlemlerle evini kaybetmesi üzerine senedi tahsil için davalıyla birlikte davalının avukatının yanına gittiğini, davalının burada vekâletnamesi olduğu için ve yeniden vekâletname çıkarılmaması için takip işlemlerinin davalı üzerinden yürütüleceğini söylendiğini ve ayırdetme gücünden yoksun olduğu için orada kendisinden bir kısım imzalar alındığını, dava konusu senedi cirolayıp davalıya verdiğini daha sonra ödeme emrinin tebliği ile öğrendiğini iddia etmiş, davalı ise; davacıyla aralarında ticari ilişki olduğunu, senedin davacıya verilen borç para karşılığında alındığını savunmuş, İlk Derece Mahkemesince, davalının ayırdetme gücü olduğunu tespit eden Adli Tıp Kurumu raporlarına itibarla davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.Dava konusu senet incelendiğinde; dava dışı … keşideci, davacının lehdar ve birinci ciranta, davalının ise son hamil olduğu, senedin 20.02.2010 vade, 20.10.2009 düzenleme tarihli, 50.000,00 TL bedelli olduğu, ihdas kısmının boş bırakıldığı görülmüştür.Kambiyo senetleri illeten mücerret olup, senedi elinde bulunduran alacaklının ayrıca alacağın temelini ispatla yükümlü olmadığı, senet metninde senedin ihdas kısmı boş bırakıldığında kural olarak “nakten” olduğunun kabulü gerektiği, davalı davacıya borç para verdiğini iddia ettiğine göre, davalının senedin veriliş nedenini talil etmediği, davacının, senedi imzalarken ayırt etme gücünden yoksun olduğunu iddia etmiş olmasına göre, iddiasını ispatla yükümlü olduğu, ancak dosyaya sunulan Adli Tıp Kurumu raporlarına göre, senedin düzenleme tarihinde davacının fiil ehliyetine sahip olduğunun bildirildiği, başkaca davacı iddialarını doğrular nitelikte dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, davacının davayı ispatlayamadığı anlaşılmakla Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2014/1344 E- 2017/784 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK^’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021