Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/566 E. 2021/1251 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2020/566
KARAR NO : 2021/1251
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI : 2016/62 E. – 2017/326 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sanatçı kişiliğinin yanında yaşam tarzı ve yıllardır oluşturduğu güvenilir duruşu ile halk tarafından sevilen ve güven duyulan bir sanatçı olduğunu, müvekkilinin kullandığı ismi “… Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil edildiğini, müvekkilinin kendisi kadar tanınan bilinen, oğlu … ile birlikte davalılardan … A.Ş.’nin reklam kampanyasında yer aldığını, yapılan sözleşme kapsamında iki adet uzun, 5 adet kısa TV reklam filmi çekildiğini, sözleşmede belirlenen tarihlerde çekimleri bitirilen reklam filmlerinin aralıklarla ve sıra ile TV ekranlarında yer almaya başladığını, 11.03.2016 tarihinde yayınlanan son reklam filminde müvekkilinin bilgi ve onayı dışında, “…” markasına ek olarak … markasının kullanıldığı ve bu şekilde müvekkilinin reklam filmindeki ses ve görüntü kayıtlarının hukuka aykırı şekilde kullanılarak, … markası için çektiği reklam filmi ile … markası için de reklam yapıldığını, müvekkilinin reklam anlaşmasının sadece … markasına alt ürünler için olduğunu, müvekkilinin bir dönem … markasının reklam yüzü olduğunu, müvekkilinin … markası ile tekrar bir reklam kampanyası için anlaşma arifesinde iken dava konusu reklamın TV ekranlarında yayınlanmaya başlamasının müvekkilinin yeni anlaşma yapması olanağını da zora soktuğu ve sözleşme hürriyetine zarar verdiğini, bu şekilde davalıların müvekkilinin ismini, ses ve görüntülerini hukuka aykırı şekilde kullanarak haksız kazanç sağladıklarını ve sağlamaya da devam ettiklerini, müvekkili ile davalılardan … AŞ. arasındaki sözleşmenin sadece … markasını kapsadığını belirterek, müvekkilinin kişilik haklarına tecavüzün önlenmesi amacı ile söz konusu haksız ve hukuka aykırı reklam filminin yayının durdurulmasına, 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat ve vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca tecavüzden elde edilen kazancın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve müvekkili … arasında 30.11.2015 tarihinde bir sözleşme imzalanarak davacının … reklam filmlerinde oynadığını, bu sözleşme gereklerinin taraftarca eksiksiz olarak yerine getirildiğini, davacının yayında olan bir reklam filminden rahatsız olduğu duyumu alınması üzerine söz konusu reklamın yayından kaldırıldığını, reklamın 7-12 Mart 2016 tarihleri arasında toplam 12 farklı kanalda sadece 94 kere yayınlandığını, müvekkili şirketin davacının rahatsız olduğunu üçüncü kişilerden tesadüfen öğrendiğini, … reklamını yapma gayesi bulunmadığını, söz konusu reklamda … promosyon olduğunun belirtilmesinin tüketicilerin bilgilendirmesine yönelik bir uygulama olarak yorumlanacağını, davacının iddia ettiği gibi bir zararın oluşmadığını, davacının … markalı kola firması ile müzakere halinde olduğu konusunda herhangi bir delil sunmadığını, iddia eden tarafın iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilinin bu davadan haberdar olur olmaz, dava dilekçesinde bahsi geçen içecek firmaları ile görüştüğünü ve davacının bu iki firma ile de ticari bir iş yapma ihtimalinin olmadığını öğrendiğini, davacının yeni reklam kampanyalarından mahrum kaldığı şeklindeki iddialarının asılsız olduğunu, davaya konu reklam filminde … içeceğinin ücret karşılığında satılmadığının açıkça görüldüğünü, bu reklam sayesinde satılan pizzaların dışında … içeceğinden gelir elde edilmediğini, reklamın tüketiciyi bilgilendirmekten başka bir şekilde yorumlanamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … mevcut dava ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, reklam ile ilgili olarak müvekkilinin gerek davacıdan gerekse diğer davalıdan talebi olmadığını, reklamın yayınlanmasına ilişkin bir muavafakatı bulunmadığını, davaya konu reklamın, diğer davalının tek taraflı iradesiyle yapılıp yayınlanmış olduğunu, bu sebeple müvekkilinin davacı ile herhangi hukuki veya ticari bir ilişkisinin bulunmadığını, davacının “…” markasının reklam yüzü olması sebebiyle kendisi ile çalışmanın müvekkilinin tercih edeceği veya muvafakat göstereceği bir durum olmadığını, söz konusu reklamın yayınlanmasının öncesinde, davacının müvekkili şirket ile reklam kampanyası için anlaşma görüşmelerinin olduğu iddiasının asılsız olduğunu, müvekkili şirketin reklamdan bihaber olduğunu, dava konusu reklamın konusunun pizza satışına ilişkin olduğunu, … reklamı olmadığını, davacının tüm dünyada bilinirliği en üst seviyelerde olan müvekkiline ait markayı kullanarak kendi reklamını yapmak amacı güttüğünü, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “29232 sayılı Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğin’de reklam filmlerinde yer alan promosyonlar “Ana vaadin istisnası” olarak tanımlanır. Yönetmeliğin “Görseller ile yazılı ve sesli ifadelerin sunuluşu” başlıklı 18. maddesinin 5. fıkrasında “Yazılı mecralarda dipnot, görsel mecralarda alt yazı ve durağan yazı olarak kullanılan metinler; ana vaadi açmak, netleştirmek veya ana vaadin gerçekleşmesi için gerekli koşulları veya istisnaları iletmek için kullanılabilir. Ancak, yazılı ve görsel mecralarda yayınlanan reklamlarda; alt yazı, durağan yazı ve dipnotların asgari düzeyde tutulması esastır.” 6. fıkrasında ise; “Reklamlardaki alt yazı, durağan yazı veya dipnotta yer alan koşulların veya istisnaların, ana vaadin sağladığı avantajları tamamıyla ya da büyük ölçüde ortadan kaldıracak nitelikte olmaması ve ana vaatle uyumsuzluk içermemesi zorunludur.” denilmektedir. Dava konusu reklam filmindeki … eklenmesi Yönetmelikte belirtildiği gibi ana vaatle uyumlu, ana vaadin avantajlarını ortadan kaldırmayan bir ek olup ana vaadin gerçekleşmesi için gerekli koşulları veya istisnaları iletmek için kullanılmıştır. Promosyon duyurusu ana vaat olmaksızın bir şey ifade etmemektedir. Bu nedenle farklı bir markanın reklamı olarak değerlendirilemez. Promosyon, reklamdaki ana vaadin istisnası olduğundan aynı film içinde iki ürünün reklamı yapılmış sayılmayacağı gibi reklamda … yan unsur olarak kullanıldığı bu çerçevede reklamda davacıya … ürününü tanıtması amacının değil ürün menüsü içeriğini açıklama anlamında olması ayrıca sözleşmede açıkça reklamda … ile rakip içeceğin kullanılmayacağına dair bir hüküm olmaması da dikkate alındığında davacının taleplerinin haklı olmadığı kanaatine varılmıştır. Toplanan deliller, birbirini teyid eden ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporları kapsamında dava konusu reklam filminde … ürün görselinin kullanılmasının davcının mali ve manevi haklarını ihlal etmediği kanaatine varılmış” davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Davacının, davalı … AŞ ile dosyaya mübrez 30.1 1.2015 tarihli sözleşmeyi âkdettiğini, 11.03.2016 tarihinde yayınlanan son reklam filminde müvekkilinin bilgi ve onayı dışında, … şirketine ait … markasına ek olarak diğer davalı … . A.Ş.’ye ait (buradan sonra “…” olarak anılacaktır) … Markasının belirgin, güçlü ve kalın bir erkek sesi ile seslendirme ve büyük puntolu kırmızı renkli son derece belirgin yazıyla da yerleştirmek sureti ile … Markasının da kullanıldığını ve bu şekilde müvekkilinin reklam filmindeki ses ve görüntü kayıtlarının hukuka aykırı şekilde kullanılarak, … markası için çektiği reklam filmi ile … markası için de gizli reklam yapıldığını, … sözleşmede herhangi başka bir markanın tanıtımlarına yer verilebileceği, çekimi yapılacak reklamlarda ne doğrudan ve ne de tali bir şekilde yer alabileceği kararlaştırıldığını, sözleşmenin münhasıran … reklamının yapılmasına ilişkin olduğunu, ancak söz konusu reklam ile mezkur sözleşmenin, … ve … tarafından ihlal edildiğini, sözleşmenin, münhasıran … markasının reklamına ilişkin olduğu halde, müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında açık ve net bir şekilde “gizli reklam” yapılarak sonuç olarak … reklamının yapılmış olmasıyla Müvekkilinin uğramış olduğu hak kaybının tazmininin talep edildiğini,-Yerel Mahkemenin mezkur hükmünün gerekçesi olarak hukuk tarihine tarifi imkansız bir yorum getirerek; “Davacı, … ile yapmış olduğu sözleşmeye … dışında hiçbir reklamın yüzü olamam’ şeklinde bir hüküm koymamıştır ve dolayısıyla … yüzü olarak kullanılabilir!” gibi fahiş bir hata yaptığını, tarafların sorumluluklarının da sözleşmedeki açık olarak yapılması gereken yükümlülüklerle sınırlı olduğunu, -Müvekkilinin açık rızası olmaksızın görselinin ve sesinin – sözleşme dışında başka bir ürünle/ o ürünüm de tanıtımına yol açacak şekilde / içiçe geçmiş … Markası dışında bir ürünün tanıtılmasında kullanılamayacağını, hakkaniyete aykırı olacağını, davalıların müvekkilinin haberi olmaksızın, müvekkilinin ‘Reklam Değeri’ üzerinden ekonomik menfaat elde ettiklerini,-… markasının … markasından daha çok bilinir olduğu ve dolayısıyla marka değerinin … Markasının çok üstünde olduğu dikkate alındığında … tali unsur olarak değerlendirilemeyeceğini, … da söz konusu reklamda ana vaat olduğunu,-Davalı … amacının menünün içeriğini açıklamak olmadığını, diğer bütün reklam veren firmaların varsa menülerinin veyahut setlerinin içeriğini açıklarken, şayet icracı bir sanatçı kullanıyor iseler mutlaka menülerinin içeriğini sadece ürün olarak “1 adet içecek” dediklerini, -Davalı … firmasının, kış aylarında (yaz aylarına nazaran) azalan satışlarını yükseltebilmek amacıyla … gibi fast food markaları ile Promosyon anlaşmaları yaparak hem markasını tüketici zihninde canlı tutmayı hedeflemekte, hem de gerçekleştirdiği bu Promosyon kapsamında karşı firmanın taahhüt ettiği alım sayesinde ‘görece’ kar elde etmekte olduğunu, her iki davalının da söz konusu reklamdan kazanç elde ettiğini,-Dava konusu reklamda … markasına yer verilmiş olması nedeniyle … ile müvekkili arasında reklam kampanyasına ilişkin anlaşma sağlanamamış olduğunu, müvekkilinin … ile olan iş ilişkileri ile … ve davalı … arasındaki rekabetin büyüklüğü düşünüldüğünde; uyuşmazlık konusu reklam neticesinde, dışarıdan Müvekkilinin de … Markasının reklamını yaptığı şeklinde bir izlenim oluştuğunu, -Mahkemenin 29232 sayılı ‘Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin huzurdaki uyuşmazlıkta Uygulanması gereken “İtibardan haksız yararlanma” üst başlığı ile düzenlenen 11.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendindeki düzenlemeleri tatbik etmemesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,-Davalılar … ile … arasında müvekkilin bilgisi dahilinde olmayan bir sözleşmenin var olduğunu, davalıların müvekkiline karşı hile ve desise ile davranmış olduklarını, davalı tarafın, davanın açılmasından sonra uyuşmazlık konusu reklamın yayınını durdurmasının da davalı yanın hukuka aykırı davranışlarının son derece bilincinde olduğunun göstergesi olduğunu, -Delillerin Yerel Mahkeme tarafından yanlış değerlendirildiğini, raporların bilimsel nitelik taşımadığını, dosyada bulunan tanık ifadeleri ve taraf vekillerinin tanık anlatımlarına ilişkin beyanları çerçevesinde değerlendirme yapılmadan hazırlandığını, -Yerel Mahkemenin … reklamı içerisinde gizli bir reklamla … markasının da reklamını yapmasını hukuka uygun olarak değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeye gerekçe olarak “Büyük fast food firmaları içeceklerini genellikle anlaşmalı oldukları içecek markalarından alırlar ve başka markalı içecekleri satmaları mümkün değildir… yer vermesinde herhangi bir kasıt olmadığı…” göstermesi büyük bir hukuk ihlali olduğunu, davalıların, kendi aralarında ürün alımına dair imzaladıkları sözleşmelerinde, belirli miktardaki ürün alımı karşılığında bu ürünlerin daha uygun fiyattan alınacağının, yalnızca o ürünü kullanma karşılığı alım maliyetlerini düşüreceğinin, buna karşılık ürün alan firmanın bu promosyon anlaşmasına ilişkin duyuru ve reklamlarında ürüne yer verme hakkını elde edeceğinin veyahut reklamda yer verilmesi halinde birim içecek fiyatının daha düşük olacağının kararlaştırılmış olması gibi taraflar arasında çeşitli menfaat ilişkilerinin bulunması ticari hayatın doğası gereği olduğunu, davalıların kendi aralarında oluşan menfaat ilişkisinin tespiti açısından, davalılar arasındaki gerek ürün alımına gerekse promosyon ürün dağıtımına yönelik sözleşmelerin birer örneğinin dosyaya celbinin sağlanması gerektiğini tüm nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, davacı ve davalılar arasında yapılan reklam sözleşmesine aykırı olarak, davacının markasının izinsiz olarak reklam amacıyla kullanıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava dosyası incelendiğinde Mahkeme gerekçesinin hukuka uygun olduğu, davacının istinaf taleplerinin gerekçede açıklandığı, davalı taraf kullanımının bilgilendirme kapsamını aşmadığının sabit olduğu, davacının hukuki menfaatlerine zarar verecek nitelikte bulunmadığı, reklam içerisinde kullanılan markanın davacının tanınmışlığından yararlanacak şekilde, başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştıran ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçiren nitelikte olmadığı, reklam kullanımının pizza-kola promosyon ürün paketinin tüketiciyi bilgilendirme kapsamında kaldığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih ve 2016/62 E., 2017/326 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2021