Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/565 E. 2021/1264 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/565 Esas
KARAR NO: 2021/1264
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2017
NUMARASI: 2017/10 E. – 2017/978 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkil davacı şirket hakkında 08/12/2013 vade tarihli 45.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası (yenileme öncesi esası 2013/1519 esas) ile icra takibi başlattığını, yine davalı taraf 26/12/2013 vade tarihli bedeli ile 60.000,00 TL olan iki adet senede bağlı olarak da Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlattığını ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı satış dosyası ile icra takibi yaptığını belirtilen dosyalara herhangi bir itiraz yapılmadan icra takiplerinin kesinleştiğini, Müvekkil davalı şirketin her iki dosyayı da tahsil harcı hariç, ferileri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere ödemesine rağmen davalının kötü niyetli olarak bu kadar icra takibine devam etmiş olduğunu müvekkil şirketin meskenini haczedip satış sürecine kadar geldiğini, her iki icra dosyasından alacaklı vekillerine muhtıra yoluyla her iki icra dosyasına haricen tahsil yapıldığının bildirilmesi talep ve dava edildiğini ancak her iki dosyaya da haricen tahsil bildiriminin yapılmadığını bildirmekle belirtilen dosyalardaki takibin tedbiren teminatsız durdurulmasına bu durumun mümkün olmaması halinde satışın teminatsız tedbiden durdurulmasına belirtilen dosyalardan 135.657,00 TL borcu olmadıklarının tespitine ve davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe devam ettiği ve müvekkilin mağduriyetine neden olması sebebiyle %20 oranında tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin icra dosyalarına ödeme yaptığına ilişkin sunduğu her iki belgede, imzası olan kişi müvekkili veya müvekkilinin vekili sıfatı ile kendilerinin olmadığını bahsi edilen kişinin Av. … icra dosyalarında müvekkilinin eski vekili olduğunu ve müvekkili tarafından Gaziosmanpaşa …. Noterliğinin 16/06/2015 tarihli azilname ile adı geçen avukatı azlettiğini, davacının dava dilekçesinde ödeme konusunda ibraz ettiği iki adet evrak üzerinde herhangi bir tarih olmadığını, bu evrakların doğruluğunun da sübut olmadığını ve bunun davacının bir iddiasının olduğunu ve eski vekilinin mahkeme veya icra dosyalarına da bu konuda yaptığı bir açıklama veya kabulu olmadığını, Av. … tarafından bunca zaman kadar her iki icra dosyası için davalı müvekkile ödenen toplam miktarın 65.000,00 TL olduğunu bu miktar haricinde başka bir ödeme yapılmadığını ve eski vekil tarafından hangi dosya için ne kadar ödendiğini belirtir bir bildirimde bulunulmaması nedeni ile davacının davasının reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini cevap olarak bildirmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davaya konu senetler ve yapılan iddia ve savunmalar kapsamında davacı davaya konu 45.000,00, 13.000,00 ve 60.000,00 TL bedelli senetlerin her iki icra dosyasında da alacaklı vekiline ödendiğini buna ilişkin mahsup belgesi ile birlikte her iki dosyasınında haricen tahsil edildiğini iddia ederek her iki dosyanında tahsil harcı hariç ferileri ile birlikte ödendiğini iddia etmiş davalı taraf ise bu zamana kadar her iki icra dosyasına ödenen haricen ödenen toplam miktarın 65.500,00 TL olduğunu evrakı veren kişinin hangi borç için ne kadar ödeme alması gerektiğini belirtmiştir. Mahkememizce dosya ekinde suluna mahsup belgeleri incelendiğinde …’ dan tahsil edilen 122.500,00 TL, …’ a ödenmiştir şeklinde dava dışı avukatın kaşe ve imzasının bulunduğu bir belge ile haricen Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü dosyalarından dolayı hiçbir vekalet ücret alacağım yoktur şeklinde kaşeli ve imzalı beyanı olduğu görülmüştür. Söz konusu bu belgelerdeki beyanlar dikkate alınarak icra dosyaları incelenmiş icra dosyalarında belgeyi veren alacaklı vekilinin vekaletinin bulunduğu ve ibra ve ahzu kabza dair yetkilerinin bulunduğu görülmüştür. Söz konusu konuyla ilgili Bakırköy CBS ‘nin 2017/15609 soruşturma sayılı dosyadaki beyanında … şikayet konusu olan takip dosyalarında borçlu olan müşteki …’ den toplamda 122.500,00 TL tahsil ettim ancak bu tahsil edilen paralar içinde tahsil harçları dosya masrafları faiz ve ferileri dahil değildir söz konusu tahsil ettiği parayı çeşitli tarihlerde müvekkiline ödediğini telefon masraf kayıtlarının bulunduğunu beyan etmiştir. Tüm bu beyanlar dikkate alındığında davacı tarafça sunulan belgeler bir anlamda yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilir ve dava dışı avukatın da vekaletname uyarınca söz konusu parayı tahsil ettiği beyanları dikkate alındığından davacının kısmi ödeme savunması da gözetilerek söz konusu senet bedellerinin asıl alacak olarak davalı adına ahzukabz yetkisine dayanılarak haricen tahsil edildiği kanaatine varılmış olup icra vekalet ücretlerinden de yönünden dava dışı vekilin beyanlarında dikkate alınarak söz konusu icra dosyalarındaki senet bedeli ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olmayıp davanın kabulü ile davalının icra takibinde kötü niyetli hareket ederek talepte bulunduğu ispat edilemediğinden ve şartlar oluşmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek davalının her iki icra dosyasındaki faiz ve ferileri ve masraflar yönünden takip yapmaktan muhtariyetine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Eksik inceleme sonucu icra takiplerinin faiz, feri ve masrafları yönünden takibin devamına kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı müvekkilinin her iki icra dosyası için de takip başlangıç tarihlerinden sonra dosya borcu ve ödeme tarihindeki güncel bakiye borç miktarı kadar ödeme yaptığını, ödeme yapıldığı tarihlerde dosyada alacaklı vekili olan ve ahz-u kabza yetkili vekil Av. … ödemeler karşılığında müvekkili …’a mahsup belgesi başlığı taşıyan 122.500,00 TL bedeli elden ödediğine yönelik ıslak imzalı ve kaşeli belge verildiğini, ayrıca yine ödeme tarihinde dosyada alacaklı vekili olan Av. …, belgedir başlıklı belgede her iki icra takibi için de hiç bir avukatlık ücreti kalmadığının kabul ettiğini, bu iki belge incelendiğinde yerel mahkemenin kabulü ile de sabit olduğu üzere müvekkilinin 122.500,00 TL ödemeyi ve vekalet ücreti olan 13.157,00 TL yi alacaklı vekili Av. …’ya ödediğini, Mahkemenin öncelikle mahkeme tarafından müvekkilin ödeme tarihinin tespiti ile birlikte ödeme tarihindeki icra takiplerinin işlemiş tüm faizleri, ferileri ve masrafları ile birlikte hesap yapılması gerekirken eksik inceleme neticesinde bozma konusu kararı verdiğini, dava dilekçelerinde mevcut ödemelerin ispatı açısından delil başlangıcı sayılan Av. … imzalı iki belgeye ek her tür ispata yarar delili sunmuş olmalarına rağmen mahkeme delillere itibar etmediğini, tanık dinlemediğini, ödeme tarihindeki borç miktarının bilgisinin tespiti adına bilirkişi incelemesi yapmadığını ve bunun sonucunda eksik inceleme ile karar verdiğini, yapılan ödemelerin hangi tarihte olduğu, hangi tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği, yapılan ödemelerin tüm dosya borcunu kapsayıp kapsamadığı hususunun açık olmadığını, müvekkilinin ödeme tarihi itibariyle (tahsil harçları hariç) hiç bir borcu olmamasına rağmen toplam faiz, ferileri ve icra masraflarından sorumlu tutulmasının ve bu alacak kalemleri için takibin devamına muhtariyet verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödemelerin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/15609 BM soruşturma numaralı dosyasında Av. …’nın vermiş olduğu ifadede ilgili icra dosyalarında azilden önce ödeme aldığını ve bu ödemelere ilişkin müvekkili bilgilendirdiğini, bir kısım ödemeleri de müvekkiline yaptığını beyanı dikkate alınarak bu haliyle ödemelerin en geç dava dışı avukat …’nın savcılıkta vermiş olduğu ödeme tarihlerine ilişkin bilgi ve belgelerde geçen tarihler olduğuna göre inceleme yapılması gerektiğini, Yerel mahkemenin ödeme tarihi ve miktarı ile bu ödemelerin hangi tarihlerde yapıldığının tespiti adına öne sürülen delilleri toplayıp ve bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiğini,-Haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine devam eden alacaklı (davalı) aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı avukat …’nın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/15609 BM soruşturma numaralı dosyasında vermiş olduğu ifadede açık ikrarı ile ayrıca sunmuş olduğu mesajlaşma dökümleriyle de alacaklı davalının da bu konuda bilgisinin olduğunun açıkça ortada olduğunu, borç ödenmesine rağmen bu güne kadar icra dosyalarına kötüniyetli şekilde bildirim yapılmadığını, bildirim yapılmadığı gibi Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …E satış dosyası ile cebri icra yoluyla takibe devam edildiğini, evinin satış sürecine gidildiğini, takipte kötü niyetli olan davalı alacaklı hakkında İİK 72/5 gereği kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemenin hüküm kısmında talepleri yönünden karar vermemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Av. …’nın müvekkiline böyle bir para ve bilgi vermediğini, müvekkilinin söz konusu icra dosyaları nedeniyle halen parasını tahsil edemediğini, Av. …’nın kabul ettiği bu miktarları ne zaman ve hangi tarihte aldığı konusunda dosyada bir netlik olmadığını, davacının, Av. … tarafından verildiği belirtilen iki adet tarihsiz evrakın aslının dosyaya sunularak, mahkeme dosyasının bilirkişiye sevki ile dosya üzerinden bir hesaplama yapılması gerektiğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacının davalıya takip konusuna ilişkin 122.500,00 TL ödeme yaptığının sabit olduğu, toplam asıl alacağın 118.000,00 TL olduğu ancak ödeme yapılan tarihin belli olmadığı, taraflar arasındaki asıl sorununun takipten sonra ödeme tarihine kadar olan faiz alacağına ilişkin olduğu, davacının ihtirazi kayıt koymadan yapılan ödeme nedeniyle icra harç ve masraflarından ve işlemiş ve ödeme tarihine kadar olan temerrüt faizinden sorumlu olduğu, davacının ödemesini ne zaman yaptığını ispatlayamadığı ancak ödemenin azil tarihinden önce yapıldığının da dosyadaki veriler deliller ile sabit olduğu, buna göre davacının en geç azil tarihi itibariyle hesaplama yapılması yönündeki kabulü dikkate alınarak, davacının vade tarihinden, ödemenin yapıldığının kabul edilebilecek olan azil tarihi olan 13.12.2015 tarihine kadar temerrüt faizi yönünden sorumlu olduğu yönündeki istinaf isteminin hukuka uygun olup, Mahkemece bu konuda araştırma yapılmadan hüküm kurmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacı vekilinin kötü niyet tazminatına yönelik talebi incelendiğinde ise davalı takip konusu yaptığı senetlerde tahsil edilmiş olması nedeniyle takibinde haksız görülse de bu husus davacının kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğinden davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesi mümkün görülmemiştir.Davalı vekilinin dosyanın bilirkişiye sevkine yönelik istinaf istemine ilişkin olarak, davacının asıl alacağı ödediği sabit olmakla, bilirkişi incelemesinin faiz yönünden yapılması gerektiği hususunda davacı istinafı ile değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür.Davacının davalıya takip konusuna ilişkin 122.500,00 TL ödeme yaptığının sabit olduğu, toplam asıl alacağın 118.000,00 TL olduğu ancak ödeme yapılan tarihin belli olmadığı, taraflar arasındaki asıl sorununun takipten sonra ödeme tarihine kadar olan faiz alacağına ilişkin olduğu, davacının ihtirazi kayıt koymadan yapılan ödeme nedeniyle icra harç ve masraflarından ve işlemiş ve ödeme tarihine kadar olan temerrüt faizinden sorumlu olduğu, davacının ödemesini ne zaman yaptığını ispatlayamadığı ancak ödemenin azil tarihinden önce yapıldığının da dosyadaki veriler deliller ile sabit olduğu, buna göre öncelikle varsa ödeme yapıldığı tarihe ilişkin davacının paranın kendi hesaplarından çekilip verildiğini gösteren banka dekontları, dava dışı Avukat … tarafından kesilmiş serbest meslek makbuzunun varsa sorularak dosya arasına celbi ve diğer delillerine ve gerekirse yemin deliline başvurularak tarihin belirlenmesinin sağlanması, sonuca ulaşılamaması halinde ise buna göre davacının en geç azil tarihi itibariyle hesaplama yapılması yönündeki kabulü dikkate alınarak, davacının vade tarihlerinden, ödemenin yapıldığının kabul edilebilecek olan azil tarihi olan 13.12.2015 tarihine kadar temerrüt faizi yönünden sorumlu olduğu, buna göre icra takip tarihinden 13.12.2015 tarihine kadar temerrüt faizi hesabı yapılarak ve sonrasında asıl alacak olarak 118.000,00 TL borçlu olduğu, yapılan ödemenin 122.500,00 TL olduğu buna göre, yapılan 4.500,00 TL lik fazla ödemenin de mahsubu dikkate alınarak hesaplama yapılması yönünde dosyada bilirkişinden rapor alınmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekillerinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın esaslı deliller toplanmadan ve delil değerlendirmesi yapılmadan verilmiş olması sebebiyle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile;2- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2017 tarih, 2017/10 Esas, 2017/978 karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.350,84 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,6- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,7- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/(1)/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2021