Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/557 E. 2021/1293 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO 2020/557 Esas
KARAR NO: 2021/1293
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI: 2016/755 E. – 2017/835 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının kambiyo senedi vasfı taşımayan senede dayalı olarak GOP …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile davacı aleyhine takip başlattığını, davacının 2007 yılından önce davalı ile aralarında olan ticari ilişkiden kaynaklı güvene dayalı olarak alacaklıya borç ilişkisi doğması ihtimaline binaen kambiyo vasfı taşımayan bir senet verdiğini, senedin davacı alacaklıya verilirken ödeme tarihi, düzenleme tarihi, ödeme yeri, yetkili mahkeme ve lehtar kısmının boş olduğunu, taraflar arasında senet doldurma anlaşması olmadığını, senedin bu şekilde kambiyo vasfını haiz olmadığını, sonradan yapılan eklemeler ile kambiyo vasfı kazandırılmaya çalışıldığını, borç ilişkisi kurulmadığını, senedin borç ilişkisi kurulur ise sonradan doldurulmak üzere verildiğini, kambiyo senedi vasfı taşımayan senedin gerçeğe aykırı olarak doldurulduğunu beyanla borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının, nakden almış olduğu 50.000 USD karşılığı vermiş olduğu bonoyu ödemediğini, davanın soyut iddiaya dayandığını, bononun bağımsız borç ikrarı olduğunu, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunda ispat yükünün davacıda olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Bir bonunun boş olarak verilmesi mümkün olduğu gibi senedi boş olarak alan kimsenin bunu aynen bir başkasına bu şekilde devredebilmesi, devralan kişinin de lehdar hanesine kendi adını yazarak takip ve tahsile girişebilmesinin mümkün olduğu, böyle bir durumda davacı borçlunun senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu , senedin hatır senedi olduğu, senedin teminat senedi olduğu, senedin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını ancak kesin delille ispat edebileceği, bu iddiaların tanıkla ispat edilemeyeceği, somut durumda da davacı yanın bu yönde kesin bir delil bildirmediği, senedin boş olarak verilmesi önünde hukuken yasal bir engel bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, verilen tedbir kararı nazara alınarak davacının tazminata mahkum edilmesine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının 2007 yılından önce alacaklı taraf ile aralarında olan ticari ilişkilerden kaynaklı bir güvene dayalı olarak alacaklı tarafa bir borç ilişkisi doğması ihtimaline binaen kambiyo vasfı taşımayan davaya konu belgeyi verdiğini, belgenin ödeme tarihi, düzenleme tarihi, ödeme yeri, yetkili mahkeme ve lehtar kısmının boş olarak verildiğini, taraflar arasında herhangi bir senet doldurma anlaşması bulunmadığını, senet incelendiğinde, senedin belirtililen kısımlarının sonradan doldurulduğunun çıplak gözle bile fark edileceğini, bilirkişi incelemesi ile de senedin davacı tarafından doldurulmadığının görüleceğini, bilirkişi incelemesine yönelik ara karardan dönülmesinden dolayı kendileriyle ilgili olmayan sebeplerden ispat yükünün yerine getirilemediğini,Yargılama sırasında yapılan bu eksikliklerden dolayı yapılması gereken işlemlerin yapılmayıp dosya hakkında apar topar karar verildiğini, bu durumun ”hakimin davayı aydınlatma ödevine” aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; Hukuka uygun Mahkeme kararına karşı istinaf sebeplerinin esastan reddine, hükmün 2.fıkrasında, tazminat olarak hükmedilen ”19.0003,45 TL” ibaresinin ”19.0003,45 USD” olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu senedin boş bir şekilde karşı tarafa verildiğini, ancak sonradan anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğini iddia ederken, davalı taraf, senedin nakden verilen para karşılığında verildiğini, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunda ispat yükünün davacı tarafta olduğunu ileri sürmüştür. İmzası açıkça inkar edilmeyen davaya konu senet yönünden, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının, taraflar arasındaki borç ilişkisi senede bağlandığından ancak senetle ispatlanması gerektiği, davacının iddialarını yazılı bir belge ile ispat edemediği, ancak dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla, Mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın doğrudan reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kaldırma kararının niteliğine göre davalı tarafın istinaf incelemesiyle ilgili bir karar verilmesine bu aşama itibarıyla yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2017 tarih, 2016/755 Esas 2017/835 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4- Davalı vekilinin istinaf isteminin incelemesi yapılmadığından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/(1)/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021