Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/553 E. 2021/1215 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/553 Esas
KARAR NO: 2021/1215
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2016/160 E. – 2017/242 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TPMK ‘da tescilli … tescil nolu “…” ibareli markası ve … tescil numaralı markası ile … tescil numaralı tasarımının davalı yan ürünlerinde izin alınmaksızın ayırt edilmeyecek derecede benzeri kullanılarak müvekkilinin marka ve tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüzde bulunulduğunu, davalının ihlale konu ürünü ile müvekkilinin bahsedilen marka ve tasarımının yanında ürün ambalajını ve sunumu da taklit edilmek suretiyle haksız rekabet eyleminde bulunulduğunu, müvekkili şirketin … tescil numaralı … ve … tescil numaralı … ibareli markalar ile … tescil numaralı tasarıma yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, ref’ine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacının markasına tecavüz etmediğini, kendi tescilli markasını ve endüstriyel tasarımı kullandığını, davacının tecavüz olarak iddia ettiği … markalı ürünün … numarasıyla marka tescili ve … numarasıyla da endüstriyel tasarım tescili olduğu, tecavüzün söz konusu olmadığını, söz konusu ürün için tescil sırasında davacı tarafından …-… numarası ile … marka yayınına itiraz ettiği, TPMK davacının yapmış olduğu itirazın reddedildiğini, karar numarasının … olduğunu, davacının Sulh protokolü ve taahhütname başlıklı bir sözleşmenin bulunduğunu belirttiğini ancak bu protokolün dava konusu ürün ile alakası olmadığın, davalının kendisine ait tescilli ürününü kullandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Somut olayda, davacı tarafa ait tescilli marka … … markası renkli marka olup, mavi renkte dizayn edilmiş yine tescilli … sayılı … ambalaj deseni mavi renklerde dizayen edilmiş, davalı tarafa ait marka kaydı ise … … düz yazı ile siyah karakterlerle tescil edilmiş, yine davalıya ait ambalaj tasarım kaydı … ibaresi ile mavi beyaz şekilde tescillenmiş olup, her iki tarafın tescil kaydı dikkate alındığında davalı tarafın satışa sunduğu .. ibareli ürünlerde tercih edilen dış ambalajlardaki renk ve yazı karakterleri kullanılan renklerin benzerliği dikkate alındığında, davalı tarafın marka tescilinden uzaklaşarak davacının marka tescili ve tasarımına benzer şekilde geçişli olarak mavi tonların ve beyaz rengin kullanılması görsel açıdan dış ambalaj dikkate alındığında kullanımın davacı tarafa ait marka ve tasarıma benzer olup, markaya yönelik tecavüz ve tasarıma yönelik tecavüzün tespitine, yine başkasına ait işaret ve ambalajın benzer kullanımı ticari dürüstlüğe aykırı bir şekilde olduğundan, kendisine ait marka ve tasarımdan uzaklaşarak davacı marka ve tasarımına yaklaşılmak suretiyle istifade etmeye çalışmak haksız rekabet olduğundan, haksız rekabetin tespiti ve men’ine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Davalı müvekkilinin TPE nezdinde … numarası ile tescilli tasarımı bulunduğu, davalı müvekkili şirketin kullanımının tamamen bu tasarım ile örtüştüğü, bu tasarımın iptali için açılmış bir dava veya bu tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin bir karar bulunmadığı, müvekkili şirketin kendi adına tescilli tasarıma uygun bir şekilde kullarım yapmasının, artık bu kullanımın bir başkasının (davacının) markası veya tasarımına tecavüz olarak değerlendirmenin mümkün olmadığı, 2- Yine müvekkili davalı şirket adına TPE nezdinde … tescil numaralı marka bulunduğu, bu marka hakkında da her hangi bir hükümsüzlük davası bulunmadığı gibi, marka sicilinden terkinine ilişkin her hangi bir karar da bulunmadığı, yerel mahkemece bu hususların tam olarak değerlendirilmediği, eksik ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporunun esas alınarak yazılı şekilde karar verildiği, bu sebeplerle birlikte inceleme sırasında re’sen tespit edilecek hususlarında dikkate alınarak Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28.11.2017 gün ve 2016/160 E.2017/242 K. sayılı kararının kaldırılarak usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, tasarıma yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine ve ref’ine karar verilmesine ilişkindir. Davacı taraf, TPMK ‘da tescilli … tescil nolu “…” ibareli markası ve … tescil numaralı markası ile … tescil numaralı tasarımının davalı yan ürünlerinde izin alınmaksızın ayırt edilmeyecek derecede benzeri kullanılarak, marka ve tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüzde bulunulduğunu, davalının ihlale konu ürünü ile müvekkilinin bahsedilen marka ve tasarımının yanında ürün ambalajını ve sunumu da taklit etmek suretiyle haksız rekabet eyleminde bulunulduğunu, müvekkili şirketin … tescil numaralı … ve … tescil numaralı … ibareli markalar ile … tescil numaralı tasarıma yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, ref’ine karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf, davacının markasına tecavüz etmediğini, kendi tescilli markasını ve endüstriyel tasarımı kullandığını, davacının tecavüz olarak iddia ettiği … markalı ürünün … numarasıyla marka tescili ve … numarasıyla da endüstriyel tasarım tescili olduğu, tecavüzün söz konusu olmadığını, söz konusu ürün için tescil sırasında davacı tarafından …-… numarası ile … marka yayınına itiraz ettiği, TPMK tarafından davacının yapmış olduğu itirazın reddedildiğini, karar numarasının 2014-M-14820 olduğunu, davalının kendisine ait tescilli ürününü kullandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafa ait … … markasının 30.sınıfta, … sayıyla, davalı tarafın … markasının 30.sınıfta … sayıyla tescilli oldukları, yine davacıya ait … sayılı 3 nolu ambalaj deseninin bulunduğu ve geçerliliğini koruduğu, davalıya ait … (1)nolu ambalaj tasarımının bulunduğu ve geçerliliğini koruduğu görülmektedir.Mahkemece, dosya bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 23/05/2017 tarihli heyet raporunda özetle; Davacıya ait … tescil numarayı … ibareli markası ve … tescil numaralı markası ile davalı tarafa ait … tescil nolu “…” ibareli markaların görsel tasarım itibariyle bilinçli tüketici nezdinde ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davalının kullanımının davacının tescilli markasına tecavüz eder nitelikte iltibas yarattığının tespiti yapılmış, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı vekilince, kendisinin tescilli markalarının tasarımlarına uygun bir şekilde kullanımının söz konusu olduğu ayrıca markalarının aleyhinde herhangi bir hükümsüzlük kararının da bulunmadığı belirtilmişse de, dosyadaki mevcut tüm deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafa ait tescilli … marka ibaresinin ile davalı tarafa ait … marka ibaresinin yazılış biçimlerinin yanı sıra görsel tasarımları itibariyle de bilinçli kullanıcı nezdinde karıştırılabilecek şekilde benzediklerini, kullanılan renklerin benzer oldukları, ürün dış ambalajlarındaki taraflara ait tasarımlar arasındaki renk ve yazı karakteri benzerliğinin söz konusu olduğu, bilinçli tüketici nezdinde ürünler arasında karıştırılmaya sebebiyet verecek nitelikte oldukları, her ne kadar davalının kullanımının 3 boyutlu tasarım olarak benzemese de, davacının marka ibaresine (yazı karakteri ve renkler) genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, karıştırılmaya mahal verdiği, görsel olarak kullanılan renklerin benzerliğinin bu durumu desteklediği, aynı ürün grubuna dahil olan ve aynı çeşit aromayı içeren bu iki ürün bilinçli tüketici tarafından rahatlıkla karıştırılabileceği ve bunun davacıyı marka imajını zedeleyecek nitelikte olduğu, bilirkişi raporundaki tespitlerin dosyaya sunulan taraf ürünlerinin görselleri için yapılan doğru tespitler olduğu anlaşılmaktadır. Markaya tecavüz Mülga 556 Sayılı KHK’nın 61. md ve KHK’nın 9 maddesine yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzün engelleme hakkı bulunmaktadır. A- Markanın tescil kapsamı ile aynı mal veya hizmetler ile ilgili olan tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasın B- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasın C- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetler ile benzer olmayan ancak Türkiye de tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edebilecek ve tescilli markanın itibarına zarar verebilecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyebilecek nitelikte her hangi bir işaretin kullanılması işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması işareti taşıyan ambalajın piyasaya sürülmesi bu amaçla stoklanması, teslim edileceğinin teklif edilmesi, veya o işaret hakkında hizmetlerin sunulması veya sağlanması işareti taşıyan malın gümrük belgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabii tutulması, işaretin teşebbüse iş veren evrakı ve reklamlarında kullanılması, işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı ve meşru bir bağlantısının olmaması koşuluyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kot, anahtar sözcük vb şekilde kullanması, marka hakkına tecavüz sayılan haller olarak sıralanmıştır. KHK’nın 9/1 – b anlamında tecavüzden bahsedebilmek için 3 şartın bulunması gerekmektedir. Tescilli markanın aynısının ve benzerinin, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı benzer mal ve hizmetlerde kullanılması, bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunması gerekmektedir. Sonuç olarak, ilgili yasa maddeleri, TPMK kayıtları, bilirkişi raporu ve görsellere ilişkin sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın satışa sunduğu “…” ürünlerinin kendisine ait marka ve tasarımdan uzaklaşarak, davacıya ait marka ve tasarımın yazılış biçimleri ve görsel tasarımlarına benzer şekilde kullanmasının, tasarım ve markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespitine yönelik ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/11/2017 tarih ve 2016/160 E., 2017/242 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021