Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/551 E. 2021/1460 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/551
KARAR NO: 2021/1460
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI: 2016/1189 E. 2017/1211 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile müvekkili arasında gerçekleşen ticari ilişki sonucu 12.08.2015 tarihli … ve … sayılı irsaliyeli faturalarda belirtilen ürünlerin davalıya fiilen teslim edildiğini ve her iki tarafın ticari defterlerine kaydedildiğini, davalının takibin dayanağı faturalara yasal süre içinde itiraz etmediğinden faturalar içeriğini kabul etmiş sayılacağından, borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, müvekkilinin davalıyı defalarca uyarmasına rağmen davalının almış olduğu ürün bedelini ödemediğinden, tahsili için davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının borcu olmadığına ilişkin itirazı üzerine takibin durduğunu, ürünlerin davalıya irsaliyeli faturalar ile fiilen teslim edildiğini, davalının BA formlarının bağlı bulunduğu vergi dairesinden istenmesi ile durumun ortaya çıkacağını, davalının itiraz dilekçesinde faturalara ilişkin bir itirazda bulunmadığı gibi ticari ilişkiyi de inkar etmediğini, borcu bulunmadığını yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu iddia ederek, davalının faize ilişkin itirazı hariç olmak üzere itirazının iptaliyle takibin devamına, davalının borca kötü niyetle itiraz etmesi nedeniyle %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı, yargılamanın devamında ibraz ettiği 17/07/2017 tarihli dilekçeyle 10/08/2015 tarihinde hırdavat dükkanı açtığını, o tarihte spottan topladığı malları resmileştirmek için alt faturaya ihtiyacı olduğunu, davacı şirketin sahibi …’ın kendisini bularak, elinde fatura fazlası olduğunu söyleyip koçan başı 2.000 TL üzerinden anlaştıklarını ve 2 adet koçan satın aldığını, kendisi dışında başka kişilere de boş fatura koçanı sattığını öğrenmesi üzerine 09/03/2016 tarihinde iade faturası keserek noter aracılığıyla iade ettiğini, davacı taraftan hiçbir ürün satın almadığını ileri sürmüştür. İlk Derece Mahkemesince; ”İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında, davacının 12/08/2015 düzenleme tarihli 2 adet irsaliyeli faturaya dayalı olarak davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmediğinden açılan davanın süresinde olduğu, davalının itiraz dilekçesi ekinde sunduğu Üsküdar … Noterliği’ne ait 06/04/2016 tarihli ihtarnamede davalının davacı adına düzenlediği 2 adet iade faturası olduğu, bu fatura içerikleri ile davacının takibe dayanak yaptığı fatura içerik ve bedellerinin aynı olduğu, davalı taraf ihtarnameyi fatura iadesi olarak düzenlemiş ise de, davacının faturalarının iadesine ilişkin olmayıp 12/08/2015 tarihli davacı faturaları için düzenlenmiş 09/03/2016 tarihli iade faturası oldukları, getirtilen vergi dairesi kayıtlarından her iki tarafın 2015 yılı BA/BS formları ile takip konusu faturaların 47.044,00 TL.olarak bildiriminin yapıldığı, Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları ile davacının takibe konu ettiği 12/08/2015 tarihli 2 adet irsaliyeli fatura karşılığı malı davalıya satıp teslim ettiği, bu faturalar nedeniyle kendi ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 55.511,92 TL alacaklı olduğu, faturaların her iki tarafça vergi dairesine BA/BS bildirimlerinin yapıldığı, davalının, davacı yandan mal almadığını beyan etmekle birlikte takip konusu faturaların düzenlenme tarihinden yaklaşık 7 ay sonra 09/03/2016 tarihinde davacı adına 2 adet aynı tutar ve içerikte iade faturası düzenleyip gönderdiği, davacının faturalarına yasal süre içinde itiraz etmeyen davalının itiraz süresinden sonra iade faturası düzenleyip göndermesinin kendisi yararına bir sonuç doğurmayacağı, davalıya satılıp teslim edilen mallar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında itirazının 55.511,92 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen/azalan oranlarda avans faizi yürütülmesine, davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu göz önünde bulundurularak, hükmedilen tutarın %20’si oranında 11.102,38 TL inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine” karar verilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; – 17/07/2017 tarihli dilekçede belirtildiği üzere; 10/08/2015 tarihinde hırdavat dükkanı açtığını, spottan toplamış olduğu malları resmileştirebilmek adına alt faturaya ihtiyaç duyduğunu, davacı şirketin sahibi …’ın elinde fatura fazlası olduğunu belirttiğinden koçan başına 2.000,00 TL üzerinden anlaştıklarını ve 2 adet koçan satın aldığını, kendisi dışında başka kişilere de boş fatura koçanı sattığını öğrendiğini ve bu nedenle 09/03/2016 tarihinde iade faturası keserek noter aracılığıyla davacı şirkete iade ettiğini, davacı şirketten hiçbir ürün satın almadığını, – İade faturaların kesildiğini yerel mahkemeye sunmuş olduğu beyanda dile getirmiş olsa da, mahkeme ve bilirkişi tarafından iade faturalar incelemeye tabi tutulmadan eksik inceleme ile maddi gerçeğe aykırı, hatalı karar tesis edildiğini, kısaca açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle kararın kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dilekçesinde açıkladığı hususlar gereğince müvekkili tarafından söz konusu faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, davalının ürünleri teslim alarak defterlerine işlediğini, ödeme talep edildiğinde ise ödeme yapmadığını, iade faturası düzenlemek sureti ile borçtan kurtulmayı hedeflediğini, basiretli bir tüccar olan davalının iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, usul ve yasaya uygun hüküm tesis ettiğinden, davalının hukuki dayanaktan yoksun tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; Davalı ile arasında gerçekleşen ticari ilişki sonucu 12.08.2015 tarihli .. ve … sayılı irsaliyeli faturalarda belirtilen ürünlerin davalıya fiilen teslim edilmesine rağmen, bedelini ödemediğinden alacağın tahsili için aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatının tahsiline ilişkindir. Davacı/ alacaklının 01/04/2016 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile davalı/ borçlu aleyhine 12.08.2015 tarıhlı … ve … sayılı irsaliyeli faturadan dolayı 55.511,92 TL asıl alacak ve 3.720,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 59.232,74 TL’nın tahsili için takip başlattığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun 7 günlük süresi içindeki 13/04/2016 itirazı ile takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğ edilmemesi sebebiyle itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde kaldığı tespit edilmiştir. Mahkemece; Davacının takibe konu ettiği 12/08/2015 tarihli 2 adet irsaliyeli fatura karşılığı malı davalıya satıp teslim ettiği, bu faturalar nedeniyle kendi ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 55.511,92 TL. alacaklı olduğu, faturaların her iki tarafça vergi dairesine BA/BS bildirimlerinin yapıldığı, davalının, davacı yandan mal almadığını beyan etmekle birlikte, takip konusu faturaların düzenlenme tarihinden yaklaşık 7 ay sonra 09/03/2016 tarihinde davacı adına 2 adet aynı tutar ve içerikte iade faturası düzenleyip gönderdiği, davacının faturalarına yasal süre içinde itiraz etmeyen davalının itiraz süresinden sonra iade faturası düzenleyip göndermesinin kendisi yararına bir sonuç doğurmayacağı, davalıya satılıp teslim edilen mallar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı istinaf sebebi olarak; Hırdavat dükkanı açtığında, spottan toplamış olduğu malları resmileştirebilmek için alt faturaya ihtiyaç duyduğunu, davacı şirketin sahibi …’ın fatura fazlası olduğunu belirtmesi üzerine koçan başına 2.000,00 TL üzerinden anlaştıklarını ve 2 adet koçan satın aldığını, kendisi dışında başka kişilere de boş fatura koçanı sattığını öğrendiği için 09/03/2016 tarihinde iade faturası keserek noter aracılığıyla davacı şirkete iade ettiğini, davacı şirketten hiçbir ürün satın almadığını, – İade faturaların kesildiğini mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde belirttiği halde, mahkeme ve bilirkişi tarafından iade faturalar incelenmeden eksik inceleme ile maddi gerçeğe aykırı, hatalı karar tesis edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile; Davacı şirketin incelenen 2015 yılı ticari defterlerinin noter açılış onamalarının süreleri içinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin noter kapanış onamasının bulunmadığı, defterlerin birbirini teyit ettiği, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, Davacı tarafın takip ve dava konusu irsaliyeli faturalarının
Sıra Fatura Tarihi Fatura No İçeriği KDV Hariç Tutarı KDV Toplam TL 01 12.08.2015 … Hırdavat 21.664,00 3.899,52 25.563,52, 02. 12.08.2015 … Hırdavat 25.380,00 4.568,40 29.948,40, Toplam — 47.044,00 8.467,92 55.511,92 Davacının 2 faturasının ticari defterlerinde 20.08.2015 tarihli 65 nolu yevmiye maddesi ile davalının 120.101 Kodlu Alıcılar Hesabının borcuna kaydedildiği, 31.12.2015 tarihine kadar hesapta başka bir kayıt yapılmadığı, 31.12.2015 tarihi yevmiye kapanış maddesinde 55.511,92 TL alacağın aynen kayıtlı olduğu, Vergi Dairesi tarafından gönderilen davacı şirkete ait 2015/8 dönemine ilişkin BS Formunda 1’ci sırada …’a 2 adet belge/fatura ile 47.044,00 TL tutarında mal satışı yapıldığının görüldüğü, bu halde davacının takip ve dava konusu 2 adet irsaliyeli satış faturasının bağlı bulunduğu Vergi Dairesine beyan ettiğinin anlaşıldığı, İcra takip dosyasında bulunan davalının davacı … Ltd Şti ile …’a gönderdiği Üsküdar … Noterliği’nin 06.04.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarname içeriğinin; “Sayın Muhataplar, ekte bulunan 09.03.2016 tarihli … no.lu 29.948,40 TL ve yine 09.03.2016 tarihli … no.lu 25.563,52 TL tutarındaki iki adet faturayı iade ettiğimizi ihtaren bildiririz” şeklinde ise de, kendisinin davacı tarafa kestiği; Sıra Fatura Tarihi Fatura No İçeriği KDV Hariç Tutarı KDV Toplam TL 01. 09.03.2016 … Hırdavat 25.380,00 4.568,40 29.948,40, 02. 09.03.2016 … Hırdavat 21.664,00 3.899,52 25.563,52, Toplam — 47.044,00 8.467,92 55.511,92 Tutarlı 2 adet irsaliyeli iade faturası tanzim edip gönderdiğinin anlaşıldığı, davalının faturalarının davacı faturalarından 8 ay sonra tanzım edildiği, davacının takip ve dava konusu 2 adet irsaliyeli fatura içeriğinden dolayı davalıdan 55.511,92 TL alacağı bulunduğu, tespit edilmiştir. Ek raporda; davalının 2015 yılı defterlerini sunmadığı, sunduğu 2016 yılı işletme defterini ibraz ettiği, 2016 yılı defterinin 2015 yılı Aralık ayı sonuna kadar yaptırılması gerekirken 05/10/2016 tarihinde tasdik ettirildiğinden yasal olmadığı gibi, hiçbir kaydın bulunmadığı, vergi dairesinin yazı cevabından davalının mükellefin işletme esasına göre defter tutması nedeni ile BA formu verme mecburiyetinin bulunmadığının anlaşıldığı, kök raporun geçerliğini koruduğu belirtilmiştir. 6102 Sayılı TTK 21/2 maddesi bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır hükmündedir, faturanın içeriğine; satılan ürünün türü, adedi, fiyatı dahil olup, malın teslimi fatura içeriği kapsamında kalmadığından, fatura konusu ürünün teslim edildiğinin usulüne uygun belgeler ile kanıtlanması gerekir. İrsaliyeli fatura yada faturadan sonra düzenlenecek irsaliye yada teslim belgesi malın teslim edildiğini kanıtlayan belgelerdir. Davacı taraf takibi, 12/08/2015 tarihli … seri numaralı Hırdavat açıklamalı 25.563,52 TL tutarlı ve 12/082015 tarihli … seri numaralı Hırdavat açıklamalı 29.948,40 TL tutarlı irsaliyeli faturalara dayandırmıştır. Davacı tarafın defterlerinde irsaliyeli faturaların kayıtlı olduğu, getirtilen BA/BS formlarında vergi dairesine bildirimin yapıldığı, davalı …’ın 01.07.2015 /01.09.2015 tarihleri arasındaki BA formunun gönderilmesi için yazılan müzekkereye Sarıgazi Vergi Dairesi tarafından verilen cevapta; dairelerinin … vergi sicil numarasında kayıtlı …’ın 10.08.2015 tarihinde hırdavat malzemelerinin perakende ticareti ile iştigal etmek üzere faaliyete başladığı, mükellefin işletme esasına göre defter tutması nedeni ile BA formu verme mecburiyetinin bulunmadığı, ancak Ağustos 2015/BA karşılaştırma ekran sorgulamasında Tasfiye Halinde … Ltd Şti’nden 47.044,00 TL tutarında mal alımında bulunduğunun beyan edildiği tespit edilmiştir. BA/BS formalarının vergi dairesine bildirilmesi, davalı tarafın davacı … Ltd Şti ile …’a fatura tarihinden yaklaşık 7 ay sonra gönderdiği Üsküdar … Noterliği’nin 06/04/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarname içeriğinde; “Sayın Muhataplar, ekte bulunan 09/03/2016 tarihli … no.lu 29.948,40 TL ve yine 09.03.2016 tarihli … no.lu 25.563,52 TL tutarındaki iki adet faturayı iade ettiğimizi ihtaren bildiririz” şeklindeki beyanı ve aynı mallar için aynı miktar iade fatura kesmesi, davalının takip konusu irsaliyeli faturaları ve fatura içeriği malları teslim aldığının karinesi olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2004 tarih ve 2004/2189-11141 esas ve karar sayılı ilamı uyarınca davalının kabul ederek defterine işlediği faturalar için sonradan iade fatura düzenlemesi kendisi yararına sonuç doğurmayacağından, aksini kanıtlamak davalı tarafa aittir. Davalı taraf, itiraz dilekçesi ekindeki ihtarnameye konu iade faturaları, irsaliyeli faturaları yada irsaliyeleri veya yazılı teslim belgelerini sunarak iade faturaya konu malları davacı şirkete iade ettiğini kanıtlamadığından, davalının davcı taraftan sadece fatura koçanı aldığı, takip konusu faturalar karşılığında davacı taraftan mal teslim almadığına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Bilirkişi raporunda; “İcra takip dosyasında bulunan davalının davacı … Ltd Şti ile …’a gönderdiği Üsküdar … Noterliği’nin 06.04.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarname içeriğinin; “Sayın Muhataplar, ekte bulunan 09.03.2016 tarihli … no.lu 29.948,40 TL ve yine 09.03.2016 tarihli … no.lu 25.563,52 TL tutarındaki iki adet faturayı iade ettiğimizi ihtaren bildiririz” şeklinde ise de, kendisinin davacı tarafa kestiği; Sıra Fatura Tarihi Fatura No İçeriği KDV Hariç Tutarı KDV Toplam TL 01. 09.03.2016 … Hırdavat 25.380,00 4.568,40 29.948,40, 02. 09.03.2016 … Hırdavat 21.664,00 3.899,52 25.563,52 Toplam — 47.044,00 8.467,92 55.511,92 Tutarlı 2 adet irsaliyeli iade faturası tanzim edip gönderdiğinin anlaşıldığı, davalının faturalarının davacı faturalarından 8 ay sonra tanzım edildiği, davacının takip ve dava konusu 2 adet irsaliyeli fatura içeriğinden dolayı davalıdan 55.511,92 TL alacağı bulunduğu, Ek raporda; davalının 2015 yılı defterlerini sunmadığı, sunduğu 2016 yılı işletme defterini ibraz ettiği, 2016 yılı defterinin 2015 yılı Aralık ayı sonuna kadar yaptırılması gerekirken 05/10/2016 tarihinde tasdik ettirildiğinden yasal olmadığı gibi, hiçbir kaydın bulunmadığı, vergi dairesinin yazı cevabından davalının mükellefin işletme esasına göre defter tutması nedeni ile BA formu verme mecburiyetinin bulunmadığının anlaşıldığı, kök raporun geçerliğini koruduğunun belirtilmek suretiyle, davalının iade faturalarının incelendiği sabit olmuştur. Mahkemenin gerekçeli kararında; “davalının, davacı yandan mal almadığını beyan etmekle birlikte takip konusu faturaların düzenlenme tarihinden yaklaşık 7 ay sonra 09/03/2016 tarihinde davacı adına 2 adet aynı tutar ve içerikte iade faturası düzenleyip gönderdiği, davacının faturalarına yasal süre içinde itiraz etmeyen davalının itiraz süresinden sonra iade faturası düzenleyip göndermesinin kendisi yararına bir sonuç doğurmayacağı, davalıya satılıp teslim edilen mallar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla” sözleri ile davalının iade faturalarını değerlendirerek dikkate alınmama gerekçesi açıkça belirtildiğinden, davalının iade faturaları ibraz etmesine rağmen, bilirkişi ve mahkemece dikkate alınmadığına dair istinaf sebebinin yerinde olmadığı tespit edildiğinden reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarih ve 2016/1189 E., 2017/1211 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 3.792,01 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 948,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.843,11 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021