Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/549 E. 2021/1214 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/549 Esas
KARAR NO: 2021/1214
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2016
NUMARASI: 2015/142 E., 2016/719 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ortak ve yöneticisi bulunduğu … Ltd. Şti. unvanlı şirketin triko imalat, ihracat ve ticaret işi ile iştigal ettiğini, davalılardan …’in ortak ve yöneticisi olduğu … ve … ünvanlı şirketlerin ise iplik imalat ve ticareti yaptığını, bu kapsamda tarafların 7 yıldan beri devam eden iplik alım satım ilişkisi olduğunu, davacının son olarak yine triko imalathanesinde kullanmak üzere …’e çeşitli renklerde ve 13.420 kilogram ağırlığında iplik alımı karşılığında 17/04/2014 tanzim tarihli ve ilki 31/09/2014’den başlayan ve takip eden ayların sonuncu günü vadeli “malen” kaydını içeren 24 adet 3.500,00 USD, son 4’ü de 4.000,00 USD bedelli olmak üzere toplam 100.000,00 USD bedelli 28 adet bono verdiğini ancak davalı …’in tüm uyarılara ve taleplere rağmen sipariş konusu iplikleri davacıya teslim etmediğini, davalı …’in ciro yolu ile devrettiği 31/09/2014 vade tarihli ilk senedin diğer davalı … isimli şahıs tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takibe konularak ödeme emri tebliği üzerine davacının yaptığı araştırmada davalının işlerinin bozulduğundan ve borca batık duruma düştüğünden sipariş konusu iplikleri teslim etmesinin imkansız olduğunu ve senetleri amacı dışında kullanarak haksız kazanç sağlama niyetinde olduğunu, davacının davalı …’ı tanımadığını ancak takipten sonra yapılan araştırmada … ile … arasında bir ilişki bulunduğunu ve bu senetlerin “iyi niyetli üçüncü kişi” ilkesinden faydalanarak … eli ile tahsil edilmesi’nin düşünüldüğünü, bu davalıya davanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe konu yapılan 4 adet toplam 14.000,00-USD bedelli senetler yönünden yöneltilmesi gerektiğini, öncelikle 31/01/2014 tarihli vadeden başlamak üzere devam eden senetlerin icra takibine konu yapılmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini ayrıca mal teslimi yapılmadığından bahis konusu senetlerin karşılıksız kalmış olması ve ihtarnameye rağmen iade edilmediğinden her iki davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini ve davacının dava konusu senetler sebebi ile davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından başlatılan takiplerin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkili ile ilgili iddiaların dava ile ilgisi olmadığı gibi hukuki bir değerinin de bulunmadığını, davacının iddialarının herhangi bir yasal delile dayanmadığını, iddialara ilişkin ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin İİK72/3 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiğini ve İİK 72 maddesi uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının “malen” yazılı bononun malın teslimine yönelik karine oluşturmadığına yönelik iddiasını yazılı belge ile ispatlamak zorunda olduğunu, davacının ispat için herhangi bir delil ileri sürmediğini, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkemece yapılan yargılama ve dosya içerisinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu; davacının davalılara borçlu olmadığını gösterir davayı kabul etmeye, ispata yönelik delil sunmadığından sunulan delillerin değerlendirilmesinde davacının davasını ispatlayamadığından davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Triko imalatı yapan müvekkili tarafından iplik imalatçısı 1 no’lu davalıya 13.420 kg 2/35 HB akrilik iplik alımı karşılığında; ayrıntılı dökümü dava dosyasında mevcut “malen” kaydına düzenlenmiş toplam 100.000,00 USD (Yüzbin Amerikan Doları) tutarlı 28 adet bono verildiğini, karşılığı malları teslim etmeyen ve borca batık duruma düşen 1 no’lu davalı tarafından, bedelsiz kalan senetlerden bir kısmı “iyiniyetli üçüncü kişi” ilkesinden yararlanarak haksız mal edinmek düşüncesiyle muvazaalı surette 2 no’lu davalıya ciro edildiği ve icra takibine konulduğu,. 2- Dosyaya 01.09.2015 tarihli dilekçe ekinde sundukları, taraflar arasındaki iplik alım satımına ilişkin “Sipariş Anlaşması” başlıklı 11.03.2014 tarihli belgenin Mahkemece hiç dikkate alınmadan karar verildiği, 3- 1 no’lu davalının, savunmalarında, sözkonusu senetlerden dolayı salt “alacaklı” olduğunu belirttiği, senetlerin neye karşılık düzenlendiğini ise açıklamaktan ısrarla kaçındığı, başka bir anlatımla, dava konusu senetlerin sipariş konusu iplik karşılığı düzenlendiğini davalının inkar etmediği gibi, başka bir borç sebebiyle düzenlendiğini de iddia etmediği, 4- İlk Derece Mahkemesi’nce, 1 no’lu davalıya verdirilen yeminin ifa edilmesi üzerine sonuca gidildiği, sundukları belge yeterince araştırılıp irdelenmeden ve neden delil olarak kabul edilmediği gerekçelendirilmeden Mahkemece nihai delil olan yemine başvurulmasının usule aykırı olduğu, 1 no’lu davacının isticvab duruşmasına çağrılarak, gösterilecek belge üzerindeki imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması yönündeki taleplerinin karşılık bulmadığı gibi, yemin duruşmasında aynı yöndeki taleplerinin de maalesef Mahkemece yerine getirilmemiş ve noksan yargılamayla hüküm kurulduğu,bu nedenler ve Mahkemesi’nce re’sen belirlenecek sair nedenlere binaen, İstinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi’nce verilen “davanın reddine” dair usul ve yasaya aykırı kararın ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasındaki davalı … tarafından takibe geçilen borçtan davacının sorumlu olmadığının tespitine yöneliktir. Davacı tarafça, davalılardan … aralarındaki ticari alım satımdan dolayı toplam 100.000 USD bedelli 28 adet senet verdiğini, fakat davalı …’in senetler karşılığı malları teslim etmediği ve kötüniyetli olarak vadesi gelen senetleri, diğer davalı …’e ciro ederek dava konusu icra takibine girişildiği, fakat kendisinin ne takip konusu senetlerden, ne de diğer davalı …’e verdiği senetlerden dolayı borçlu olmadığını ileri sürmüş, davalı … dava konusu senetlerin kendisine malen kaydıyla verildiği, davacının bunun aksini iddia ediyorsa aynı kuvvette yazılı bir delil ile ispatlaması gerektiği, diğer davalı … ise senetleri kötüniyetli olarak diğer davalının aldığının davacı tarafça kanıtlanması gerektiği ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir. Davalılardan … tarafından davacıya karşı 3.500 USD bedelli 17/04/2014 tanzim ve 30/09/2014 vade tarihli senetten dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada icra takibine girişildiği, takibin kesinleştiği görülmektedir. Davacı tarafça, davalı …’e verdiğini söylediği senetlerde malen kaydının bulunduğu, bu durumun malın teslim edildiğine karine teşkil edeceği, aksinin, iddia eden tarafından yazılı şekilde ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafça senede konu malların teslim edilmediği yazılı delil ile ispatının gerektiği, davacı tarafça buna karşılık olarak dosyaya 11/03/2014 tarihli,” SİPARİŞ ANLAŞMASI, … ve … arasında anlaşma, 2/35 akrilik HB olarak” başlıklı 28 adet senet 100.000 DOLAR bedelli, … ve …’in imzalarına içeren bir yazılı belge sunulduğu, fakat bu belgenin faks örneği olduğu, belge aslının dosyaya sunulamadığı, davalı … tarafından ise belgenin kabul edilmediği ve kendilerinden sadır olmadığı savunmasında bulunulduğu, belge aslının dosyaya sunulamaması sebebiyle imza incelemesi de yapılamayacağı, davacı tarafça bunun dışında başka bir yazılı belge de sunulmadığı, bunun üzerine mahkemece yemin deliline dayanıldığı için davacı yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatıldığı, davacı tarafça davalı …’e 11/03/2014 tarihli belge ve içeriği 28 senede ilişkin yemin teklifinde bulunulduğu, davalı … yemin teklifini kabul ederek usulüne uygun olarak yemin ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu senetler karşılığında, malların davalı … tarafından davacıya teslim edilmediği, 11/03/2014 tarihli sipariş anlaşması ile dava konusu senetlerin bu anlaşma kapsamında …’e teslim edildiğinin ispat yükü kendisine ait olan davacı tarafça kanıtlanamadığı, buna bağlı olarak davalı … tarafından, diğer …’a takip konusu senedin ciro edilerek devredilmesinde işbu davalının kötüniyetli olduğunun da kanıtlanamadığı, bu sebeplerle mahkemece davanın reddine dair verilen kararın esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2016 tarih ve 2015/142 E., 2016/719 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021