Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/544 E. 2021/1213 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/544 Esas
KARAR NO: 2021/1213
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2017
NUMARASI: 2015/649 E., 2017/715 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar tarafından müvekkiline ayıplı olarak satılan … plakalı vasıtanın muhtelif tarihlerde ve muhtelif arızalar nedeniyle bir çok kez servise bırakıldığını, araçtan bir türlü verim alınamadığını, aracın “gizli ayıplı” çıktığını, davalılara aracın geri alınarak aynı özelliklere sahip 0 km.bir araç ile değiştirilmesi hususunda noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, ancak bu ihtarnameye de yazılı bir cevap verilmediğini, tüm bu nedenlerle müvekkiline gizli ayıplı olarak satılan vasıtanın geri alınması ve satış bedeli olarak ödenen 84.916,04 TL’nin iadesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu araçta ayıp bulunmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, gerçek onarım ihtiyacı arzeden bir araç ile dava konusu aracın katettiği mesafenin katedilmesinin mümkün olmayacağını, araçta meydana gelen değer kaybının tespit edilmesi gerektiğini, araçta ciddi ve araç değişimini veya bedel iadesini gerektirecek kadar bir sorun olsa zaten ilk kilometrede aracın kullanılamayacağını, oysa ki davacının aracı halen kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, müvekkilinin diğer davalının bayiisi olduğunu, müvekkilinin üretici ve ithalatçı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, “Toplanan deliller, araç üzerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi çerçevesinde dava konusu aracın … plakalı … marka … tipi 2012 model araç olduğu, aracın davacının kullanımında olduğu, kilometre göstergesinin 111.524 km olduğu, araçta gösterge panelinde yapılan incelemede arıza ikaz ışığının yanmadığı, araçta bir arıza halinin olmadığı, normal çalışır durumda olduğu, davalı şirkete bağlı yetkili servisçe düzenlenen iş emri belgelerinin incelenmesinde muhtelif tarihlerde aracın bir takım arızalarının giderildiği, yedek parça değişiminin yapıldığı, periyodik bakımlarının yapıldığı, aracın satın alındığı 20/06/2012 tarihinden bu yana geçen 4.5 yıllık sürede aracın serviste kaldığı, toplam süre ve 2 kez imalattan kaynaklanan arıza nedeniyle onarım gördüğü, en son kullanım kaynaklı arıza nedeniyle servise götürüldüğü, bu tarihten itibaren keşif tarihi olan 19/12/2016 tarihine kadar yaklaşık 2 yıl süre ile servise gitmediği, araçtan faydalanamama halinin süreklilik kazanmadığı, aracın imalatından kaynaklanan bir gizli ayıp tespit edilmediği, aracın iade koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla yerinde bulunmayan davacı talebinin reddi ile davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Müvekkili şirket sahibinin, anılan aracı iki ay kullandıktan sonra dava konusu araç yağ eksiltmeye başladığı için yağ lambası yanmaya başladığı, müvekkili şirket sahibinin, aracın yetkili servisi olan davalılardan … bünyesindeki yetkili servise aracı götürerek gösterdiği, yetkili servis çalışanlarının, bunun normal bir durum olduğunu belirterek müvekkili şirket sahibini geri gönderdiği, bahsi geçen yağ ikazının 4 veya 5 kez daha gerçekleştiği ve her seferinde müvekkili şirket sahibinin aracın yetkili servislerinden (gerek Maslak’taki gerekse Ümraniye’deki) “bir şey yok” cevabını alarak ayrıldığı, kendisine herhangi bir sorun yok denilmesine rağmen aracının uyarı lambaları yanar şekilde kullanmanın rahatsızlığının müvekkiili şirket sahibini rahatsız ettiği, ancak yetkili servislerin araçtaki sorunu çözememesinin devam ettiği, 2- Müvekkili şirket sahibinin, 24.06.2013 tarihinde aracı, rutin kontrol için … Maslak servisine bıraktığı, bir süre sonra müvekkili şirket sahibinin, yetkili servisten aranarak “aracın kavramasında üretimden kaynaklanan bir hata olduğu ve bunun garanti kapsamında değişmesi gerektiği ve aracın bir süre serviste kalmasının gerekli olduğunu” belirten bir görüşme yaptığı, müvekkilince bu durumun kabul edildiği ve aracın onarımı için servise bırakıldığı, 26.06.2013 tarihinde aracın yetkili servis tarafından müvekkili şirket sahibine teslim edildiği, 3- Ancak müvekkili şirket sahibinin, aracın servisten çıkmasını takip eden gün aracı alarak yola çıktığı, ancak araçta aynı kavrama sorununun mevcut olduğunu ve buna ek olarak da el freni uyarı lambası arıza sinyali verdiğini fark ettiği, müvekkili şirket sahibinin, hemen aracı kenara çekerek yetkili servisleri telefonla aradığı, ancak hiçbir cevap alamayınca aracı 28.06.2013 tarihinde yine yetkili servise bıraktığı, müvekkili şirket sahibi …’un, dava konusu aracı yetkili servisine bıraktıktan sonra davalılardan … Oto’ya detaylı bir e-posta gönderdiği, yetkili servisin 03.07.2013 tarihinde müvekkil şirket sahibine aracın onarımının tamamlandığını ve teslim alabileceğini belirten bir e-posta, müvekkilin, davalıların kendisine satmış olduğu aracın ayıplı olduğunu, aracı yenisi ile değiştirmelerini veya müvekkile ödemiş olduğu bedeli iade etmelerini şifahen bildirdiği, ancak davalıların yetkili servisi araçtaki sorunun tamamen giderildiğini belirttikleri, müvekkili şirket sahibinin de, aracı mecburen tüm mağduriyet ve iyi niyetiyle teslim aldığı, 4- Müvekkilin, yetkili servisin garantisi üzerine teslim aldığı aracın, sırasıyla ve aynı arızadan 01.10.2013, 02.01.2014, 10.03.2014, 07.07.2014, 31.07.2014, 04.08.2014 tarihlerinde servise götürüldüğü ve her seferinde araçta herhangi bir arızanın olmayacağının garantisini verilerek adeta müvekkilini oyalayarak müvekkiline teslim edildiği, müvekkilinin 03.01.2014 tarihinde yine davalı şirket yetkilisine e-posta göndererek, davalıların kendisine satmış olduğu aracın ayıplı olduğunu, aracı yenisi ile değiştirmelerini veya müvekkile ödemiş olduğu bedeli iade etmelerini şifahen bildirdiği, ancak davalılar yetkili servisi yine araçtaki sorunun tamamen giderildiğini belirttiği, 19.01.2015 tarihinde aracın yine arızalarını tekrar ettiği ve yetkili servise teslim edildiği, yetkili servisin yine aracı tamir ettiğini ileri sürerek tekrar aracı müvekkilne teslim ettiği, takip eden zamanda aracın tekrar arıza yaptığı, bu kez aracın motor bloğunda önemli parçaların değiştiği ve aracın ısrarla müvekkilinden iade alınmaksızın tamir edilme yoluna gidildiği, tüm bu servis raporlarının işbu dosyada mevcut olduğu, 5- 84.916,04 TL gibi yüksek bir bedel ödeyerek davalı şirketten 0 kilometre bir araç satın alan müvekkilinin, aracı teslim almasından bugüne değin geçen süreçte, araçtan hiçbir biçimde yararlanamadığı, işbu davanın ikame tarihinden sonra da dava konusu aracın sürekli arıza yaptığı, hatta aracın son arızasında yetkili servis aracın motorunun çalışmasının “can güvenliği için tehlike yaratabileceğini” belirterek dava konusu aracın yetkili servise bırakılması gerektiğini müvekkiline belirttiği, müvekkiline ait aracın “gizli ayıplı” çıktığı ve araçta herhangi bir olay meydana gelmeden fark edilmesinin mümkün olmadığı, gerek serviste geçen günlerde aracından mahrum kalması, gerekse aracın kendisinde olduğu günlerde araçta aynı ve başkaca arızaların tekrarının yaşanmasının tedirginliği ile müvekkilinin son derece huzursuz olduğu, araçta sürekli tekrar eden arızaların şon derece ciddi sorunlar doğurabilecek, aracın motorunun yanmasına ve kullanılmaz hale gelmesine sebep olacak nitelikte olduğu, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca aracın tamir edilmiş olmasının, müvekkilinin kanundan doğan aracın iadesini talep etme seçimlik hakkını bertaraf etmediği, aracın açıkça ayıplı bir mal niteliğinde olduğu ve meri mevzuat hükümleri uyarınca yenisi ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi gerektiği, 6- Tüm bu nedenlerle T.C.Beşiktaş … Noterliği aracılığıyla 28.01.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile davalılara ihtarname keşide edilerek davalılardan … tarafından ithalatı yapılan ve …tarafından satışı yapılan ayıplı aracın geri alınarak aynı modelin, aynı özelliklere sahip 0 kilometre bir araç ile değiştirilmesini veya ayıplı aracın iade alınarak müvekkilince ödenen 84.916,04 TL bedelinin müvekkile 5 (beş) işgünü içerisinde iade edilmesini, aksi takdirde Tüketici Mahkemesi’nde dava yoluna gidileceğini ve üretici firma … nezdinde gerekli şikayet hakkının kullanılacağının davalılara ihtar edildiği, Davalıların, bahsi geçen ihtarnameye yazılı olarak hiçbir cevap vermedikleri, 7- Dava konusu aracın motorunun çalışmasının “can güvenliğini tehlikeye sokabilecek olması” nedeniyle son olarak yetkili servise çekilen aracın ayıpsız olarak nitelendirilmesinin ne hukuken ne vicdanen kabul edilemeyeceği, yerel mahkeme haksız ve hukuka aykırı bir karar verdiği, dosyada yer alan 28.04.2017 tarihli bilirkişi raporuna da itiraz edildiği, bilirkişilerin, ilgili raporda teknik hiçbir inceleme yapmadan tabiri yerindeyse usulen bir rapor hazırladıkları, bilirkişilerin raporda “2 kez imalattan kaynaklanan arıza nedeniyle onarım gördüğü…” ifadelerini kullanmasına rağmen raporun sonuç kısmında aksi kanaate vardıkları, raporda keşif tarihiyle arızanın olmadığını belirttikleri, oysaki 09.12.2016 tarihli keşifte keşfe katılan bilirkişilerin bizzat arızanın olduğunu aracı kendileri deneyerek gördükleri ve evet arıza var diye belirttikleri, bilirkişilerin detaylı ve teknik incelemelerini belirtmeden, kendileriyle çelişen. eksik, huzurdaki davayı yeterince aydınlatamayan işbu haksız raporunun kabulünün mümkün olmadığı, bu bağlamda yerel mahkemeden işbu dosyanın yeniden bir bilirkişi heyetine tevdiini talep etmiş olmalarına rağmen yerel mahkemenin bu taleplerini reddederek işbu davayı da reddettiği, bu nedenlerle, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/649 E. ve 2017/715 K. numaralı ve 13.06.2017 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak itirazları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, ticari alım satımdan kaynaklanan ayıplı araç satışı sebebiyle aracın iadesi yada bedelinin tahsili davasıdır. Davacı taraf, davalılardan 84.916,04 TL’lik bedelli … aracın 2 aylık kullanımdan sonra sürekli olarak sorun çıkardığı, araçta arızlar meydana geldiği bundan dolayı defalarca yetkili servise aracı götürdüğü, parça değişimlerinin gerçekleştiği fakat sorunların bitmediği, bu nedenle ayıplı olduğu belli olan aracın iadesine ve bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalılardan … 11/04/2016 tarihli cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu araçtan satım tarihi itibariyle ayıp bulunmadığı, davacı yanın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın bedel iadesi talebinin orantısız olduğunun, diğer davalı … Tic. A.Ş.’nin 23/06/2016 tarihli cevap dilekçesinde, davaya konu aracın satım tarihi itibariyle garanti süresinin dolduğu, kendilerinin aracın üretici yada ithalatçısı olmadıklarını, diğer davalının bayisi olduğunu, satım sonrasında davacının müvekkili şirketten hiç bir servis yada bakım hizmeti almadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişler, mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, işbu karar davacı tarafça istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, aracın gizli ayıplı olup olmadığı, araç iadesi ve bedel talep şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususlarında olduğu görülmektedir. Mahkemece, üç kişilik bilirkişi heyetinden 28/04/2017 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, uyuşmazlığı giderecek mahiyette ve denetime elverişli olmadığı görülmüştür. Zira 4 sayfalık bilirkişi raporunda taraf dilekçeleri ile davacı tarafça dosyaya sunulan iş emri belgeleri yazılmış son sayfada kısa bir şeklide yapılan değerlendirme ile sonuca gelinmiş, ne dosyaya sunulan ve bilirkişi raporunda da sıralanmış iş emri raporlarının ne anlama geldiği, davacı iddialarının bu iş emri içeriğindeki arıza ve tamire ilişkin açıklamalarla mukayese edilerek, bu arızaların kullanımdan yada imalattan kaynaklanıp kaynaklanmayacağı, dava konusu araçta gizli ayıbın söz konusu olup olmadığı hususlarının her türlü kuşkuyu giderecek ayrıntılı bir şekilde açıklanmadığı bu haliyle raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi yerinde olmadığından mahkemece, dosya kapsamına uygun dosyada mevcut iş emirleri ve diğer belgeler ayrıntılı bir şekilde irdelenerek kullanım yada imalat hatalarının açıklandığı ve buna bağlı olarak dava tarihine kadar aracın çok sayıda arıza sebebiyle servise gitmesi, arızaların sıklığı ve serviste kalma sürelerine göre araçtan faydalanma halinin süreklilik kazanıp kazanmadığının ve nihayetinde aracın gizli ayıp olup olmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulduğu, 3 kişilik farklı bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerektiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yukarıda açıklandığı üzere 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesince kesin olarak mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2017 Tarih, 2015/649 E. 2017/715 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi. gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafça tehiri icra talebi yönünden Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yatırılmış bulunan 5.900,00 TL bedelli teminat mektubunun 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davacı tarafa talebi ve isteği halinde iadesine, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 6- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 7- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/(1)/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021