Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/541 E. 2021/1458 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/541
KARAR NO: 2021/1458
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2017
NUMARASI: 2014/1514 E. 2017/69 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı faktoring şirketi ile dava dışı … – … Firması arasında kredi işlerinden dolayı, … aleyhine alınan ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas Sayılı dosyalarında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin … San. ve Tic. Ltd. Şti’nden sadece 10/06/2014 tarih ve … numaralı fatura ile bir kısım makineleri satın aldığını, … – … hakkında başlatılan haciz işlemi sırasında bir takım makinelerin … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne satıldığının beyan edilmesi üzerine, … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne gelinerek, muhafaza tehdidinde bulunulduğundan takip borçlusu …’nun amcası ve firma yetkilisi olan …’nun borcun yeğenine ait olduğunu kabul ile kefil borçlusu olarak borcu ödediğini ve icra kefili olduğundan istihkak davası açmadığını, 05/12/2014 tarihinde yine davalı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasına ilişkin olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin işyerinde ihtiyati haciz işlemi yapıldığını, şirket yetkilisi … tarafından … – … Firması ile ilgileri olmadığı itirazında bulunmuş ise de, hacizli malların yediemin olarak teslim edildiğini, 15/12/2014 tarihinde davalı şirket vekillerinin … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne gelerek hacizli malların muhafaza altına alınacağı beyanı ile korkuttuklarını, hacizli malların dijital özellikleri itibariyle usulsüz muhafaza halinde kullanılamayacak derecede zarar göreceği düşünülerek, muhafaza işleminin durdurulmaya çalışıldığını, davalı şirket vekillerinin 4 adet bono imzalandığında muhafaza işlemini durduracaklarını beyan etmeleri üzerine müvekkili … tarafından yardıma çağrılan …’in davaya ve tedbire konu bonoları kerhen imzalamak zorunda kaldıklarını, aksi takdirde işyerinin tamamen kapanması ve iflasını mucip alacağı gibi taahhüt edilen siparişlerin yerine getirilemeyecek olduğunu, bahse konu protokol 15/12/2014 tarihli olduğu halde, tarihte oynama yapılarak 16/12/2014 olarak değiştirildiğini, davalı şirket ile müvekkilinin hiçbir hukuki ve borç ilişkisinin bulunmadığını beyanla, icra takibinin durdurulmasını ve ihtiyati tedbir talebinin kabulünü talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … arasındaki 21/10/2013 tarih ve MM00664 sayılı genel faktoring sözleşmesi ile borçlular … ile … – … olan 29/11/2014 keşide tarihli 17.500,00 TL tutarlı çeki 28/08/2014 tarihli alacak bildirim formu ile birlikte teslim alındığını, takip borçluları aleyhine 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/816 D. İş Sayılı ihtiyati haciz kararı alınarak başlatılan İstanbul … İcra Müdürlü’nün … sayılı icra takibi üzerinden yazılan 2014/1370 talimat dosyasında Kartal İstanbul adresinde yapılan hacizde dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisi malik … tarafından anılan şirket lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu, alacaklısının … A.Ş. Borçlusunun … – … olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyayla bağlantılı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında aynı adreste aynı şirket lehine istihkak iddiasında bulunularak, takibin devamı kararı üzerine dosyanın bilahare infaz edildiği nazara alınarak 14 kalem taşınırın haczedildiğini, anlaşma ihtimali nazara alınarak muhafaza altına alınmadığını, aynı gerel faktoring sözleşmesi kapsamında borçluları … – … ile … Ltd. Şti.olan 06/12/2014 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin 10/06/2014 tarihli bildirim formu ile teslim alınan çekin tahsili için 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/858 D. İş Sayılı ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, dosyayla bağlantılı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında aynı adreste aynı şirket lehine istihkak iddiasında bulunularak, takibin devamı kararı üzerine dosyanın bilahare infaz edildiği nazara alınarak 14 kalem taşınırın haczedildiğini, anlaşma ihtimali nazara alınarak muhafaza altına alınmadığını, bilahare 15/12/2014 tarihinde yeniden haciz mahalline gidildiğinde uzlaşma sağlanarak davacı … ile 16/12/2014 tarihli protokol imzalandığını ve uyuşmazlık konusu konusu edilen bonoların teslim alındığını, vadesinde ödenmemesi sebebiyle taraflar arasındaki kambiyo ilişkisinin temelini oluşturan icra takip dosyaları incelendiğinde davacıya yöneltilmiş herhangi bir haciz ve muhafaza tehdidi bulunmadığını, davacının iradesi sakatlanmadan takip ve dava konusu bonoları imzaladığını beyanla davacının iddialarının yerinde olmadığını, bonoların vade tarihi geldiğinden dolayı huzurdaki davanın açıldığını, alacağın %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davanın, kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, Davalının faktoring kuruluşu olarak dava dışı … ile imzalamış olduğu 21/10/2013 tarihli faktoring sözleşmesi çerçevesinde 17.500,00-TL bedelli, 29/11/2014 keşide tarihli, dava dışı …’nın keşide edip lehdar …’na verdiği çeki 28/05/2014 tarihinde ciro ve çek tevdi bordrosu ile teslim aldığı, çekin muhatap bankaya ibrazı sonucu karşılıksız çıkması üzerine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya kapsamında keşideci … ve ciranta … hakkında alınan ihtiyati haciz kararı çerçevesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, bu icra takibi kapsamında talimat yoluyla İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyasında Kartal İstanbul adresinde 05/12/2014 tarihinde gerçekleştirilen fiili haciz işleminde dava dışı …’ın istihkak iddiasında bulunduğu, alacaklısı … A.Ş. olup borçluları … olan İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibi kapsamında talimat yoluyla İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyasında aynı adreste 23/09/2014 tarihinde gerçekleştirilen fiili haciz işleminde dava dışı aynı kişinin (…) istihkak iddiasında bulunduğu, her iki dosya kapsamında da istihkak iddiasının yerinde olmadığından itirazın reddine, takibin devamına dair icra mahkemesi tarafından karar verildiğinin, dosya içerisine alınan icra dosyaları ile sabit olduğu, Dava konusu 4 adet bononun, davalı tarafından, 16/12/2014 tarihinde İstanbul’da düzenlendiği, vade tarihlerinin sırası ile 26/12/2014, 12/01/2015, 27/01/2015,11/02/2015 olduğu, 4 adet bononun bedeli 12.500’er TL olup, bu bonolar nedeniyle davacının davalıya toplam 50.000,00-TL borçlandığı, bonoların vadesinde ödenmemesi üzerine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/01/2015 tarih 2015/2 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile 29/12/2014 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı alacaklının, davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, ödeme emrinin davacıya 06/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacının söz konusu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebiyle 26/12/2014 tarihinde eldeki davayı açtığı, Her ne kadar davacı, dava dilekçesinde, dava dışı şahıs ve şirketlerin adresine haciz ve icra tehdidi altında gidilmesi ve malların muhafaza edileceği beyanıyla korkutulduğu, dava konusu 4 adet bonoyu imzaladığı takdirde muhafazayı durduracaklarını beyan etmeleri üzerine bonoları kerhen imzalamak zorunda kaldığını, aksi takdirde iş yerinin tamamen kapanması ve iflasının mucip olacağını, taahhüt olunan siparişlerin yerine getirilemeyeceğini, senetlerin düzenlendiği tarih olan 16/12/2014 tarihinde (davacının beyanına göre 15/12/2014) protokol imzalandığını ve protokol uyarınca dava konusu bonoları düzenleyip davalıya teslim ettiğini beyan etmiş ise de; davacının bildirdiği ve toplanan delillerden davacının korkutma, tehdit veya ikrah yoluyla bonoları düzenlediği ispatlanamadığı gibi, davacının haciz ve muhafaza tehdidi ile karşı karşıya bulunan dava dışı takip borçluları … ve … ile herhangi bir bağlantısının da ispatlanamadığı, davacı; dava dışı bu takip borçlularının adresine fiili haciz ve muhafaza tedbirleri için gidilmesini korkutma olarak nitelendirmiş ise de, alacaklının devletin icra organları ve icra daireleri aracılığıyla alacağını yasal ve meşru yollardan takip ve tahsilini sağlamak üzere haciz ve satışını, haczedilen malların muhafaza altına alınmasını ve 3. bir kişiye yediemin olarak bırakılmasını icra dairesinden talep edebileceği, bu nedenle davacının korkutma ile senetlerin düzenlendiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, Tarafların iddia ve savunmalarından, toplanan delil ve belgelerden; davacının, davalı alacaklının dava dışı borçlu … aleyhinde başlatmış olduğu İstanbul …İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosya kapsamında takip konusu yapılan borçlarının, ayrıca davalı alacaklının dava dışı borçlular …, … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya kapsamında takip konusu borçların tahsilini, takip borçlularının borçlarını ödemelerini temin etmek maksadıyla bir nevi şahsi teminat niteliğinde olmak üzere ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içeren kambiyo senedi vasfındaki dava konusu bonoları herhangi bir baskı, korkutma veya ikrah olmaksızın düzenleyerek verdiği, söz konusu protokolde ayrıca muacceliyet kaydı bulunduğu, davalı alacaklının vadesinde bononun ödenmemesi nedeniyle müracaat hakkını kullanabileceği gibi, davacı borçlu hakkında ihtiyati haciz isteyebileceği, icra takibi başlatabileceği, davacının davalıya takip konusu bonolar nedeniyle toplam 50.000,00-TL borçlu olduğu anlaşılmakla, davacının menfi tespit (borçlu olmadığının tespiti) isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemenin gerekçeli kararını oluştururken, dosya kapsamını yeterince değerlendirmeden, eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurduğunu, açıklama, itiraz ve dosyaya sunulan delillerinin tümüyle birlikte değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, 2- Mahkeme gerekçesinde, senetlerin düzenlendiği tarih olan 16/12/2014 tarihinde (davacının beyanına göre 15/12/2014) protokol imzalandığını ve protokol uyarınca dava konusu bonoların düzenlenip davalıya teslim edildiğini beyan etmiş ise de; davacının bildirdiği ve toplanan delillerden davacının korkutma, tehdit veya ikrah yoluyla bonoların düzenlendiği ispatlanamadığı gibi, davacının haciz ve muhafaza tehdidi ile karşı karşıya bulunan dava dışı takip borçluları … ve … ile herhangi bir bağlantısının da ispatlanamadığı yönünde hüküm kurduğunu, Devamında; davacı tarafın, dava dışı bu takip borçlularının adresine fiili haciz ve muhafaza tedbirleri için gidilmesini korkutma olarak nitelendirmiş ise de, alacaklının devletin icra organları ve icra daireleri aracılığıyla alacağını yasal ve meşru yollardan takip ve tahsilini sağlamak üzere haciz ve satış talebinde bulunabileceğini, haczedilen malların muhafaza altına alınmasını ve bir 3.kişiye yediemin olarak bırakılmasını icra dairesinden talep edebileceğini, bu nedenle davacının korkutma ile senetlerin düzenlendiği yönündeki iddiası yerinde değildir, şeklinde hüküm kurmasının hatalı olduğunu, 3- Mahkemece, delilleri arasında bildirdikleri icra dosyaları ile davalı şirket aleyhine açılan İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1623 Esas sayılı istihkak dosyasının celp edilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, arz edilen ve resen nazara alınacak nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ya da yeniden yapılacak yargılama ile davanın esas yönünden reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan menfi tespit davasına sundukları 19/02/2015 tarşihli cevap dilekçesinde İİK madde 72/4’te belirtilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesinin talep edildiğini, mahkemenin 24/01/2017 tarihli gerekçeli kararında tazminat taleplerine ilişkin hüküm bulunmadığını, İİK 72/4 maddesi ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2016/12080 K. 2017/1446 T. 23.2.2017 kararı gereği, davanın müvekkili lehine sonuçlanması sebebi ile %20’den az olmamak kaydı ile alacağını geç alınmasından kaynaklanan zararın tazmini gerektiğini, izah edilen hususlar doğrultusunda istinaf taleplerinin kabulü ile İİK madde 72/4 uyarınca müvekkili lehine %20’den az olmamak kaydı ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; 16/12/2014 tanzim tarihli protokol uyarınca verilen 15/12/2014 tanzim tarihli 26/12/2014 , 12/01/2015, 27/01/2015 ve11/02/2015 vade tarihli 12.500,00’er TL bedelli 4 adet senedin hacizli malların muhafaza altına alınacağı baskısı ile ve korkutularak imzalatıldığından dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece; Davacının bildirdiği ve toplanan delillerden davacının korkutma, tehdit veya ikrah yoluyla bonoları düzenlediği ispatlanamadığı gibi, haciz ve muhafaza tehdidi ile karşı karşıya bulunan dava dışı takip borçluları … ve … ile davacnın herhangi bir bağlantısının da ispatlanamadığı, dava dışı bu takip borçlularının adresine fiili haciz ve muhafaza tedbirleri için gidilmesi korkutma olarak nitelendirilmiş ise de, alacaklının devletin icra organları ve icra daireleri aracılığıyla alacağını yasal ve meşru yollardan takip ve tahsilini sağlamak üzere haciz ve satışını, haczedilen malların muhafaza altına alınmasını ve 3. bir kişiye yediemin olarak bırakılmasını icra dairesinden talep edebileceği, bu sebeple davacının korkutma ile senetlerin düzenlendiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, takip borçlularının borçlarını ödemelerini temin etmek maksadıyla bir nevi şahsi teminat niteliğinde olmak üzere ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içeren kambiyo senedi vasfındaki dava konusu bonoları herhangi bir baskı, korkutma veya ikrah olmaksızın düzenleyerek verdiği tespit edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça, borçlular … ile … – … olan 29/11/2014 keşide tarihli 17.500,00 TL tutarlı çek için takip borçluları aleyhine 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/816 D. İş Sayılı ihtiyati haciz kararı alınarak başlatılan İstanbul … İcra Müdürlü’nün … sayılı icra takibi üzerinden yazılan 2014/1370 talimat dosyasında Kartal İstanbul adresinde yapılan hacizde dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisi malik … tarafından anılan şirket lehine istihkak iddiasında bulunulduğu, alacaklısının … A.Ş. Borçlusunun … – … olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyayla bağlantılı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında aynı adreste aynı şirket lehine istihkak iddiasında bulunularak, takibin devamı kararı üzerine dosyanın bilahare infaz edildiği nazara alınarak 14 kalem taşınırın haczedildiği, menkullerin muhafaza altına alınmadığı, Borçluları … – … ile … Ltd. Şti. olan 06/12/2014 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin tahsili için 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/858 D. İş Sayılı ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, dosyayla bağlantılı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında aynı adreste aynı şirket lehine istihkak iddiasında bulunulduğu, daha önceye ait İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında istihkak iddiasında bulunulmasına rağmen, takibin devamı kararı üzerine dosyanın bilahare infaz edildiği nazara alınarak 14 kalem taşınırın haczedildiği, muhafaza işlemi yapılmadığı, daha sonra muhafaza işlemi için 15/12/2014 tarihinde yeniden haciz mahaline gidildiğinde uzlaşma sağlanarak davacı … ile 16/12/2014 tarihli protokol imzalandığı ve uyuşmazlık konusu konusu edilen 4 adet bononun tanzim edilerek davalı tarafça teslim alındığı dosyaların incelenmesinden tespit edilmiştir. Protokole konu senetler için 05/01/2015 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip dosyasına sunulan tarihsiz ibranameler ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve … takip sayılı dosya borçlarının ödenerek borçluların ibra edildiği, borçlu vekilinin 25/12/2017 tarihinde dosyaya sunduğu dilekçe ve ekindeki belgelerden tespit edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yönünden; 1-Davacı tarafın ilk istinaf sebebi; mahkemenin gerekçeli kararını oluştururken, dosya kapsamını yeterince değerlendirmeden, eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurduğu, açıklama, itiraz ve dosyaya sunulan delillerinin tümüyle değerlendirilmediğine ilişkindir. Mahkemece gerekçeli kararda; dosya içerisine getirtilen icra takip dosyaları, tarafların beyan ve delillerini incelediğini, “Tarafların iddia ve savunmalarından, toplanan delil ve belgelerden” sözleri ile belirtmiş olup, davacı tarafın delil olarak dayandığı icra ve istihkak talebine ilişkin mahkeme dosyaları irdelenmek suretiyle karar kapsamında davacı tarafın baskı, ikrah ve korkutma olduğunu beyan ettiği maddi vakıaların neden baskı, ikrah ve korkutma olmayacağını gerekçelendirdiği tespit edildiğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddi gerektiği, 2- Davacı taraf mahkeme gerekçesinde, senetlerin düzenlendiği tarih olan 16/12/2014 tarihinde (davacının beyanına göre 15/12/2014) protokol imzalandığını ve protokol uyarınca dava konusu bonoların düzenlenip davalıya teslim edildiğini beyan etmiş ise de; davacının bildirdiği ve toplanan delillerden davacının korkutma, tehdit veya ikrah yoluyla bonoların düzenlendiği ispatlanamadığı gibi, davacının haciz ve muhafaza tehdidi ile karşı karşıya bulunan dava dışı takip borçluları … ve … ile herhangi bir bağlantısının da ispatlanamadığı yönünde hüküm kurduğunu, Devamında; davacı tarafın, dava dışı bu takip borçlularının adresine fiili haciz ve muhafaza tedbirleri için gidilmesini korkutma olarak nitelendirmiş ise de, alacaklının devletin icra organları ve icra daireleri aracılığıyla alacağını yasal ve meşru yollardan takip ve tahsilini sağlamak üzere haciz ve satış talebinde bulunabileceğini, haczedilen malların muhafaza altına alınmasını ve bir 3. kişiye yediemin olarak bırakılmasını icra dairesinden talep edebileceğini, bu nedenle davacının korkutma ile senetlerin düzenlendiği yönündeki iddiası yerinde değildir, şeklinde hüküm kurmasının hatalı olduğu yönündedir. Davacı taraf protokolü ve protokol uyarınca verdiği bonoları muhafaza tehdidi ve korkusu ile imzaladığını iddia etmiştir. TBK 37.maddesinde taraflardan biri, diğerinin veya 3. bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa sözleşmeyle balı olmayacağı düzenlendikten sonra, TBK 38. maddesinde ; korkutulan içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına yada malvarlığına yönelik ağır bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayan, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması halinde, korkutmanın varlığı kabul edilir. Davacı tarafça faktoring sözleşmesi kapsamında yasal usule uyularak alına ve takip tarihi itibariyle istenebilir haldeki 17.500,00 TL ve 20.000,00 TL tutarlı çeklerden dolayı başlattığı ve yasal prosedür tamamlanarak kesinleşen İstanbul … İcra Dairesi’nin … ve … sayılı takipler sebebiyle yine aynı borçluya ait (…- …) … takip dosyasında hacze gidildiğinde bir şahsın bir kısım makinelerin … Sanayi Şirketine satıldığı iddiasında bulunulması üzerine … Sanayi Şirketi’nde haciz uygulanıp, bilahare borcun ödenmesini emsal alarak … Sanayi Şirketi’ne haciz işlemi için geldiği, 14 parça menkulün haczedildiği ve 15/04/2015 tarihinde muhafaza altına alınmak için gelindiği dosya kapsamı ile sabittir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyada borçlular … ile …- … ve … takip sayılı dosyada ise; … – … Ltd. Şti. olup, davacının borçlu şirketlerin temsile yetkili kişi yada organı olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, haciz tehdidi ancak dosya borçlusu yönünden oluşacağından, davacının haciz tehdidi altında olduğu kabul edilemez. Korkutma maddi vaka olup her türlü delille kanıtlanabilir ise de davacı tarafça tanık dinletilerek kanıtlanmamıştır. Hacizli malların davacının oğluna ait olduğu iddia etmiş ise de, dosya içerisinde mevcut Kartal … Noterliği’nin … yevmiyeli imza sirküleri ve Kartal … Noterliği’nin … yevmiyeli vekaletname örneğinden, … Sanayi Şirketi’ni temsil ve ilzama yetkili kişinin … olduğu, davacının oğlunun, şirket yetkilisi vekili olduğu, davacının şirketle bağlantısı kanıtlanamadığından, hacizli malların bulunduğu şirket yönünden de haciz tehdidi altında olduğunun kanıtlanmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Korkutmanın varlığı kanıtlansa dahi TBK 38/2 maddesi uyarınca diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı yararlanmanın bulunması gerekip, davacı tarafın takip talebine konu alacağı, 20.000,00 TL tutarlı çek ile 17.500,00 TL tutarlı çek olup, toplam alacak işlemiş faiz, icra harç ve masrafları hariç 32.500,00 TL’dır. Takipler 2014 yılına ait olduğundan 16/12/2014 tarihli protokol tarihine kadar işlemiş faiz ve icra takip harç ve masrafları nazara alındığında aşırı yararlanmanın bulunmadığı tespit edildiğinden, istinaf sebebinin reddine karar verilmesi, 3- Mahkemece, delilleri arasında bildirdikleri icra dosyaları ile davalı şirket aleyhine açılan İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1623 Esas sayılı istihkak dosyasının celp edilmediği iddiasında bulunulmuştur. Davacı taraf İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … takip dosyasında, … esas ve … esas sayılı takip dosyalarına delil olarak dayanmıştır. Mahkemenin 03/05/2016 tarihli yazısı üzerine İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1623 Esas sayılı istihkak dosyasının, içerisinde bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı takip dosyası aslı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı takip dosyası aslı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı ile birlikte 20/01/2017 tarihli yazı cevabı ile gönderildiği, dosya ekinde gönderilmeyen İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosya aslının 23/01/2017 tarihli yazı ile fiziken gönderildiği ve halen dosya içerisinde olduğu tespit edildiğinden, davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerektiği, Davalı vekilinin istinaf sebepleri yönünden; Davalı vekili, açılan menfi tespit davasında İİK madde 72/4’te belirtilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talep edildiği ve İİK 72/4 maddesi ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2016/12080 K. 2017/1446 T. 23.2.2017 kararı gereği, davanın müvekkili lehine sonuçlanması sebebi ile %20’den az olmamak kaydı ile alacağını geç alınmasından kaynaklanan zararın tazmini gerektiği halde, mahkemenin 24/01/2017 tarihli gerekçeli kararında tazminat taleplerine ilişkin hüküm bulunmadığından, İİK madde 72/4 uyarınca müvekkili lehine %20’den az olmamak kaydı ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İİK 72/4 maddesinde; “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar ayın davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar %20’den aşağı tayin edilemez” düzenlemesi mevcuttur. Taraflar arasında görülen menfi tespit davasında 31/12/2014 tarihinde teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmiş, mahkemece tayin edilen teminat 05/01/2015 tarihinde depo edilmiş ise de; 05/01/2015 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile davaya konu senetlerin tahsili için takip başlatıldığı, dosya içerisine mahkemece verilen tedbir kararı sunularak takibin durdurulmadığı, tespit edilmiştir. İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata karar verilebilmesi için, tedbir kararının uygulanarak alacağın tahsilinin geciktirilmesi gerekip, mahkemece tedbir kararı verilip teminat yatırılmış ise de, icra dosyasına sunularak tedbirin uygulanması istenmediğinden, koşulları oluşmadığından İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata karar verilemez ise de; mahkeme kararında bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden, davalı vekilinin istinaf sebebinin kabulü gerektiği, Ödeme borcu tamamen ortadan kaldıran işlemlerden olup, karar aşamasından sonra da dikkate alınacağından, HMK 355.maddesi uyarınca re’sen yapılan inceleme sonunda; protokole konu senetler için 05/01/2015 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip dosyasına sunulan tarihsiz ibranameler ile bonoların düzenlenme sebebi olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve … takip sayılı dosya borçlarının ödenerek borçluların takip alacaklısı … A.Ş. vekili tarafından ibra edildiği, borçlu vekilinin 25/12/2017 tarihinde dosyaya sunduğu dilekçe ve ekindeki belgelerden tespit edilmiş ise de; tahsil harçlarının yatırılarak dosyaların infazen kapatıldığı dosya kapsamından tespit edilemediğinden, davacının davaya konu ettiği senetler İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve … takip sayılı dosyalarındaki borçları davacı tarafça 3.kişi olarak üstlenilmesi ile oluştuğundan, asıl borçlular hakkında ödeme ile sona eren borç üstlenen 3. kişi hakkında da sona ereceğinden, mahkemece İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve … takip sayılı dosyaları getirtilmek suretiyle takip konusu borçlarının ödenerek tahsil harcı yatırılmak suretiyle infazen kapatılıp kapatılmadıkları incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine, davalı vekilinin istinaf sebebi ile re’sen yapılan incelmeye ilişkin istinaf sebebi yönünden kararın 100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 3- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2017 tarih ve 2014/1514 E. 2017/69 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine Gönderilmesine, Davacı yönünden 5- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, Davalı yönünden 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İadesine, 7- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine Yer Olmadığına, 8- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6-362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021