Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/538 E. 2021/1185 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/538
KARAR NO: 2021/1185
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI: 2016/367 E. 2017/627 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı şirket arasında Beyoğlu … Noterliğinin 02/11/2011 tarihli ve … yevmiye sayılı sözleşmesi uyarınca kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenici firma olan davalı tarafın o tarihten bu yana hiç bir şey yapmadığı gibi değişen imar durumundan dolayı müvekkilini iki daire zarara uğrattığını, müvekkilinin bunun üzerine başka bir inşaat firması ile anlaştığını, müvekkilinin davalı yana sadece 50.000,00 TL borcu bulunmasına rağmen, davalı tarafça 153.000,00 TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafta bulunan 50.000,00 TL’lik senedin müvekkili tarafından imzalandığını ancak 103.000,00 TL miktarlı senedin müvekkili tarafından imzalanmadığını beyan ederek, müvekkilinin söz konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; Davaya konu senetteki imzanın bizzati davacıya ait olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/499 E sayılı dosyasında görülen imzaya itiraz davasında aldırılan imza incelemesine ilişkin rapora itibar edilerek, dava konusu 103.000,00 TL bedelli senetteki imzanın davacıya ait olduğu, her ne kadar davacı yanca, senedin 3.000,00 TL olarak imzalandığı ancak sonradan tahrifat yapılarak 103.000,00 TL’ye dönüştürüldüğü iddiasında bulunulmuş ise de, bunun iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yalnızca dava konusu senetteki imzanın incelendiğini, oysa senedin aslının 3.000,00 bedelli olduğunu, sonradan tahrifat yapılarak 103.000,00 TL’ye dönüştürüldüğünü, buna yönelik iddialarının Mahkemece araştırılmadığını, dosyanın bilirkişiye dahi gönderilmediğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, alacaklısı davalı …, borçlusu davacı …, düzenleme tarihi 01.12.2014, tediye tarihi 15.12.2014 olan 103.000,00 TL bedelli senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı, buna göre, senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine yönelik icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı yan dava dilekçesinde, 103.000,00 TL bedelli senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Mahkemece tahkikat buna göre yürütülmüş, İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/499 E sayılı dosyasında görülen imzaya itiraz davasında aldırılan imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınmış, bu raporda yalnızca imza incelemesi yapılmıştır. Ancak, davacı vekili dilekçeler teatisi aşaması bittikten sonra İlk Derece Mahkemesine sunmuş olduğu 03.03.2017 tarihli dilekçesinde, senedin aslının 3.000,00 bedelli olduğunu, sonradan tahrifat yapılarak 103.000,00 TL’ye dönüştürüldüğünü iddia etmiş, bu iddiasını 10.07.2017 tarihli celsede de tekrar etmiştir. Fakat aynı celsede davalı vekili, iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesine muvafakat etmediğini beyan etmiştir. Dava dilekçesinde, davaya konu senetteki imzayı inkâra yönelen davacının, dilekçeler teatisi aşaması bittikten sonra Mahkemeye sunduğu beyan dilekçesi ile, iddiasını tahrifat olarak değiştirmiş olması HMK’nun 141.maddesi anlamında iddianın değiştirilmesi mahiyetinde olup, somut olayda davalı taraf iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesine muvafakat etmediği gibi, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnalarından birinin bulunmadığı, davacının davayı da ıslah etmediği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirmenin imza inkârına yönelik iddia üzerinden gerçekleştirilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, dava konusu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2017 tarih ve 2016/367 E. 2017/627 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021