Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/537 E. 2021/1183 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/537
KARAR NO: 2021/1183
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2017
NUMARASI: 2015/1080 E. 2017/899 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde; Davacı şirket ile davalı arasında 2015 yılı Mayıs Ayında toplam 8500 adet tanesi 3,6 Euro’dan dantelli bayan atleti dikimi hususunda anlaşıldığını, davacı şirketin gerekli kumaş ve dantel numunelerini davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin üretime geçilmesi hususunda onay vermesi ile davacı şirketçe kumaş dantel vs malzeme siparişi verilerek 8500 adet dantelli bayan atlet üretimi gerçekleştirdiklerini, ancak davalı şirket daha sonra müvekkilinin ilzam etmeyen gerçeklerle ve sanki müvekkili şirket sorumluymuş gibi hareket ederek üretilen ürünleri teslim almaktan imtina ettiğini, netice olarak, davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı İcra dosyası ile yapılan ilamsız icra takibine konu 96.044,44 TL tutarındaki alacağa karşı davalının vaki itirazının iptali ile alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ve % 20 icra inkar tazminatı ile birlikte tahsili ile müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin tekstil sektöründe müşavirlik hizmeti veren ülkenin öncü kuruluşlarından olduğunu, yurt dışından önemli markalardan aldığı siparişleri yurtiçinde imalatçı önemli firmalara üreterek yurtdışına ihracatını gerçekleştirmekte ve anılan işlerden de komisyon kazandığını, bu işi yaparken de yüksek değerde katma değer ve istihdam yarattığını, bu doğrultuda da davacı şirket ile imalat yapılması konusunda bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye göre uzun süreli çalışmalar yapıldığını, ve yurtdışından siparişler alındığını ve davacı şirkete yaptırılmış bilahare ihracat yapıldığını, ihracat bedelleri geldiğinde ödeme yapılarak sorunsuz çalışıldığını, iş bu şekilde devam ederken yurtdışındaki … şirketinden, 7230 sipariş nolu 4960 adet Bayan Tshırt sipariş alındığını ve davacı tarafa yaptırıldığını, ilgili ürünlerin yurtdışındaki müşterilerin beğenmesi üzerine yeniden 8500 adet aynı üründen sipariş verildiğini, davacı taraf aynı desende kumaş olmadığını belirtmiş ve aynı evsafta ancak başka desende kumaş bulacağını belirttiğini, davacı tarafın kumaş deseni için çok küçük bir kumaş parçası gönderdiği ilgili kumaşın yurtdışına gönderildiğini ve kumaş deseni için 07.05.2015 tarihinde onay alındığını, repete siparişin 08.05.2015 tarihinde mail ile verildiğini, sipariş verilirken de 28.05.2015 tarihinde ölçü tablomuz ekte diyerek kumaşın esneme hassasiyetinin vurgulandığını, daha sonra numunenin gönderilen ilk sipariş ile aynı olmadığını, kabul edilen desen farklılığı yanında kumaşın esnemesinin farklı olduğunu ve üretilen numunenin giyilemediğini, malın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, siparişin yurtdışı müşteri tarafından iptal edildiğini, bu durum 01.06.2015 tarihinde karşı tarafa bildirildiğini, müvekkilinin bu durumdan zarar gördüğünü, önemli bir müşterisini kaybettiğini, durum böyle iken davacının bu davayı ikame etmesinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek usul ve yasaya aykırı davanın reddine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Dosya içerisindeki e-maillerin ve tanık beyanlarının incelenmesinde; bilirkişi raporunda da daha ayrıntılı belirtildiği üzere 28/05/2015 tarihli davacıdan davalıya gönderilen e-mail’de; iki renk için üretim numunelerinin gönderileceği ve üretime geçileceği yazılıdır. Bu emailden üç gün sonra davalı davacıya yükleme detaylarını sormuştur. Gün içerisinde karşılıklı olarak yazışan tarafların üç gün geçtikten sonra numunelere olumsuz yanıt verilmemesi sözleşmenin bu son gönderilen numuneler üzerinden örtülü kabul ile kurulduğu, böylece davalı, davacı için 8500 adet 28 Mayıs 2015 günü gönderdiği numuneler gibi kadın atleti üretme, davalı da kararlaştırılan bedeli ödeme borcu altına girdiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda, ilk siparişteki kumaşla ikinci siparişteki kumaşın esnekliğinin ciddi biçimde farklı olduğu, bunun basiretli tacir olan tekstil alanında faaliyet gösteren bir firma, elle test eden tüketici tarafından dahi anlaşılabileceği, bu üretim numuneleri aldıktan sonra dahi davalının davacıyı üretimi hızlandırmaya ve teslimatı bir an önce yapmaya dair beyanlarının dosya içerisindeki emaillerde mevcut olduğunu bildirmiştir. Taraf irade beyanları, dürüst ve makul bir beyan sahibi ve dürüst ve makul bir muhatabı esas alarak yorumlandığında, orta zekalı, makul, dürüst, vasat bir üçüncü kişi sözleşmenin son gönderilen numuneler üzerinden kurulduğunun kabulü gerekmektedir. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede ikinci üretim için gönderilen numune ile üretimden çıkan farklı renkteki tshirtlerin aynı göründüğü, dolayısıyla tshirtlerde bir ayıp olmadığı, ayıp olsa bile bunun elle yapılacak basit bir muayene ile tespit edilebilecek bir nitelikte olduğunu böyle bir durumda davalının bu kontrolleri yapmasının gerekeceği, olayda kulanılan ikinci üretimdeki dantelin esnekliğinin üretim aşamasında nitelik değiştirmediğini, siparişin iptal olmasının üzerinden bir aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen davalı tarafın tshirtlerin ayıplı olduğuna dair tespit talebinde bulunmadığı, sonuç olarak ikinci üretimde üretilen ürünlerin ayıplı olmadığı bildirildiğinden bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterli teknik incelemeyi içerir nitelikte bulunduğundan hükme esas alınmış ve taraflar arasında yukarıda da açıklandığı üzere davalı tarafça ikinci üretimde gönderilen numunelerin dikilip teslim edilmesi yönünde bir anlaşma olduğu kabul edildiğinden ikinci üretimde üretilen ürünlerinde ayıplı olmadığı tespit edildiğinden incelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 96.004,44 TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçeyle davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkili ve yanlış tespitler içerdiğini, raporun bütününde ayıplı olarak anlattığı ve somut olayda ayıplı olduğu için kabul edilmeyen, davacı tarafın uhdesinde olan teslim alınmayan ürünler için sonuç kısmında açıkça aynen “kanaatimce 2. üretimde üretilen ürünler ayıplı değildir.’’ diyerek davanın esasını ve raporunda her safhasında zikredilen ayıplar yok sayılarak rapor verildiğini, Mahkemece bu hususun görmezden gelindiğini, Mahkemece, Mezkür ürünler için bir değer tayin etmeden davanın kabulüne karar verildiğini, davaya konu ürünlerin müvekkili şirketin mümessil olarak siparişini yurtdışından aldığı ve davacı tarafa vermiş olduğu sipariş olduğunu, bu siparişin, yeniden aynı üründen aynı şekilde olması anlamında kullanılan repete siparişi olduğunu, önceki ürünün aynısı olması anlamını taşıdığını, durum böyle net iken ikinci repete ürünlerin farklı çekme değerlerinde çıkması ve kabul edilmemesi nedeniyle sorumluluğun müvekkiline yükletilmesinin kabul edilemeyeceğini, Repete (tekrar) siparişlerde ürünlerin ilk üretimle aynı form ile üretilmesinin üreticilerin sorumluluğunda olduğunu, davacı tarafın, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, üretilen ürünlerin ayıplı ürünler olduğunu, Mahkemece, taraflar arasındaki teamüllerin dikkate alınmadığını, Sözleşmenin ‘’Teknik Şartlar’’ başlığının (B) maddesi; ‘’Sipariş kesinleştikten sonra, ürün veya hizmetle ilgili bütün malzemelerin ve ham maddelerin temininden itibaren tüm üretim safhalarında renk, kalite, baskı, ÖLÇÜ, vb. onaylar … tarafından istenilen şartlarda olduğundan imalatçı tarafından (-ki davacı firmadır) emin olunacaktır.’’ şeklinde olup, bu anlamda verilen repete siparişe uygun üretim yapıldığının, bir diğer anlatımla üründeki esneme vs. dahil tüm denetim yükümlülüğünün imalatçı/davacıda (modelhane) olduğunun her türlü izahtan vareste olduğunu, Yine sözleşmenin ‘’Teknik Şartlar’’ başlığının (D) maddesine göre, özel onayı verilmeyen kısımlardan imalatçının sorumlu olduğunu, iş bu maddelerde belirlenen yükümlülüklerin, imalatçı/davacı şirket tarafından yerine getirilmediğini, … tarafından verilen repete sipariş üzerine; imalatçı firma önceki üretimin dantel kumaşının stokta kalmadığı, alternatif dantel gönderileceğinin bildirildiğini ve alternatif dantelin onayı bitmiş ürün olarak değil bir kumaş halinde alındığını, bu konuyla ilgili mailin 07.05.2015 tarihli olup ekindeki görselden kumaş gönderildiğinin görüldüğünü, davacı şirketin bu aşamadan sonra kumaş numunesini 08.05.2015 tarihinde gönderdiğini, aynı zamanda ham kumaştan hiçbir esneme ve ölçü tablosu gönderilmeden bir numune gönderildiğini, model zaten repete olduğundan ve müşteri aynı görüntü ve aynı bedenleri istediğinden ölçülerle ilgili herhangi bir kritik yapılmadığının davacı şirket çalışanına bildirildiğini, model repete olduğu için müşteri ölçü tablosunu değiştirmeyi düşünmediğini, bu durumun müvekkil şirket çalışanının davacı şirkete göndermiş olduğu mail ile de sabit olduğunu, bu gelişme doğrultusunda üretime başlayan davacı şirketin, 28.05.2016 tarihinde doğru renk ve boyalı kumaş ile yapılmış doğru numuneleri müvekkil şirkete ilk defa gönderdiğini, yani davacı tarafın iddialarının aksine kumaş ve tshirt numunesinin aynı anda gönderilmediğini, müşterinin ise bu numuneleri alıp giymeye çalıştığında ilk yapılan üretim ile arasındaki farkı gördüğünü ve müvekkili şirketi 01.06.2015 tarihinde bilgilendirdiğini, aynı gün müvekkili şirketin, karşılaşılan problemi ve malın giyilemeyecek durumda olacak kadar ayıplı olması nedeni ile siparişin iptal edildiğini davacı şirkete bildirdiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalidir. Toplanan delillere, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarına ve Mahkemece kurulan hükmün gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; 28/05/2015 tarihli davacıdan davalıya gönderilen e-mail’de, iki renk için üretim numunelerinin gönderileceği ve üretime geçileceğinin yazılı olması, bu emailden üç gün sonra davalının davacıya yükleme detaylarını sormuş olması, gün içerisinde karşılıklı olarak yazışan taraflarca üç gün geçtikten sonra numunelere olumsuz yanıt verilmemesi üzerine sözleşmenin son gönderilen numuneler üzerinden örtülü kabul ile kurulduğunun kabul edilmesi, böylelikle davacının, davalı için 8500 adet kadın atleti üretme, davalının da kararlaştırılan bedeli ödeme borcu altına girdiğinin kabul edilmiş olması, bilirkişi raporunda, ilk siparişteki kumaşla ikinci siparişteki kumaşın esnekliğinin ciddi biçimde farklı olduğu, bunun basiretli tacir olan tekstil alanında faaliyet gösteren bir firma dışında, elle test eden tüketici tarafından dahi anlaşılabileceğinin belirtilmiş olması ve bu üretim numuneleri aldıktan sonra dahi davalının davacıyı üretimi hızlandırmaya ve teslimatı bir an önce yapmaya dair beyanlarının dosya içerisindeki emaillerde mevcut olduğunun bildirilmiş olması nedeniyle sözleşmenin son gönderilen numuneler üzerinden kurulduğunun kabul edilmiş olması, bilirkişi tarafından yapılan incelemede ikinci üretim için gönderilen numune ile üretimden çıkan farklı renkteki tshirtlerin aynı göründüğünün belirtilmiş olması, dolayısıyla tshirtlerde bir ayıp olmadığı, ayıp olsa bile bunun elle yapılacak basit bir muayene ile tespit edilebilecek bir nitelikte olması, böyle bir durumda davalının bu kontrolleri yapmasının gerekmesi, olayda kulanılan ikinci üretimdeki dantelin esnekliğinin üretim aşamasında nitelik değiştirmemesi, siparişin iptal olmasının üzerinden bir aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen davalı tarafın tshirtlerin ayıplı olduğuna dair tespit talebinde bulunmaması, sonuç olarak ikinci üretimde üretilen ürünlerin ayıplı olmadığının denetime elverişli bir şekilde raporda bildirilmiş olmasına ve buna göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 96.004,44 TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabul edilmiş olması nedeniyle Mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2017 tarih ve 2015/1080 E. 2017/899 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 6.558,06 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 1.639,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.918,54 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021