Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/532 E. 2021/1457 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/532
KARAR NO: 2021/1457
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2017
NUMARASI: 2016/384 E. 2017/442 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin dava dışı firma tarafından keşide edilen çeklerin karşılıksız çıkması üzerine davalının sorumlu olduğu tutarın ödenmesini talep ettiğini, davalı bankanın çekin takas odasına ibraz edilmiş olması nedeniyle sorumluluktan kurtulduğunu iddia ederek talebi red ettiğini, bunun üzerine İstanbul … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, itirazın 09/03/2015 günü öğrenildiğini İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/234 esas sayılı dosyası ile itirazın kaldırılmasının talep edildiğini, mahkemenin 06/04/2015 tarihinde tebliğ edilen 2015/227 Karar sayılı 06/04/2015 tarihli kararı ile dava konusu çek yapraklarının İİK 68/1 maddesi anlamında kayıtsız şartsız borç ödemesi vaadini içermediğinden reddine karar verildiğini, bu nedenle de 1 yıllık yasal süre içinde itirazın iptali davası açıldığını, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının reddini, davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davaya konu çekin müvekkili bankanın Adapazarı Şubesi’nden keşide edildiğinden, davanın Adapazarı Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında takibe koyduğu çekin 3167 SK tabi olduğunu, davacının çek aslını müvekkili davalı bankaya teslim etmediğini, çek takas merkezine ibraz edildiğinden, müvekkili bankanın ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, yasal sorumluluk miktarına faiz talep edilemeyeceğini, davacının kötüniyet tazminat talebinin reddi gerektiğini, haksız ve kötüniyetli olarak takip başlatıldığından alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip talebinde “435,00TL asıl alacak ve 93,96TL asıl alacağın işlemiş faizi ki toplam 528,96TL alacağın asıl alacak kısmına, takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun gereğince değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, davalı bankanın 02/01/2015 tarihli itiraz dilekçesiyle; yetkiye, takibe konu borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiği, Davacı tarafın hamili olduğu dava dışı şahıs tarafından keşide edilen … Bankası’nın Adapazarı Şubesi’ne ait 26/04/2008 Keşide tarihli çek bakımından bankanın çek yasası uyarınca ödemekle yükümlü olduğu kısmın faizi ile birlikte tahsili gerektiğini ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalı taraf ise çeklerin takas odasına ibraz edilmiş olması sebebiyle 3167 sayılı kanun çerçevesinde bankanın ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiği, takip ve dava konusu çekin tarihi nazara alındığında 3167 sayılı çek yasasına tabii olduğu, anılan yasanın 10. maddesi uyarınca bankadan yasal sorumluluk miktarının istenebilmesi için çek aslının bankaya ibraz edilmesinin zorunlu olduğu, yine aynı yasanın 6. maddesi gereğince de; takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çek için 10. maddede belirtilen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamayacağının ifade edildiği, davaya konu icra dosyasında bulunan çek sureti incelendiğinde; çekin takas odasına ibraz edildiği anlaşılmış olmakla 3167 sayılı çek yasasına göre takas odasına ibraz edilen çekler bakımından bankanın yasal sorumluluk bedelini ödemekle yükümlü olmadığı nazara alınarak, davalının itirazının haklı olduğu sonucuna varılmakla davanın reddine, davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, kötü niyet tazminatının reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 1-Mahkemenin takas odasına ibraz edilen çeklerde banka sorumluluk bedeli ödenmez gerekçesiyle davayı red etmesinin doğru olmadığını, Yargıtay HGK’nun 2012/19-353 E. 2012/703 K. sayılı 1.10.2012 tarihli kararında ” Bankadan, sorumlu olduğu miktarın çek hamili tarafından talep edilebilmesi için öncelikle çek yapraklarının asıllarının muhatap bankaya teslim edilmesi, oradan alınacak onaylı fotokopiyle hamilin diğer yapacağı işlemleri yapması gerekmektedir. Çek asıllarının muhatap bankaya teslim edilmesi vakıasının davacı lehine hak doğuracağı açıktır. Bu durumda, davacının bankadan sorumluluk bedelini talep edebilmesi için çek asıllarını muhatap bankaya teslim ettiğini kanıtlaması gerekir. Mahkemece belirtilen hususlar çerçevesinde çek asıllarının bankaya bırakılarak kısmi ödemenin talep edilmesi halinde bankanın ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, ..gözetilerek karar verilmesi gerekir. ” şeklinde aynı yönde karar verdiğini ve YHGK’nun 2013/19-198 E. 2013/1521 K sayılı kararında bu kararla bağlantılı olarak dava konusu çeklerin 3167 S.Y dönemindeki çek defterinden keşide edildiğinden 3167 Sayılı Yasa hükmü uygulanır diye düşünüldüğünde dahi 3167 Sayılı Yasa hükümlerine göre, yine muhatap bankanın sorumluluğunun söz konusu olduğunu, 3167 S.Y. kapsamında ikili bir durum olduğunu, çek aslı bankaya ibraz edilmiş ise sorumluluk bedelinin ödeneceğini, takas odasına ibrazda ise; banka çek aslını göremediğinden bu aşamada sorumlu olmayacakken, akabinde çek aslının kendisine ibraz edilmesi durumunda sorumluluk bedelini ödemekle yükümlü olacağını, mahkemenin bu açık ayırımı göz ardı ederek ve takas odasına ibrazdan sonra çek aslının bankaya ibraz edilerek sorumluluk bedeli istendiği gerçeğine rağmen yasayı hatalı yorumladığını ve sanki çek takas odasına ibraz aşamasında iken sorumluluk bedeli talep edilmiş gibi davanın reddedildiğini, davaya konu çeklerin ilk olarak takas odasına ibraz edilmiş ise de, karşılıksız kaşesi vurulduktan sonra takas odasından alınarak … Bankası Kaş Şubesi’ne yaptıkları başvuruya verilen cevabi yazıdan anlaşılacağı üzere çek aslı ile birlikte sorumluluk bedeli talebinde bulunulduğunu, YHGK kararına göre çek asıllarının bankaya teslim edilmesi nedeniyle artık davalının sorumluluk bedelini ödemesi gerektiğinden mahkeme kararının açıkça hatalı olduğunu, Aynı konuda İstanbul 2. ATM’nin 2016/376 E. sayılı dosyasında YHGK’nun bu kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, mahkemenin kararı açıkça yasaya aykırı olduğu gibi yargı kararları çeliştiğini, açıklanan nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; Dilekçede açıklanan hususlar gereğince çek aslının bankaya verilmesinin zorunlu olduğunu, yasal mevzuata aykırı olarak müvekkili bankaya ödeme emri göndermek suretiyle ödeme talep ettiğini, Yasa’nın 6. maddesinde yer alan düzenlemenin son fıkrasında “ Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için 10 uncu maddede belirtilen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılmaz” denildiğinden, söz konusu çekin takas merkezi’ne ibraz edildiğinden, müvekkili bankanın ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, (Yargıtay 19. HD’nin 23.02.2010 tarih, 2010/6386 E., 2011/736 K. sayılı kararı ile Yargıtay 19. HD’nin 13.04.2010 tarih, 2010/14591 E., 2011/1244 K. sayılı kararı), yasal sorumluluk miktarına faiz talep edilemeyeceğini, arz edilen sebeplerle davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; Dava dışı firma tarafından keşide edilen çeklerin karşılıksız çıkması üzerine davalının sorumlu olduğu tutarın ödenmesi için aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğundan, iptali ile davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine ilişkindir. Mahkemece; Davanın reddine karar verildiği tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde miktar ve değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Bu miktar 2017 yılı için yeniden değerleme oranında arttırılarak 3.110,00 TL’na çıkarılmıştır. HMK 346. maddesinde istinaf dilekçesinin kesin olan bir karara ilişkin olduğunda kararı veren mahkemece istinaf dilekçesinin reddine karar verileceği belirtilmiştir. HMK 352/1.maddesinde bölge adliye mahkemesince yapılacak ön inceleme sonunda kararın kesin olduğu tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli kararın verileceği hükme bağlanmıştır. İlk derece mahkemesince HMK 346. maddesi gereğince ret kararı verilmediği taktirde, bölge adliye mahkemelerinin HMK 352/1. maddesi delaleti ile HMK 346. maddesi gereğince istinaf talebinin usulden reddine karar vermesi gerektiğinden, dava değeri 435,00 TL 6100 Sayılı HMK’nın 341/2.maddesinde belirtilen kesinlik sınırında kaldığından, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesi gereğince istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70 TL başvurma harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021