Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/53 E. 2020/232 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/53
KARAR NO: 2020/232
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/05/2017
NUMARASI: 2014/1336E., 2017/417 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının müvekkili ile olan ticari ilişkilerine istinaden, davalı borçlu tarafından mal siparişi verildiğini akabinde müvekkilinin malları doğru kişiye, doğru zaman ve yerde teslim ettiğini, ilgili malların borçlu tarafından 26/06/2013 – 05/09/2013 – 02/09/2013 tarihlerinde teslim alındığını, borçlunun malları teslim alıp, kesilen fatura borçlarını ödememesi üzerine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini belirterek, davalı borçlu tarafından icra takibine karşı yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının ibraz etmiş olduğu sevk irsaliyelerinin altındaki imzaları kabul etmediklerini, söz konusu imzaların, şirketi temsile ve ilzama yetkili kişiler tarafından atılmadığını, bu nedenle hukuken herhangi bir sonuç da doğurmasının mümkün olmadığını, talep edilen icra inkar tazminatı miktarının kanuna aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 57.899,69 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2- 57.899,69 TL Alacağın dava tarihine göre %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacının kötü niyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden red edilen miktar yönünden davalının kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; mahkeme kararının gerekçe içermediği, bilirkişi kök raporunda davacının davalıdan 57.899,69-TL alacağı bulunduğunun tespit edildiği, bilirkişi ek raporunda ise davacının davalıdan 32.899,69-TL alacağı bulunduğunun tespit edildiği, bilirkişi kök raporu ile ek raporunun farklı sonuçlar içermesine rağmen, mahkemece ek rapor dikkate alınmadığı gibi kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığının ortaya konulmadığı, neden kök rapora üstünlük tanındığının belirtilmediği, davacıya olan borcun davacı tarafa 11 adet bono verilmek suretiyle ödendiği, hatta bu bonolardan bir kaçının davacı tarafından ayrı icra takiplerine konu edildiği, bu anlamda da mükerrer tahsilat yapılması durumunun söz konusu olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır. Anayasa’nın 141.maddesinde mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk 6100 sayılı HMK.nın 297. maddesinde de düzenlenmiştir. Bu maddede hakimin uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangisine değer verdiğini, kanıtlardan hangisine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Zira böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğu kabul edilebilir. Hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın tarafları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2015/14594 E., 2018/7571 K. sayılı kararı). Mahkemece yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtları da gözönünde bulundurulmak suretiyle bilirkişiden 13/06/2016 havale tarihli rapor temin edilmiş, bu raporda davacının davalıdan 57.899,69-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Bu rapora karşı sunulan beyan ve itirazlar sonrasında aynı bilirkişiden 01/02/2017 havale tarihli ek rapor temin edilmiş, bu raporda davacının davalıdan 32.899,69-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi rapor ve ek raporundaki tespitler birbirinden farklı olmasına rağmen Mahkemece neden kök rapora itibar edildiği, ek rapor alınmasına rağmen bu rapora neden itibar edilmediği hususunda herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeden ve raporlardaki tespitler arasındaki çelişki giderilmeden “bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği” şeklindeki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda belirtilen madde hükümlerine uygun bir gerekçeli karar yazılmış değildir. Yukarıda belirtilen hükümlere uymayan, gerekçesi denetime imkan vermeyen mahkeme kararının kaldırılması gerekmektedir(HMK 353/1-a/6). Mahkeme kararının kaldırılma nedenine göre davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/05/2017 tarih ve 2014/1336E., 2017/417 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- Davalı tarafından yatırılan 988,80-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE, 4- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5- İstinaf yargılaması sırasında dosya üzerinden karar verilmiş olmakla vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/10/2020