Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/521 E. 2021/1281 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/521 Esas
KARAR NO: 2021/1281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2017
NUMARASI: 2017/92 E- 2017/1061 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın Gültepe Şubesi müşterisi davalıya Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden krediler açılıp kullandırıldığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesaplar kat edilerek, Kahramanmaraş … Noterliği’nin 23/08/2016 tarihli ihtarnamesi ile borçların ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin delil anlaşması niteliğinde olup, davacı bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının davalı borçlu tarafından kabul edildiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, 09/05/2017 tarihli oturumda alınan beyanında banka nezdinde blokeli hesapta parası bulunduğunu, ayrıca borcunu inkar etmediğini, 30/05/2017 tarihli oturumda ise açılan davayı kabul etmediğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın İİK.’nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, anılan maddenin “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amir olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacı banka ile davalı arasında akdedilen 100.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davalıya Şirket Kredi Kartı ve Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığı, davalının kredi borçlarını ödememesi üzerine hesaplar kat edilerek davalıya ihtarname gönderildiği, ödememe yapılmaması üzerine alacağını tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalının süresindeki itirazı ile takibin durduğu davacının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında davalının 15.985,81 TL davacıya borçlu olduğunun sabit olduğu takipten sonra davalı hesaplarından kesinti ve tahsilat olarak yapılan toplamda 4.194,64 TL’nin infaz aşamasında tahsilat olarak dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne (her ne kadar dava dilekçesindeki miktarı aşan şekilde karar verilmiş gibi görünmekte ise de mahsubu gereken miktar dikkate alındığında dava kısmen kabul olarak değerlendirilmiştir.) ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren %30,24 faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, asıl alacak miktarı yargılama ile tespit edildiğinden yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen alacak miktarı ile dava konusu icra takip dosyasından talep edilen alacak miktarı arasında çok az fark bulunduğunu, davalı/borçlu tarafından tüm borca ve fer’ilerine itiraz edildiğinden, davalının itirazında kötü niyetli olduğunun kabulü ile hesaplanan asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin icra inkar tazminatı taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırılık olduğunu, Bu yöndeki Yargıtay 9.H.D. 04.04.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K sayılı kararı nazara alınarak, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/92 Esas 2017/1061 Karar sayılı kararının icra inkar tazminatının reddi açısından kaldırılarak, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; davalı ile aralarındaki genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi borcunun gönderilen ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında, davalının 15.985,81 TL davacıya borçlu olduğunun sabit olduğu takipten sonra davalı hesaplarından kesinti ve tahsilat olarak yapılan toplam 4.194,64 TL’nin infaz aşamasında tahsilat olarak dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne (her ne kadar dava dilekçesindeki miktarı aşan şekilde karar verilmiş gibi görünmekte ise de mahsubu gereken miktar dikkate alındığında dava kısmen kabul olarak değerlendirilmiştir.) ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren %30,24 faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte devamına, alacak miktarı yargılama sonucu tespit olunduğundan, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasından, gönderilen 21/02/2019 tarihli yazı cevabından, davalı borçlunun dosya borcunu 21/02/2019 tarihinde uyap sisteminde HARİCEN TAHSİL olarak kapattığı ve müdürlüğe 21/02/2019 tarihinde vermiş olduğu dilekçede itirazından gayrikabili rücu vazgeçtiğini beyan ettiğinin bildirildiği tespit edilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gereğince ödeme borcu ortadan kaldıran, borcu sona erdiren işlemlerden olduğundan, yargılamanın her aşamasında nazara alınması gerekir. Mahkemece karar verildikten sonra borçlu, takip konusu borcu ödeyerek itirazından vazgeçtiğinden, dava dosyasının konusu kalmamış olup, konusu kalmayan dava hakkında karar verilemeyeceğinden, mahkeme kararının kaldırılarak bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekmiştir. İİK 67/2 maddesinde; itirazın iptali davasında borçlunun itirazının iptaline karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı aleyhine, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret ve kabul olunan meblağın %20’sinden az olmamak üzere uygun bir tazminata hükmedileceği hüküm altına alınmıştır. İİK’nun 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve belli olması gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte yada bilinmesi gerekiyor ve borçlu tarafından borcun tutarı tespit edebiliyorsa, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2015 tarihli 2015/1904-7306 esas ve karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davanın konusuz kalması halinde dahi, konusuz kalan kesim yönünden davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesi gereklidir. Takip konusu alacak davalının davacı banka ile arasındaki genel kredi sözleşmesi uyarınca verilen şirket kredi kartından yapmış olduğu harcamaya ilişkin olup, karttaki harcamayı yapan davalı olduğu için miktarı tespit etmesi mümkün olduğu gibi, takipten önce davacı banka tarafından hesap kat edilerek 23/08/2016 tarih ve 20934 yevmiyeli ihtar davalıya 26/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğinden, miktar belli ve muayyen olup, bu hali ile likit olduğundan, mahkemece de yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda kabul edilen miktar için davalının borçlu olduğu tespit edildiğinden, mahkemece kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yasaya aykırı olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Yargılama giderlerine 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesi gereğince mahkemece re’sen hükmedilmesi gerekip, usul hükümleri kamu düzenine ilişkin olmakla HMK 355/1 maddesi nazara alınarak yapılan inceleme sonucunda; HMK 331/1. maddesi uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, mahkemece davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceğinden, davalı ilk derece mahkemesince karar verildikten sonra itirazından vazgeçmekle dava konusu alacağın varlığını ve takibin haklılığını kabul etmiş olacağından, davacı taraf dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğundan, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin, istinaf sebebinin kabulü ile kaldırma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2017 tarihli, 2017/92 Esas ve 2017/1061 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının konusu kalmadığından davayla ilgili KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 3/a- Davalının yapmış olduğu itirazında haksız olması sebebiyle asıl alacağın %20’si oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 272,70 TL’dan mahsubu ile fazla yatırılan 213,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 72,50 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 767,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5 -İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 31,40 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 93,75 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 125,15 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2021