Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/52 E. 2020/231 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/52
KARAR NO: 2020/231
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2017
NUMARASI: 2015/81E., 2017/370 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 418.766,40-TL alacağın tahsili için davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe, borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, taraflar arasında 31/10/2014 tarihinde yapılan cari hesap mutabakatında, davalı tarafın müvekkili şirkete dava konusu borç bedeli kadar borçlu olduğunun açıkça görüldüğünü, bu nedenlerle itirazin iptaline, haksız ve kötü niyetle icra takibine itiraz eden davalı borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşmenin 3 yıllık olarak yapıldığını, davacının sözleşmeye istinaden davalı yana gönderdiği ve takip konusu yaptığı faturalar karşılığında sözleşmeye uygun şekilde edimlerini, görevinin yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, davacının sözleşme bitiş tarihi olan 01/09/2014 tarihinden sonrasına ilişkin olarak Eylül ve Ekim aylarında da müvekkiline e-fatura düzenlemiş olduğunu, bu faturaların davacıya iade edildiğini, ayrıca davacı şirkete sözleşmenin feshedildiğinin 24/12/2014 tarihli ve Beyoğlu …Noterliği’nden keşide edilmiş ihbarname ile bildirildiğini, bu nedenle takibe, borca ve ferilerine haklı olarak itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; 08/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu da gözönünde bulundurularak; davacı ile davalı taraf arasında 01/09/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve 31/05/2014 tarihinde kendiliğinden sona erecek sözleşme imzalandığı, sözleşme bitim tarihinden sonraya denk gelen Eylül-Ekim-Kasım 2014 tarihinde 3 adet faturanın davalı yanca kabul edilmediğini bildirilen Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu 24/12/2014 tarihli ihtarnamesinin davacıya gönderildiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davacının davalıdan takip tarihi olan 08/12/2014 tarihi itibariyle 418.766,40.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ticari kayıtlarına göre de 08/12/2014 icra takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 418.766,40.-TL borcu olduğunun anlaşıldığı, ancak 18/12/2014 tarih 6142 yevmiye nolu sözleşme bitimi ve hizmet alınmadığı açıklamalı, 53.218,00-TL borç kaydı yaptığı, söz konusu kaydın davacı kayıtlarında bulunmadığı, davalı taraf ticari defterlerinin 18/12/2014 tarihli borç kaydının düşülmesiyle borç bakiyesinin 365.548,40 TL olduğu tespit edildiği, reklamcı bilirkişinin yaptığı inceleme sonucunda davacının sözleşmeden kaynaklanan görev hizmetlere ilişkin ifa borcunu olması gerektiği gibi uluslararası reklamcılık normlarına uygun ve eksiksiz olarak yerine getirdiği, davalıya gerekli teslimatları yaptığı, sözlemenin bitiş tarihinden sonra da davalı tarafın davacıdan reklam ve tasarım hizmetleri taleplerinin olduğunun tespit edildiği, bu taleplerin de davacı tarafından olması gibi eksiksiz yerine getirildiği ve teslimatların yapıldığı, davalı tarafın; davacının sözleşmeye istinaden davalı yana gönderdiği, takip konusu yaptığı faturalar karşılığında sözleşme konusu görev yükümlülüklerini, görev sorumluluklarını yerine getirmediği yönündeki iddiasının yerinde olmadığının anlaşıldığı, davacının davalıya sözleşme bitiş tarihi olan 01/09/2014 tarihinden sonraya denk gelen süreler için düzenlemiş olduğu faturaların davalı yanca itirazının ve iadesinin yerinde olmadığı, davacı tarafın kestiği tüm faturalardaki bedelleri almaya ve dolayısıyla toplamda 418.766,40-TL almaya hak kazandığı, davacının davalı yandan bu miktar alacaklı olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yürütülen icra takibinin bu miktar asıl alacak üzerinden devamının gerektiği, bu miktara ilişkin olarak yapılan itirazın iptaline karar vermek gerektiği, alacağın niteliği itibariyle yasal şartlar oluştuğundan %20 icra inkar tazminat miktarının alacak miktarı üzerinden hesaplanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle; “1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin aynı şartlarla devamına, 418.766,40.-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; taraflar arasındaki sözleşmenin 01/09/2014 tarihinde bitmesine rağmen davacı tarafça 2014 yılı Eylül ve Ekim aylarında da fatura kesildiği ve bu faturaların bedelinin talep edildiği, davacı tarafın sözleşme konusu görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği, sözleşmenin … A. Ş. İle yapılmasına rağmen bu şirket ile bir ilgisi bulunmayan başka şirket ve birimlere verilen hizmetler nedeniyle kesilen faturaların davalıdan tahsil edilmeye çalışıldığı, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 08/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, söz konusu rapor ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 418.766,40-TL alacaklı olduğunun tespit edilmesine, davalının ticari kayıtlarına göre de 08/12/2014 icra takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 418.766,40-TL borcu olduğunun anlaşılmasına, dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin 01/09/2014 tarihinde sona ermesine rağmen davacının davalıya hizmet vermeye devam ettiğinin anlaşılmasına, bu nedenle sözleşmenin sona erdiği tarihten sonra Eylül ve Ekim 2014 aylarında kesilen faturalar nedeniyle de davalının davacıya borçlu olduğunun açık bulunmasına, davalı tarafça, davacı tarafından davalı şirkete verilen hizmetlerin sınırlı sayıda olduğu, tüm fatura bedellerinin davalıdan talep edilmesinin hatalı olduğu ileri sürülmüşse de, davalı tarafın itirazına uğramayan 31/10/2104 tarihli mutabakat metni ile davalı tarafın takip konusu miktar kadar davacıya borçlu olduğunu kabul etmiş bulunmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 222. maddesi gereğince davalı ticari defter ve kayıtlarının kendi aleyhine delil teşkil etmesi karşısında davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmesinin mümkün bulunmamasına, dosyadaki deliller kapsamında davacının davalıya sözleşme gereğince vermesi gereken hizmetleri vermiş olduğunun açık bulunmasına, davalının bunun aksini ispat edememesine göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2017 tarih ve 2015/81E., 2017/370 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 28.605,93-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 7.175,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 21.430,88-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/10/2020