Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/518 E. 2021/821 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/518
KARAR NO : 2021/821
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul(kapatılan) 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/04/2017
NUMARASI: 2016/245 E. 2017/64 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde; 1992 yılında kurulmuş olan Müvekkili … A.Ş. ile 1996 yılında kurulmuş olan diğer müvekkili … A.Ş. (Eski unvan: …A.Ş.)’ nin iki grup şirket olduğunu, yıllardır sektörlerinde önde gelen kuruluşlar arasında yer aldığını, menkul kıymetleri aracılık faaliyetleri dışında kaldıraçlı döviz alım-satım işlemleri de yaptığını, müvekkili …, … yanı sıra, Yurtdışı Türev Piyasalar, Faktoring, Hisse Senetleri ve VOB piyasalarında da hizmet verdiğini, tamamen Türk menşeili ve Türk markası olarak Türkiye’de yerleşik olarak hizmet verdiğini, müvekkiline ait grup şirketlerinden … A.Ş. adına … teriminin ilk olarak 36. Sınıfta 1997 yılında tescil edildiğini, bu nedenle davalının ticaret sicilinde yer alan faaliyetlerinin, müvekkilinin markalarının tescilli olduğu 36. sınıftaki emtialarda belirtilen faaliyetleri kapsamadığından ve 5 yıl içinde kullanımı bulunmadığından, 556 sayılı khk madde 14 uyarınca markaların kullanmama sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilerek davalı Türk Patent Enstitüsü nezdinde davalı … A.Ş. adına tescilli …sayılı ‘’destek patent a.ş. www…..com.tr Şekil’’, 2010/68340 sayılı ‘’destek’’, 2010/77578 sayılı ‘’destek danışmanlık’’ markalarının 556 sayılı KHK’nin 14. Maddesi uyarınca 36. Sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 27/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, davayı ıslah ettiklerini belirterek, Türk Patent Enstitüsü nezdinde davalı 2002/29398, 2010/68340 ve 2010/77578 sayılı markaların 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesi uyarınca 36. sınıf yönünden kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı vekili davaya cevap dilekçesinde; Davacılar tarafından davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını, dava konusu 2002/29398 sayılı ‘’destek patent a.ş. www…..com.tr” markasının … AŞ adına “… patent Aş www….com.tr” ibaresinin tescili için yapılan başvurunun herhangi bir itiraz yapılmadığından başvuru sahibi adına tescile bağlandığını, dava konusu ” 2010/77578 sayılı ‘’destek danışmanlık’’ markasının Resmi Marka Bülteninde yayınlanmasına karar verilmiş ve herhangi bir itiraz yapılmadığından başvuru sahibi adına tescile bağlandığını, dava konusu 2010/68340 sayılı ‘’destek’’, 2010/77578 sayılı ‘’destek danışmanlık’’ markalasının … AŞ adına “destek” ibaresinin tescili için yapılmış, Resmi Marka Bülteninde yayınlanmasına karar verilmiş, akabinde de başvurunun yayınına … vekili tarafından ve … Aş vekili tarafından itirazda bulunulduğunu, itirazların red edilerek marka sahibi adına tescile bağlandığını belirterek, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan…AŞ vekilinin davaya cevap dilekçesinde; AYM’nin kararı gereğince kullanmama sebebiyle markanın hükümsüzlüğü talep edilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava açmada hukuki yararının olmadığını, dava konusu markaların müvekkili firmanın yoğun emek harcayarak ülkede tanınmış hale getirdiğini, müvekkilinin itibara sahip bir firma olduğunu, dava konusu markaların müvekkili şirket tarafından tescil edildiğini ve uzun zamandır kesintisiz olarak kullandığını beyan ederek, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”Dava açıldıktan sonra Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas ve 2016/189 Karar sayılı 14/12/2016 tarihli 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasanın 91.maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararın 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandığı, iptal kararının kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağı, görülmekte olan davalarda ise, geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest dosyalar ve kesinleşmemiş karar dosyalarında uygulanacağı, somut olayda dava dosyasının henüz derdest olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptalinden dolayı davanın yasal dayanağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Her ne kadar Mahkemece, Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas ve 2016/189 Karar sayılı 14/12/2016 tarihli 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasanın 91.maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararı davanın reddine gerekçe yapılmış ise de, hukuki boşluğun TMK’nun 1.maddesi uyarınca hakim tarafından doldurulması gerektiği, bu hususta Paris Konvansiyonunun 5/C maddesi ile TRIPS’in 19.maddesi hükümlerinin mevcut olduğunu, ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/1765 esas, 2019/4421 karar sayılı kararının somut olaya emsal teşkil etiğini, SMK’nun 9.maddesi hükümlerinin kabul iradesinin ortaya çıktığı tarihten itibaren somut olayda uygulanabilirliğinin bulunduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, TPE nezdinde, davalı … A.Ş. Adına tescilli …sayılı “destek patent a.ş. www…..com.tr şekil” markasının 2010/68340 sayılı “…” markasının ve 2010/77578 sayılı “…lık” markasının 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi uyarınca 36.sınıf yönünden kullanmama nedeniyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi isteminden ibarettir. Mahkemece, Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.01.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında, 06.01.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları 153./6. Bendinde belirtildiği üzere, geriye yürümez ise de; H.G.K’nun 31/03/2004 tarihli ve 156/194 sayılı kararında benimsenen görüşe göre de, iptal kararının kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağı, görülmekte olan davalarda ise, geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest dosyalar ve kesinleşmemiş dosyalar yönünden de uygulanacağı sonucuna varıldığından, somut uyuşmazlıkta da dava dosyasının henüz derdest olması sebebiyle 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin iptalinden dolayı davanın yasal dayanağı kalmamış bulunmaktadır. Yukarda açıklanan nedenle ülkemizin taraf olduğu TRİPS hükümleri, Anayasanın 90. Maddesi kapsamında Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme olması nedeniyle fikri mülkiyet haklarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda düzenleyeci etkisi yönünden uygulanabilir ise de, TRİPS ve Paris Sözleşmesinde belirtilen kullanmamaya ilişkin iptal sebebinin yasal boşluk doldurur şekilde yorumlanamayacağı, TRİPS’in markayı kullanma başlıklı 19. maddesinde yer alan Uluslar arası düzenlemenin doğrudan iç hukukta uygulanması gereken hüküm niteliğinde olmayıp, iptalle ilgili oluşturulacak ulusal yasalarda yapılması gereken uygulamaya ilişkin belirlemeyi yapacak referans hüküm niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından somut olayda TRİPS 19. Maddenin uygulanamayacağı hususu sabittir. Dolayısıyla esasen bir mülkiyet hakkı tesis eden marka tescil belgesinin iptalinin de ulusal yasa ile düzenlenmesinin gerektiği, yasal bir düzenleme olmadan oluşan boşluğun hakimin takdiri ile yada Uluslar arası mevzuat hükümleri ile doldurulamayacağı anlaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı RG.yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında, 06.01.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğu kanaatine varılmıştır. Ancak her ne kadar Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; davanın dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14. ve 42. maddelerinin Anayasa Mahkemecesince iptali nedeniyle hukuki dayanağı kalmayan dava hakkında konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama masrafları ile vekalet ücretine ilişkin olarak davanın açılma tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple kaldırılması gerekmiştir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması dikkate alınarak 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine iadesine, davacı vekilinin esasa yönelik istinaf sebeplerinin belirtilen sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul (Kapatılan) 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/04/2017 tarih ve 2016/245 E. 2017/64 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021