Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/516 E. 2021/1123 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/516 Esas
KARAR NO: 2021/1123
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2017
NUMARASI: 2015/536 E., 2017/858 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait petrol istasyonunda müvekkili şirkete ait … plakalı araca konulan yakıt sonrası araç deposunda su tespit edildiğini, akaryakıt alımından sonra araçta arıza meydana geldiğini, arızanın ve zararların giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın iddialarının asılsız olduğunu,şirketin ürün aldığı … A.Ş.’nin yaptığı tüm incelemeler sonucunda verilen akaryakıt kalite tutanakları ile bu durumun tespit edildiğini beyan etmektedir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava yazılı yargılama usulüne tabi tazminat davasıdır. Davacı sadece davalı yandan satın aldığı sabit olan petrolün araca verdiği zarardan kaynaklanan 1613,95 TL nin davalıdan tahsili gerektiği iddiasındadır. Davalı ise sattığı ürünü ayıplı olmadığını belirtmiştir. Alınan 13/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının yakıtının tamamının davalıdan sağladığı davacının yakıtta su tespit edildiğine ilişkin iddiayı doğrular bir belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı yana bilirkişi raporunda atıf yapılan teknik raporla ilgili beyan işin süre verilmiş ve sonrada dava dışı intertek tuzla laboratuvarına yazı yazılarak 26/102017 tarihli yanıt alınmıştır,bu yanıta göre alınan numunenin şirket tarafından (prosedüre uygun olarak) saklama süresi sonunda imha edildiği bellidir. Şu hali ile davacı yan araç için sadece davalıdan yakıt aldığını belirterek yakıtın su içermesi nedeniyle araca zarar verdiğini iddia etmekle beraber yakıtın davalıdan alındığı sabit ise de; arızanın kaynağı bu yakıt olduğu hususunda dosyaya belge sunulamamıştır. Bu durumda ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket aracının üzerinde … olması ve taşıtta bulunan yakıt miktarı ve kat edilen yol miktarı karşısında bilirkişi tespiti ile de davalı şirket istasyonundan başka bir istasyondan yakıt almadığının kesin olduğunu, aracın servise götürüldüğünü ve servisin yaptığı işlemler yakıtta su olmasına ilişkin temizleme ve sair ilgili işlemler olduğunu, dosyadaki bilgi ve belgeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak suretiyle talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın reddedildiğini davalı tarafa ücreti vekalet ödenmesini hüküm olarak kararlaştırmadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak vekalet ücretinin ödenmesi yönünde kararın düzeltilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41. maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Diğer taraftan, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 Sayılı HMK’ne eklenen Ek madde 1/2 gereğince, HMK’nin 341. maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüştür. Buna göre, ticaret mahkemeleri yönünden kesinlik sınırı, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi 02.12.2016 tarihinden önce ise 1.500,00 TL, 02.12.2016 tarihi ve sonrasında ise, (2017 takvim yılı başına kadar) 3.000,00 TL, 01.01.2017-31.12.2017 arasında 3.110,00 TL, 01.01.2018’den itibaren 3.560,00 TL olarak uygulanacaktır. Somut davada, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın tarihi 01.11.2017’dir. Dava dilekçesinde 1.613,95 TL maddi tazminat istenmiş, mahkemece dava red edilmiştir. Görüldüğü üzere, davacı tarafça maddi tazminat hesabı yönünden istinafa getirilen bu miktar, 6100 Sayılı HMK’nin 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle 3.110.00 TL olan kesinlik sınırının altında kaldığından davacı vekilinin tazminat yönünden istinaf yasa yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. HMK’nin 346/1.maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Ayrıca 352. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde kararın kesin olması halinde fıkra uyarınca mahkemece gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Öte yandan 6100 Sayılı HMK’nın 360. maddesi gereğince de bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, bölge adliye mahkemesinde de uygulanacaktır. Bu sebeple davacı vekilinin tazminat yönünden istinaf dilekçesinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Yargıtay 3. HD’nin 06/01/2015 gün ve 2014/10982-2015/129 E.-K. sayılı; 8. HD’nin 30/12/2014 gün ve 2014/20612-2014/22888 E.-K. sayılı; 15. HD’nin 05/10/2006 gün ve 2006/5729-2006/5545 E.-K. sayılı; Yargıtay 8. HD’nin 28/12/2017 gün ve 2017/8490-17669 E.-K. sayılı kararları ile yerleşik diğer içtihatlarda da belirtildiği üzere, hükme karşı sadece vekalet ücreti/yargılama giderleri yönünden kanun yoluna başvurulmuş ise, kesinlik sınırı, dava değerine göre değil, istinaf edilen vekalet ücreti/yargılama giderlerinin miktarına göre belirlenir. Somut olayda; Davalı tarafça istinafa konu edilen ve davalı taraf lehine hükmedilmesi gereken 1.613,95 TL vekalet ücreti olup karar miktar itibariyle kesin niteliktedir. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı davacı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz. Hal böyle olunca, 6100 Sayılı HMK’nın 346. maddesi gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararın red edilen kısmı 6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca kesin niteliktedir. Davalı ve davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, esasa ilişkin herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere: 1- Davacı vekili ve davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/4. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b. maddesi gereğince ayrı ayrı USULDEN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacıdan peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- 6100 Sayılı HMK’ nun 326/1 maddesi gereğince taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- 6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- 6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE, 6- 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması sebebiyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 ve 352/1-b maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021