Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/492 E. 2021/1339 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/492
KARAR NO: 2021/1339
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI: 2017/256 E. 2017/216 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına … markasının TPE’de … başvuru numarasıyla tescil edildiğini, müvekkilinin bu markayı eğitim öğretim faaliyetlerinde kullandığını, davalının aynı ibareyi marka ve spor adı olarak kullandığını, basılı dökümanları firma kartlarında internet sitesinde müvekkilinin izni ve onayı olmadan kullanılarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu, markaya tecavüzün önlenmesi ve men’ine, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazimantın tahsiline, tazminatın 66/c maddesi gereğince hesaplanmasına, kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının markasının 41 ve 45 sınıflarda spor hizmetlerinde tescili olduğunu, … ibaresinin bir spor dalı ismi olduğundan, hiç kimsenin tekeline verilemeyeceğini, davacı markasının tescil edildiği mal ve hizmetler yönünden kullanıma açık olduğunu, müvekkilinin spor eğitim faaliyetlerinde kullandığı ibarenin işletme hakkını aldığını, … ibaresi olduğunu, davacı markası ile müvekkilinin kullanımı arasında benzerlik bulunmadığını, mal ve hizmet sınıfı yönünden de farklı olduğunu, davacının kötü niyetli girişimleri nedeniyle Türkiye USHU federasyonu tarafından Bakırköy 1. FSHHM’nin 2014/194 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… sayılı … markasının davacı taraf adına 41 ve 45. sınıfta 20.07.2011 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği, markanın geçerliliğini halen koruduğu, Bilirkişi incelemesinde; davacı taraf markasının …, davalı taraf markasal kullanımının … olduğu … ibaresinin çinde din kökenli savaş sanatçıları tarafından geliştirilen bir dövüş sanatı olması sebebiyle davalı tarafın kullanımının farklı olup, tescilli marka kapsamında bir kullanımın olmadığı, somut olay açısından herhangi bir tecavüzün bulunmadığı beyan edildiğinden, raporun mahkemece uygun görülerek hükümde dayanak yapıldığı, Somut olayda, davalı tarafın kullanımı spor hizmetleriyle ilgili olup, davacı taraf markasının 41 ve 45. sınıflarda tescilli olduğu, ancak 41. sınıf içinde yer alan spor hizmetleri alanında tescilli olmadığından, davalı tarafın kullanımı … isimli şahıs adına 2003 yılında Almanya da tescilli bir markaya dayanıp söz konusu markanın kullanımı konusunda yazılı izin olup, … isimli kullanım dikkate alındığında, davacı taraf markası arasında bir benzerlik ve irtibat bulunmadığı gibi, davalı tarafın faaliyetleri dikkate alındığında, davacı tarafın bu faaliyeti kapsayacak bir tescilide bulunmadığından, davalı tarafın faaliyetlerinin davacı taraf için haksız rekabet teşkil edecek bir yönde olmadığından, tüm talepler yönünden yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1. Dava dilekçesinde ve daha sonraki beyanlarında belirttiği hususların hiçbirinin dikkate alınmadığını, yeterli araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme ve değerlendirme ile düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, 2.Davaya konu … seminer sanatını müvekkili …’ın kamoyuna tanıtarak TPE nezdinde tescil ettirdiğini, davalının, müvekkilinin tescilli markasını izni ve onayını almaksızın kullandığını, 3.Mahkemenin gerekçeli kararında müvekkilinin tescilli markasının 41. ve 45. sınıflarda tescilli olduğu ancak 41. sınıf içerisinde yer alan spor hizmetleri alanında tescilli olmadığından bahisle huzurdaki davanın reddine karar verildiğini, ancak mahkemenin değerlendirmesinin aksine … stilinin, futbol, basketbol, voleybol vb. gibi genel herkes tarafından bilinen topluma mal olmuş bir spor dalı olmadığını, seminerler vasıtasıyla faliyet gösteren bir sanat dalı olduğundan, tüm spor dalları gibi müsabakalarının bulunmadığını, … stili seminerler vasıtasıyla faliyet gösteren bir sanat dalı olduğundan, davacı müvekkilinin markasını bu seminer sanatının ilgili olduğu 41. sınıf içerisinde seminer, sempozyum, konferans, kongre alanında tescil ettirdiğini, mahkeme tarafından … stiline ilişkin değerlendirmenin yanlış yapılarak, beyanlarının dikkate alınmadığını ve hatalı karar verildiğini, 4.Mahkemenin kararında davalı tarafın … ismini kullandığı ve müvekkiline ait marka ile davalı tarafın kullandığı marka arasında bir benzerlik bulunmadığına ilişkin tespitin tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, … ve … aynı seminer sanatının iki faklı yazımı olup, KHK’nın 9/1-b’de belirtilen kapsamında davacının marka hakkına tecavüz edildiğini, izah edilen ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarih ve 2017/256 E. ve 2017/216 K. sayılı usul ve yasaya uymayan, hakkaniyetten uzak kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; TPE’de … başvuru numarasıyla adına tescilli … markasına davalının, aynı ibareyi marka ve spor adı olarak, basılı dökümanlarında, internet sitesinde müvekkilinin izni ve onayı olmadan kullanılarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğundan, tecavüzün önlenmesi ve men’i, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, 66/c maddesi gereğince 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsili, kararın gazetede ilanına ilişkindir. Mahkemece; Somut olayda, davalı tarafın kullanımının spor hizmetleriyle ilgili olup, davacı taraf markasının 41 ve 45. sınıflarda tescilli olduğu, ancak 41. sınıf içinde yer alan spor hizmetleri alanında tescilli olmadığı, davalı tarafın kullanımı … isimli şahıs adına 2003 yılında Almanya da tescilli bir markaya dayanıp söz konusu markanın kullanımı konusunda yazılı izin olduğu, … isimli kullanım dikkate alındığında, davacı taraf markası arasında bir benzerlik ve irtibat bulunmadığı, davalı tarafın faaliyetleri dikkate alındığında, davacı tarafın bu faaliyeti kapsayacak bir tescili bulunmadığı, davalı tarafın faaliyetlerinin davacı taraf için haksız rekabet teşkil edecek yönde olmadığından, tüm talepler yönünden yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; “Davacı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edilmiş olan ve görseli yer alan marka incelendiğinde, davacının … sayılı … markasını 41. sınıfta yer alan “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri, fotoğrafçılık hizmetleri, tercüme hizmetleri“nde ve 45. sınıfta yer alan “Hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil), güvenlik hizmetleri, evlendirme büroları hizmetleri, cenaze hizmetleri, giysi kiralama hizmetleri, yangın söndürme hizmetleri, refakat etme hizmetleri”nde tescil ettirdiğinin tespit edilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde yer alan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/194 Esas ve 2015/193 Karar sayılı dosyasından verilen 12.11.2015 tarihli gerekçeli karar incelendiğinde; hükümsüzlük talepli davanın reddedildiği, gerekçe olarak … kelimesinin bir spor dalının adı ve tasviri niteliği bulunduğu, fakat davalının marka tescilinde … ibaresinin tasvir ettiği mal veya hizmetlere yönelik bir tescilinin bulunmaması sebebiyle 556 sayılı KHK 7/1-d anlamında hükümsüzlük şartlarının somut olayda olmadığı kanaatine ulaşıldığı tespit edildiği, Davalı tarafından kullanılan marka … isimli bir şahıs adına 2003 yılından bu yana Almanya’da tescilli olup, davacıya markayı kullanma konusunda Şubat 2012 tarihinde yazılı izin verdiği, Değerlendirme; Yapılan tüm incelemeler neticesinde somut olay açısından davacı markasının davalının faaliyet gösterdiği spor hizmetleri alanında tescilli olmaması, … ibaresinin Çin’de din kökenli savaş sanatçıları tarafından geliştirilen bir dövüş sanatı olması sebebiyle ve davalı tarafından tek başına … değil, … işaretinin marka olarak kullanılması sebebiyle marka hakkına tecavüzün gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine ulaşıldığı”nın belirtildiği tespit edilmiştir. 1-Ön inceleme oturumunda taraf vekillerinin dava ile ilgili beyanları tespit edilerek zapta geçirildiği, Bakırköy 1.FSHHM’nin 2014/194 Esas sayılı dosyasının celbine, dosyanın 1 marka vekili, 1 mali bilirkişi ve 1 dövüş sporcusu veya antrenörü bilirkişisinden oluşturulacak kurula tevdii ile, tarafların iddia, savunma, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek davacı adına tescilli … başvuru nolu markanın davacı tarafından kullanımının tescil edildiği mal ve hizmetler yönünden ve benzerlik yönünden değerlendirilerek marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği tecavüz varsa tazminat miktarının hesaplanmasını hususunda gerekçeli rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin oluşturulmasından sonra taraflara tebliği ile beyanda bulunmaları için süre verildiği, davacı tarafın seçilen bilirkişiye itirazı ve tarafların bilirkişide anlaşamamaları sebebiyle mahkemece listeden heyet oluşturulduğu, bilirkişi raporunun davacı tarafa 01/06/2017 tarihinde tebliği üzerine davacı vekili tarafından13/06/2017 tarihli itiraz dilekçesi ile; … stili dosya ekinde bulunan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi 2014/194 Esas sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere seminerler şeklinde verildiği, bu hususun … stiline ilişkin kaynak ve internet sitelerinde ve “www…com” adresinde mevcut olduğu, eksik ve yanlış metodlara dayanan araştırmalar sonucunda bu hususun farkına bile varamadığı, mahkemeye mitlerin esas alındığı bir bilirkişi raporu sunulduğu, Bilirkişi raporunda; müvekkiline ait markanın 41 ve 45 sınıflarda tescilli olduğu ve 41. sınıfta yer alan “spor hizmetlerinde” tescili olmadığı beyan edilmişse de … stili bir sanat olup, kültür sanat alanında seminerler vasıtasıyla faaliyet gösterdiği, müvekkilinin davaya konu TPE nezdindeki Marka Tescil Belgesi incelendiğinde, … markasının 41. sınıfta “SEMPOZYUM” “KONGRE” “KONFERANS” ve “SEMİNER” faliyet alanlarında marka tescilinin var olduğu, Bilirkişi raporunda … sanatının tanımlanmasında esas olarak alınan belgenin Çin kökenli binlerce mitten yalnızca birisi olup, bu mitin alındığı … sitesi insanların sitenin içeriğini özgürce değiştirebildikleri kendi yorumlarını ve tanımlarını yaptıkları bir site olduğu, bir davada, içinde barındırdığı bilgilerin doğruluğu tartışmaya açık bir siteden alınan verilerin bilirkişi raporunda yer almasının yasaya ve usule aykırı olduğu, Bilirkişi raporundaki eksik incelemenin aksine müvekkiline ait … ibaresi davalı tarafından adına tescilli markaymış gibi internet adreslerinde, tanıtımlarda ve afişlerde kullanıldığı, … ibaresinin müvekkili adına tescilli bir marka olup davalı tarafındandan bu markanın aynı faaliyet alanında kullanımı ile tasarruf hakkı olmamasına rağmen kazançlar elde edildiği, müvekkili ile haksız rekabete girildiği ve marka hakkına tecavüzde bulunulduğu açık olmasına rağmen bilirkişi raporunda tüm bu hususlar göz ardı edilerek yalnızca davalı tarafın beyanına uygun olarak “davalı tarafın markasal kullanımı” denilen ibarenin incelendiği, beyanlarının göz ardı edilerek yüzeysel ve hakkaniyete aykırı bir değerlendirme yapılarak marka hakkına tecavüz bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilerek itiraz edildiği, mahkemece; Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu mahkemece belirtilen hususlarda değerlendirme yapılmış olup, yeniden rapor ve ek rapor alınmasına yönelik hukuki değerlendirme hakime ait olup, yargılamanın ucuzluk ve basitlik ilkeside dikkate alınarak reddine karar verildi gerekçesi ile davacı tarafın itirazlarının reddine karar verildiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun 3.sayfasında; Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinin ekinde yer alan internet çıktıları incelendiğinde ve heyetimizce re’sen google arama motoruna … yazıldığında çıkan sonuçlar incelendiğinde; …’nun “yaklaşık 300 yıl önce Çin’de din kökenli savaş sanatçıları tarafından geliştirilen bir dövüş sanatı olduğu” tespit edilmiştir. … sözlüğüne … yazıldığında aşağıda sonuç ile karşılaşılmıştır ifadeleri ile en gelişmiş arama motorlarından olan google arama motorunda araştırma yapıldığı, ancak bu arama motorundaki internet sayfasına raporda yer verilmediği, iddia edildiği gibi sadece … arama motorundan yapılan araştırma ile rapor düzenlenmediği tespit edildiğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. Mahkemece alınan raporda, bilirkişi heyetinin davalı tarafça sunulan Wikipedia internet sitesinden alınmış sayfayı, Türkçe tercümesi ve tasdikli ördeği olmayan … belgeyi, … tarafından …i acma ve isletme hakkını devreden belge örneği ve Türkiye Wushu Federasyonu’nun 03.03.2016 sayfası dayanak alınarak rapor düzenlendiği, google arama motorunda araştırma yapıldığı, ancak bu arama motorundaki internet sayfasına raporda yer verilmediği, mecralardan araştırma yapılmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça gerekçeli itirazda bulunulmuş olup, davalı kullanımının tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağı hukuk bilgisi ile çözümlenebilecek hususlardan ise de; davacı vekilinin= müvekkiline ait markanın 41 ve 45 sınıflarda tescilli olduğu ve 41. sınıfta yer alan “spor hizmetlerinde” tescili olmadığı beyan edilmişse de … stili bir sanat olup, kültür sanat alanında seminerler vasıtasıyla faaliyet gösterdiği, müvekkilinin davaya konu TPE nezdindeki Marka Tescil Belgesi incelendiğinde, … markasının 41. sınıfta “SEMPOZYUM” “KONGRE” “KONFERANS” ve “SEMİNER” faliyet alanlarında marka tescilinin var olduğu, Bilirkişi raporunda … sanatının tanımlanmasında esas olarak alınan belgenin Çin kökenli binlerce mitten yalnızca birisi olduğu = yönündeki itirazları teknik bilgi ile çözümlenmesi gereken hususlardan olduğundan, gerekçeli itirazlar yönünden heyetten ek rapor alınması, Türkçe tercümesi ve tasdikli ördeği olmayan … belge ve eklerinin noter tasdikli tercümesinin ve dava tarihi itibariyle geçerliliğinin araştırılması, gerekirken reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir. 2- Davaya konu … seminer sanatını müvekkili …’ın kamoyuna tanıtarak TPE nezdinde tescil ettirdiğini, davalının, müvekkilinin tescilli markasının izni ve onayı alınmaksızın kullanıldığı ileri sürülmüştür. TPE’den gelen yazı cevabında; davacı markasının 20/07/2011 başvuru tarihli 18/02/2013 tarihinde tescil edilen … numaralı … şeklindeki kelime olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda; davacının markasının … şeklindeki kelimeden ibaret olup, 20/07/2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescilli olduğu, davalı kullanımının … olduğu ve … adına 2003 yılından bu yana Almanya’da tescilli olup, davacı tarafa markayı kullanma konusunda Şubat 2012 tarihinde yazılı izin verdiği tespit edilmiştir. Davalı kullanımının … olmadığı ve her ne kadar tescil merciinden resmi kaydı getirtilmemiş, noter tasdikli tercümesi ibraz edilmemiş ise de; kullandığı … markası yönünden, davacı markasından daha önce 2003 yılından itibaren … adına tescilli olduğu, davacının …’den 2012 yılında alınmış izni olduğu, markanın izinsiz kullanımı sözkonusu olabilmesi için her iki marka arasında bütünsel olarak görsel ve işitsel aynılık veya benzerlik olması, iltibas yaratması gerekip, davalı tarafın kullanım şeklinde baskın unsur markanın şeklinde iken davacının markasında şekil olmadığından … ifadesi öne çıktığından davacı markası ile davalının kullandığı görsel arasında, bilgilenmiş tüketici nazarında iltibas yaratacak nitelikte görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunmadığı, bu nedenle izinsiz kullanım eyleminin oluşmadığı tespit edildiğinden istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Bilirkişilerin; Ayrıca dosya içerisinde yer alan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/194 Esas ve 2015/193 Karar sayılı dosyasından verilen 12.11.2015 tarihli gerekçeli karar incelendiğinde hükümsüzlük talepli davanın reddedildiği, gerekçe olarak … kelimesinin bir spor dalının adı ve tasviri niteliği bulunduğu; fakat davalının marka tescilinde … ibaresinin tasvir ettiği mal veya hizmetlere yönelik bir tescilinin bulunmaması sebebiyle 556 sayılı KHK 7/1-d anlamında hükümsüzlük şartlarının somut olayda olmadığı kanaatine ulaşıldığı tespit edilmiştir.” değerlendirmesi yapılarak raporlarına gerekçe yapılmış ise de; belirtilen mahkeme kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 208/1674 esas ve 2019/6722 sayılı kararında … geçmişi çok eski yıllara dayanan Çin kökenli bir savaş dövüş sanatı, özgün bir spor dalı olduğu tespiti yapılarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-d maddesi uyarınca “Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren” marka başvurularının TPMK tarafından mutlak ret sebebi nedeniyle reddi gerekmektedir. Bununla birlikte bir şekilde marka tescil edilmiş ise KHK’nın 42/1.maddesi uyarınca bu husus hükümsüzlük davasına da konu edilebilecektir. … ibaresinin özgün bir spor dalı olması sebebiyle KHK’nın 7/1-d maddesinde ifade edildiği gibi “ticaret alanında herkes tarafından kullanılabilecek olan” işaretlerden olduğundan, bu spor dalını konu alan sempozyum, seminer vs. düzenleme, dergi, kitap vs. yayınlama, film, radyo-tv yapımlarına konu edebilme imkanının kimsenin tekeline bırakılamayacak işaretlerden olduğunun kabulü ile anılan hizmetler yönünden davanın kısmen kabulü gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı tarafın karar düzeltme istemlerinin kabulü ile, Dairemizin 07.02.2018 tarih, 2016/6933 E-2018/852 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak asıl davada verilen kararın yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir gerekçesi ili tashihi karar aşamasında mahkemenin red kararını bozduğu tespit edilmiştir. Bilirkişiler; Davacı vekilinin markasının tescilli olduğu sınıflar incelendiğinde markanın 41 ve 45 inci sınıflarda tescilli olduğu 41 inci sınıfta yer alan “spor hizmetlerinde” tescilli olmadığı tespit edilmiştir.” değerlendirmesinde bulunmuştur. Davalı tarafın ticaret sicil kaydı getirtilerek ticari faaliyet alanı belirlenmemiştir. Davacı taraf … stilinin, futbol, basketbol, voleybol vb. gibi genel herkes tarafından bilinen topluma mal olmuş bir spor dalı olmadığı, seminerler vasıtasıyla faliyet gösteren bir sanat dalı olduğundan, tüm spor dalları gibi müsabakalarının bulunmadığı, … stili seminerler vasıtasıyla faliyet gösteren bir sanat dalı olduğu, davacı müvekkilinin markasını bu seminer sanatının ilgili olduğu 41. sınıf içerisinde seminer, sempozyum, konferans, kongre alanında tescil ettirdiği, iddiası olup, bilirkişi raporunda bu konuda açıklama bulunmadığı görülmektedir. Davacı tarafın beyan ettiği husus teknik ve mesleki bilgi ile çözülmesi gerektiğinden, mahkemenin hukuk bilgisi ile çözülemeyeceğinden mahkemece ek rapor alınarak, ek rapordaki açıklama yeterli görülmediğinde gerektiğinde başka heyetten rapor alınarak iddia edildiği gibi … stilinin seminerler vasıtasıyla faliyet gösteren bir sanat dalı olup olmadığının tespiti ile davalı kullanımının aynı sınıfta yer alıp almadığı konusunda varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, mahkeme tarafından … stiline ilişkin değerlendirmenin yanlış yapılarak, beyanlarının dikkate alınmadığı ve hatalı karar verildiğine ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir. 4-Bilirkişi raporunda …’un kelime anlamı açıklanırken diğer yazım şekillerinin …, …, … ve … olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar bu açıklama karşısında … ve …’un aynı dövüş sanatının iki faklı yazımı olduğu tespit edilmiş ise de; davacının markasının … şeklindeki kelimeden ibaret olup, 20/07/2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescilli olduğu, davalı kullanımının … olduğu dosya içerisindeki tescil belgesi ve görsellerden tespit edildiğinden, davalı tarafın kullanım şeklinde baskın unsur markanın şeklinde iken davacının markasında şekil olmadığından … ifadesi öne çıktığı, markanın izinsiz kullanımı sözkonusu olabilmesi için her iki marka arasında bütünsel olarak görsel ve işitsel aynılık veya benzerlik olması, iltibas yaratması gerekip, davalı tarafın kullanım şeklinde baskın unsur markanın şeklinde iken, davacının markasında şekil olmadığından … ifadesi öne çıktığından davacı markası ile davalının kullandığı görsel arasında, bilgilenmiş tüketici nazarında iltibas yaratacak nitelikte görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunmadığına ilişkin, bilirkişiler tarafından da benzerlik bulunmadığına ilişkin tespitin yerinde olmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi, Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller Madde 61 – (Değişik: 21/1/2009 – 5833/2 md Aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılır: a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9 uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak. d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. 556 Sayılı KHK’nin Marka tescilinden doğan hakların kapsamını düzenleyen Madde 9 – (Değişik: 21/1/2009 – 5833/1 md.) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir: b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması..Marka tescilinde red için mutlak nedenler KHK’nin Madde 7’de; Aşağıda yazılı işaretler marka olarak tescil edilemez: d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar, olarak düzenlenmiştir. Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Marka tescil başvurusunun bültende yayınlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez. KHK nin 9/1 – b maddesi kapsamında tecavüzün gerçekleşmesi için; tescilli markanın aynısının ve/veya benzerinin, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılması ve bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtimaline ilişkin 3 şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Yapılan inceleme sonunda davalı kullanımının, davacı markası ile benzer olmadığı tespit edildiğinden, markaya tecavüz için bulunması gereken üç unsurdan biri olan marka ile ayniyet taşıma veya benzer olma koşulu gerçekleşmemiştir. Davacı markasının tescilli olduğu 41. sınıf içerisinde yer alan spor hizmetleri alanında tescilli olması yada olmaması, marka hakkına tecavüz için aranan 3 koşuldan davacı markası ile aynı veya benzer olma koşulu bulunmadığı için sonuca etkili olmadığından, davacı vekilinin KHK’nın 9/1-b’de belirtilen kapsamda, müvekkilinin marka hakkına tecavüz edildiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin 1 ve 3 numaralı istinaf sebebinin kabulü gerekir ise de yeniden alınacak rapor dava sonunda verilecek karara etkili olmayacağından, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarih ve 2017/256 E. 2017/216 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021