Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/489 E. 2021/1192 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/489
KARAR NO: 2021/1192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2017
NUMARASI: 2016/225 E. 2017/857 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 01/03/2016 tarihli dava dilekçesinde; Davalı … ile müvekkili bankanın Erzurum şubesi arasında akdedilen “Çek Taahhütnamesi” ne istinaden davalıya çek karnesi kredisi kullandırıldığını, müvekkili banka ile davalının imzalamış olduğu gayrı nakdi kredi sözleşme uyarınca davalı lehine çek karnesi verildiğini, bankaya ibraz etmesi gereken çek yapraklarını teslim etmemesi ve muaccel borcunu ödememesi üzerine davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile 3.980.00 TL asıl alacak, 3.072.10 TL işlemiş faizi, 153.60 TL %5 BSMV’si ayrıca 8.150.00 TL çek taahhüt tutarının ödenmesi için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, zira sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir olduğunu, 3167 sayılı çek de ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda çek yaprak bedeli ile sorumluluğu bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan çek taahhütnamesi ilgili maddeleri ve diğer ilgili maddeler gereğince kullanılmayan çeklerin iade edilmesinin bu mümkün olmazsa çek yaprak bedellerinin depo edilmesinin davalıdan talep edildiğini bildirerek açıklanan nedenlerle davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, dosya içerisinde mevcut sözleşme ve diğer belgeler incelendiğinde davalının itirazının kötü niyetli olduğunun anlaşılacağını, bu nedenle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca 8.150.00 TL çek yaprağı taahhüt tutarının nakten depo edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davalının davacı bankadan çek hesabı açtırıp çek karnesi aldığı, davalıya çeklerin iadesi için ihtar tebliğ edildiği, davacı bankanın üç adet çek yaprağı bedeli için 1.305,00 TL ödeme yapmış olduğunun tespit edildiği, bilirkişi, davacının 8.150,00 TL çek yaprağı taahhüt tutarının talep edilemeyeceğini rapor etmiş ise de, davalıya davacı banka tarafından teslim edilen çeklerin davalı tarafından iade edilmemiş olduğundan davalının iade edilmeyen çek yaprağı tutarı olan 8.150,00 TL’den sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe itirazın iptaline, takibin 1.305,00 TL asıl alacak, 2.192,55 TL işlemiş temerrüt faizi, 109,63 TL BSMV olmak üzere 3.607,28 TL toplam alacak üzerinden devamına, bakiye istemin reddine, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 8.150,00 TL gayrinakdi alacağın davalıdan alınarak davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacı bankanın sorumlu bulunduğu ve ödediği toplam 9 adet çek olduğunu, bilirkişi tarafından hatalı olarak 3 adet çekin hesaplamaya dahil edildiğini, Mahkemece bu yönde verilen kararın da hatalı olduğunu, bankanın nakdi alacak miktarının 3.980,00 TL olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunda gayrinakdi alacak yönünden davacının alacağının bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiş olmasına rağmen Mahkemece aksi yönde karar verildiğini, oysa çek taahhütnamesinde, çeklerin iade edilmemesi halinde bankanın zarara uğraması ihtimaline binaen bu zararın giderileceğinin kararlaştırıldığını, bankanın zarara uğradığına ilişkin bir delil olmadığını, ayrıca depo edilen bedelin ne kadar süreyle depo edileceğine dair bir hüküm bulunmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı banka tarafından davalıya verilen çek yaprakları sebebiyle, karşılıksız kaldığı iddia edilen 3 adet çek yönünden sorumluluk bedeli ile iade edilmeyen çek yapraklarından kaynaklanan gayrinakdi alacak bedelinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık; karşılıksız kaldığı iddia edilen çekler yönünden hesaplanıp hüküm altına alınan sorumluluk bedelinin hükmedilenden daha fazla olup olmadığı, davacı bankanın iade edilmeyen çek bedelleri yönünden davalıdan talep edebileceği gayrinakdi alacağı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, karşılıksız kalan çek yapraklarının 3 adet olduğu, hesaplanan sorumluluk bedellerinin davalının davacı banka nezdindeki hesap hareketleri incelenmek suretiyle tespit edildiği, raporda bu yönde yapılan tespit ve değerlendirmelerin bilimsel ve teknik açıdan yeterli, denetime elverişli olduğu, davacının 9 adet çek bedeli sebebiyle alacağı bulunduğuna ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, bu sebeple davacının istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın istinaf sebeplerine gelince; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iade edilmeyen çek bedelleri yönünden çek taahhütnamesinde açık hüküm bulunmadığı belirtilerek davacının bu yönde alacağının bulunmadığı belirtilmiş, Mahkemece aksi yönde kanaate varılarak 8.150,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı tarafça bu husus istinaf sebebi yapılmıştır. Davalı, çek taahhütnamesinde, çeklerin iade edilmemesi halinde bankanın zarara uğraması ihtimaline binaen bu zararın giderileceğinin kararlaştırıldığını, oysa ortada bir zarar bulunmadığını, mahkemece iade edilmeyen çek bedellerinden kaynaklı sorumluluk tutarına hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürmüştür. Çek taahhütnamesinin ”müşterinin yükümlülükleri” başlıklı 5.1 maddesi; Banka dilediği zaman gerekçe göstermeksizin çek karnelerinin iadesini talep edebileceği gibi müşteri yasa gereğince bankaca kendisine ihtarname gönderilmesi üzerine çek defterlerini derhal bankaya iade etmek zorundadır. Aksi taktirde bankanın bu yüzden uğrayacağı zarardan sorumlu olup, bankanın ilk yazılı talebinde derhal ödeyecektir.” şeklindedir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yukarıda içeriği açıklanan düzenleme yer almakta olup, bankanın ibraz edilmemiş çeklerle ilgili sorumlu olduğu miktarların, çek hesap sahibinden depo edilmesini isteme hakkı bulunduğu, ayrıca bu hususta bankaca davalı tarafa ihtarname de gönderildiği, bu sebeple davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1/. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2017 tarih ve 2016/225 E. 2017/857 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davalı yönünden; 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 436,55 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 277,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 158,74 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Davacı yönünden; 6- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 7- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 8- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 9- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/10/2021