Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/481 E. 2021/1336 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/481 Esas
KARAR NO: 2021/1336
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/05/2017
NUMARASI: 2014/850 E. – 2017/636 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Asıl davada davacı dilekçesinde özetle; Aralarındaki ticari ilişkiden dolayı davalıdan faturaya dayalı olarak alacaklı olduğunu, bakiye borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığını ve takibe borçulunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, haksız itirazın iptalini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 3. ATM’nin 2014/369 Esas sayılı davasında davacı dilekçesinde; Aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin yerinde olmadığını, takibe konu faturaya itiraz ettiklerini, buna rağmen tahsile konulmasının kötüniyetli olduğunu, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, 25/04/2013 tarihinde müvekkili … Ltd.Şti.’nden, “CNC Torna Tezgah” olarak adlandırılan iş makinasını satın aldığını ve bedelin küçük bir kısmını peşin ödeyerek, kalanı için çek teslim ettiğini, ekonomik güçlük sebebi ile makineyi satışa çıkardığını, müvekkili şirketçe davacıya yardımcı olmak amacı ile makinenin geri alınması önerisinde bulunulduğunu ve kabul edildiğini, davacının borçlusu olduğu çek bedelleri ödenerek, çeklerin kendisine iade edildiğini, makineyi müvekkiline 01/10/2013 tarihinde iade ettiğini, iade işlemini gerçekleştirirken, sektörde yapıldığı üzere, kiralanmış olduğu varsayılarak, kira bedeli konusunda mutabakat sağlanmaya çalışıldığını, ancak tarafların anlaşamadığını, davacı tarafın, müvekkili şirketten, 43.500,00 TL bedel ile satın aldığı makineyi iade ederken, 50.201,64 TL tutarında bir fatura tanzim ettiğini, faturada, sözü edilen makinenin 8 inç 2005 model taretli ve karşı puntalı CNC Torna tezgâhı olup, sektörde bu tarz makinelerin, makinenin modeline ve fonksiyonlarına bağlı olarak aylık 1500 TL den başlayan fiyatlarla kiralandığını, müvekkilince, davacı taraftan, en düşük rakam olan, aylık 1500 TL’dan 7.500 TL kira bedeli talep edildiğini, davacı tarafça ödenmediğini, müvekkili şirketin iyi niyetine karşılık, davacı tarafın, satın aldığı halde, bedelini ödeyememesi sebebi ile iade ettiği makinenin yıpranma payını, kullandığı süreyi görmezden gelerek, alacak üretme çabasına girdiğini, davacının, talebinde tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibinden sonra yapılan uzlaşma önerisi kabul edilmediğinden, haklı olarak takibe itiraz edildiğini, Davacının, meseleyi yargıya taşıyarak haksız ve dayanaksız alacak üretme çabası karşısında, müvekkili şirketçe verilen hizmetlerin bedelleri ve kira bedeli tahakkuk ettirilerek fatura tanzimi ile davacıya gönderildiğini, sunulan fatura uyarınca, müvekkilinin davacıdan 10.620.TI alacaklı olduğunu, kira bedeli, kurulum, nakliye, vinç hizmetleri, servis ve işçilik bedelinden kaynaklanan alacağının takibe konu edilen miktardan mahsubu gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali ile birleşen dava yönünden menfi tespit istemine ilişkin olduğu, Bilirkişi raporu ile taraflar arasında 25/04/2013 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığı, satış bedelinin 43.500 TL olarak belirlendiği, sözleşmeye istinaden 30/09/2013 vade tarihli 38.500 TL bedelli bir adet senedin düzenlenerek davalıya verildiği, vade tarihine kadar davacı tarafından müşteri çeklerinin verilmesi halinde senedin davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, ancak davacının ödemede güçlüğe düşmesi nedeniyle makinenin davalı tarafından geri alındığı, Tarafların defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, incelenen davacı defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 6.701,64 TL alacaklı olduğu, dosyaya sunulan banka dekontundan anlaşıldığı üzere, davacının, davalıya 26/04/2013 tarihinde 5.000,00 TL tutarında yaptığı nakit ödeme de göz önüne alındığında, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle toplam 11.701,64 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, asıl dava yönünden davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Birleşen (davacının menfi tespit talebi ) dava yönünden ise; “Davalı tarafından davacıya karşı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile 27/03/2014 tarihli faturaya dayalı başlatılan takibe, davacının süresi içerisinde itiraz etmediği için takibin kesinleştiği, faturanın; “söz konusu makinenin davacıda kaldığı ve onun tarafından kullanıldığı günler için kira bedeli, makinenin nakliyesi için nakliye ve hizmet bedeli, servis ve işçilik bedeli” toplamlarını içerdiği, davacının belirtilen dönemde makinenin kendisinde kalması nedeniyle makineden faydalandığı ve onu kullanmak suretiyle gelir elde ettiği düşünüldüğünde piyasa koşullarına uygun olarak belirlenen fatura ve takip bedelinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının menfi tespit isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 1-Tarafların makinenin iadesine ve iadenin müvekkili şirket tarafından makineye takılan hidrolik sürücü ile birlikte yapılması nedeniyle, kullanma süresi ile taşıma bedelleri gözetilerek iade bedeli belirlendiğini ve müvekkili tarafından tanzim ile davalıya tebliğ edilen, 01.10.2013 tarih, … sıra numaralı faturanın davalı tarafından kabul edilerek, herhangi bir ihtirazı kayıt olmaksızın ticari defterlerine işlendiğini, kira ve taşıma adı altında bedel talebinin taraflar arasındaki mutabakata aykırı olduğunu, davaya konu aracın teslimini müvekkili şirket gerçekleştirdiğinden, davalı tarafça harcama yapılmadığından “nakliye-vinç hizmet bedeli” ile “servis ve işçilik gideri” konulu gerçeğe aykırı ödemenin faturaya yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunu, 2-İlk derece mahkemesinin, “menfi tespit davası konusu takibin 27.03.2014 tarihli faturaya ilişkin olduğu, faturanın içeriği incelendiğinde “söz konusu makinenin davacıda kaldığı ve onun tarafından kullanıldığı günler için kira bedeli, makinenin nakliyesi için nakliye ve hizmet bedeli, servis ve işçilik bedeli” toplamlarını içerdiği, davacının belirtilen dönemde makinenin kendisinde kalması nedeniyle makineden faydalandığı ve onu kullanmak suretiyle gelir elde ettiği düşünüldüğünde, piyasa koşullarına uygun olarak belirlenen fatura ve takip bedelinin usul ve yasaya uygun olduğu”na karar vermişse de kiralama, nakliye ve diğer ücretlerin doğması için kurulması gereken sözleşmenin varlığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini, faturadaki diğer kalemlerin hangi veriler esas alarak düzenlendiği belirsiz olup, faturada “kira bedeli” 7500 TL, “nakliye ve vinç hizmet bedeli” 1000 TL, servis ve işçilik gideri “500 TL” olarak belirtildiğini, bedellere ilişkin davalı şirketçe yapılan ödemelerin yargılama sırasında belgelendirilmediğini, müvekkilinin davalının belirttiği farazi tutar üzerinden borçlu sayılmasına imkân bulunmadığını, davalının rayiç bedelin altında bir nakliye-vinç masrafı ödemesi halinde, müvekkili şirketin de ancak bu tutardan sorumlu tutulabileceğini, davalı tarafın ödemiş olduğu nakliye-vinç hizmet bedelini gösterir hiçbir delili dosyaya ibraz etmemiş olduğundan, bu tutarın makul olduğundan hareketle müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, müvekkili şirketin aradaki herhangi bir anlaşmaya dayanmayan ve farazi olarak belirlenen tutarlar üzerinden davalıya borçlu olduğunun tespitinin hukuka aykırı olduğunu, makinenin kullanılmış olduğu davalı tarafça ispat edilemediği halde davalarının reddinin hukuka aykırı olduğunu, 3-Takibe konu faturanın, müvekkilin davalıya karşı başlattığı icra takibine karşı ve kötü niyetli olarak düzenlendiğini, 4-Davalının takibe konu ettiği 27.03.2014 tarihli faturaya müvekkili tarafından Kartal … Noterliği’nin 31.03.2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile itiraz edilerek usulüne uygun olarak davalı şirkete iade edildiğini, bu nedenle haklı menfi tespit taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, 5- Kira bedeli talep edilen malın davacı yana teslim tarihi 01.10.2013 olmasına rağmen, takip dayanağı fatura tarihinin 27.03.2014 olduğunu, kurulum ve devreye alma işlemleri için öngörülen ücreti de kapsadığının belirtildiğini, kurulumundan 1 yıl sonra, iadesinden yaklaşık 6 ay sonra düzenlenmesinin olağan kabul edilemeyeceğini, fatura keşide sebebinin, müvekkilinin bakiye alacağı için 27.12.2013 tarihinde takip başlatılması ve 27.03.2014 tarihinde itirazın iptali davası açması olup, karşı tarafın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı”nın TMKnun 2. maddesi ile sabit olduğunu, bu nedenle menfi tespit davasının reddinin hukuka aykırı olduğunu, 6-Gerekçeli kararın 2. sayfasında hüküm kısmına geçmeden son paragrafta “davacı alacağını davalı adına düzenlemiş olduğu 3 adet faturaya dayandırmış….” şeklinde başlayıp “davacının davalıdan 5099,83 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir” şeklinde biten paragrafına belirtilen hususların dava ile ilgilisinin anlaşılmadığını, sehven yazıldığı düşünülüldüğünden, gerekçeli karar metninden çıkarılarak düzeltilmesini, anılan nedenlerle İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/850 E. ve 2017/636 K. sayılı ilamında birleşen dava yönünden verilen menfi tespit taleplerinin reddi yönündeki kararın kaldırılmasını ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini, gerekçeli karar metnindeki son paragrafın gerekçeli karar metninden çıkartılarak düzeltilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 1- Davacı tarafça açılan takipte, 11.701,64 TL asıl alacak talep edilmiş olup, takip dayanağının 01.10.2013 tarihli 73964 sıra numaralı 46.483 TL bedelli fatura bakiye alacağı olarak belirtildiğini, müvekkili şirketçe tanzim edilen satış faturası ile davacı tarafça tanzim edilen iade fatura arasındaki farkın 6.701.TL olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, alacağın likit olmadığını, Ödeme emrinin ekindeki faturanın tutarı 50.201,64 TL olduğu halde fatura bedeli 46.483.TL olarak yazıldığı ve aradaki mahsup anlaşması sebebiyle takibe itiraz edildiğinden, itirazın haklı olduğunu, takibe dayanak gösterilen faturanın böyle bir bakiyesi olmadığı ve müvekkili şirketin mahsup talebinin haklı olduğunun, dosya münderecatı ve defterler üzerinde yapılan bilirkişi raporu kanıtlandığını, menfi tespit davasının (birleşen dava) reddi yönünde verilen karar ile doğrulandığını, bu sebeplerle, asıl davada, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğundan, mahkeme kararının bu yönü ile kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılan alım satım akdinin davacı tarafın ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine, satın alınan “CNC torna tezgahının” müvekkili şirkete, satın alma tarihinden 6 ay sonra iade edilmesi şeklinde sonuçlandığını, satılan torna tezgâhının kurulum ve iadesi sırasındaki tüm kurulum, söküm ve nakliye işlerinin müvekkili şirketçe bizzat, kendilerine ait ekipmanlar ile gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin faaliyet göstermekte olduğu sektörde, ticari bir işletme olduğunu, alım- satım ile kiralama işini yaptığı torna tezgahını, hiç bir kira bedeli olmaksızın 5 ay süre ile davacı tarafta bıraktığının iddia edilmesinin, üstelik iki kez kurulum ve söküm yaparak nakliyesini bila bedel gerçekleştireceğinin ileri sürülmesinin, akla ve mantığa aykırı olduğunu, Satılan makinenin iadesi sırasında, davacı tarafça, müvekkili şirketçe tanzim olunan satım fatura bedeli olan 43.500.TL nin, 6.701 TL üzerinde, 50.201,64 TL tutarında fatura tanzim edildiğini, makineye eklenen hidrolik sürücünün bedeli olduğu iddia edilen bu fazla tutar ile daha önceden davacı tarafça ödenen 5.000 TL’ki toplam 11.701,64TL’nin, satılan makinenin; kurulum, söküm ve iki kez yapılan nakliye masrafları ile makinenin davacı tarafça kullanıldığı süre olan 5 aylık sürenin kira bedeline mahsup edilmesi hususunda mutabık kalındığını, ancak, davacı tarafın mutabakat ve karşılıklı ticari ilişkinin gerektirdiği güven ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak, makinenin iadesinden 2 ay sonra icra takibi başlattığını, davacının, meseleyi yargıya taşıyarak haksız ve dayanaksız alacak üretme çabası karşısında, müvekkili şirketçe; verilen hizmetlerin bedelleri ve kira bedeli tahakkuk ettirilerek fatura tanzimi ile davacıya gönderildiğini, ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine, davacı tarafça itiraz edilmediğini, menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davasının, izah edildiği üzere haksız ve dayanaksız olduğunu, birleşen davanın reddine dair verilen kararın, dosyadaki belge ve bilgilere, bilirkişi raporuna, hukuk kurallarına ve hakkaniyet ilkelerine uygun olduğundan, davacı tarafın , istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı …’ın asıl dava yönünden talebi; … Ltd Şti’nden 25.04.2013 tarihinde KDV dahil 43.500,00 TL bedelle satın aldığı … CNC Torna Tezgahı’nı (standart tüm aksesuarları ile birlikte) karşılığı elden 5.000,00 TL ödenip, bakiye için verilen 38.500,00 TL tutarlı çeklerin ödenmesinde yaşanan güçlük üzerine, şirket yetkilisinin makinaya müşteri bulması ve makinanın satılıp çeklerin parasının ödenmesi yada çeklerin iade edilip arada kalan meblağın kendisine ödenmesi konusundaki anlaşma uyarınca sonradan taktırdığı hidrolik sürücü ile birlikte 01.10.2013 tarihli 50.201,64 TL bedelli irsaliyeli fatura mukabilinde şirkete teslim edilip, çeklerin iade edilmesine rağmen, takip konusu 11.701,64 TL’yi ödemediğinden, tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Davacı …’ın birleşen davada talebi; taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu … CNC Torna Tezgahı’nın kalan borcunun alıcı tarafından ödenememesi üzerine alıcının torna tezgahına taktırdığı hidrolik sürücü ile birlikte iadesi sonrasında, kullanılan sürenin kira bedeli ile satıcının sarf ettiği kurulum ve nakliye bedeli alınmaması yönünde yapılan mutabakata aykırı düzenlendiğinden bahisle, kira bedeli ile sarf ettiği kurulum ve nakliye bedeli için düzenlenen 27/03/2017 tarih ve … seri numaralı faturanın tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 25/04/2013 tarihli sözleşme ile 1 adet … CNC Torna Tezgahı’nın KDV dahil 43.500,00 TL bedelle satıldığı, karşılığında 5.000,00 TL ödeme yapılarak, 38.500,00 TL tutarlı senet verildiği, müşteri çeki verildiğinde senedin iade edileceğinin taahhüt edildiği, satıcının 15/08/2013 tarihli … seri numaralı 43.500,00 TL tutarlı, Aylık Makine Kira Bedeli – Nakliye ve Vinç Hizmet Bedeli- Servis ve İşçilik Gideri için 27/03/2014 tarih ve … seri numaralı fatura düzenlediği, alıcının 01/10/2013 tarihli … Torna açıklamalı 50.201,64 TL tutarlı iade fatura düzenlediği tespit edilmiştir. Alacaklı … vekilinin borçlu … Ltd. Şti. aleyhine 27/12/2013 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün 2013/21204 takip sayılı dosyası ile 11.704,64 TL asıl alacak ve 251.02 TL işlemiş faiz toplamı 11.952,66 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, ödeme emrinin 31/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük süresi içinde kalan 06/01/2014 tarihli itiraz ile takibin durduğu, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde kalan 31/01/2014 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı tespit edilmiştir. Alacaklı … Ltd. Şti.’nin borçlu … aleyhine 04/04/2014 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile 27/03/2014 tarih ve … seri numaralı fatura dayanak gösterilerek 10.620,00 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, ödeme emrinin 10/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince yasal 7 günlük süreden sonra 27/08/2014 tarihinde itiraz edildiği ve borçlu olmadığının tespiti davası açıldığı tespit edilmiştir. Mahkemece; itirazın iptali davasında, sahibi lehine delil niteliği taşıyan davacı defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 6.701,64 TL alacaklı olduğu, dosyaya sunulan banka dekontundan, davacının 26/04/2013 tarihinde 5.000,00 TL tutarında yaptığı nakit ödeme de göz önüne alındığında, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle toplam 11.701,64 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, asıl dava yönünden davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, Birleşen ( davacının menfi tespit talebi ) dava yönünden ise; davalı tarafından davacıya karşı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile 27/03/2014 tarihli faturaya dayalı başlatılan takibin kesinleştiği, faturanın; “söz konusu makinenin davacıda kaldığı ve onun tarafından kullanıldığı günler için kira bedeli, makinenin nakliyesi için nakliye ve hizmet bedeli, servis ve işçilik bedeli” toplamlarını içerdiği, davacının belirtilen dönemde makinenin kendisinde kalması nedeniyle makineden faydalandığı ve onu kullanmak suretiyle gelir elde ettiği düşünüldüğünde, piyasa koşullarına uygun olarak belirlenen fatura ve takip bedelinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının menfi tespit isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yönünden; 1-Taraflar arasında makine iadesine ilişkin yazılı sözleşme mevcut değildir. Her iki tarafta makinenin iade bedeli konusunda mutabık kalınan miktar konusunda beyanda bulunmamıştır. Davacı … vekili dava dilekçesinde; “makine bedeli için verilen çekleri ödeme zorluğu yaşadığını satıcı şirkete bildirmesi üzerine davalı borçlu şirket yetkilisi, müvekkilin satın aldığı makinaya müşteri bulduğunu makinayı satıp çeklerin parasını ödeyeceğini yada çekleri iade edip arada kalan meblağı alacaklı müvekkile ödeyeceğini ifade etmiştir. Karşılıklı güven prensibi çerçevesinde alacaklı müvekkil de bu teklifi kabul etmiş ve makinaya müvekkilin sonradan taktırdığı hidrolik sürücü ile birlikte 01.10.2013 tarihli 50.201,64-TL bedelli irsaliye fatura mukabilinde davalı borçlu firmaya teslim etmiştir” sözleri ve cevaba cevap dilekçesindeki; “Bundan başka, davalı yan ile müvekkilimiz makinenin iadesi ve iade sonucu müvekkilimize ödenecek bedel konusunda anlaşmaya varmış ve müvekkilimiz tarafından tanzim ile davalıya tebliğ edilen icra takibine konu fatura davalı tarafça kabul edilmiş, bu fatura ticari kayıtlarına herhangi bir ihtirazi kayıt olmaksızın işlenmiştir. Bu mutabakat üzerinden uzun süre geçtikten ve fatura bedeli müvekkilimize ödenmediği için icra takibine başvurulmasından ve davanın açılmasından sonra davalı tarafça kira bedeli adı altında fatura tanzimi taraflar arasındaki mutabakata aykırıdır.” sözleri ile, … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; “Müvekkili şirket satılan makinayı tamamı ile iyi niyeti olarak, iade almış, satıldığı sırada, tüm kurulum ve devreye alma işlemleri için ücret tahakkuk ettirmemiş, ayrıca makine müşteriden geri alınırken vinç – nakliye ve yine servis ücreti de alınmamıştır. Davacı yanın makineyi iade tarihi 1.10.2013 tür. müvekkil şirketçe makinenin kullanımına ilişkin olarak, sektörde yapıldığı üzere, kiralanmış olduğu varsayılarak, bir bedel konusunda mutabakat sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak, makinenin, davacı tarafça kullanıldığı süreye ilişkin olarak belirlenecek bedel konusunda taraflar anlaşmaya varamamıştır.” sözleri ile iade aşamasını açıklamışlardır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tarafların ticari defterlerinin yasaya uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davalı … Ltd. Şti.’nin defter kayıtlarına göre …’a ilişkin hesabın 120.128 numaralı hesap kodunda tutulduğu, … tarafından düzenlenen 50.201,64 TL tutarlı, 01/10/2013 tarih ve … sıra numaralı irsaliyeli faturanın davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Dosyada mevcut fatura örneğinin incelenmesinden; teslim eden ve teslim alan imzalarının bulunduğu görülmüştür. Faturanın … Ltd. Şti.’nin defterlerinde kayıtlı olması ve TTK 21/2. maddesi uyarınca, 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmemiş olması karşısında fatura içeriğinin … Ltd. Şti. tarafından kabul edildiği anlamını taşıdığından, bu hali ile makinenin iade bedeli yönünden faturadaki miktar kesinleşmiştir. 27/03/2014 tarih ve … seri numaralı Aylık Makine Kira Bedeli – Nakliye ve Vinç Hizmet Bedeli- Servis ve İşçilik Gideri açıklaması ile düzenlenen 10.620,00 TL tutarlı faturanın davalı … tarafından, Kartal … Noterliği’nin 31.03.2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile … Ltd. Şti.’ne iade edildiği, faturanın kesinleşmediği tespit edildiğinden, faturaya konu hizmetler için aralarında anlaşmanın varlığını kanıtlamak … Ltd. Şti.’ne aittir. Bu konuda yazılı sözleşmenin varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; “Müvekkili şirketin satılan makinayı tamamı ile iyi niyeti olarak, iade almış, satıldığı sırada, tüm kurulum ve devreye alma işlemleri için ücret tahakkuk ettirmemiş, ayrıca makine müşteriden geri alınırken vinç – nakliye ve yine servis ücreti de alınmamıştır” “Davacı taraf, talebinde tamamen haksız ve kötü niyetlidir. İcra takibinin açılmasından sonra, müvekkil şirketçe yukarıdaki hususlar izah edilerek uzlaşma önerisinde bulunulmuş ancak davacı yan hiçbir biçimde uzlaşmaya yanaşmamıştır” sözleri ile ilk satış aşamasında ve iade sırasında davacıdan bu yönde ücret talebi olmadığını beyan ettiğinden, taraflar arasındaki iade anlaşmasında satış ve iade sebebiyle kurulum, nakliye ve servis ücreti tahakkuk ettirileceği yönünde anlaşma olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirket, 01/10/2013 tarih ve … sıra numaralı irsaliyeli iade faturanın kendisine tebliğine rağmen, satışta ve geri alınırken kurulum, nakliye ve servis ücreti ile kullanım kirası tahakkuk ettirileceği yönünde süresi içinde itirazda bulununarak fatura ve makineyi iade etmediği de nazara alındığında, … tarafından kurulum ve iade sebebiyle davalı … Ltd. Şti.’ne 27.03.2014 tarihli faturadan dolayı bir taahhüdünün olmadığı sübuta ermiştir. Bu hali ile … Ltd. Şti. taraflar arasındaki iade mutabakatı sırasında kurulum, nakliye, servis ücreti ve kira bedeli tahakkuk ettirileceği yönünde anlaşma olduğunu kanıtlayamamış olup, yemin deliline de dayanmadığından, 27/03/2014 tarih ve … seri numaralı faturanın iade mutabakatına aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir. 2-Davaya konu makinenin 25/04/2013 tarihli satış sözleşmesi uyarınca 15/08/2013 tarihli irsaliye ile …’a teslim edildiği sabittir. Makinenin kullanılmış olduğu davalı tarafça ispat edilemediği iddia edilmiş ise de; sevk irsaliyesi ile teslim edildikten sonra makinenin zilyetliği ve hakimiyeti …’a geçtiğinden, kira talep edilmesi için zilyetlik ve hakimiyetin geçmesi yeterli olup, kullanıldığının ayrıca kanıtlanması gerekmediğinden, davacı vekilinin kullanım kanıtlanmadığı halde faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin taleplerinin reddine dair kararın usule aykırı olduğu yönündeki istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. … Ltd. Şti.’ne 27.03.2014 tarihli fatura düzenlemiş ise de; karşı taraf faturaya süresi içinde itiraz ettiğinden fatura içeriği kesinleşmemiştir. Rapor alınan bilirkişiler; Prof. Dr. …, Makine Mühendisi, Yrd. Doç. Dr. … MÜHF Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, … Mali Müşavir’dir. Faturaya konu iş ve işlemler nazara alındığında, tahakkuk ettirilen miktarların piyasa koşullarına uygun olduğu belirtilmiştir. Uzmanlık alanları nazara alındığında, kadre marufluk yönünden rapor verebilirler ve mahkemece bu rapora dayanılarak karar verilebilir ise de; nakliye ve vinç hizmet bedelinin doğrudan … şirketi tarafından verilip verilmediği, başka şirketten nakliye ve vinç hizmeti alınmış ise, dayanak belgesinin mevcut olup olmadığı, tahakkuk ettirilen kira bedelinin rayice uygunluğuna ilişkin emsal alınan kira sözleşmeleri yönünden raporda bilgi olmadığı, bilirkişilerin kök raporda; Bilindiği üzere fatura, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ifa aşamasına dair düzenlenen bir belge özelliği taşımaktadır. Dolayısıyla sadece faturanın tanzim edilmiş bulunması, fatura içeriğinin doğru ve haklı olduğu anlamına gelmez. Aynı zamanda faturanın muhataba tebliği ve fatura konusu emtianın/hizmetin yine muhataba teslimi olgularının faturayı tanzim eden tacir tarafından hukuken geçerli deliller aracılığı ile ispat edilmesi gerekir. Davalı … tarafından muhatap … Ltd. Şti. adına Kartal … Noterliğinin 31.03.2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile takip dayanağı faturanın iade edildiği tespit edilmiştir. Ek raporda; takdirin mahkemenin görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle, birleşen davada makinenin iadesi üzerine davacı tarafından ödenecek tutar hesaplanırken kullanma süresi ve taşıma bedellerinin dikkate alındığının davacı tarafından üsülüne uygun delillerle ispatlanması halinde bu davada davacının borçlu olmadığına karar verilebileceği: aksi halde kök raporda varılan sonuçlarla bağlı kalındığı belirtilmek suretiyle menfi tespit davasına konu faturanın iade edilmesi sebebiyle faturadaki hizmetlerin verildiğinin faturayı düzenleyen tarafından kanıtlanması gerektiği açıkça belirtildiğinden, “nakliye ve vinç hizmet bedeli” için 1000 TL ile servis ve işçilik gideri “500 TL”‘nin ödendiğinin, kira ödeneceğine ilişkin anlaşma olduğunun … Ltd. Şti. tarafından kanıtlanması gerekip, davalı tarafın bu yöne ilişkin delilleri toplanarak karar verilmesi gerekirken, bu yönde inceleme yapılmaksızın menfi tespit talebinin reddine karar verilmesi usule aykırı olmakla birlikte, … Şirketi, aralarındaki mutabakatta faturaya konu giderlerin iade edilen fatura bedelinden mahsubu konusunda anlaşma olduğunu kanıtlayamadığından, yapılacak hesaplama sonuca etkili olmadığından davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 3- … Ltd. Şti.’nin düzenlediği, Aylık Makine Kira Bedeli – Nakliye ve Vinç Hizmet Bedeli- Servis ve İşçilik Gideri için 27/03/2014 tarih ve … seri numaralı faturaya karşı … tarafından muhatap … Ltd. Şti.’ne Kartal … Noterliği’nin 31.03.2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile itiraz ve iade edildiği tespit edilmiştir. TTK 21/2. maddesi ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır ” hükmünü içermektedir. …’ın muhatap … Ltd. Şti.’ne gönderdiği Kartal … Noterliği’nin 31.03.2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile faturaya itiraz ettiği tespit edildiğinden, davalı TTK 21/2.maddesindeki karineden yararlanılamayacağından, fatura içeriği kesinleşmemiştir. Faturaya itiraz edilmiş olması tek başına faturanın geçersiz sayılmasını ve borcun olmadığını kanıtlamaz. Fatura içeriğinde bulunan hizmetlerin verildiğinin … Ltd. Şti. tarafından usule uygun delil sunularak kanıtlanması mümkün ise de, taraflar arasındaki mutabakatta makine bedelinden mahsup edileceği … Ltd. Şti. tarafından usule uygun delil sunularak kanıtlanmadığından, davacı vekilinin faturaya itiraz edilerek usulüne uygun iade edildiğinden bahisle menfi tespit taleplerinin kabulü gerektiği yönündeki istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir. 4- … Ltd. Şti. Tarafından düzenlenen 27/03/2014 tarihli faturanın içeriği; Aylık Makine Kira Bedeli, Nakliye ve Vinç Hizmet Bedeli ile Servis ve İşçilik Gideri olarak gösterilmiştir. … Ltd. Şti. tarafından Nakliye ve Vinç Hizmet Bedeli ile Servis ve İşçilik Gideri olarak gösterilen bedellerin makinenin kurulum ve iade sırasındaki sökülme bedeline ilişkin olduğu açıklanmıştır. Taraflar arasındaki satım akdi 25/04/2013 tarihli ve makine 15/08/2013 tarihli irsaliye ile davacı tarafa teslim edilmiş olup, davalı vekili cevap dilekçelerinde; satıldığı sırada, tüm kurulum ve devreye alma işlemleri için ücret tahakkuk ettirmemiş, ayrıca makine müşteriden geri alınırken vinç – nakliye ve yine servis ücreti de alınmamıştır” ” İcra takibinin açılmasından sonra, müvekkil şirketçe yukarıdaki hususlar izah edilerek uzlaşma önerisinde bulunulmuş ancak davacı yan hiçbir biçimde uzlaşmaya yanaşmamıştır” sözleri ile satım aşamasında ve iade sırasında davacıdan bu yönde ücret talebi olmadığını açıkça beyan etmiştir. Satış ve iade sırasında davacıdan kurulum ve nakliye ücreti ile servis ve işçilik ücreti talep etmemek suretiyle bu hizmet kalemleri için talebi olmayacağı yönünde davacı tarafta güven oluşturduktan ve fatura tebliğine rağmen davacı tarafça belirtilen fatura bedeline itiraz etmeyerek güveni devam ettiren davalının, satış tarihi 25/04/2013, teslim tarihi 15/08/2013 ve iade aldığı 01/10/2013 tarihi ile davacı tarafça itirazın iptali davasının açıldığı 30/01/2014 tarihinden çok sonra 27/03/2014 tarihinde fatura düzenlemesi ahde vefa ilkesine ve iyiniyet kurallarına aykırıdır. TMK 2. maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken iyi niyetle hareket etmek zorunda olup, kötü niyet yasalar tarafından korunamaz. Taraflar arasındaki mutabakatta, davalı faturasına konu hizmet bedelinin davacı tarafça ödeneceği veya makine iade faturasından mahsup edileceğinin kararlaştırıldığı … Ltd. Şti. usulüne uygun deliller ile kanıtlamadığından menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hukuka aykırı olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 5-Mahkemenin gerekçeli kararının son paragrafında; “Davacı, alacağını davalı adına düzenlemiş olduğu 3 adet faturaya dayandırmış, fatura toplamının 42.805,84 TL olduğu, davalının sunmuş olduğu dekont uyarınca bu faturalara ilişkin olarak 39.831,84 TL ödemenin 29/12/2011 tarihinde yapılmış olduğu, incelenen davalı kayıtları uyarınca davalının davacıya takip tarihi itibariyle 39.831,84 TL borçlu olduğu, davalının yapmış olduğu yukarıda belirtilen ödemenin kapak hesabı tarihi olan 29/12/2011 tarihindeki hesaplamadan mahsup edilmesi (kapak hesabı 46.082,12 TL – mahsup edilen 39.831,84TL olmak üzere ) sonucunda davacının davalıdan 5.099,83 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir” şeklinde dava ile ilgisi olmayan açıklamaya yer verildiği tespit edilmiştir. Davacı vekilinin talebi bu hali ile gerekçeli kararın düzeltilmesine (tashihine) ilişkindir. HMK 304. maddesinde “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse, hakim tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği taktirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kağıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir” düzenlemesi mevcuttur. Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf incelemesi sonunda kaldırıp yeniden hüküm kurulduğunda, ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılacağından, silinmesi istenen paragraf ta ortadan kalkmış olacağından, talebin konusu kalmayacak, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi halinde ise HMK 304. maddenin düzenlemesi karşısında, gerekçeli karardaki maddi hata niteliğinde olan, dava ile ilgili bulunmayan paragrafın karardan çıkarılması talebi konusunda karar verme yetkisi, hükmü kuran İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğundan, tashih talebinin reddine, karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri yönünden; Takip dayanağı 01.10.2013 tarihli … sıra numaralı 46.483.-TL bedelli fatura bakiye alacağı ve 5.000,00 TL tutarlı banka dekontudur. Faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve defterlerine işlendiği 5.000,00 TL’nın da, davalının defterlerinde kayıtlı olduğu bilirkişi incelemesi ile sübuta ermiş olduğundan, ticari defterlere işlenen fatura içeriği kesinleşeceği için yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca likit alacak olduğundan, banka dekontundaki miktar muayyen ve davalı tarafça bilinmesi gereken tutar olmakla her ikisi de likit alacaktır. Davalı taraf itirazına gerekçe olarak 27/03/2014 tanzim tarihli faturanın makine iade faturasından mahsubu gerektiğini ileri sürmüş olup, makine iade bedeline ilişkin faturaya itiraz etmediğinden miktar kesinleşmiştir. 27/03/2014 tanzim tarihli fatura kendisi tarafından başlatılan takibin konusu olup, takip tarihinden sonraki tarihli olduğu nazara alındığında ancak mahsup talebine konu olabilir. Mahsup talebi ilk takibe konu borcun tartışmalı olduğunu değil, aksine ilk takibe konu borcun mevcut olduğunun kabul edildiğini ve daha sonra düzenlenen faturadaki bedelin ispatlanması koşulu ile borçtan indirilmesi anlamını taşıdığından, borç miktarının borçlu tarafından hesaplanabilir likit olma özelliğini ortadan kaldırmaz. İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verildiğinde alacak miktarı borçlu tarafından bilinebilir – hesaplanabilir (likit) ise, devamına karar verilen alacak miktarı için, itiraz ile alacaklının alacağına geç ulaşmasına sebebiyet veren borçlu icra inkar tazminatına mahkum edileceğinden, davalı tarafça bakiye fatura alacağı ve ödeme dekontundaki miktar ve takip konusu alacak hesaplanabilir olduğundan, icra inkar tazminatı hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin alacağın likit olmadığı ve inkar tazminatı hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebebi ile, davacı vekilinin 2 ve 5 numaralı istinaf sebebinin reddine, 1-3 ve 4 numaralı istinaf sebebinin ise kabulü ile hükmün 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılarak, itirazın 11.701,64 TL için iptaline, menfi tespit davasının kabulüne, takibin kötüniyetle başlatıldığı tespit edilmediğinden, kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-)Asıl dava yönünden ( İstanbul Anadolu 1. ATM’nin 2014/850 E); 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2017 tarih, 2014/850 E. ve 2017/636 K sayılı kararının asıl dava dosyası yönünden davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 799,34 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 200,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 579,34 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, B-)Birleşen dava (İstanbul Anadolu 3. ATM 2014/369 Esas sayılı dosyası) yönünden; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2017 tarih, 2014/850 E, 2017/636 K. sayılı kararının birleşen dava (İstanbul Anadolu 3. ATM 2014/369 Esas sayılı dosyası) yönünden KALDIRILMASINA, 2- Davanın KABULÜ ile, davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2/a- Yasal koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE, C-) İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 1- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 725,77 karar harcından peşin alınan 181,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 544,37 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 2- İlk derece mahkemesinin asıl dava dosyası yönünden Dairemizce esastan red kararı verildiği ve ilk derece mahkemesince ana dosya kapsamında hesaplanan yargılama giderlerinin ana ve birleşen dosya kapsamında ortak olarak hesaplanarak hüküm altına alındığı anlaşıldığından davacı tarafından birleşen dosya kapsamında ilk derece mahkemesinde yapılan 181,40 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı olmak üzere 206,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tf’nin 13/(1). maddesine göre, menfi tespit davası yönünden 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, D) İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 1- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 2- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 56,50 TL posta ve tebligat giderleri olmak üzere toplam 142,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 3- Davalı tarafından istinaf yargılaması için yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021