Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/456 E. 2021/991 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/456 Esas
KARAR NO: 2021/991
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2014/542 E. – 2017/300 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı yanın yanlar arasındaki sözleşmeyi ihmal etmesi ve cari hesap kayıtları uyarınca ödemediği 11.933,26TL alacağının tahsili için yapılan takibe vaki kısmi itirazın iptalini, takibin devamını, davalının % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacı yana talebinin somutlaştırması yönünde verilen ara karara istinaden sunulan 10.07.2014 tarihli dilekçesinde davacı vekilini; 13.06.2012 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını ancak davalı tarafça sözleşmenin 31.10.2012 tarihli ihtarname ile süresinden önce feshedildiğini ve müvekkiline ait demirbaşların teslim alınmasının ihtar edildiğini, demirbaşların müvekkil tarafından görevlendirilen firma tarafından sökülerek müvekkiline nakliyesinin gerçekleştirildiğini ve bu hizmet karşılığından 16.11.2012 tarihli 6.732,80TL bedelli faturanın davalıya keşide edildiğini, ayrıca demirbaşların söküm ve nakliye bedeli dışından davalı tarafça müvekkilinde alınan LPG otogaz ürününe istinaden 24.10.2012 tarihli 6.150,90TL bedelli faturanın düzenlendiğini, toplamda 11.933,26TL bedelli faturanın takibe konu edildiğini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava; LPG bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle demirbaşların teslim alınması ve nakliye bedeline istinaden eden fatura alacağı ile cari hesap alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı yan davaya yanıt vermemiştir. Davalı yan takibe demirbaşların teslimi ve nakliyesine ilişkin masraflar açısından kısmi olarak itiraz etmiş ve dava demirbaşların teslim alınmasına ilişkin olarak düzenlenen 16.11.2011 tarihli 6.737,80TL bedelli faturaya istinaden açılmıştır. Yanlar arasındaki ihtilaf; LPG bayilik sözleşmesi kapsamında teslim edilen demirbaşların teslim alınma ve nakliye bedelinin davalı bayiye yansıtıp yansıtılamayacağı hususlarına ilişkindir. Mübrez raporda sektörde demirbaşların iade masraflarının genelde bayi tarafından karşılandığı ancak aksine düzenlemeler de yapılabildiği mütalaa edilmiştir. Yanlar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinde demirbaşın teslim alınma giderlerinin davalıya ait olduğu yönünde herhangi bir düzenleme bulunmadığı gibi davacı tarafça demirbaşların teslim alınma masrafları ve nakliye giderinin davalı bayiye yansıtılacağına ilişkin herhangi bir sözleşme hükmü sunulabilmiş değildir. Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; davacı tarafça kanıtlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Taraflar arasında imzalanmış davaya konu Bayilik Sözleşmesi’nin 15. Maddesi (b) fıkrasında “BAYİ, …’ın feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde … GAZ’ın kendisine ariyet olarak vermiş olduğu malzemeleri teslim aldığı gibi mükemmel şekilde … GAZ’a iade ve teslim ile mükelleftir. Teslimin gecikmesi halinde … GAZ her türlü kanun yollarına başvuracağı gibi, BAYİ gecikilen her gün için … GAZ’a cezai şart olarak 1.000 USD ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” hükmünün yer aldığını, bayilik sözleşmesinin 15. maddesi yorumlandığında açıkça anlaşılabileceği üzere bayilik sözleşmesinin sona ermesi durumunda bayinin, ariyetleri teslim etmekle yükümlü olduğunu, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmiş olsa idi, ariyetlerin sökümünü ve dolayısıyla masrafını kendisinin yapması ve sonrasında müvekkil şirkete teslim etmesi gerekeceğini, bu durum sözleşme maddelerinde açık olarak yazmasa dahi, ariyetlerin sökümünün ve teslimin bu şekilde gerçekleşeceğinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, bununla birlikte davalı şirketin ariyetlerin tesliminin gecikmesi halinde cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olmasına rağmen davalı tarafın 31.10.2012 tarih ve 21873 yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ederek; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini süresinden önce feshettiğini ve sözleşmeye aykırı olarak mülkiyeti davacı şirkete ait olan demirbaşların 5 iş günü içinde alınması hususunu ihtar ettiğini, davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine davacı şirketin söz konusu ariyetleri kendisinin teslim alma zorunluluğu doğduğunu ve davacı müvekkili şirketin iyi niyetli olarak söküm ve nakliye işlemleri gerçekleştirdiğini, taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi’nin 15/b maddesi ile ariyetlerin sökümünden davalının sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, davalı tarafın dosya kapsamında bu yönde herhangi bir iddia ve savunması dahi bulunmadığını, 2- Davalı şirket tarafından icra takip dosyasına borcunun 5.195 TL olduğunun kabul edilmiş olduğunu ve takip tarihinden sonra 13.02.2013 tarihinde ödeme yapıldığını, ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığından borçlu şirket kabul edilen borcun faiz ve ferilerinden sorumlu tutulması gerekirken Yerel Mahkeme tarafından bu hususta herhangi bir karar tesis edilmediğini, usul ve yasaya açıkça aykırı kararının kaldırılarak davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin borçlunun itiraz ettiği ve ödenmeyen 6.738,26 TL, bu tutar ile ödenen 5.195,00 TL ye takip giderleri ve vekalet ücreti yönünden devamına karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasın talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 1-Davacı taraf, Bayilik Sözleşmesi’nin 15. maddesi (b) fıkrasında “BAYİ, … GAZ’ın feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde … GAZ’ın kendisine ariyet olarak vermiş olduğu malzemeleri teslim aldığı gibi mükemmel şekilde … GAZ’a iade ve teslim ile mükelleftir.” hükmüne dayanmış olup, teslim hususu ile nakliye bedelinin sözleşme maddesi gereği davalı tarafa ait olduğunun kabulü ve davalı teslimle mükellef olması nedeniyle nakliye ücretinden de davalı tarafın sorumlu olduğu sonucuna varılacağından Mahkeme kararın yerinde olmadığı, 16.11.2012 tarihli 6.732,80TL bedelli faturadan da davalının sorumlu olduğu bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir. 2- Davacılar tarafından asıl alacağın 11.933,26 -TL olduğu belirtilerek, alacağın tahsili tarihine kadar avans faizi, masraf ve vekalet ücreti de talep edilerek icra takibi başlatılmış olup, davalının takibini tamamı yönünden borçlu bulunduğu, takip dosyasına 5.150,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre takibin kalan miktar olan 6.738,26 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği, borçlunun ödemesi takipten sonraki ödeme olup, kısmi ödeme olduğundan, TBK’nun 100. maddesi gereğince, öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünce bakiye borç hesabında dikkate alınacaktır. Davacı alacaklının borcun ödenmeyen kısmı ile takipten sonra işlemiş faiz alacağı, icra giderleri ve icra vekalet ücreti yönünden itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır. Bu sebeple ilk derece mahkemesince tüm bu hususlar gözden kaçırılarak takip hukuku ilkeleriyle örtüşmeyecek şekilde ödeme emri tebliğ tarihinde borcun bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının tümüyle reddi isabetsiz olmuş ve davacının istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün bu sebeple kaldırılması gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesince inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir. Açıklanan sebeplerle, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine davanın kabulü ile, itirazın 6.738,26 TL asıl alacak, takipten sonra işlemiş faiz, icra harç ve icra vekalet ücreti yönünden iptaline, takibin bu kalemler yönünden devamına, davalılar itirazında haksız olduğundan asıl alacağın % 20’sine tekabül eden 1.347,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün ve 2014/542 Esas, 2017/300 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde yeni hüküm tesisine; 2- Davanın KABULÜNE; 3- Davalının icra dosyasına yaptığı kısmi ödeme sonrası kalan 6.738,26 TL asıl alacak miktarı üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, icra vekalet ücretinin icra infaz sırasında dikkate alınmasına, takip tarihi itibariyle davalılar itirazında haksız olduğundan asıl alacağın % 20’sine tekabül eden 1.347,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 460,29 TL harçtan peşin alınan 115,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 345,19 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 115,10 TL peşin harç, 25,20 TL başvurma harcı, 1.375,00 TL bilirkişi ücreti ile 1.045,10 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 2.560,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 13/(1). maddesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 44,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 129,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021