Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/455 E. 2021/914 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/455 Esas
KARAR NO : 2021/914
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2017
NUMARASI : 2015/1101 E. – 2017/630 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya yüklü miktarda kumaş siparişleri verdiğini ve ödemelerinin büyük bir kısmını peşin olarak bankalar yoluyla yaptığını, bir kısmını ise bir takım çekler ile ödediğini, ancak davalının sipariş edilen malları teslim etmediği gibi müvekkili hakkında haciz işlemi uyguladığını, müvekkilinin haciz ve muhafaza baskısı ve tehditi altında davalının avukatına 4.300 TL nakit ödeme yaptığını ve borca itiraz ettiğini, bu sırada davalı tarafa … Bank ‘a ait 21.11.2015 vadeli 13.400 TL bedelli … numaralı çek ile aynı bankaya ait 31.11.2015 vadeli 13.400 TL bedelli 0492956 numaralı çeklerin işçiler tarafından verildiğini, müvekkilinin yaklaşık 170.000 TL civarındaki peşin ödemelerine karşılık gönderilen kumaş toplamının sadece 15.776,10 TL kadar olduğunu beyanla söz konusu çeklerin hükümsüz olduğunun karar altına alınmasına, haciz esnasında davalı vekiline ödenen 4.300 TL’nin müvekkiline iadesine, Bakırköy 12. İcra Müd.nün … E. sayılı icra dosyası ile Bakırköy 8. İcra Müd.nün … E sayılı dosyaları bakımından gerek asıl alacak toplamı 26.800 TL ile gerekse ferileri için borçlu olmadıklarının tespitine, uygulanan haciz nedeniyle müvekkilinin manevi zarara uğramış olması karşısında 30.000 TL’den az olmamak üzere manevi tazminat ödenmesine ve davalının her iki dosya alacaklarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yapmış oldukları ihtiyati haciz sırasında hukuki hakları olan muhafaza işlemlerinin engellenmesi amacı ile taraflarına iki adet çek ve bir miktar nakit ödeme yapacaklarını beyan ederek anlaşmaya vardıklarını, davacı alacaklı vekilinin haciz memurunun önünde çek koçanını getirerek, iki adet çek yaprağını 20.11.2015 keşide tarihli 13.400 TL bedelli ve 31.11.2015 keşide tarihli ve 13.400 TL bedeli olarak doldurduğunu ancak nakit paranın gelmesi beklendiği için taraflarına teslim edilmediğini, çek yaprakları kendi zilyetliğinde iken defalarca odasına girip çıktığını, nakit para geldikten sonra davacıdan çek yaprakları ve 4.300 TL nakit paranın bizzat tarafınca davacının kendisinden teslim alındığını, ancak söz konusu çekler daha sonra bankaya ibraz edildiğinde iş bu çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığından bahisle müvekkiline ödeme yapılmadığını, davacının dava konusu olan çeklerden 30.06.2015 keşide tarihli 16.800 TL bedelli çeki ise kendisinden önceki ciranta olan …’dan ödemesini aldığı halde aynı çeki kullanmaya devam ettiğini ve müvekkiline ciro edip karşılığında mal aldığını, Bakırköy 8. İcra Müd.’nün … E sayılı icra takibine konu ettikleri 27.07.2015 keşide tarihli, 10.000 TL bedelli ve … numaralı çekin davacının amcası …’ın imzası ile yapılmış olsa da karşılığında verilen çek ile hukuki anlamda …’a karşı bir işlem yapılmadığını, davacı aleyhine alınmış bulunan ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ”Somut olayda Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine konu olan …Bankası Keşan Şubesine ait keşidecisi … olan 8010809 çek numaralı 31.06.2015 tarihli 16.800,00 TL bedelli çek ile Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün…e sayılı takibine konu …bank Kırıkkale Şubesine ait … çek numaralı 25.08.2015 tarihli 10.000 TL bedelli çeklerin davacı tarafından ciro edilmesi sonucu davalıya verildiği, davalının çeklerin yetkili hamili konumunda olup çek bedellerin tahsili için yukarıda yazılı icra takiplerini başlattığı tartışmasızdır. Davamıza konu olan icra takibine konu çekler her ne kadar davalı defterlerinde kayıtlı değil ise de, davalının söz konusu çeklerin yetkili hamili olduğu ve davacının da ciranta konumunda olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu sabittir. Davacı, dava konusu çekleri kendi ticari defterlerine kaydetmiştir. Davacı defterlerindeki kayda göre davacının davalıya dava konusu çekler de dahil olmak üzere 2014 ve 2015 yıllarında 98.830,00 TL tutarında ödeme yaptığı, karşılığında davalıdan 2.500,00 TL nakit tahsil ettiği ve 15.776,00 TL’lik mal aldığı, söz konusu tahsilatın ve mal alımının 98.83000 TL’den tenzili sonucu davacının davalıdan 80.553,90 TL alacaklı durumda bulunduğu, dolayısıyla takip konusu çekler karşılığı davalının davacıya herhangi bir mal veya hizmet satışının bulunmadığı, bu nedenle davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla anılan çeklerle ilgili davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak davacı dava dilekçesinde takip konusu asıl alacak ve ferileri itibariyle menfi tespit talep etmiş ise de, davasını her iki takibe konu asıl alacağa ilişkin çek bedelleri olan 16.800,00 TL + 10.000,00 TL = 26.800,00 TL üzerinden açtığından dava ve kötü niyet tazminatı bu miktar üzerinden kabul edilmiştir. Davalı, takip konusu çekler karşılığı davacıya mal teslim etmediği halde davacı hakkında takip başlattığından söz konusu takiplerde haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davalının kötü niyet tazminat talebinin ise koşulları bulunmadığından reddine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
-Davacının dava dilekçesinde davalı ile sürekli ticari ilişkide olduğunu ve bu ticari ilişki sırasında peşin ödeme yaptığını ve bu peşin ödeme sonucunda müvekkilinin tek taraflı olarak fiyat artırdığından bahisle kumaş siparişlerini iptal ettiğini ve bunun neticesinde karşılıksız çeklerin icraya konulduğunu iddiasında olduğunu, davacının dosyaya sipariş formları kapsamında herhangi bir delil sunmadığını, ayrıca her iki tarafın tacir olduğu düşünüldüğünde kanuna göre bir tarafın sözleşmeden dönmesi için veya karşı tarafı temerrüde düşürmesi için TTK’da şekil şartlarına bağlandığını, dosyada buna ilişkin yazılı belge olmadığını, TTK 18/3 madde kapsamında hukuka aykırı bir şekilde karar verdiğini,
-Taraflara arasındaki çekişmeli vakanın, davalının malları tek taraflı fiyat artması sonucu almadığı ve davalı ile olan ticari ilişkiyi sonlandırdığı hususu olduğunu, burada ispat yükünün davacıya düştüğünü, davacının sözleşmeyi feshettiğini ve malları teslim almadığını TTK 18/3 göre basiretli bir tacir olarak ispat etmesi gerektiğini, bu durumu ispat etmeden Ticari defterlerindeki ödemelere dayanmasının davacının bu durumu önceden kurguladığının ispatı olduğunu,
-Müvekkilinin kumaş toptancısı olması nedeniyle hemen satış yaptığından, bazı satışlarını ticari deftere işlemediğini, davacının davalıdan faturasız mal alımı yapıp ödemelerini nakit veya çek karşılığında yaptığını, davalının dava konusu dışında alacaklıdan 40.000 TL alacaklı olduğunu, davalının dolandırıldığı için ayrıca davacı hakkında suç duyurusunda bulunacağını, davalının dava konusunda da malı teslim edip karşılığını da çek ödemesi ile aldığını, malı teslim almadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun bu hususlarda hiç bir açıklama yapmadığını,
-Bakırköy 8. İcra Müd.’nün … E. Sayılı icra takibine konu ettiğimiz 27.07.2015 keşide tarihli, 10.000-TL bedelli ve 6814050 numaralı çekin davacının amcası …ın imzası ile müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin gerçekte ticari ilişkiyi davacı … ile yapmış olsa da, karşılığında verilen çek ile hukuki anlamda …’a karşı bir işlem yapılamamasının davacının kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu,
-Çekin bir kambiyo senedi olarak bir ödeme aracı olduğunu, temel ilişkiden bağımsız ve mücerret olduğunu, davacının malı aldığını, çekin ticari defterde işlenmemesinin delil olma özelliğini kaybetmeyeceğini, davacının ticari defterlerinin lehine yorumlanarak davacı lehine hukuka aykırı bir karar verildiğini, ticari defterlerin lehe delil olabilmesi için buna dayanan kişiye ayrıca yemin ettirilmesi gerektiğini ancak Mahkemenin yemin hususunu hatırlatmadığını kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı vekili, davalı ile mal alımı konusunda anlaştıklarını, avans olarak çek verildiğini, davalının mal teslimini yapmadığını, bedelsiz kalan çekleri icra takibine konu ettiğini belirterek takip konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davada ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, taraflarına ispat külfeti yüklenemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava icra takipleri dayanağı çeklerin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır.Mahkemece davalı tarafça teklif edilen yeminin davacı asil tarafından ifa edildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de;Çek ödeme aracı olduğundan, davacı çeki verdiğinde satışa konu malın bedelini ödediği, çek konusu malın da teslim alındığı varsayılır. Bunun aksinin yazılı delille davacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Davada ispat külfeti davacıdadır. Davacı davaya ve takibe konu çek bedeli kadar malın teslim edilmediğini yazılı delille ispat etmek durumundadır. Davacı ticari defterlerinde çeklerle ve davalı ile ilgili her hangi bir kaydın bulunmaması sözleşme konusu malların teslim edilmediğini ispatlamaz. Davacı sunduğu delillerle bu iddiasını ispatlayamamıştır.Yemin teklif edecek olan ispat yükü kendisine düşen taraftır. Davacı tarafın dilekçesinde yemin deliline dayanılmamıştır. Bu durumda mahkemece ispat külfeti kendisine düşen davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken ispat külfeti kendisine düşmeyen davalının çek bedelleriyle doğrulanmayan ticari defter ve kayıtlara göre aralarında ticari ilişki olduğu kanaatiyle davanın kabulü doğru olmamıştır. Bu sebeple davalı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılması, ispatlanamayan davanın ve icra takibinin durdurulmaması sebebiyle alacaklının alacağını geç almış olmasından söz edilmeyeceği ve alacaklı bakımından İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılarak davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesinin kaldırılarak davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulü ile istinaf incelemesine konu Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1101 E. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
2-Davacının davasının REDDİNE;
3-Davalının şartları oluşmadığından tazminat isteminin REDDİNE
4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 457,68 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 398,38 TL harcın kararın kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4/b- Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4/c- Davalı tarafından yapılan 55,00 TL tebligat masrafı olan yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
5-İstinaf Yargılaması Yönünden;
5/a- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
5/b- Davalı tarafça istinaf yargılama gideri olarak yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 39,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 124,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya VERİLMESİNE,
5/c- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6- 6100 Sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması sebebiyle ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/09/2021