Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/453 E. 2021/1094 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/453 Esas
KARAR NO: 2021/1094
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2017
NUMARASI: 2015/1138 E. – 2017/380 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait iş yerinde hırsızlık olayının yaşandığı ve kasalarının çalındığını, kasalarında bulunan 67 adet çekin de çalınmış olduğunu, ceza soruşturmasının devam ettiğini, çekler için İstanbul 6 ATM’nin 2015/902 esas sayılı dosyasında, çek iptali davası açtıklarını, iptale tabi çeklerden … A.Ş tarafından davacı şirkete keşide edilen … Tırakya Kurumsal Şubesinin … numaralı 4.567,83 TL tutarlı ve 20/10/2015 tarihli çek için davalı …Ltd.Şti tarafından Konya … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığını, çekteki şirket cirosundaki imzanın sahte olduğu, bu çekten dolayı borçlu olmadıklarını, takip yapanlarla her hangi bir ticari ilişkide bulunmadıklarını belirterek, borçlu olmadıklarının tespitine ve tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan …Ltd.Şti. cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkili olmadığına, çekle bir ilgilerinin bulunmadığına, çekteki kaşe ve imzalarının sahte olduğuna, imzaların da sahte olduğuna, sorumluluklarının bulunmadığına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacının davası kabul edilmiş ve davacı tarafça tazminat talebinde bulunulmuş ise de; davalı takip alacaklısı …Ltd. Şti’ nin ağır kusurla çeki iktisap etmiş olduğuna kanaat getirilmiş olmasına rağmen, davacı tarafça, davalının aleyhine ağır kusurlu olarak, hareket etmesinin yanında, kendisini zarara düşürmek kastıyla hareket ettiğine ilişkin kötü niyetini ispatlar iddia ve deliller sunamadığından davacının, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibe konu; 20/10/2015 tarihli … Trakya Kurumsal Şubesine ait … çek nolu 20/10/2015 tarihli 4.567,83 TL lik çek yönünden borçlu olmadığının tespitine, çekin davalı … Ltd.Şti den istirdatı ile davacıya verilmesine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine” karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Öncelikle birden fazla davalı olmasına rağmen diğer davalılar yönünden hiçbir hüküm kurulmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, 2- Yerel mahkeme kararın 4. Maddesinde 7.406,56 TL yargılama giderinin davalı müvekkilden alınarak davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurduğu, ancak 27.70 TL başvuru harcı, 78,01 TL peşin harç, 4,10 vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu, 0.75 TL dosya masrafı, 289,50 TL bilirkişi/ tebligat/posta gideri olarak tek tek belirtildiği, yerel mahkemece tek tek belirtilen masraf hesaplandığında 406,56 TL olmakta iken 7406,56 TL yargılama giderine hükmettiği, 3- Yerel mahkemenin davalı olarak kendilerine sözlü yargılama için süre vermeden usule aykırı olarak karar verdiğini, 4- 6102 sayılı TTK. 790 “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” denildiğini, davalı hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacının, müvekkilinin kötüniyetli olduğunu ispat edemediğini, 5- Yerel mahkemenin, davacı şirketin çift imza ile temsil edildiğini, ancak çekteki ciroda tek imzanın olduğunu, müvekkilin basiretli olmadığını gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verdiğini, çekteki ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığını, dava konusu çekin müvekkiline ciro yolu ile teslim edildiğini, dolayısı ile müvekkilinin davacı şirketin çift imza ile temsil edildiğini bilmesini beklemenin hayatın olağan akışına aykırı düştüğünü, bu nedenlerle, istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1138 Esas 2017/380 Karar ve 18.05.2017 tarihli kararının incelenerek ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Menfi tespit davası ve çekin istirdadı davasıdır. Davacı tarafça, çeklerin iş yerindeki hırsızlık nedeniyle, kasa ile birlikte çalındığı ve Konya …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiği, öncesinde İstanbul 6 ATM dosyasında çek iptali davasına takibe konulan çekle birlikte 67 adet çekin iptalinin 2015/902 esas sayılı dosyadan talep edildiği, davalılarla her hangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığı, şirketin çifti imza ile temsil edildiği, buna rağmen çekin tek imza ile kendileri tarafından ciro edilmiş gibi imzalanmak suretiyle, tedavüle sokulduğu, çekteki imzanın sahte olduğu belirtilerek, borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalılardan …Ltd. Şti., vekilince, çekteki imzanın sahte ve kendilerine ait olmadığı belirtilerek, davanın reddi talep edildiği, diğer davalıların davaya cevap vermediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davalılardan … vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmektedir. Taraflar arasındaki ihtilafın, davalının, davacının rızası dışında elinde çıktığı iddia ettiği çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, ait değil ise davacının borçlu olup olmadığı, çekin istirdatının gerekip gerekmediği ile kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, davalılara sözlü yargılama duruşması için davetiye gönderilmesi gerekip gerekmediği, noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır. Davalılardan … vekilinin duruşmalara katılmadığı, bir duruşma için mazeret dilekçesi sunduğu fakat mahkemece kabul edilmediği, mahkemece karar verilmeden önce, 18.05.2017 tarihli karar duruşmasında tahkikatın bittiğinin hazır taraflara tefhim edildiği, fakat gelmeyen taraflara sözlü yargılama için davetiye çıkarılmadan karar verildiği görülmektedir. Dava ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 4.2 maddesine göre, ticari davalarda deliller ile bunların sunulması 18/06/1927 tarihli ve 1086 Sayılı HUMK hükümlerine tabidir. Buna göre, HMK 184/2 maddesi uyarınca mahkemece, tahkikatın sona ermesinden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunan gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet etmesi, çıkarılacak davetiyeye HMK 186/1 maddesi uyarınca belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilmesi gerekmekteyse de, davalı … vekili ile diğer davalıların hiç bir duruşmaya katılmadıkları, cevap dilekçesi veya delil sunmadıkları göz önüne alındığında, sözlü yargılama için yapılacak davetin sonuca etkili olmayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, 7251 sayılı yasanın 20.maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın “Sözlü yargılama” başlıklı 186 /1 maddesi aşağıdaki gibidir. “(1) Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumdataraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez.” Görüleceği üzere bu son değişikliğe göre sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmesi şartı da kaldırılmıştır. Mahkemece çekten borçlu olunmadığının tespitinin yanında çekin istirdadına da karar verilmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır.” denilmiştir. Bu madde hükmüne göre dava konusu çekteki görünürdeki şekli ciro silsilesine göre davalı, yetkili hamil konumundadır. Bu maddeye göre, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekir. Ayrıca dosya kapsamına göre davalı/alacaklı/hamil, çeki ciro yoluyla elde edip, lehdarı olmadığından, şirket ortağı keşidecinin tek başına, borçlu şirket adına olmak üzere çek keşide etme konusunda yetkisinin olup olmadığını, bilmesinin de olanaklı olmadığı görülmektedir. Bu sebeple somut olayda, çeki elinde bulunduran alacaklı davalı hamil ….Şti’nin çeki kötü niyetle iktisap etmiş veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğu kanıtlanamadığından çekin istirdadına karar verilmesinin yerinde olmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden haklı olduğu görülmüştür. Yine mahkemece yargılama masrafına hükmedilirken, maddi hata yapıldığı, zira 27.70 TL başvuru harcı, 78,01 TL peşin harç, 4,10 vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu, 0.75 TL dosya masrafı, 289,50 TL bilirkişi/ tebligat/posta gideri olarak tek tek belirtilmesine rağmen, toplamda 406,56 TL olması gerekirken 7.406,56 TL yargılama giderine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Son olarak istinaf dilekçesinde her ne kadar mahkemece tüm davalıları kapsar şekilde hüküm kurulmadığı ileri sürülmüşse de, hükmün tüm davalılar için sonuç doğuracak şekilde kurulmuş olduğu, herhangi bir davalının bu hükümden hariç tutulmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun çekin istirdadı ve yargılama masrafları yönünden haklı olduğu, diğer sebeplerin ise ise sonuca etkili olmadıkları görülmüş olmakla, davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmakla birlikte yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, diğer kısımlar baki kalacak şekilde düzeltilerek karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2017 tarih ve 2015/1138 Esas, 2017/380 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davacının, Konya … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibe konu 20/10/2015 tarihli … Trakya Kurumsal Şubesine ait … çek nolu 20/10/2015 tarihli 4.567,83 TL lik çek yönünden borçlu olmadığının tespitine, 3/a- Çekin davalı … ve … Ltd.Şti’den istirdatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, 3/b- Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 312,02 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 78,01 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 234,01 TL harcın davalı …Ltd.Şti ‘den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafça yatırılan 27,70 TL başvuru harcı,78,01 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu, 0,75 TL dosya masrafı, 289,50 TL bilirkişi/ tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 406,56 TL yargılama giderinin davalı …Ltd.Şti’ den tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti’den tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı …Ltd.Şti tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021