Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/448 E. 2021/938 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/448
KARAR NO: 2021/938
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/10/2017
NUMARASI: 2015/800 E. 2017/1019 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı … arasında ticari bir ilişki sonucu faturalara dayalı cari hesap oluştuğunu, cari hesabın bir kısmı ödenmiş geriye kalan bakiye ise defalarca mutabakat yapılmasına rağmen ödenmediğini beyanla, davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ilişkin itirazının iptaline, takibin devamına ve tahsiline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine, ana alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı ile müvekkili arasında 12.04.2012 tarihli ve “… Kampüs Projesi İçin Çeşitli Malzemelerin Temin ve Teslim Edilmesi” başlıklı sözleşme imzalandığını, ancak davacı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini tam, eksiksiz ve gerektiği şekilde ifa etmediğini ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, davacının yükümlülüklerine aykırı davrandığına dair bir kısım ihtarnameler de gönderildiğini, davacı tarafın geç teslimi nedeni ile eksik kalan işler dava dışı … Ltd. Şti. anlaşma yaparak tamamlatmaya çalıştığını, bu nedenle davalı dava dışı … Ltd. Şti. ne 76.838,00 USD ödeme yaptığını, bu tutarın davacı tarafından davalıya ödenmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği gecikmelerden dolayı yüklenici cezaî şartı kabul ettiğini savunarak, davanın reddine, % 20 oranında kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davalı-birleşen davacı dava dilekçesinde; tarafların … Nişantepe Kampüsünde inşa edilen 2. ve 3. faz binalarda kullanılmak üzere karşı tarafın Çin’den malzeme ithalatı yapması ve buna istanaden kendisine komisyon bedeli ödenmesi hususunda anlaşmış olduklarını, ancak karşı tarafın sözleşmeden kaynaklaran yükümlülüklerini tam ve gerektiği şekilde ifa etmediğini ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini ayrıca dosyanın İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/800 esası ile birleştirilmesini, müvekkilinin davalıdan olan alcağının tespitini ve cezai şart alacağına ilişkin olmak üzere şimdilik ödenmek zorunda kalınan 157.607,93 TL kısmının tahsil edilmesini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davaya cevap verilmemiştir. İlk Derece Mahkemesince; bilirkişi raporlarına itibar edilerek, ”…Bu itibarla asıl davada; davacı ile davalı arasında akdi ilişki ve buna dayalı cari hesap ilişkisi olduğu, aralarındaki 09.03.2015 tarihli hesap mutabakatı anlaşmasına göre davacının davalıdan bakiye 131.472,77 $ cari hesap alacağı ve 6.202,63 $ işlemiş faiz alacağı olduğu halde davalı takibe haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğinden davacının likit alacağı için süresinde açtığı davayı bu şekilde kanıtladığı kanaatine varılmıştır. Birleşik davada; Taraflar arasında ek protokolle teslim süresi uzatıldığı ve uzatılmış teslim süresi dolmadan önce teslimat yapıldığından borç ihlali ve gecikme cezası işlemeye başlamadığı gibi gecikmeli teslim edilmesinden kaynaklanan tazminat alacağı da olmadığı, ayıplı teslimden doğan zarar iddiası da davacı tarafça ispatlanamadığı ve böylece davacının borç ihlalinden kaynaklanan cezai şart ve tazminat alacağı kanıtlanamadığından davalı savunmalarının kabulü ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçeyle asıl davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 131.472,77 USD doları asıl alacak, 6.202,63 USD doları işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesinde belirtilen faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, davacının alacağı likit olduğundan toplam alacak tutarı olan 137.675,40 USD doları x 2.5270 =347.905,73 TL’nin yüzde 20 tutarı inkar tazminatının davalıdan tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Asıl davalı-birleşen davacı istinaf dilekçesinde; Üniversitenin tacir sıfatı taşımadığını, uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olmadığını, davanın da ticari olmadığını, bu nedenle Mahkemenin davaya bakmakta görevsiz olduğunu, İcra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, usûlüne uygun bir icra takibi yapılmadığından, itirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli koşulların mevut olmadığını, davanın bu nedenle de reddine karar verilmesi gerektiğini, Bilirkişi raporuna karşı beyan itirazlarının dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılması gerektiğini, tek heyetin sunduğu rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira raporun denetime elverişli olmadığını, kendilerinin karşı taraftan önemli miktarda alacağı bulunduğunu, karşı tarafın sözleşmeden kaynaklanan edimleri geç ve ayıplı olarak gereği gibi ifa etmediğini, Alacağın bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olması ve Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Harçlarla ilgili olarak tashih taleplerinin Mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkilinin harçtan muaf olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir. Somut davada, davalı üniversitenin tacir olmadığı, eldeki davanın da faturadan kaynaklı cari hesap alacağından kaynaklandığı, bu haliyle mutlak ticari davalardan olmadığı, dolayısıyla davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaatine varılmakla davalı-birleşen davacı vekilinin başkaca istinaf nedenleri incelenmeksizin Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle, İlk Derece Mahkemesinin davaya bakmakta görevsiz olduğu, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince Mahkeme kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Asıl davalı-birleşen davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2017 tarih ve 2015/800 E. 2017/1019 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran asıl davalı-birleşen davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.973,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran asıl davalı-birleşen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021