Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/440 E. 2021/749 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/440 Esas
KARAR NO: 2021/749
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 09/02/2017
NUMARASI: 2014/161 E. – 2017/29 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli) Marka (Manevi Tazminat İstemli) Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli) Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … markasının münhasıran Türkiye Distribütörü olduğunu, markanın tanınmış marka olduğunu, davalı yanın müvekkilinin tanınmış marka olan … marka ile iltibas yaratacak şekilde … kodlu ürün ile aynı desen ve tanıtma vasıtalarını içeren markasız terlik ayakkabı ürün ile aynı markaya ait … markasının benzerini ihtiva eden bilumum taklit ürünlerini üretimini ve ticaretini yapmak suretiyle satışa arz ettiğini, müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek zarara uğrattığını, bu hususta davalı yana noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, bu durumun davalı yanca inkar edildiğini, bu nedenlerle davalı yanın müvekkilinin marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine, tecavüzün ref’ine, davalı tarafından satışa arzın önlenmesine, internet yayınlarının durdurulmasına, mevcut yayınların kaldırılmasına, iltibasa sebebiyet veren ürünlerin ambalajlarının toplatılmasına ve imhasına, ürünün davalı tarafça üretilmesi halinde üretimin durdurulmasına, ithal edilmekte ise satışı bilgileri ile davalı tarafça verilen sipariş ve teslim edilen miktar ve modellerin imhasına, bu ürünlerin satışından elde edilen kazancın, itibar tazminatı talep etme ile fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın müvekkilinin zararlarına karşılık ödenmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin adresinin Bağcılar ilçesinde olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından açılmış davada taklit edildiği iddia edilen endüstriyel tasarımın tescilli olmadığını bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı yan dava konusu markanın distribütörü/satıcısı olduğunu ikrar ettiğini, bunun markanın maliki olduğu anlamına gelmediğini, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği ürünün tamamen anonim bir ürün olduğunu, tüm dünyada bilinen sandalet tarzı ürünlerin anonim modeller olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde dava ile ilgisi bulunmayan görsellere yer verdiğini, müvekkili şirketçe marka hakkına tecavüz ve iltibasa dahi konu edilemeyecek derecede orijinal ürünler satıldığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Teknik inceleme neticesinde, karşılaştırılan tasarımlar arasında, tescilli tasarımlar ile davaya konu olan davalı …’a ait olan ürün arasında tasarımı meydana getiren öğelerin ve bu öğelerin bir araya gelerek meydana getirdiği bütünün, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde bir benzerlik bulunmadığı, davacı … distribütörü olduğu … markasına ait … kodlu ürün ile davalı …’a ait olan tasarım arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı fakat bu ürüne ilişkin tescilli tasarımın bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekili her ne kadar yeni heyetten bilirkişi raporu alınmasına ilişkin talepte bulunmuşsa da alınan bilirkişi kök ve ek raporlarıyla tecavüz ve haksız rekabetin bulunmadığı tespit edilmekle yeniden bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş yapılan incelemede davacı … markasının kullanılmadığı bu nedenle marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığı ayrıca davacının … nolu tescilli tasarımı ile davalının ürünü tabanının benzerliğinin tespit edilemediği, tasarımların formlarının benzer olmadığı gibi taban desenlerinin de farklı olduğu tespit edilmiştir. Davacının … kodlu ürününe ilişkin TPE nezdinde herhangi bir tescili bulunmamaktadır. Davacı yoksun kalınan kazanca ilişkin 556 sayılı ve 554 sayılı KHK hükümlerine göre tazminat hesaplamasını talep ettiğinden herhangi bir tecavüz tespit edilemediğinden tazminat hesaplamasına da gidilmemiştir. Toplanan deliler ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli kök ve ek raporlar kapsamında davacının marka hakkına tecavüz, haksız rekabet ve tasarım hakkına ilişkin talepleri maddi ve manevi tazminat talepleri tümüyle yerinde görülmediğinden davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Halk tarafından karşılaştırma yani iltibas oluşturması marka hakkına tecavüz edildiği anlamına geldiğini, Dava konusu … markası ile endüsriyel tasarım ve tescilli olan crosc markasına ait … kodlu ürün olduğunu ancak davalı tarafın crocs markasına ait ve endüstriyel tasarım tescili bulunan iltibas yaratacak şekilde, … kodlu ürün ile aynı desen ve tanıtma vasıtalarını içeren ve taklidi olan terliklerin ithalatını veya üretimini yaptığını, bu hususa hiç değinmeden sadece marka ismi ile durumu değiştirme çabası içine girmekte olduklarını, oysa ki, korumanın söz konusu olabilmesi için malların niteliği veya özgülendikleri gereksinimler arasında alıcıların, bu malların tescilli marka sahibi tarafından satışa sunulduğu veya üretildiğini düşünmelerine neden olacak derecede bir yakınlığın bulunması gerektiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, benzer mal ve hizmet kavramının saptanmasında temel alınacak esas, alıcıların zihninde bu mal ve hizmeti üreten ya da piyasaya süren işletmeler bakımından bir karışıklığın doğması olduğunu, dava konusu ürünlerin taban görünüşleri değerlendirildiğinde, karşılaştırılması gereken tasarımların tabanlarında topuk ve burun kısımlarında kullanılan desenlerin birbirleri ile aynı olduğunu, tüm görünüşler bakımından ayırt edilemeyecek denli benzer ve iltibas oluşturduğunu, bu ürünlerin davalı tarafın piyasaya sürmesinden önce, müvekkilinin distribütörü olduğu … tarafından imal edilmiş olduğunu, iz bırakmaz taban desenleri de tescil edilmiş ve tüm tasarımda da hak ve emekleri ile ağırlığı mevcut olduğunu, taban harici diğer detayların bire bir tescil belgesinde yer almamasının 554 sayılı KHK.nin ½ nci maddesinde, tescilsiz tasarımların genel hükümlere göre korunacağını öngörmediği söylenemeyeceğini, … tescil nolu tasarım belgesinde ve bilirkişi raporunda da görüleceği üzere Türkiye’de taban desenlerinin tescilli olduğu, davacının bütün dizayn üzerinde öncelik hakkı bulunduğunu, Dünyada ilk defa … tarafından tasarlanıp üretildiğini, satışının yapıldığını, markayla özdeşleşmiş tasarımlar olduğunu, Ocak 2013 tarihinden itibaren Türkiye piyasasında satışının yapıldığını, taban hariç diğer tasarımın müvekkilim veya müvekkilimin distribütörü olduğu … adına Türkiye’de tescili olmasa da 554 sayılı KHK.nun uyarınca tescilsiz tasarımların genel hükümlere göre korunacağını, davalının teknik bir zorunluluktan doğmayan benzerlikler ile taklit ürünleri piyasaya sürerek dizayn kopyacılığı yaptığını, müvekkilinin ürettiği ürünler aleyhine iltibas yaratarak tasarım hakkına tecavüz ettiğini, davalının müvekkilinin hazır müşteri kitlesinden yararlanmak istediğini, iltibas nedeniyle Müvekkilin zararına ve piyasanın daralmasına neden olduğunu, 04.01.2016 tarihli Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, tescilli olan taban ve biçim yüksekliği ve ön bilek ile arka bilekliği tutan tokanın konumu ve biçiminin ve genel görüşlerinin ayniyete varacak derecede benzer olduğu, tasarım olarak … kodlu ürün ile aynı olduğunu, tüketicilerin davacıya ait model zannederek ,davalının ürünlerini satın alma olasılığının çok yüksek olduğunu, üzerilerinde farklı markalar bulunsa dahi, tasarım olarak bu ürünler arasında kuvvetli iltibasın söz konusu olduğunu, -6102 Sayılı TTK’nın 54 vd. maddeleri kapsamında düzenlenen haksız rekabet oluştuğunu, bu madde hükmü, iyiniyet kurallarına aykırı iktisadi rekabetin her türlü suiistimalini haksız rekabet olarak tanımlamış olup, aynı Kanun’un 58 (YTTK 56)nci maddesinde ise bundan zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz kalan kimseye dava hakkı tanındığını, Davalının eyleminin,davacının emek ve bilgisi ile ürettiği aynı aletleri, kısmen kendi emeğini de ekleyip, işleyerek, ucuza satması şeklinde gerçekleşmesi karşısında, davalının, davacının kısmen de olsa hazır emeğinden yararlandığının, onun piyasasını daralttığının, böyle bir ürünün tamamen davalının emeğini yansıtmadığının ve tamamen bağımsız yeni bir üretim olmadığının kabulü gerektiğini, öte yandan, 554 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1/2 nci maddesinde, tescilsiz tasarımların genel hükümlere göre korunacağının da öngörüldüğünü, kararın tüm nedenlerle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin açıklanmasında fayda bulunmaktadır. Tasarım hukuku ilk olarak XVI. yüzyılda Fransa’da tekstil ürünlerindeki desenlerin başkaları tarafından taklit edilmesinin önüne geçmek için geliştirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde ise 1995 yılına kadar 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (FSEK) yer alan hükümler ile koruma sağlanırken, 27.06.1995 tarihinde 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (554 Sayılı KHK) yürürlüğe girmiştir. Son olarak da, tasarımların korunmasına ilişkin usul ve esaslar, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nda (SMK) düzenlenmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, bir endüstriyel tasarımın 554 Sayılı KHK hükümlerine göre korunabilmesi için tasarımın tescil edilmesi gereklidir. Tescilli tasarımlar, sahibine inhisari nitelikte yetkiler verir ve bu münhasırlık tasarım sahibine mutlak hak sağlar. 554 Sayılı KHK döneminde sadece tescilli tasarımlar koruma kapsamına alınmış, tescilsiz tasarımların korunması 554 Sayılı KHK’nin 1/2. maddesi ile genel hükümlere bırakılmıştır. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davanın tescilsiz tasarım hakkına tecavüz olarak değerlendirmeye alınması gerektiği, dava açıldığı tarihte 554 Sayılı KHK kapsamında talepte bulunulamayacağı ancak tescilsiz tasarımların korunması 554 Sayılı KHK’nin 1/2. maddesi ile genel hükümlere göre değerlendirilebileceği, tescilsiz tasarımların korunması FSEK anlamında bir tescile dayanmadığından, somut davanın TTK’nun 54. ve 55. maddelerinde yer alan haksız rekabet hükümleri çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır. Görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle Mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/02/2017 gün ve 2014/161 Esas, 2017/29 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021