Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/438 E. 2021/776 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/438
KARAR NO: 2021/776
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI: 2017/245 E. 2017/201 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin İstanbul Metrosu amblemi çizen tanınmış bir grafik tasarımcı reklamcı olup, aynı zamanda fotoğraf, grafik, desen çalışmaları yapan çok yönlü bir sanatçı olduğunu, müvekkilinin 2009 yılında bir merdiven firmasına yüzlerce ürün fotoğrafı çekip bu fotoğrafların işlenmiş ve rütüşlanmış halleri ile katalog tasarımı web sitesi afiş ve benzeri gibi reklam çalışmaları yapmış olduğunu, firmanın www…com.tr adlı web sitesinde tasarlanıp yayınlandığını, söz konusu yapılan çalışmanın eser vasfında olup, davalı tarafın 2012 yılı ürün kataloğu başlığında … Tic. Ltd Şti olarak davacının daha önce yaptığı www…com.tr sitesinde kullanıldığını beyan ederek söz konusu eser niteliğindeki kullanım nedeniyle FSEK 68.madde gereğince 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine, tecavüzün men refine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı ile … arasında eser sözleşmesi neticesinde, …in fotoğraflar üzerinde tam ruhtasa sahip olduğunu, davacı tarafından söz konusu fotoğrafların … adına kendisi tarafından çekildiğinin ispatına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığını, mali hakların devri taraflarca kararlaştırılmamış olsa dahi yapılan işin niteliği ve …ın tacir olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, mali hakların kullanılma yetkisinin …e devredildiğini, davalı … ile dava dışı üçünce kişi … arasında tedarik amacına dayanan ticari ilişki mevcut olduğunu, mali hakların devri olgusunun değil mali hakların kullanımının devri (ruhsat) kavramının tartışılması gerektiğini, mali haklar devredilmese dahi kanunun öngördüğü ve imkan verdiği diğer bir hukuki işlem olan mali hakların kullanılmasının devredilmesinin mümkün olduğunu, zaman aşımı süresi içinde davanın açılmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ”Bilirkişi raporuna itibarla, dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmadığı, bu nedenle FSEK’nun 68. maddesi kapsamındaki tazminat talebinin yerinde olmadığı, davacının fotoğraflar üzerindeki hakları dava dışı … firmasına devretmiş olması nedeniyle hak sahibi olmadığı, bu nedenle FSEK’nun 84. maddesi kapsamında da tazminata hükmedilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece davacının hak sahibi olmadığı kabul edilmiş ise de, dava dışı … firmasının ruhsat sahipliğinin araştırılmadığını, bu yöndeki bilirkişi raporunun ve Mahkeme kabulünün hatalı olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyette, fotoğraf alanında uzman sadece bir kişinin olduğunu, Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonuna başvurularak eser mahiyetinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken, Mahkemece bu talebin karşılanmadığını, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulduğunu, raporun denetime elverişli olmadığını, Bilirkişi ek raporunda; dava konusu fotoğraflar eser niteliğinde sayılmasa dahi, davacının haksız rekabet nedeniyle tazminat hakkı bulunduğunun tespit edilmesine rağmen, Mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, Yargıtay kararlarına göre, bir fotoğrafın eser sayılabilmesi için ileri düzeyde estetik değere sahip olma zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle dava konusu fotoğrafların dar anlamda yorumlanması gerektiğini beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, eser hakkına tecavüz iddiasıyla 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 68 inci maddesine dayalı tazminat, tecavüzün men ve refi istemine ilişkindir. Davacı, kendisi tarafından dava dışı firma için meydana getirilen ve firmanın katalog ve internet web sitesinde yer alan 11 adet merdiven fotoğrafının davalı tarafından izinsiz kullanıldığını iddia etmiş, Mahkemece bilirkişi raporuna itibarla, fotoğrafların eser niteliğinde olmadığı, bu nedenle FSEK’nun 68.maddesi anlamında tazminat talebinde bulunulamayacağı, davacının mali hakları devretmiş olması nedeniyle hak sahibi olmadığı için FSEK’nun 84.maddesi anlamında da tazminat talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir. Uyuşmazlık, dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olup olmadığı, fotoğraflar üzerindeki mali hakların devredilip devredilmediği, fotoğrafların eser niteliğinde olup olmamasına göre, davacının FSEK’nun 68. ve 84.maddeleri bağlamında tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda, eser sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinama eseri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsülleri eser niteliğinde sayılmıştır. Eserin ifade biçimi yada yöntemi ne olursa olsun edebiyat, müzik, grafik sanatlar, mimarlık, tiyatro, sinema alanında yaratıcı nitelik taşıyan düşünce ürünü olması gerekir. Bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsurun olması gerekir. Birincisi fikir ve sanat ürününün sahibinin husiyetini taşıması ikincisi ise kanunda sayılan eser katagorilerinden birine dahil olması lazımdır. Fotoğraflar eser türü açısından bir yandan FSEK’in 2. maddesinde ilim ve edebiyat eserlerinin alt grupları arasında, diğer yandan FSEK’in 4. maddesinde güzel sanat eserleri arasında sayılmıştır. Somut dava açısından dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu fotoğrafların, teknik ve estetik yönden eser olma vasfını taşımadığı, sektöre yönelik ürün görselleri olduğu, kendine ait üstün bir özellik ve farklılık göstermediği gerekçeleriyle eser vasfına haiz olmadığı değerlendirmesinde bulunulmuştur. Ancak, gerek uygulamada ve gerekse öğretide, fotoğraf eserleri bakımından, konu seçimi ve kullanılan fotoğraf tekniğinin hususiyet için yeterli kabul edildiği, bu nedenle şahaser veya profesyonel bir el ürünü olmasa da, bir kimsenin zihninde tasarlayıp, mesafeyi, açıyı, güneş ışığı, kadrajın içeriği, objelerin çerçevesindeki yerleşimi, fotoğraf makinesindeki çok sayıda çekim modu içerisinden en uygun çekim modunu belirleyerek, bunu uygulamaya geçirmesi sonucunda, ortaya çıkan fotoğrafın da eser sayılması gerektiği, bu bakımdan dava konusu fotoğrafların grafik kompozisyon kurulmak suretiyle tasarlandığı, fotoğrafların meydana getirilmesinde fikri bir emeğin bulunduğu, davacının, mesleğinin getirdiği entellektüel birikimini fotoğraflara aktardığının açık bir şekilde görüldüğü, zira söz konusu fotoğrafların fotoğrafçılık mesleğinin gerektirdiği bilgi ve tecrübeye sahip olmayan biri tarafından tasarlanıp meydana getirilmesinin mümkün olmadığı, ileri düzeyde bir estetik değer taşımamasına rağmen bu haliyle dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olduğu, aksi yöndeki bilirkişi görüşlerinin hükme esas alınamayacağı, Mahkemece dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmadığına yönelik değerlendirmenin açıklanan nedenlerle isabetli olmadığı, davacının bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer bir uyuşmazlık, fotoğraflar üzerindeki mali hakların dava dışı … firmasına devredilip devredilmediği hususudur. FSEK’nun 52. maddesi uyarınca mali hakların kullanılması ve devrine ilişkin her türlü sözleşme ve tasarrufların yazılı şekilde yapılması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Bu anlamda yazılı bir hak devri bulunduğuna dair taraflarca ileri sürülen bir iddia olmadığı gibi, dosyaya sunulan yazılı bir belge de bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; dava dışı … firmasına ait web sitesinin ilgili sayfa çıktısında ”her hakkı saklıdır, …” ibaresi ile online kataloğun son sayfasında bulunan ”bu katalogda yer alan resim yazı ve kompozisyonlar …e aittir. Başkalarınca izinsiz kullanılması ve kopyalanması yasak olup hukuken suç oluşturmaktadır.” ibarelerinden yola çıkılarak fotoğraflar üzerindeki hakların davacıya ait olmayıp dava dışı … firmasına ait olduğu tespitlerinde bulunulmuş ise de, yukarıda içeriği açıklanan FSEK’nun 52.maddesi karşısında, dava dışı firmanın, web sitesine eklediği tek taraflı beyanın, bir mali hak devri olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla Mahkemece aksi yöndeki kabulün isabetli olmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmasına ve usûlünce gerçekleşmiş bir mali hak devri bulunmaması nedeniyle davacının fotoğraflar üzerindeki telif hakkının sahibi olmasına göre, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda, dosyaya celbedilen rayiç bedel araştırma sonucuna göre, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının en az 9.850,00 TL, en fazla 13.850,00 TL olduğu belirtilmiş olup, davacı maddi tazminat talebini, 13.850,00 TL olarak ıslah etmiştir. Dairemizce, tarafların ekonomik, sosyal durumu, alıntıların çokluğu, ihlalin derecesi dikkate alınarak, davacının istinaf isteminin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, 9.850,00 TL maddi tazminat ile takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu fotoğrafların izinsiz kullanılması nedeniyle tecavüzün men ve refine karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 31/10/2017 tarih 2017/245 E. 2017/201 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın KISMEN KABULÜNE, 3/a- 9.850,00 TL maddi tazminatın, tecavüzün gerçekleştiği tarih tespit edilememiş olmakla, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3/b- 5.000,00 TL manevi tazminatın, tecavüzün gerçekleştiği tarih tespit edilememiş olmakla, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3/c- Dava konusu 11 adet fotoğrafın davalı tarafından çoğaltılmasının ve yayınlanmasının önlenmesine, 3/d- Karar kesinleştiğinde karar özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek üzere Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.014,40 TL karar ve ilam harcının, 187,86 TL peşin harç ve 220,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 407,86 TL’nin mahsubuyla bakiye kalan 606,54 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 187,86 TL peşin harç, 220,00 TL ıslah harcı, 27,70 TL başvuru harcı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 289,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 3.224,56 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre 2.007,61 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesince yapılan masraf olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1) maddesine göre, maddi tazminat yönünden 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13/(2) maddelerine göre, manevi tazminat yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2) maddesine göre, reddedilen maddi tazminat yönünden 4.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/g- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13/(2) maddelerine göre, reddedilen maddi tazminat yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 75,10 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 160,80 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021