Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/432 E. 2021/1158 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/432
KARAR NO : 2021/1158
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2017
NUMARASI : 2015/618 E. 2017/1101 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili banka ile dava dışı … Tic. A.Ş. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinde davalı … müşterek borçlu müteselsil kefil olup, kredi borcunun ödemediğini, tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, itirazın iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalının usulüne uygun tebligata rağmen duruşmalara iştirak etmediği, bilirkişi raporuna karşı yazılı itirazlarını sunduğu ve raporu kabul etmediğini vekili aracılığıyla bildirdiği anlaşılmıştır.İlk Derece Mahkemesince; “Alacağı davacıya devredilen … A.Ş. ile dava dışı … Tic. A.Ş. arasında teminat mektubu kredisi akdedildiği, Genel Kredi Sözleşmesinde kefalet limitinin belirtilmediği ancak davalının imzasını havi Genel Kredi Sözleşmesindeki kredi miktarının 2.889,15 TL olduğu, kefalet limitinin bu miktar olarak esas alınması gerektiği, dava dışı asıl borçlunun borcu ödememesi üzerine hesabın kat edilerek asıl borçlu ve müşterek borçlu müteselsil kefillere Beykoz … Noterliği’nin 13/04/2009 tarih … yevmiye nolu kat ihtarının keşide edildiği, ancak davalı kefile anılan ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin davacı tarafça herhangi bir belge sunulamadığı, davalı kefil yönünden takip tarihi itibariyle temerrüt oluştuğu, asıl alacağa takip tarihine kadar akdi faiz işletilebilecek ise de takip tarihi itibariyle davalının kefalet limiti ve temerrüt tarihi dikkate alındığında davacının 2.889,15 TL yönünden davasında haklı olduğu anlaşılmakla itirazın 2.889,15 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 1-Kat ihtarında noter tebliğ şerhi olmaması sebebiyle temerrüt anının tespitinde bilirkişi raporuna riayet edilerek takip tarihinin esas alındığını, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nden anlaşılacağı üzere sözleşmede belirtilmiş olan adrese ihtarın yapılması ile temerrütün gerçekleşmiş sayılacağını, adreste değişiklik olması halinde borçlunun bankaya bildirimde bulunma yükümlülüğü olduğunu, kat ihtarı 2009 tarihli olup noterden ilgili ihtarın nüshalarının ve tebliğ şerhinin akıbeti sorulmadan, giderilebilir bir eksiklik için mevcut şekilde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu,2- Bilirkişinin ek 2 raporunda önden verilmiş olan bilirkişi raporundaki beyanı olan %140 oranında temerrüt faizi talebinden vazgeçerek avans faizinin 2 katı oranında temerrüt faizi talep ettiği iddiasını devam ettirip itirazlarını dikkate almadığını, bilirkişinin yapmış olduğu ve ikinci raporunda da savunduğu değerlendirmesinin hatalı olduğunu, uygulanması gerekli olan ve talep edilen temerrüt faizi oranının takip talebinde gösterilen oran olup, takip tarihinden itibaren uygulanacak oranını gösterdiğini, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna riayet edilerek hüküm tesisinde isabet olmadığını, belirtilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle; Mahkemenin 2015/618 Esas ve 2017/1101 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasına karar verilmesini, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ”Davanın Kabulüne” karar verilmesini, talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacının İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … katip sayılı dosyasından 09.06.2013 tarihinde başlattığı icra takibinde; 2.954,34 TL asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş 33.186,41 TL faiz olmak üzere 36.140,75 TL’nın tahsili ve asıl alacağa takip tarihinden ödeninceye kadar işleyecek ve TBK.100 Md, uyarınca kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilerek hesaplanacak yıllık % 27.50 temerrüt faizi, faizin 945,00 TL gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte alacaklının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür edilmemek kaydıyla tahsilini talep ettiği, davalının itirazı ile takibin durduğu, alacaklı davacı tarafından 03/06/2015 tarihinde Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasma yaptığı ilirazın(Kefilin sorumluluğunu kefalet limiti ve buna ilişkin faiz ve masraflarla sınırlı olmak üzere)iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına ve yapılan itirazın kötüniyetle yapılmasından dolayı davalı-borçlunun asıl alacağın %20’sından aşağı olmamak üzere tazminata mahküm edilmesi talebi ile itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemece; takip tarihi itibariyle davalının kefalet limiti ve temerrüt tarihi dikkate alındığında davacının 2.889,15 TL yönünden davasında haklı olduğu anlaşılmakla itirazın 2.889,15 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına 11/10/2017 tarihinde karar verilmiştir.Davacı tarafça, 03/06/2015 tarihinde dava dilekçesinde dava değeri 2.889,14 TL olarak gösterilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istenmiştir. Davacı taraf harç muafiyetine sahip olduğundan, dava değeri üzerinden harç yatırılmamış ise de; Harçlandırma Formu ve Tevzi Formunda dava değerinin 2.889,14 TL olarak gösterildiği tespit edilmiştir.HMK 341/2. maddesi uyarınca miktar ve değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK 341/4. maddesi uyarınca alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 1.500,00 TL’sını geçmeyen taraf istinaf yoluna başvuramaz. Bu miktar yeniden değerleme oranında arttırılarak 01/01/2017- 31/12/2017 tarihleri arasında verilen kararlar yönünden 3.110,00 TL olduğundan, dava değeri 2.889,14 TL olup, mahkemece karar verilen miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığı tespit edilmiştir.HMK 346/1. maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kesin olarak verilen bir karara karşı verildiğinde, kararı veren mahkemece istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Kararı veren mahkemece red kararı verilmediği taktirde yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilir. Davacı tarafın dava dilekçesi ve Harçlandırma Formu ile Tevzi Formunda dava değeri 2.889,14 TL olarak gösterildiği ve HMK 341/2. maddesindeki kesinlik sınırının altında kaldığı tespit edildiğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK 346/1. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2, 346/1 ve 352/1-b. maddeleri gereğince kesinlik sınırının altında kaldığından USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 352/1-b, maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021