Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/399 E. 2021/674 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/399
KARAR NO : 2021/674
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2017
NUMARASI: 2015/412 E. 2017/397 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı aleyhine cari hesap nedeniyle yürüttüğü icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu beyanla, itirazın iptaline, davalının % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/178 Esas, 2012/284 Karar sayılı dosyasının kesin hüküm teşkil ettiğini,Davacının alacağının zamanaşımına uğradığını, Daha önce başlatılan Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından sonra açılan eldeki davada, davaya konu icra takibinin mükerrer olmaması nedeniyle takibe haklı olarak itiraz edildiğini, Acenteyi düzenleyen TTK hükümlerinin uygun düştüğü ölçüde tek satıcılık sözleşmelerine de uygulanması gerektiği iddiasıyla faiz ödemek zorunda oldukları hususunun yersiz olduğunu, Kocaeli … Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin, alacak talebi yönünden temerrüt oluşturmadığını, ihtarnameye konu alacağın, davaya konu cari hesap alacağıyla ilgili olmadığını,Derdest iki icra takibi bulunduğunu, bu nedenle ikinci icra takibine itiraz etmekte haklı olduklarını, dolayısıyla icra inkâr tazminatı şartlarının oluşmadığını,Faiz talebinin yersiz olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; ”… Kocaeli …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının faturaya dayalı başlatılan takip olduğu, bu takibe yapılan itiraz üzerine yapılan itirazın iptali yargılamasının mahkememizce reddedildiği, davacının reddedilen bu dava sonrası cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacaklarının tahsili için Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, her iki takip dayanağı alacağın farklı olduğu görülmekle, davalının mükerrerlik ve derdestlik itirazı yerinde görülmemiş, keza alacağın doğumundan itibaren 10 yıllık zamanaşımı dolmamış olmakla, davacının zamanaşımı itirazı da yerinde görülmemiştir. Mahkememizce taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonrası 2 taraf defterlerinin de birbiri ile mutabık olduğu ve davacının davalıdan 142.055,96 TL (0,23TL farkla) alacaklı olduğu, davacının, incelenen her iki taraf defterleri ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacaklarını ispatladığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre ödemelerin peşin olarak yapılacağının kararlaştırıldığı, cari hesabın kesildiği 01.01.2010 tarihi itibarı ile davalının temerrüte düştüğünün kabulü gerektiği, bu temerrüt tarihi baz alındığında hesaplanan faiz tutarının icra takip dosyasına talep edilenden daha fazla olduğu, bu itibar ile davacını takip talebinde talep edilen asıl alacak ve ferileri yönünden alacak iddiasında haklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/178 Esas, 2012/284 Karar sayılı dosyasının, bu dava için kesin hüküm teşkil ettiğini,Mahkemece işlemiş faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Kocaeli …. Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin, alacak talebi yönünden temerrüt oluşturmadığını, nitekim ihtarnameye konu alacağın, davaya konu cari hesap alacağıyla ilgili olmadığını,Derdest iki icra takibi bulunduğunu, bu nedenle ikinci icra takibine itiraz etmekte haklı olduklarını, dolayısıyla icra inkâr tazminatı şartlarının oluşmadığını,Zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığını, İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasında Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/178 Esas, 2012/284 Karar sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasına konu icra takibinde, 01.07.2009 ile 18.07.2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin bir kısım faturaların takibe konu edildiği, Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş olan bu kararda yapılan hesapta, cari hesabın bütününe bakılmadığı, yalnızca takibe konu faturalar üzerinden hesaplama yapıldığı, eldeki davaya konu icra takibinde ise, 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağının talep edildiği, dolayısıyla her iki dava ve icra takip dosyası konularının farklı olduğu, kesin hüküm veya derdestlik itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.Dava, 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağından kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasında bayilik sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafından 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağının talep edildiği, icra takibinin 10.12.2014 tarihinde yapıldığı, davanın ise 2015 yılında açıldığı, sözleşmesel 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı, Mahkemece bu hususta değerlendirme yapıldığı, davalının bu yöndeki iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Dava ve icra takibinin konusunu, 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağı oluşturduğu, davacının da bu tarihten itibaren işlemiş faiz talebinde bulunduğu görülmüştür. Davalı istinaf dilekçesinde, işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağını ileri sürmüştür. Bu kapsamda temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin somut olayda tartışılması gerekmektedir.Dosyaya sunulu Kocaeli … Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, gerek içerik, gerek konu edilen alacak miktarı ve gerekse ihtarname tarihi itibariyle bu ihtarnamenin eldeki davaya konu alacağa ilişkin olmadığı, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, dolayısıyla temerrüt hususunda dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.6102 Sayılı TTK’nun 18/3. maddesine göre; “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden düşmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taaahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”Somut olayda, talep edilen alacak cari hesap alacağı olup, davacının davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, temerrüt olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda cari hesap kapanış tarihi esas alınarak faiz hesabı yapılmasının hatalı olduğu, dolayısıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle yerinde olduğu görülmüştür.Diğer yandan, alacağın cari hesap alacağı olması sebebiyle likit ve belirlenebilir olması, borçlu davalının itirazında haksız olması sebebiyle icra inkâr tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, yukarıda açıklanan sebeplerle faize hükmedilmesi hatalı olduğundan, hükmedilmesi gereken asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2017 tarih ve 2015/412 E., 2017/397 K. kararının KALDIRILMASINA, Bu kapsamda;2- Davanın KISMEN KABULÜNE, 3- Davalının Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin takip talebinde belirtilen asıl alacak (140.599,96 TL) yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,4- Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si olan 28.119,992 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.604,38 TL harçtan peşin alınan 2.453,46 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 7.150,92 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan posta masrafları 89,50 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 489,50 TL yargılama giderinin peşin yatırılan 2.453,46 TL harç olmak üzere toplam 3.432,46 TL’nin davanın kabul red oranına göre hesaplanan 2.375,60 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,5/c- Davalı tarafından yapılan bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 17.307,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,5/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 8.930,45 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 45,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 131,30 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,6/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021