Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/398 E. 2021/527 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/398 Esas
KARAR NO: 2021/527
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI: 2016/76 E. – 2017/177 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin kendi adına tescil ettirdiği 2013/06885 sayılı endüstriyel tasarımın davalı tarafından ayırt edilemeyecek derecede benzerinin, davalı tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığını, müvekkilinin emeğinden haksız istifade edip kazanç elde edildiğini, bunun Bakırköy 2 FSHHM’nin 2015/141 D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini beyan ederek davalının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillinin önlenmesine, durdurulmasına, 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın, marka hakkına verilen zarar için 500 TL’nin davalı tarafın tecavüz ve haksız fiilinin vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, sunduğu ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 1.000 TL’den 25.010 TL’ye, itibar tazminat talebini 500 TL’den 5.000 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu ürünün müvekkili tarafından üretilmediğini, depolarında da ürün bulunmadığını, internette satışa sunulduğu iddia olunan ürünün üreticisi olmadığını, müvekkilinin internetten satış yapmadığını, feracanin bol, vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde tasarlanan tek parça kadın giysisi olduğunu, tasarım açısından gelişmiş bir seçenek özgürlüğünün bulunmadığını, davacının tespit tarihine ilişkin ciddi bir üretim veya satış yapmadığını davacının mahrum kaldığı kârdan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Somut olayda davacı tarafa ait … nolu tasarımın internet üzerinde … olarak 149.90 TL fiyatla satışa sunulduğu söz konusu satışa sunulan ürünün davacı tasarımıyla küçük farkların ayırt edici özellik olarak öne çıkmadığı, benzer ürünler olup, bilgilenmiş genel kullanıcı izleniminde ürünler arasındaki benzerliğin iltibas oluşturacak nitelikte olup, seçenek özgürlüğü bulunduğu halde tasarımın benzer şekilde ticari amaçla satışa sunulması tasarım hakkına yönelik tecavüz olduğu, aynı zamanda başkasına ait ürünün benzer şekilde satışa sunulması haksız rekabet olduğundan tasarıma yönelik tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti ve menine karar verilmesi gerektiği, Tazminat talepleri yönünden ise; mevcut kayıt ve belge ve defterlere göre, davacı tarafın talep ettiği 554 sayılı KHK.nın 53/1-a maddesi gereği hesap yapılmasının mümkün olmadığı, Borçlar Kanunu 43 madde uyarınca hakim, hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın suretini ve şumulünün derecesini tayin eder hükmü gereği davacı tarafın ürününün niteliği, davalı tarafın piyasaya sürdüğü ürünün tam olarak belli olmaması, davacı tarafın satışlarında fazla bir yıllara göre düşüş olmaması dikkate alındığında, internet üzerinde her halükarda belli bir süre kullanım ve satış olgusu davalı tarafın cirosu dikkate alınarak 7.500,00 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesinin yerinde olduğu, Manevi tazminat yönünden tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği davacı tarafın talebi kısmen uygun görülerek 7.500 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesinin yerinde olduğu,İtibar tazminat talebi yönünden davalı taraf eyleminin davacı tarafın itibarını sarsacak nitelikte görülmediğinden talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle, tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin durdurulmasına, önlenmesine, maddi tazminat talebinin 7.500,00 TL olarak kabulüne, manevi tazminat talebinin 7.500,00 TL olarak kabulüne, itibar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bakırköy 2. FSHHM 2015/141 D. İş sayılı dosyasından da açıkça anlaşılacağı üzere, ürünün müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin depolarında da bu ürünün bulunmadığını, ürünün “…” adlı başka bir firmaya ait olduğunu, dava konusu modelden müvekkiline ait internet sitesinde sadece 1 adet ürün yer aldığını, bu modelin de satışının yapılmadığını, bu nedenle tazminat hesabı yapılması durumunda internet sitesinde bulunan 1 adet ürün üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini, hal böyleyken, ürünlerin satışı yapılmadığından davacının kâr kaybı olmasının mümkün olmadığını, Siparişi iptal eden firmaların müvekkiline satış yapıp yapmadığının tespit edilmesi gerektiğini, Ferace bol’un, vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde tasarlanan tek parça kadın giysisi olduğunu, tasarım açısından gelişmiş bir seçenek özgürlüğünün bulunmadığını, zaten piyasada sıklıkla kullanılan detay ve espriler kullanılarak özgün bir model tasarlanamayacağını, Ortada bir zarar bulunmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, Dava konu ürünün, eski modası geçmiş bir ürün olup satış rakamları düşse bile bu düşüşün müvekkiline yüklenmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, Davacının, ürün iadeleri nedeniyle zararının olduğu iddiası kapsamında, herhangi bir belge ve bilgi sunmadığını, Somut olayda kısmi dava açılamayacağını, Mahkemece zarara hükmedilirken hukuksuz gerekçelere dayanıldığını, hükmedilen tazminat miktarının makul olmadığını, Davanın kabul oranının hatalı değerlendirildiğini, red edilen 5.000,00 TL itibar tazminatı, red edilen 12.500,00 TL manevi tazminat ve red edilen 17.510 TL maddi tazminat miktarı dikkate alınmadan, mahkemenin nispi vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, aynı şekilde yargılama giderlenin hesaplanmasında da reddedilen tazminat miktarlar dikkate alınmadan davanın kabul oranının hatalı değerlendirildiğini beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, endüstriyel tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespit, men ve ref-i ile maddi, manevi ve itibar tazminatının davalıdan tahsiline yöneliktir. Davacı tarafa ait … nolu tasarıma konu pardesünün benzerinin davalı tarafından kullanıldığı ve ürün üzerinden kazanç sağlandığı iddia edilmekte olup, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2015/141 değişik sayılı dosyasında tespit yapılmış, ayrıca eldeki davada Mahkemece bilirkişi raporu aldırılmış, her iki dosyaya sunulan bilirkişi raporunun da birbirini doğrular nitelikte olduğu görülmüştür. Olay tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 554 sayılı KHK’nın48.maddesine göre; a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, eldebulundurmak; (1) b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek, c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak, e) Gasp, Tasarım hakkına tecavüz olarak sayılmakta olup, somut olayda; davacı tarafa ait … nolu tasarımın internet üzerinde … olarak 149.90 TL fiyatla satışa sunulduğu, söz konusu satışa sunulan ürün davacı tasarımıyla karşılaştırıldığında, ürünün küçük farklarının ayırt edici özellik olarak öne çıkmadığı, benzer ürünler olup, bilgilenmiş genel kullanıcı izleniminde, ürünler arasındaki benzerliğin iltibas oluşturacak nitelikte olduğu, seçenek özgürlüğü bulunduğu halde tasarımın benzer şekilde ticari amaçla satışa sunulduğu, bu durumun yukarıda yapılan açıklamalar nazarında tasarım hakkına yönelik tecavüz niteliğinde sayılan fiillerden olduğu, bu fiilin aynı zamanda haksız rekabet de oluşturduğu, dolayısıyla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, Mahkemece tasarıma yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men’ine karar verilmesinin yerinde olduğu görülmüştür. Diğer yandan davacının tazminat talebine ilişkin hesaplama doğrultusunda dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; davalı defter kayıtlarında ürün kodu kullanılmadığı için hangi üründen ne kadar satıldığının tespit edilemediği belirtilmiş olup, bir kısım satış rakamlarına yer verilmiştir. Bu kapsamda, 554 sayılı KHK’nın 52.ve 53.maddeleri doğrultusunda bir zarar hesabı mümkün olmayıp, 6098 sayılı TBK’nun 50.maddesine göre, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olsa da, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Yine 4721 sayılı TMK’nun 4.maddesine göre, kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Anılan yasal düzenlemeler karşısında somut olayda, davacı tarafa ait … nolu tasarımla iltibas oluşturacak nitelikteki ürünün internet üzerinden satışa arz edilmesi şeklindeki fiil karşısında; fiilin niteliği ve ağırlığı, tarafların incelenen ticari defter ve belgelerine göre tespit edilen ticari hacmi ile hal ve koşullara göre takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu, böylelikle Mahkemece verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tarafından, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin nisbi olması gerektiği, yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre hatalı hesaplandığı yönündeki istinaf sebeplerine gelince; karar tarihinde uygulanan AAÜT’nin 13.maddesinde, ”tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” düzenlemesinin yer aldığı, somut davada, davacı lehine hükmedilen 7.500,00 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanan nispi vekâlet ücretinin maktu vekâlet ücretinin altında kaldığı, bu sebeple yukarıdaki düzenleme karşısında maktu vekâlet ücretinden az olamayacağı, Mahkemece maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak davacı sunduğu ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 1.000,00 TL’den 25.010,00 TL’ye, itibar tazminat talebini 500,00 TL’den 5.000,00 TL’ye yükseltmiş, ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş olmasına göre toplamda 50.010,00 TL tazminat talep edilmiş rağmen toplamda 15.000,00 TL tazminata hükmedilmiş olması karşısında davalıya yüklenecek yargılama giderinin buna göre belirlenmesi gerekirken belirlenmemiş olması ve itibari tazminat talebi yönünden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemiş ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/10/2017 gün ve 2016/76 Esas, 2017/177 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davacıya ait … nolu endüstriyel tasarıma yönelik davalı tarafın internet üzerinde satışa sunduğu … kodlu ürünün tasarım hakkına tecavüz haksız rekabet olduğunun tespiti, menine, 4- Davalı tarafın … kodlu ürünü satışa sunmasının, tanıtım yapmasının engellenmesine, ürünlere el konulmasına, el konulan ürünlerin masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, 5- İnternet üzerinde ürünün satışının engellenmesine, 6- Maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile söz konusu ürün satışının ne kadar olduğunun tespiti mümkün olmadığından 6098 Sayılı TBK ve hakkaniyet gereği 7.500,00 TL maddi tazminatın 02.10.2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 7.500,00 TL manevi tazminatın 02.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 8- Fazlaya ilişkin maddi manevi tazminat ve yerinde olmayan itibar tazminat talebinin reddine, 9- Hüküm kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle yurtiçinde 5 büyük gazeteden birinde hükmün ilanına, 10- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 10/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65 TL harcın, peşin alınan 29,20 TL peşin harç ve 487,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 516,20 TL’nin mahsubuyla bakiye kalan 508,45 TL nispi harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 10/b- Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 487,00 TL ıslah harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 214,00 TL tebligat ve müzekkere gideri ile D.iş dosyasında yapılan 720,80 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.180,20 TL yargılama giderinden kabul ret oranı dikkate alınarak 653,84 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 10/c- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu husustu karar verilmesine yer olmadığına, 10/d- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i yönünden 2.860,00 TL, manevi tazminat yönünden 2.860,00 TL, maddi tazminat yönünden 2.860,00 TL olmak üzere toplam 8.580,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 10/e- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddedilen manevi tazminat yönünden 2.860,00 TL, reddedilen maddi tazminat yönünden 2.860,00 TL olmak üzere toplam 5.720,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 10/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 13/2. maddesine göre, reddedilen itibari tazminat yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 11- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 11/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 11/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 30,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 116,50 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 11/c- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 11/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 12- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021