Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/386 E. 2021/606 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/386 Esas
KARAR NO: 2021/606
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI : 2014/317 E. – 2017/737 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nin Türkiye mümessili bulunduğu davalı … Limited’in, muhtelif zamanlarda olmak üzere, davacı şirketten gerek ihracat ve gerekse transit ticaret yoluyla mal alımında bulunduğunu, davalılara satılan mal bedellerinin bir müddet ödendiğini, ancak mevcut borcun bilahare tüm taleplere rağmen ödenmediğinden dolayı, davalı … Ltd. Şti’nin verdiği 14.600.000.000TL (Eski TL) tutarındaki teminat mektuplarının nakde çevrildiğini, buna rağmen davalıların davacı şirkete ceman 170.289,10 Euro tutarındaki bakiye borçlarının kaldığını, ihtarname keşide edilmesine rağmen bakiye borcun ödenmediğini beyanla, 170.289,10 Euro borç karşılığı 193.375.874.000,00 TL (Eski TL) ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının merkezinin yabancı bir ülkede bulunan bir şirket olduğunu, dava dilekçesinde hem kendilerini hem de asili hasım olarak göstererek alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini, davacının sadece diğer davalının muhtelif zamanlarda kendilerinden mal aldığını ve bu alımlarda davalı … Ltd Şti’nin ilgisi bulunup bulunmadığı hususlarının davacı tarafından açıklanmadığını, dava dilekçesinin çelişkilerle dolu olduğunu, davacının hem davalı asilin kendisinden mal aldığını iddia etmekte ise de, bu malların bedelini davalı … Ltd Şti’nden talep etmesinin yasaya aykırı olduğunu, TTK hükümleri uyarınca davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalı … Limited’ne usulune uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalı tasfiye halinde şirket vekilinin beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı Tasfiye Halinde …’nin diğer davalı … . Limited’in Türkiye temsilcisi olduğu, davacı ile davalı … Ltd Şti arasında bir süre bu bağlamda ticari alışverişin yapıldığı, hatta davalı … tarafından davacıya … Bankası Unkapanı Şubesinin … nolu 8.600.000.000,00TL (Eski TL) ve … nolu 6.000.000.000,00TL (Eski TL)lik 2 adet teminat mektubu verildiği ve bu teminat mektuplarının davacı tarafça paraya çevrildiği, davacı iddiasına göre davacı ve davalılar arasında süren ilişki sonrası davacının her iki davalıdan 170.289,10Euro karşılığı 193.375.874.000,00TL (Eski TL) miktarında alacaklı olduğundan bahisle dava açtığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen raporlarda belirtildiği üzere ve mahkememizce de kabul gördüğü şekli ile, davacı ile davalı … Limited arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkinin bir kısmının diğer davalı … üzerinden yürütüldüğü, daha sonra bizzat davacı defterlerine göre de davacının doğrudan diğer davalı … Limited Şti ile ticari ilişkiye girdiği ve doğrudan doğruya bu davalıya mal sattığı, davacı şirket alacağının da doğrudan doğruya diğer davalı … Limited’ne yapılan satışlar sonucu oluştuğu, davacı ticari defterlerine göre de davacının davalı … ile olan ticari ilişki sebebiyle davacının bu davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça davalı …’ın diğer davalının acentası olduğundan bahisle söz konusu alacaktan dolayı davalı … da sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de, dava tarihinde ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 116 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümlerine göre, acentenin vekil edeni temsil yetkisinin ancak aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle sınırlı olduğu, dolayısıyla bu davalının diğer davalı ile davacı arasında doğrudan doğruya yapılan satış ilişkilerinden dolayı sorumlu olmasının düşünülemeyeceği, davalı … tarafından verilen teminat mektupları sebebiyle, bu davalının diğer davalının borcunun tamamından sorumlu olacağına yönelik davacı iddiasına gelince; davacının söz konusu teminat mektuplarını zaten paraya çevirdiği ve alacağın bir kısmını bu teminatlardan tahsil ettiği, davalının sorumluluğunun ancak verilen teminat mektupları ile sınırlı olabileceği, gerek teminat mektuplarında, gerekse davalı … tarafından davacıya gönderilen 22/11/1999 tarihli dilekçede davalının teminat mektuplarını aşan daha fazla bir sorumluluğu üstlendiğine yönelik herhangi bir beyan ve ibarenin bulunmadığı, dolayısıyla bir an için davalının garantör sıfatıyla söz konusu teminat mektuplarında ve belirtilen yazıyı verdiği düşünülse dahi, bunun da ancak teminat mektubu bedelleri ile sınırlı olacağı anlaşılmaktadır. Her ne kadar yine davacı taraf dosyaya delil olarak (Ek 6 ve 7’de) davalının bu protokol uyarınca sorumlu olduğu iddia edilmişse de, söz konusu protokol başlıklı belgelerin kaşesiz ve imzasız olduğu, A4 kağıda basılmış şekilde olduğu, bu nedenle geçerli bir delil vasfına haiz olmadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacının davalı … Ltd Şti’nden alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından, davalı … Ltd Şti yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, davalı … Limited yönünden açılan dava yönünden ise, davacının bu davalı ile ticari ilişki içerisinde bulunduğu, davacının bu davalıdan dava tarihi itibariyle 193.375,87TL (193.375.874.000,00Eski TL) miktarında alacaklı bulunduğu, bu itibarla bu davalı yönünden davanın kabulü ile 193.375,87TLnin davalı … Ltd’den tahsiline” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … San.ve Tic.Ltd.Şti. açısından davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiğini, bu nedenle maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, hakkında dava husumetten reddedilen davalı lehine, maktu vekalet ücreti hükmetmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın bu nedenle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dosya içeriği ve bilirkişi raporları içeriğine göre, davalı şirket hakkındaki iddiaların, haksız yersiz ve gerçek dışı olup hukuka aykırı olduğu ve davanın reddine karar verildiğini, müvekkil şirket hakkında yargılama da yapılan incelemelerde davanın esasına ilişkin red kararı olduğunu, davanın açıldığı tarihe göre aradan geçen süre ve muhakemedeki tüm incelemelerin tamamlandığı da göz önüne alınarak, müvekkil şirket lehine nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı, davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesine rağmen nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Mahkeme kararı gerekçesinde davalı hakkındaki davanın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, bu ret kararının husumet sebepli olarak verilip verilmediği hüküm fıkrasında açıkça yazılmamıştır ancak hükümde nispi vekalet ücretine hükmedildiği görülmüştür.Mahkeme gerekçesi incelendiğinde, TTK 119. maddesine göre gerekçe yazıldığı, Yargıtay Genel Kurulu’nun 1984/11-582 E.- 1986/135 K. sayılı kararıyla acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı, acente sıfatını taşıyan davalı … San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından bu davalılar hakkında açılan davaların reddine karar verilmiştir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; her ne kadar bu davalı yönünden açılan davanın husumetten mi esastan mı reddedildiği gerekçede tam olarak anlaşılamamış ise de, kararın gerekçesi incelendiğinde sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan karar verildiğinin açıkça anlaşıldığı görülmüştür.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinde; “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin 2.fıkrasında ise “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır. Şu hale göre tarifenin açıklanan 7/2. maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; Ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 12.2.2014 tarih, 2013/385 E., 2014/100 K. sayılı kararı). Bu hükümler uyarınca davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda yukarıda belirtilen gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin haklı ve yerinde olduğu, ancak iş bu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmemesi sebebiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi karar verilmesine dair işbu hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2017 tarih, 2014/317 E. – 2017/737 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Düzeltilmek suretiyle yeniden karar verilmesine, buna göre;3- Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile, 3/a- Davacı tarafından davalı … yönünden açılan davanın KABULÜ ile, 193.375,87 TL’nin dava tarihi olan 05/02/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3/b- Davalı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 13.209,50 TL nispi karar harcından peşin alınan 2.610,50 TL’nin mahsubuyla bakiye kalan10.599,00TL harcın davalı …’den tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 2.610,50 TL peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 107,00 TL tebligat-posta giderleri, 982,28 TL yurtdışı tebligatların masrafı olmak üzere toplam 4.399,78 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsiliyle davacıya verilmesine,4/c- Davalı Tasfiye Halinde … tarafından yapılan 30,00TL posta masrafı yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle işbu davalıya verilmesine,4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 17.522,55 TL nispi ücreti vekaletinin davalı …’den tahsiliyle davacıya verilmesine,4/e- Davalı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan dava usulden reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulnan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, maktu 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsiliyle işbu davalıya verilmesine,4/f- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,5 -İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 108,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 194,20 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021