Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/384 E. 2021/604 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/384 Esas
KARAR NO: 2021/604
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2017
NUMARASI: 2016/1022 E. – 2017/1053 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ayakkabı üretimi için gerekli olan malzemelerin alım ve satımı ile iştigal ettiğini, davalıya 15/07/2014 tarihli … numaralı 9.003,38 TL ve 16/07/2014 tarihli … numaralı, 11.012,74 TL bedelli olmak üzere toplam 20.016,12 TL bedelli mutelif malzemeyi davalının babasına imza karşılığında teslim edildiğini, ancak fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği ancak, duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiği ve dosyaya beyan dilekçesi ile delil dilekçesi ibraz ederek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari alış verişin bulunduğu, davacı tarafça davalıya bir takım ayakkabı imalat malzemelerinin satışının yapıldığı, düzenlenen iki adet fatura uyarınca teslim edilen malların davalının babasına davacı tarafça teslim edildiği, faturaların davacı tarafça ticari defterlerine kaydedildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 26.763,32 TL miktarında alacaklı olarak gözüktüğü, ancak davacı tarafça takip dosyasında 20.016,12 TL talep edildiği, davalı tarafından davacı şirketin yetkilisi … ve davacı şirkete teslim edilen çeklerle cari hesap borcunun ödendiğinin iddia edildiği, bu bağlamda 30/04/2013 tarihli tediye makbuzu ile 31/03/2014 keşide tarihli 20.000,00 TLlik çekin 05/05/2014 tediye tarihli 31/04/2015 keşide tarihli 15.000,00 TLlik çekin ve 11/09/2013 tediye tarihli 31/08/2014 keşide tarihli 10.000,00 TLlik çekin verildiği, bu şekilde taraflar arasındaki alacağın ödendiği belirtilmiştir. Davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı tarafça verildiği iddia olunan 31/03/2014 keşide tarihli 20.000,00 TLlik çekin ve 31/04/2015 keşide tarihli 15.000,00 TLlik çekin ticari defterlerde kayıtlı olduğu, bu çeklerin davacı tarafça ticari defterlere kaydedildiği ve cari hesap alacağından mahsup edildiği, davalı tarafından davacı şirkete verildiği belirtilen 11/09/2013 tediye tarihli 10.000,00 TLlik çekin ise davacının ticari defterlerinde yer almadığı, yine bu çekin alınmadığı yada tahsil edilmediği yönünde davacı tarafça da bir iddianın ileri sürülmediği, dolayısıyla davacı tarafın cari hesabında alacaklı olarak gözüktüğü 26.763,32TLden davalı tarafça yapılan 10.000,00 TLlik ödeme ile alacağın 16.763,32 TL’ye düştüğü, bu itibarla davacının davasının kısmen kabulu ile, davalıdan olan alacağa miktarı olan 16.763,32 TL yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, yine İİKnun 67/2 mad uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 16.763,32 TL’nin %20si oranında olmak üzere 3.352,66 TL icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve bunun davalıdan tahsiline ” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporun 2. ve 3. sayfasında yer alan “120.01.058 … 2013-2014 yıllarına ait hesap hareketleri” başlıklı tabloda yer alan 30.04.2013 tarihli, … yevmiye nolu ve 3.275,68 TL bedelli fatura ile 30.04.2013 tarihli, … yevmiye numaralı ve 6.923,02 TL bedelli faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini, bu faturalar karşılığında müvekkillerine ürün teslimi yapılmadığını, eksik araştırma yapıldığını,-Bilirkişi raporunun 3. Sayfasında aynı başlıkla yer alan tabloda belirtilen ve davalı müvekkilin borç hanesine kaydedilen 10.05.2013 tarihli, … yevmiye nolu ve 8.000,00 TL bedelli çekin, daha önce ödeme olarak kayda geçirilmediğini, müvekkile iade edilirken borç hanesine bu miktar eklendiğini,-Müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve bu hususta hiçbir gerekçe gösterilmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;-Davalı tarafın itirazlarında ve istinaf talebinde belirttiği 10.05.2013 tarihli … yevmiye numaralı 8.000,00 TL bedelli çekin müvekkili tarafından davalıya tediye olunan çek olduğunu, davalı tarafın bu hususu bildiğini, müvekkilinin öğrendiği kadarıyla, davalı ekte sunulan bu çeki kaybettiğinden “çek zayi” davası da açtığını (Ticari uygulamada; taraflar müşterilerinden aldığı çeklerle ödeme yaptığında zaman zaman denkleştirme yapmaları gerekmektedir. Müşteri çekinin bedeli fazla olunca denkleştirmek için alacaklı olan müvekkilim iş bu 8.000,00 TL bedelli çeki davalıya tediye etmiştir.) istinaf talebinin reddi gerektiğini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, faturaya dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, 15.07.2014 tarihli ve 16.07.2014 tarihli faturalara dayalı olarak takip başlatmış, davalı ise bu tarihten önceye ait yapılan ödemeleri gösterir belgeler ibraz ederek takip ve dava konusu borcun ödendiğini savunmuştur.Dava İİK’nun 67. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Bu davalar, takibe sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Davacı alacaklı, icra takibinde 15-16.07.2014 tarihli faturaya dayanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu tarafların defterlerinde kayıtlı tüm ticari ilişki incelenerek düzenlenmiştir. Yapılması gereken iş, takip konusu edilen fatura ile ilgili olarak davacının alacaklı olup olmadığı belirlenerek varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu nedenle takibi konu yapılmayan “120.01.058 … 2013-2014 yıllarına ait hesap hareketleri” başlıklı tabloda yer alan 30.04.2013 tarihli, … yevmiye nolu ve 3.275,68 TL bedelli fatura ile 30.04.2013 tarihli, … yevmiye numaralı ve 6.923,02 TL bedelli faturalar yönünden araştırma yapılması gerekli bir durum yoktur. Takibe konu faturalar yönünden ise taraflar arasında teslim hususunda uyuşmazlık yoktur. Fatura bedellerinin ödenip ödenmediği uyuşmazlık konusudur. Bu nedenle davalı tarafın dava dışı faturaların teslim edilmediğine yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir.Somut olaya gelince; Davacı, cari hesap alacağını takibe koymamıştır. Mahkemece, taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup rapora göre, davacının ödenmeyen faturalar nedenli 26.763,32TL alacaklı olduğu ve alacağın fatura miktarı kadar kısmı yönünden takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacının alacağının faturaya dayanması, davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenememesi nedeniyle ödeme iddiasını ispat edemediği, Davacı tarafça sunulan tediye makbuzuna ve makbuzdaki imzaya davalı tarafından itiraz edilmemiş olması nedeniyle borç olarak kayıt altına alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, öncesinde çekin deftere işlenmemesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturmayacağı, buna göre Mahkemece 26.763,32TL’den davalı tarafça yapılan 10.000,00 TL’lik çek ile ödeme ile alacağın 16.763,32 TL’ye düştüğü yönündeki gerekçesinde hukuka aykırılık yoktur. Ancak davacı ticari defter kayıtları incelendiğinde 8000,00 TL’lik çekin, alacak hanesine yazılmadan, borç olarak kaydedildiği, davacının da buna yönelik ayrı bir kayı sunmadığı, öncelikli olarak borç hanesine kaydedikten sonda karşılıksız çıkması borç hanesine kaydedilmesi gerektiği bu nedenle 8.000,00 TL’lik çekin toplam alacak miktarından düşülmesi gerektiği, bu yöndeki davalı istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır.İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise, başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit  bir alacaktan söz edilemez (YHGK. 14/07/2010 gün ve 2010/19-376 Esas 397 Karar sayılı ilamı).Likit alacak bakımından aranan “borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olması, bu bağlamda alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç bulunmaması, diğer bir anlatımla borçlunun, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması” ölçütü birçok tartışmayı sona erdirmekle beraber, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin, alacağın likit olup olmadığı ile ilgili başlı başına bir kıstas olarak kabul edilmesi de doğru değildir. Çünkü, mahkeme uygulamasında “hesap işi”, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan borçlunun, kendi başına hesaplayabilecek durumda olduğu asıl alacak ve temerrüt faizine itiraz etmesi halinde, mahkemenin, alacaklının alacağının miktarını, bizzat tespit etmeyip bilirkişi vasıtasıyla belirleneceğinden, likit olan bir alacağın sırf bilirkişi incelemesi yapıldığı gerekçesi ile likit sayılmaması doğru olmayacaktır (YHGK. 17/10/2012 gün ve 2012/9-838 Esas 715 Karar sayılı ilamı).Takibe konu alacağın fatura alacağından kaynaklandığı, davalı tarafından önceden belirlenebilir, likit nitelikteki alacak yönünden, icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu, anlaşılmakla ilk derece mahkemesince, icra inkâr tazminatı verilmesinde aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/09/2017 tarih, 2016/1022 E. – 2017/1053 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE, davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 8.763,32 TL asıl alacak üzerinden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya dair istemin reddine, 3/a- 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi gereğince hükmedilen asıl alacak bedeli olan 8.763,32 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 1.752,66 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,3/b- Kalan kısımlar yönünden taleplerin reddine,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 598,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 241,77 TL ve icra dosyasına yatırılan 100,08 TL harç olmak üzere toplam 341,85 TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 256,77 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 241,77 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 59,10 TL müzekkere ve tebligat masrafı olmak üzere yapılan toplam 900,87 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 394,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,4/c- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 45,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 130,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,5/c- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021