Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/379 E. 2021/562 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/379 Esas
KARAR NO: 2021/562
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI: 2016/283 E., 2017/329 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket tarafından çeke dayalı olarak müvekkili hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, takibe dayanak alınan çeklerin avans olarak dava dışı … Tic AŞ’ne verildiğini, bu çeklerin karşılığı olan mallar teslim edilmediğinden çeklerin bedelsiz kaldığını, adı geçen şirkete karşı açılan davada İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/257 esas 2013/120 karar sayılı ilamı ile borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle davalı şirkete de borçlu olmadıklarını belirterek takibin durdurulmasına, takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatın hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu kambiyo senetlerinin usulüne uygun ciro silsilesi sonucunda alacaklı bankaya ulaştığını ve banka tarafından müvekkili şirkete temlik edildiğini, iyi niyetli meşru hamil sıfatıyla ve alacağın tahsili amacıyla takibe geçildiğini, davacı borçlu ile lehtar arasındaki ilişkinin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddine ve davacının % 20 oranında tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Takip dosyasında bulunan temlik sözleşmesine göre, dava konusu çeklere dayalı alacağın … Bankası AŞ tarafından davalı şirkete temlik edildiği, bu nedenle davalının takip hakkı bulunduğu, 6102 Sayılı TTK.nun 818. maddesi yollaması ile aynı kanunun 687 maddesi hükmü gereğince, bedelsiz çekleri davalıya temlik eden … Bankası AŞ tarafından bile bile davacı zararına hareket edildiğinin kanıtlaması gerektiği, somut olayda, davalıya temlik eden alacaklı bankanın kötü niyetli hareket ettiği kanıtlanamadığından ve dava konusu çeklerin usulüne uygun ciro sırasıyla bankaya ulaştığı anlaşıldığından iyi niyetli meşru hamil sıfatıyla alacağını temlik ettiği ve bedelsizlik iddiasının iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği kanaatiyle davanın reddine, yasal koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından açılan dava sonucunda İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/257 E.-2013/120 K. Sayılı ilamı ile davacı şirketin bahse konu çekten dolayı dava dışı … A.Ş.’ye borçlu olmadığının karara bağlandığını ve kararın kesinleştiğini, davacıya verilen herhangi bir mal veya hizmet bulunmadığını, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının iyiniyetli olmadığını, mahkemece yanılgılı değerlendirmede bulunulduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı tarafından davacı aleyhine icra takibine konu edilen 3 adet çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Söz konusu çekler incelendiğinde, keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı … olduğu, çeklerin arkasında sırasıyla …, … AŞ. ve … Bankası AŞ. cirolarının bulunduğu, icra dosyasında mevcut temlik sözleşmesine göre, … Bankası AŞ.’nin alacağını davalı şirkete temlik ettiği görülmektedir.Davacı ile lehtar arasında İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/257 esas 2013/120 karar sayılı dosyasında menfi tespit davası görüldüğü, bu davada, huzurdaki davanın davacısının davalı … AŞ.’ye aynı çeklerin de aralarında bulunduğu bir kısım çekler yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, verilen kararın 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı her ne kadar, kendisine mal teslim edilmediğini, daha önce lehtar ile aralarında görülen dava neticesinde dava dışı … AŞ.’ye çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ileri sürmüş ise de; 6102 Sayılı TTK’nın 687. maddesi uyarınca, keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin, düzgün ciro silsilesiyle çeklere hamil olan banka tarafından temlik sözleşmesi ile çeklerin temlik edildiği davalı şirkete karşı ileri sürülebilmesi için davalının çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmesi gerektiği, ancak bu yönde dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı dikkate alınarak, ilk derece mahkemesi kararının açıklanan gerekçelerle yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Dosyadaki tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarih ve 2016/283 E., 2017/329 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/05/2021